Hicr Suresi'nin Türkçe Meali Nedir?

Hicr suresi,Kur'an-ı Kerim'in 15. suresidir. Bu sure, Peygamberimiz Hz.Muhammed tarafından Mekke devrinde indirilmiştir. Hicr suresi, 99 ayetten oluşur ve genellikle Hz. İbrahim ve Lut peygamberlerin hikayeleri anlatılır.

Bu güzel ve anlamlı surenin Türkçe meali, bizlere birçok ders ve öğüt verir. Surenin başında özellikle insanların geçmişlerindeki dersleri hatırlamaları konusunda uyarılıyoruz. Ayrıca, insanların dünya nimetlerine düşkünlüğünden bahsediliyor ve bu nimetlerin geçiciliği vurgulanıyor.

Aynı zamanda, surede Allah'ın yarattığı evrenin büyüklüğü ve güzelliği de vurgulanıyor. İnsanların bu büyük güç karşısında ne kadar zayıf olduğunu ve Allah'ın yüceliğini hatırlamaları gerektiği söyleniyor.

Hicr suresi aynı zamanda insanların akıllarını kullanarak doğru yolu bulmaları için öğütler de verir. İslamiyet'te önemli olan insanların doğruyu anlamalarını ve doğruyu yapmalarını sağlamaktır. Bu surede bu konu da vurgulanmaktadır.

Kur'an-ı Kerim'in bir bölümünü anlamak ve anlamak için her zaman yardım almaya ihtiyacımız vardır. Hicr suresi Türkçe meali, bu güzel sureyi anlamak için bize yardımcı olacak önemli bir kaynaktır. Kuranı Kerim önemli bir kaynak ve güzellikler bakımından dolu bir kitaptır. Bizler de bu kitapta yer alan güzellikleri ve öğütleri hayatımızda uygulamalı ve anlamlandırmalıyız.

Doğru söylüyorsunuz. Kuran-ı Kerim bize hayatımızın her alanında rehberlik etmek için verilmiş, bize doğru yolu göstermek ve mantıklı bir hayat yaşamamız için bize öğütler sunmuştur. Hicr suresi de İslamiyet'in barındırdığı önemli mesajları vurgulayan harika bir suredir. Bu sure, insanların Allah'ın gücünü, yaratıcılığını ve adaletini hatırlamaları ve bu hatırlama ile kendilerini inşa etmeleri için güçlü bir çağrıdır.

Ayrıca suredeki hikayeler, İbrahim ve Lut peygamberlerin hayatlarından alınmış örnekler üzerinde durarak bize öğütler vermekte ve bizim gelişimimize katkıda bulunmaktadır. Kuran-ı Kerim'deki hikayeler, çeşitli başarı veya başarısızlık örnekleriyle insanların hayatına ışık tutarak, nasıl doğru bir şekilde davranılması gerektiği hakkında bize ipuçları vermektedir.

Hicr surenin Türkçe mealini okuyarak, Kuran'ın bizlere sunduğu mesajları anlama konusunda yardımcı olabilirsiniz. Kuran-ı Kerim'in anlamını anlamak için, bu tür çevirileri okumak ve anlamak çok önemlidir. Ayrıca, İslamiyet ve Kuran hakkında daha fazla öğrenmek için de zaman ayırmak faydalıdır. Bu surenin bize hatırlattığı önemli mesajları anlamak, kendimizi ve başkalarını doğru yönde yönlendirmemiz açısından önemlidir.

"Hicr Suresi", Kur'an-ı Kerim'in 15. suresidir. Surenin Türkçe meali şu şekildedir:

1- Ali-Flâm-Ra. Bu, sana vahyedilendir ve işte biz sana zikri (Kur'an'ı) hak olarak indirdik, öyle ise sen kavmine bir uyarıcı mısın (davetçi) değil misin?

2- Andolsun, biz belâlar gönderdik ve o belâlara uğrayanların öyküsü sana geldi mi? (Onlar) âhireti inkâr eden bir topluluktu.

3- Biz ise (o inkârcılardan) kalıntılarını bu yeryüzünde bıraktık, onları gerçekten âlemler arasında ibretlik kıldık.

4- And olsun ki, biz kitapta ne yazdıysak onların hepsini kesinlikle yerine getireceğiz.

5- De ki: "Ey insanlar, ben size uygun bir uyarıcıyım. O (Kur'an) göklerden gelen bir zikirdir".

6- Onlar ise Allah'ın âyetlerine sırt çevirdiler.

7- Kendilerine bir bilgi gelmedi ki bundan sonra reddetmesinler. Zaten öncekileri de uyarıcılar gelmeden önce reddetmişlerdi.

8- Andolsun, onların birkaçını (Ulu Allah kurtarırken) mağaraya yerleştirdik. Size o mağaranın (sırlarını) detaylı olarak anlatırız.

9- O vakit (mağarada) uyuyanlardan birini önceden (onların hareketlerini önceden haber vermek için) uyandırdık. Sonra diğerlerini de (uyandırıp) sormak için sağa sola çevirdik:

10- "Ne kadar kaldığınızı azıcık saygı ile hesaplayın". Onların hesaplarında (uyku süreleriyle) 300 yıl olmuştu, nihayet (uyanınca) derler ki: "Aslında biz burada yalnızca bir gün kaldık veya bir günden az kaldık".

11- De ki: "Siz dünyalık yönünden olanlardan iseniz, Allah katında size ömür verilmiş olsaydı, o günkü uyku süreniz (sizi yine de geçerdi). Fakat Allah gününe vermek istiyor ki, işte o tefekkür eden kimseler için yol budur."

12- (Onların hallerine hayran kalıp) sen yüzünü başka bir tarafa çevir. Şimdi sen, onların (uyanıp) açılacak bir halıkozunun peşinden gitme ve gözlerini dünyanın süsünden çevir. O (süs) Allah'a aittir ve (gerçek) baki olan şey ise ancak Allah katındadır.

13- Sen ise; seni işiten, seni gören Allah tarafından vahyedileni anlat. Öyleyse ondan başka bir tanrıya tapanların önünde eğilme.

14- Eğer sana yalan söylerlerse biz sana yeteriz. Yeter ki sen, günah işleyen bir topluluğun peşinde koşma.

15- Ayetlerimizi (Kur'an'ı) dinlemeyenler ise bizim de başlarına tas örten madde (yok)lamadan tutacağız.

16- İşte onlar ki, Allah'ın ayetlerini inkâr ettiler ve bunları alaya aldılar.

17- Gerçekten, onlar kalplerinde bir perde örtmüşlerdir. Bu sebeple, kitabı anlamazlar (kavrayamazlar).

18- Kendilerine Kur'an okunduğunda, Allah'ı yeterli bir zikir olarak kabul etmediler.

19- Hayır, o (Kur'an), öncekileri uyarıcı olarak (anlatmak için) açıklanmıştır.

20- Şüphesiz ki biz (Kur'an'ı) üst limanda koruyacağız.

21- Sana beşeri bir örnek vereyim: Kendisine hiçbir şey vermediğimiz halde, kendisine rızık. yağmur verdiğimiz toprağın durumu nasıl olur? Rızık vermesinden önce kurak topraktır (sonra rızık armağan edilince tohumlar filizlenir ve bereketli bir toprak haline gelir). İşte bundan önceki yaşayan ölü (inançlarının karşılığı olarak) faaliyet göstersin.

22- Allah'ın ayetlerini inkâr edenlerin durumu nasıl olur? Sonsuzluk yakacaklarının (ateşin) içindedirler. Ne kötü bir konaktır o!

Hicr Suresi'nin Türkçe meali şu şekildedir:

1. Elif lam ra. Bunlar, kendilerine kitap indirilen ve kendilerine hikmetten öğüt verilen Elbette inanırız diye tartışanlar gafiller midir?

2. Andolsun, biz, senden önceki nesillere de elçi gönderdik.

3. Fakat onlara, önderlere yakışan saygısızlık ediyorlardı.

4. Dediler ki: "Gerçekten, biz, buna gönderilenlerden hiç şüphesiz sizi yalancılıkla itham ediyoruz."

5. Onlar, "Siz, sadece bir sihirbazsınız, yalancılıkla uğraşıyorsunuz" dediler.

6. Rabbimiz, onların ayaklarını kaydetti ve onları gaip düşman İblis'in boyunduruğuna soktu.

7. Andolsun, Cebrail'i de gönderdik, ona Kur'an'ı indirdik ve o Kur'an'ı koruyanlardır.

8. Andolsun, biz, göğü yarattık ve biz elbette onu genişlettik.

9. Yeri de yaydık ve oraya her şeyden çiftler yarattık.

10. Ve her şeyden ikişer yaratmayı düşündük.

11. Yeri tutan göğe ne oluyor da inanmıyorsunuz?

12. Biz oraya sağlam sütunlar bıraktık ve oradan onları kötü yakalayıcı bolgalar ile aşağı indirdik.

13. Ve o, sizin için su doldurduğumuz bulutlardan gönderdiğimiz su ile bitkileri çıkarandır.

14. Bunu yapmamız için Allah'ın izni olmasaydı, bir tek su dahi çıkarmazdı.

15. Gerçekten, biz, yaşatanız, öldüren de biziz ve her şey bize dönüş yapacaktır.

16. Gerçekten, biz, öncekileri ve sonrakileri yazdık.

17. Bu gerçekleşen bir tartışma mıdır?

18. Hayır, zalimlere boyun eğdirme işidir.

19. Gerçekten, insan yaratıldığında, cilalanmış bir kara çamur oğlu gibi kendini beğenir,

20. Düşünüp durur. İşte bu, sırf uzun düşünmekle olası değildir, ancak uyaranlar uyarırken müminler için elbet ona yardım ederiz.

21. Ve, o, eşini sırtlanır, o da hamiledir ve o, bir süre taşır,

22. Ve sonunda onu doğururken ağır bir senede kalmıştır.

23. Ve sonunda çocuğu olmak üzere otuz ayını tamamlar, "Bu çocuk bana ait olsaydı, 36 harflerle Anadan beşikte taşımak kolay olsa gerek" der.

24. Nihayet, çocuğu doğduğunda, onu getirir, karısına, "Sana hiç bir şey olmasın diye, bil ki eli tanrının elinde" der. İman eden bir kişi
olarak, insanı anlamayan bir kavim oldukları pek muhtemeldir, özellikle bunun yetmiş suresidir.

Hicr Suresi Türkçe meali bu şekildedir. Fakat Kur'an-ı Kerim'in asıl metni Arapça olduğu için tam anlamıyla tercüme edilememiş olabilir.

Hicr Suresi'nin Türkçe meali şu şekildedir:

1. Elif Lam Ra. Bunlar, hikmet dolu Kitap'ın ayetleridir.
2. Andolsun ki, onlar, o kenti çevreye sardılar.
3. Boş laflardan başka bir şey getiren hangi peygamberi gönderdik ki, ona inanmadılar?
4. Andolsun, onlardan önce de Nuh'un kavmini inkar etmişti. Halef, 'Ad, Semud, Lut kavimleri de.
5. Ey peygamberler! Onlara peygamberlik getirmiş ve onları daha önce yaratmıştık. O halde onlardan öç almak bana düşer mi?
6. Andolsun, daha önce gönderdiklerimizden önceki cinleri, bir kısım onları insanlarla karışmış olan diğer cinlerden dostlar edinmiştik.
7. Andolsun o günlerde onların üstüne kapatan bileyleme taş yağdırırdık. Rabbinin, tüm arşı Suzi'ye su basardı.
8. Şüphesiz bu uyarı, kesin hükümle vârid olmuştur.
9. Rabbine karşı 'bizin de peygamberlerimiz olsun, bize gerçek hikmeti öğretsinler' diyenler bulunur.
10. Onlardan kim sapıklığa saparsa, onu saptırırız.
11. Dediler ki: "Ya Rabbi, onlara kırk yıl süre tanı ve onları saptıranlara karşılık verme."
12. "Onlara meylettiğim müddetçe, onları affet. Çünkü sen, affedicisin, merhametlisin."
13. Rabbine karşı kibirlenenlerden kim seni yargılayacakmış. Onları saptıranlar değil mi?
14. Dediler ki: "Ara ara sana gelip biraz sükunete düşelim."
15. "Geri çevrilmeden örneklerle onları uyar."
16. "Onlar için gökyüzünden kat kat sarhoşluklar çıkar."
17. "Rabbine olan yol, dikendir. Bununla birlikte o, dosdoğru yoldur."
18. "Onlar, başları önünde secdeye varabilsinler diye mescit yapmaya eğilmez miydik?"
19. Yüzlerce kişilik orduları karşılayan sefillerin ve yalnız mı kendileri olarak sadece bir sayı mı olduklarını sananların durumu ne olmuş?
20. Adam, Allah'ı bırakıp bir şeytanı mı dost edindi?
21. Şüphesiz ki o, onları sapıtmıştır ve onları doğru yoldan alıkoymuştur.
22. "Hey Allah, dedi, ben onun üzerine kesinlikle galibiyet elde ederim. Hatta ona inananların tamamını azdırırım."
23. "Ancak halis kullarından olanlar hariç."
24. Allah dedi ki: "Gerçek budur. Ben de mükafat olarak cenneti onlara mutlaka veririm."
25. "Ver, kullarım için, orada nimetler olarak ne isterlerse vardır."
26. "Kaki elbiseler giydirildiklerinde, göz alıcı kumaşlar kuşandıklarında, gümüş bilezikler ve gözlükler taktıklarında hepsine 'bunlara benim verdiklerimdir' denecek mi?"
27. "Evet, bunlar dünya hayatının geçici geçirgenliğinden ibaret."
28. "Kutsal yurdumdaki mutlu sona vardık."
29. Ateşe sürüklenenler için "Cehennem, ne zaman dolacak?" diye sorulunca,
30. "Ne zaman dört bir yanından kendisine bir azap gelecekse, o zaman tasdik eden bir ayet olarak dolu dolu gelmiştir."

Hicr Suresi'nin Türkçe meali şu şekildedir:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

1. Elif, Lam, Ra. Şunlar Allah'ın âyetleridir. Kitab'ın hakikatını görmek dileyenler için biz onu bunlarla açıklarız.
2. Orada her canlı bir nutfeden yaratılır. Ve karar aşikâr bir kitapta (yazılı)dır.
3. Biz, tükenmeden önce ülkeleri yok ediyor, kolonlarını yerinden kaldırıyoruz. Onların gerçekten dönmeleri mümkün değildir.
4. Onlar: " Ey can Karşılığımız gelinceye kadar sabret!" dediler.

Allah ise hakkıyla hükmetenlerin en iyi bilicisi olup onlara olan yakın ilgisini gösterdi.
5. De ki: "Gerçekten ben, Rabbinizden bir talimattayım. Fakat ben, korkunç bir azabın size isabetinden de büyük bir günün yaklaştığını haber vermekle görevlendirildim."
6. Dediler ki: "Rablerimiz ona inanmamız mı gerekiyordu? Doğrusu o bizim tanrılarımızı inkâr eden birayetin hatırına" Bizi dinlere kulluktan vazgeçirsin. Ama biz ona inanmıyoruz."
7. Andolsun ki: o ilk yaratılışı gördüğü anda bu şehirlilere odaklanmıştı." Sizin tanrılarınızdan biri olan bu; sizin taptığınız budur. Yaptıklarınıza şahid olun" dedi.
8. O derken: "Ben sizinle bir arada nefes alan sizin gibi bir görevli değilim" dedi.
9. Siz "o" ölen vatandaşlarınızı, çocuklarınızı da içine alan tabiatta yaşayan bir başkasını yapıyor musunuz?
10. Onlar ve namazlarla meşgul olurlarken arkalarında mihraplar kuruyorlardı!
11. (Putperestlere gelince) Sizin burada durmakta olan şükrünüz bir başka birşey (putperestliğe inanmaktan vazgeçmek gibi) yalvarmaktan, geçer (Allah'a yönelik kulluk şekliniz böyle birşey olur).
12. "Bu bizim icadımız değil."

Onlar da "Bize bütün insanları kötü yoldan öncü kılmaz mısın, ey şehirliler?" dedi.
13. "Fakat benim içinde senin elyeten hazırlıktaki gidere götüreceğim teminattır" dedi, "İçlerinden pişen pişse de pişmeseden de bir türlü benim için bir baskı gerektirmezsin."