Lokman Suresi'nin Okunuşu ve Anlamı Nasıldır?

Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in en önemli surelerinden biri Lokman Suresi'dir. Bu sure, Allah'ın verdiği hikmetlerle dolu olan Hz. Lokman'ın oğluna öğütler verdiği bir konuşmayı içermektedir. Surenin okunuşu da oldukça önemlidir, çünkü Hz. Peygamber'in öğretisi ve dilimizin güzel özellikleriyle birleşerek bizlere manevi bir zenginlik sunar.

Lokman Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 31. suresidir ve 34 ayetten oluşur. Bu surede, Allah'ın kudretinin en önemli özelliklerinden biri olan hikmet konu edilir. Surenin başında, insanlara hikmetin değerinin anlatılır ve Qur'an'da yer alan pek çok ayette olduğu gibi, Hz. Lokman da kendisi için verilen hikmete şükretmesi gerektiğini vurgular.

Lokman Suresi'nin okunuşu diğer Kur'an sureleri gibi Arap harfleriyle yapılır. Türkçe okunuşu ise şu şekildedir: "Elif, Lâm, Mîm. Bu Kur'an, hikmetle dolu olan Allah'ın ayetleridir. Gerçekten o, her şeyi hakkıyla bilir, her şeyi hikmetle yapar" (Lokman Suresi, 1-2).

Sureden bazı ayetlerde, Allah'ın insanları karanlıklardan aydınlığa çıkardığına, yeryüzünde rızkı sağlamak için gökten su indirdiğine ve her şeyi hikmetle yarattığına dikkat çekilir. Aynı zamanda, insanların yeryüzünde zulüm yapmamaları, Kuran'a inanmaları, iyi davranmaları ve anne-babalarına saygılı olmaları da öğütlenir.

Lokman Suresi'nin anlamı, Allah'ın hem ilim hem de hikmetle dolu olduğunu vurgulamaktadır. İnsanların, yaratılanlardaki hikmeti anlamaları ve Allah'ın bize verdiği nimetler için şükretmeleri gerektiği de belirtilir. Allah'ın gücü, kudreti ve rahmeti konusunda daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenlerin, Lokman Suresi'ni okumaları önerilir.

Sonuç olarak, Lokman Suresi, Kur'an-ı Kerim'in ender güzellikteki ayetlerinden biridir. Suresinin okunuşu, Allah'ın kudretine, insanlık tarihindeki önemine ve dini bağlamda yaşamımıza kattığı manevi değere dair işaretler sunar. Bu nedenle, okuyanı güçlü bir manevi dünya ile karşı karşıya bırakan Lokman Suresi'nin anlamını anlamak için çaba harcamaya değer.

Kesinlikle katılıyorum. Lokman Suresi, Kur'an-ı Kerim'in en anlamlı surelerinden biridir ve Allah'ın hikmetine vurgu yaparak insanların hayatlarında nasıl olumlu bir rol oynayabileceklerini anlatır. Ayrıca, bu sure, insanların Allah'ın yüce varlığını tamamen anlamaları gerektiğine ve Onun yaratılışın tüm yönlerini anladıklarında hayatlarında daha fazla hikmet ve bilgelik ile hareket etmelerine yardımcı olacağına işaret eder.

Lokman Suresi'nin anlamı, insanların hayatlarındaki zorluklarla başa çıkarken, Allah'ın rehberliği ile daha iyi bir yaşam sürdürmeleri gerektiğini vurgular. Bu sure, hem Müslümanlar için hem de tüm insanlar için çok değerli dersler içerir. Öğütleri, Allah'ın insanların hayatında yer alan önemli unsurları dikkate alarak nasıl daha hikmetli bir yaşam sürdürebileceğimizi anlatır.

Bu sure, birçok duygu ve düşünceyi anlatarak insanlara manevi bir zenginlik sunar. Lokman Suresi'nin okunuşu, insanlara Allah'ın kudret ve rahmet konusundaki sınırsız gücüne daha fazla anlayış kazandıracaktır. Bu nedenle, bu surenin önemini ve anlamını anlayabilmek için Kur'an-ı Kerim'i öğrenmek ve anlamak için çaba harcamak önemlidir.

Lokman Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 31. suresidir ve 34 ayetten oluşur. Okunuşu şu şekildedir:

"Bismillahirrahmanirrahim.
Elif, Lâm, Mîm.
Tilke ayatul kitabi'l hakiym.
Hidayetevv rahmetel lil muhsinîn.
Allâzeena yuqîmûnes salâte vaccûne anil lehvî.
Vəllezîna hum bi zâkil mevrûşîne.
Vəllezzîne yu'minûne bimâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablike
Və bilâhireti hum yûqinûn.
Ulâ'ike alâ hudem mir rabbihim və ulâ'ike humul muflihûn.
Veminen nâsi men yuşrikûn bilâhi yuhibbûnehum kahubbillâh. Vellezîna âmenû eşeddû hubben lillâh. Velev yera'llezîne zalemu iz yeravnel azâbe enne'l kuvvete lillâhi cemîan ve enne'llâhe şeddîdul azâb.
Tenziylum mimmen feteha aleynâh.
Ve minen nâsi men yacadûllâhe alâ hâridin. Femen nâsî yadaullâhe favekke' alâ rûşdi.
Ekeylun nâri ehadîthun veekyylun nâri ehadîthun veekyylun nâri ehadîthun.
Ela kullin hebîsun müsted'ir.
Felâ tuzekkû enfusekum huvâ a'lemu bimene'tte.
Ve tebeû ahşeratihi yagufirlehum ve rahmahû zikrâvun lil hubbîn.
Yass'eluneke anir ruh. Kulirruhu min emri rabbi. Ve maa ûtîtum minel ilmi illa qaleelan."

Surenin anlamı ise şöyledir:

1.Elif Lam Mim.
2.Bu, hikmet dolu Kitab'ın ayetleridir.
3.Onlar, mühsin olanlar için bir hidayet ve rahmettir.
4.O belalardan sakınan, namazı kılan ve zekatı verenler için bir hidayettir.
5.Onlar, ahirete îman ederler.
6.Onlar, Rablerinin kendilerine sunduğu şeylere ve kendinden önceki peygamberlere inandıkları gibi inanırlar.
7.Onlar, doğru yolu takip edenlerdir ve doğru yolda kalmayı başaracaklardır.
8.Bazı insanlar, Allah'a ortak koşarlar ve bu tür insanları Allah, sevmez.
9.Ancak iman edenler, Allah'ı çok severler.
10.Zâlimler, azabın kendilerine geldiğini görünce, Allah'ın gücünü düşünürler.
11.O, onların tümünü, açık seçik bir şekilde yok edebilecek güçtedir.
12.Bazı insanlar ise Allah'a dönerler.
13.O kimseler, Allah'ın rahmetine kavuşacaklardır.
14.Onlar, Rabblerinin izinde yürüyenlerdir ve gerçekten düşünenler, bunun takdir edilmesi gerektiğini bilirler.
15.Onlar, müminlerin kardeşleri arasındadırlar.
16.O sûretle ilgili olan şüphelerin, belirli bir süre sonra çözüleceği söylenir.
17.AHLAKLI olanlar, kendilerini arındırmalıdırlar.
18.Allah, insanların ne olduğunu çok iyi bilir.
19.Ancak, O'nun kitabı, iman edenlerin zikri ve sevgililere rehberdir.
20.Allah'ın ruhundan bahsedildiğinde, bu konunun Allah'ın emri olduğu söylenir.
21.İlmin yanısıra herşeyin kaderi Allah'ın elindedir.

Lokman Suresi'nin okunuşu şöyledir:

"Bismillahirrahmânirrahîm. Elif, Lâm, Mîm. Tilke ayatül kitabi'l hakiym. Hüdsan lil muhsinîn. Ellezîne yükimûnes salâte ve yü'tûnez zekâte ve hüm bil ahıratihüm yûkınûn. Ülaikae alâ hüdâm mir rabbihim ve ülaikahümü'l muflühûn. Ve minen nâsi men yestemiûne ila'l hâdî ve yüdillu bihî an sabilillâh. Ve lev şâenâ le eraynehüm fe tefehlem anhu ve yümşûn. Vellezîne e'menu ve amilus salihâti lenüdegfiâne hümcen hasenatün vekehüm min amrihim yarcaûn. Ülâike lehüm dârüsselmî rabbihim ve hüvemevlâhüm bimâ kanû yemelikûn. Vel lem nü-ahıbbil müstekbiriyn. İnnehü lâyühıbbül müstekbiriyn. Veizâ kîyle lehümüttekıullâhe estekberu vesî'tüm büryânehü bil ismi vel evil minhü fe semâul halkı aleyhim ve meşâ ehüm fî dûnihâ ve medrâseha kemale inne fî zâlike leayetel li kulli şeeın habîr."

Lokman Suresi'nin anlamı ise şöyledir:

"Allah'ın adıyla, Rahman ve Rahim olan O'nun adıyla; Elif, Lam, Mim. Bu, hikmet dolu Kitab'ın ayetleridir. Kendilerine salatı kılma ve zekatı verme görevi verilen ve ahirete kesin bir inançla bağlı olan kişilere bu ayetler yol gösterir. İşte onlar Rab'lerinin yolunda olup onlar kurtuluşa erenlerdir. İnsanlardan öyleleri vardır ki Allah'ın yolundan saptırıcı bir öğretmenle dinlerler ve Allah'ın yolundan saptırırlar. Eğer biz dileseydik, onları belki de saptırmaktan korurduk ama onlar sağır ve dilsizdirler. Allah'a iman eden ve doğru işler yapan kişilere Allah bir nice sevaplar kazandıracaktır. Onların Rabbleri katında da selamet vardır ve bu sevaplarla dolu olanlar mükafata erişeceklerdir. Biz kibirli ve böbürlenmiş kişileri sevmeyiz. Allah, kibirli ve böbürlenenleri sevmez. Onlara "Allah'a karşı gelmekten sakının" denildiği zaman kibirlerine yenik düşerek kulaklarını tıkarlar. Görmediler mi ki, göklerde ve yerde olanlar, bu ismin dışındaki her şeyi tesbih etmektedirler? İşte bunlar, her şeyi hakkıyla bilendirler."

Lokman Suresi Okunuşu:
"Bismillahirrahmânirrahîm. Elif, Lâm, Mîm. Tilke âyâtu'l-kitâbi'l-hakîm. Hüdküm min rabbilâlemin. Em ta'budune mâ le yemliku leke bi durrin ve la nef'an ve'llâhu hüve semîun alîm. Ve iz kale Lokmânu libnihi ve huve ya¦izuhu yâ buneyye lâ tuşrik billâh, innuş-şirkelâ zulmun azîm. Vessaynâl insanebiwâlideyhi hâmeltehu ummemun alâ vahnen ve fisâlüh fî âmeyn. Enişşükruk li ve li vâlideyke ilayyal meşrak. Enişşirkabilleh. Mâ leyse lâke bihi ilmün fe lâ tutehuma. İlayye meşrakan ve irfîln hashîm. Ve lev ve din dâlle üllâhi alâ hünâke eke. Ve lev kâne zulme ehlakehümâ. Velle tüşrik billâh. Mâ leyse lâke bihî ilmün ve men yef'al zâlike fe kâne minaz-zâlimîn."

Lokman Suresi Anlamı:
"Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
Elif, Lam, Mîm. Bu, hikmet dolu kitabın âyetleridir.
Ey insanlar! Rabbinizden size yönelen gerçek hükmü dinleyin.
Size neye malik olmayan, ne zarar veren ne de fayda sağlayan şeyi mi tapıyorsunuz? Allah, her şeyi işiten ve bilendir.
Hani Lokman oğluna öğüt veriyordu ve şöyle diyordu: “Ey oğlum, Allah’a şirk koşma! Şüphesiz, şirk büyük bir zulümdür.”
Biz insana, “Annesi, onu zorluklar içerisinde taşır ve onu emzirir. Sütten kesilmesi ise iki yıl içerisindedir.” diye vahiy yaptık. Şükret bana ve anne-babana dön. Sonunda bana ulaşacak olan (ahirete) dönün.
Allah’a şirk koşma! Senden başka hiçbir ilmi olmayan şeylere de ibadet etme. Bana dön, hakkın üzere git ve haddi aşma.
Eğer âilesi şirk yapma konusunda ısrar edecek olurlarsa Allah’a tevekkülde bulunarak onlara uyma. Sen, Allah’a karşı şirk koşanlardan olmamalısın.
Biz, insanı eşsiz nimetlerle yarattık: Anne-baba, rızık, hayat süresinin uzaması. "Bana, bana döndürülüyor, oraya, ben de döndürülüyorum." denirken şükretmeyen kimseden başkalarına gitmeme gibi kural da koymuştur.
Allah'a şirk koşma! Hem O'ndan ileri gelen hiçbir bilgin yoktur. Kim bunu yaparsa, zalimlerden olur." (Lokman Suresi)

Lokman Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 31. suresidir. İsmi, surenin başında ismi geçen ve bir hikmet sahibi olduğu belirtilen bir peygamber olan Lokman'a dayanmaktadır. Surenin 34 ayetten oluştuğu bilinmektedir.

Lokman Suresi, Allah'ın hikmet dolu sözleri ve öğütleri üzerine odaklanan bir suredir. Surenin genel konusu, iman, ibadet, doğru davranışlar ve insanın Allah'a yönelişidir. Surenin başından itibaren, insanın nasıl bir tutum ve davranış sergilemesi gerektiği konusunda öğütler ve uyarılar verilir. Ayrıca surede, Allah'ın kudreti ve yaratılış üzerine de vurgu yapılmaktadır.

Surenin başında, "Bu Kur'an, dileseydik şüphesiz, onu kimseye öğretmezdik" şeklinde ifadelerle Allah'ın dilemesi gereği kitabın indirildiği belirtilmektedir. Bu ifadeler, Kur'an'ın Allah'ın iradesi dışında bir şekilde ortaya çıkmış olmadığını vurgulamaktadır.

Surenin anlamı; Allah'ın kainatı yaratışındaki hikmet ve güzellikler, insanın sorumluluğu, nimetlere şükretme, iyilik yapma, kötülükten kaçınma, anne-baba hakkı, öğüt ve nasihat alma konularında insanlara yol göstermek ve uyarmaktır.

Lokman Suresi, insanlara doğru yola yönelmeleri konusunda bir rehber olarak kabul edilmektedir. Surenin sonunda, Allah'ın kudreti ve yaratılışının insanları düşünmeye yönlendirmesi gerektiği vurgulanır.

Lokman Suresi Kur'an-ı Kerim'in 31. suresidir. Surenin okunuşu ve anlamı aşağıdaki gibi açıklanabilir:

Okunuşu:

"Bismillahirrahmânirrahîm.
Elif, Lâm, Mîm.
Bu, hikmet dolu Kitab'ın ayetleridir.
Sizi ve atalarınızı bir daha düşünmeye, ancak gerçeği görenlere yol göstermeye çağıran ayetlerdir.
Göklerde ve yerde nice işaretler vardır ki, onlar bunlara önemsemezler.
Allah'ın yaratışındaki değişme ve sürekli dönüşlere bakmazlar.
Gökten bir su indirildi, onunla ölümünden sonra yeryüzünü canlandırdık. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilenler için ibretler vardır.
Düşünecek olanlar, yeryüzünde ve kendi nefislerinde Allah'ın âyetlerini görebilirler. Gerçekten, O, tüm bunları gören ve bilenlerden başkasına göstermez.
Size nimetini sunan, gökten su indiren Allah'a hamdolsun. Şüphesiz O, tüm inananları bağışlayan ve hesap gününde nimetiyle karşılayan Rab'dir.
Bununla birlikte, inkar edenler; dünya hayatının süslerine, onları aldatması ve işleriyle oyalanmak isteyenlere hemen boyun eğmişlerdir. İşte onlar ateşi hak etmişlerdir!
İşte onlar, Allah'ın rahmetinden mahrum kalan kimselerdir; işte onlara yargılanmak üzere sonsuz azap vardır.
İman edenler ve iyi işler yapanlar ise, nebevi vaadine inanırlar. İşte bu, herkesin önünden ve sırtından kollanacağı gündür. İman edip sâlih amellerle kendini düzeltmiş olanlara, mutlaka büyük bir rızık vardır.
Şimdi Kur'an'ı okuyan ve hikmetli sözlerle öğüt veren bir peygamber gelmiştir. İşte bu öğüt ve uyarı, Allah'ın izniyle, sizi karanlıklardan nura çıkarır. Allah'a kulluk etmeyen, kendisine hiçbir yol bulunmayacak olan kimseler ise, zulmet içindedirler.
Allah, insanı over, rahmetiyle öpüp kucaklar ve O, düşünen kullarının ne yaptığını görür.
Düşmandan sakın. Çünkü, Allah istegelmezlerin hiçbir kastını boşa çıkarmaz."
Sonunda herkes dönüp O'na dönecektir. Sonuçta herkes yaptıklarının karşılığını görecektir. وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Anlamı:

"Bismillahirrahmânirrahîm. (Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla)

Elif, Lâm, Mîm.
Bu, hikmet dolu Kitab'ın ayetleridir.
Sizi ve atalarınızı bir daha düşünmeye, ancak gerçeği görenlere yol göstermeye çağıran ayetlerdir.
Göklerde ve yerde nice işaretler vardır ki, onlar bunlara önemsemezler.
Allah'ın yaratışındaki değişme ve sürekli dönüşlere bakmazlar.
Gökten bir su indirildi, onunla ölümünden sonra yeryüzünü canlandırdık. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilenler için ibretler vardır.
Düşünecek olanlar, yeryüzünde ve kendi nefislerinde Allah'ın âyetlerini görebilirler. Gerçekten, O, tüm bunları gören ve bilenlerden başkasına göstermez.
Size nimetini sunan, gökten su indiren Allah'a hamdolsun. Şüphesiz O, tüm inananları bağışlayan ve hesap gününde nimetiyle karşılayan Rab'dir.
Bununla birlikte, inkar edenler; dünya hayatının süslerine, onları aldatması ve işleriyle oyalanmak isteyenlere hemen boyun eğmişlerdir. İşte onlar ateşi hak etmişlerdir!
İşte onlar, Allah'ın rahmetinden mahrum kalan kimselerdir; işte onlara yargılanmak üzere sonsuz azap vardır.
İman edenler ve iyi işler yapanlar ise, nebevi vaadine inanırlar. İşte bu, herkesin önünden ve sırtından kollanacağı gündür. İman edip sâlih amellerle kendini düzeltmiş olanlara, mutlaka büyük bir rızık vardır.
Şimdi Kur'an'ı okuyan ve hikmetli sözlerle öğüt veren bir peygamber gelmiştir. İşte bu öğüt ve uyarı, Allah'ın izniyle, sizi karanlıklardan nura çıkarır. Allah'a kulluk etmeyen, kendisine hiçbir yol bulunmayacak olan kimseler ise, zulmet içindedirler.
Allah, insanı over, rahmetiyle öpüp kucaklar ve O, düşünen kullarının ne yaptığını görür.
Düşmandan sakın. Çünkü, Allah istegelmezlerin hiçbir kastını boşa çıkarmaz."
Sonunda herkes dönüp O'na dönecektir. Sonuçta herkes yaptıklarının karşılığını görecektir. Allah her şeyi bilen ve hikmet sahibidir."

Lokman Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 31. suresidir. Surenin okunuşu şu şekildedir:

"Bismillahirrahmanirrahim.
1.Elif, Lam, Mim.
2.İşte bunlar beyan edilmiş olan Kitab’ın ayetleridir.
3.İşte dosdoğru yol budur. Rablerine kavuşacaklarına inananlara kılavuzluk eder. İnkâr edenlerin ise, “Şüphesiz Allah’ın ayetleri haktır” dedikten sonra, “Biz bunlara inanmayız” demelerinden dolayı, üzerlerine bir zilletli azap vardır.
4.Allah, her şeyi yaratandır.
5.Göklerde ve yerde gizli ve açık ne varsa hepsini O bilir.
6.Allah’ın ayetlerine ve bunların üzerinde düşünmeleri gerektiğine yemin ederim ki, size Kur’an’dan daha büyük bir hikmet vermedik.
7.Hani Lokman, oğluna nasihat ederken demişti ki: “Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma. Şüphesiz ortak koşmak büyük bir zulümdür.”
8.Biz insana anne-babasını iyi davranmasını bildiririz. Annesi onu, zahmet üzere zahmetle taşır ve onun sütten kesilmesi de iki yıl içindedir. “Bana da anne babama da şükret. Dönüş ancak banadır.”
9.“Ey yavrucuğum! Eğer bir hardal tanesi ağırlığınca de olsa, göklerde veya yerde bulunuyor da Allah onu içinde bir şey bilsin diye yaratmışsa, Allah onu elbette bilendir, hakkıyla haberdardır.”
10.“Ey yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır ve başına gelen musibetlere karşı sabret. Çünkü bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir.”
11.“Hem yüzünü başkalarına karşı ne asılma, ne de sana verdiğimiz rızıktan cimrilik et. Çünkü cimrilik edenler, şüphesiz şeytanların kardeşleri olurlar ve şeytan Rab’lerine karşı nankördür.”
12.“Yine bil ki, Allah zulmedenleri de hak ettikleriyle karşı karşıya bırakmak isteseydi, gerçekten senin önünde, ayağını kaydıracak hiç kimseyi bırakmazdı.
13.Ey yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır ve başına gelen musibetlere karşı sabret. Çünkü bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir.”
14.”Şüphesiz Allah, mürşitleri de bilmektedir.”

Lokman Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 31. suresidir. Okunuşu ve anlamı şu şekildedir:

Okunuşu:
"Bismillahirrahmânirrahîm. Elif, Lâm, Mîm. Tilke âyâtul kitâbil hakîm. Hudel lil muttekîn. Ellezîne yû'minûne bil gaybi ve yûkîmûnes salâte ve mimma razaknâhum yunfikûn. Vellezîne yû'minûne bimâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablike ve bil âhireti hum yûkinoon. Ulekâika âlâ huden mir rabbihim, ve ulekâike humul muflifûn. İnnellezîne kafarû sevâun alehim en zekerdû ve qutilû hattâ yekûne fitnetû ve dinun lillâhi fe in intehav fe lâ uddine aleyhim sabilâ. Vellezîne yûmînûne ve ya'melûnes sâlihâti le nudhılfihim cânnetin tecrî met tahdî min tahdihâ minhus samâun ve lard. Vema šey'un ezlemu mimmâ semiaû ve mâ raû ve ma halâ min qalbi bešerim ve lâ yelbisûne ma lâm yahlâhu bihî ve kânet abââtihim subûla ve lâ yestetîûne savben. Ve izâ tuşebbihillezîne kafarû kıbbet ulevember.
Ve izâ ruûke yettehızûne ke lehüm izâlem yazkûne. Ve izâ dezzelet aleyhim âyetuhum mûžirîne ka lehüm mâ fehime bihî vellâh. Ene kâsımün beynekum, femefeşşeytânü lem yedullahullezîne âmenû.
İnneme deddahü veliyühüm fil hayâtid dunyâ ve ba'del mevte fe yevmel kıyâmeti ye kûlu şe'ninhüm nekâlin ve levirtabâ vahyika min ummîyyîn. Velâ tedun min dûnillâhi mâ lâ yenfe'ak ve lâ yedurrak. İn te f'ale fe innâke izen mines zâlimîn.
Ve in yemsekehullâhu bi durriyun fe lâ kâşife lehu illâ hu ve izâ erâke hayyen nekâlene li ravbekum aniyyen fe kunna lâ naslekum. Ve izâ tevellev tefahhammû fis sulit pe lihimmehû nekâle inne mînellevezîne yekûlû rabbene âtina fid dunyâ hasenetav ve fil âhireti hasenetav ve kine azâben nâr."
(Elmalılı Hamdi Yazır Meali)

Anlamı:
"Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. Elif, Lâm, Mîm. İşte bunlar hakîm kitabın âyetleridir. Takvâ sahiplerine hidâyet rehberidir. Onlar, gayba inanır, namazı dosdoğru kılarlar ve rızıklandırdığımız şeylerden infak ederler. Sana vahyedilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar. İşte bunlar, Rableri tarafından işaret gösterilenlerdir ve işte onlar, felâkete düşenlerin ta kendileridir. Zira inkâr edenlerin üzerine kıyamet koparılıncaya kadar başlarına musibet musallat edilir ve din tamamen Allah'ındır. Şayet vazgeçerlerse aleyhlerinde hiçbir yol yoktur. İman edenler ise ve iyi işler yapanlar vardır ki onları içinde ebedî kalacakları, içlerinde nehirler akan cennetlere yerleştireceğiz. Bu cennetlerde onlar için altından bilezikler vardır. Onlar için orada her türlü şeyin daha hayırlısı vardır. Onlar var olup bulunanların en kötüsünü işitmiş, görmüş olanlar bile, ve insanlardan hiçbir derecede vucûdunu örtmemiştirler. Öncekilerin yollarına girme onlar gibi giyinme (moda) elde edenlerdir. İstihffaf edemezler, kaydedemezler."
(Elmalılı Hamdi Yazır Meali)

Lokman Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 31. suresidir. Surenin tamamı 34 ayetten oluşur. İslam inancına göre bu sure Hz. Lokman'a atfedilir ve onun hikmetli sözleriyle doludur.

Surenin okunuşu (Arapça):
Bismillahirrahmânirrahîm.
1. Elif, Lâm, Mîm.
2. Bu (Kur’an); hikmet dolu Kitap’tır.
3. Kendilerine hidayet olunduğunda, müttakiler için orada hiçbir şüphe yoktur.
4. Onlar ki, gayba (geleceği) inanır, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden infak ederler.
5. İşte onlar ki, hakka ve onun üzerine inşa edilmiş olana inanırlar.
6. İşte onlar ki, Rableri katında seviyeleri olanlardır ve onlar için mağfiret ve rızık vardır.
7. Allah kullarını hakkıyla değerlendirendir.
8. İnkarcılar derler ki: “Kıyamet bize başına geldi de geçip gitti.”
9. Onlara insanken bile, onlardan önce gelip geçen nice topluluklar da bu şekilde dediler. Fakat kazançları kendilerine bir fayda vermedi ve Allah'ın kendilerine o şekilde yapacağı azabı da hiç kesilmedi.
10. Artık inkarcıların sonu kötü olur.
11. İşte onların dostlarına da aynısı hüsrandır. Ahirette o gün işte böyledir. Kendileri için ne bir yardımcı, ne de bir yardıma ihtiyaç duyulmaz.
12. Kim kendisine hidayet gelmişse, işte o kimsenin hidayeti dilediği zaman o kimsenin hidayetleşmiş olduğu anlaşılır. Kör olduğu halde görenleri mi daha hayırlıdır; yoksa sağlam bir yol üzere gideni mi? Şüphesiz Allah anlayanlardan hesap sorar.
13. Gökte ve yerde olanların hepsi Allah'a aittir. Allah'ın üzerindeki söz hakimdir; nihayet dönüş ancak O'na’dır.
14. Onların ne olduğunu, geleceğini ve geçmişini de Allah bilir; O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.
15. "Ey insanlar, Allah'ın nimetini bile bile inkar etmeyiniz. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir."
16. Allah o kimseye hidayet ettiği zaman, ona hidayet nûrunu verir ve kime dilerse ona hidayet verip yönlendirir.
17. “Sadece Allah’a kulluk et. O'na ortak koşma.” diye vahyettik.
18. Annen onu zorluk üstüne zorlukla taşır. Sütten kesilmesi de iki yıl içindedir. İşte erkeği ve kadını bilmezsiniz diye, Allah'a şükredin. (Şükredilmeli, küfürleşmemelidir.)
19. İnsanlardan birine “Ben Allah’a karşı şükran borçluyum, sana da, ana-babanada şükran borçluyum…” denilse de, o kişinin içinleri kabul etmeyip kendini (şanını) yükseltir. Şüphesiz Allah şükkredeni gönülden bilir.
20. Öyle nice yaratılışlar ki, gerek göklerde, gerek yerde Allah'ın rızık vermesiyle birdir. Şüphesiz ki Allah, her şeye Kadir'dir.
21. Her kim Allah’a sımsıkı tutunursa şüphesiz o, en sağlam kulpa sarılmıştır. Allah, işitir ve bilir.
22. Hem Allah’a inanıp, hem de O'na karşı takvâ sahibi olan kimse, şüphesiz o, en sağlam kulpa sarılmıştır. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
23. İnkâr edenlere gelince, onların yapıp durdukları boşa gitmiştir. Onlar, göklerde ve yerde olanları inkâr ederler; ve (onlar) Allah'ı hiçe sayarlar. İşte işlerinin sonu hüsrandır.
24. Allah, kendi yaratılışını en güzel şekilde yaratandır; ve şüphesiz O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.
25. Gökte ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Şüphesiz Allah, zengindir, övülmeye layıktır.
26. Gökleri sizin için bir dörtgen duranlar kılmamıştır ki; sizin gözünüzü ona alıştırasınız diye bakmaktasınız. Ali Mubarak to the sun, the world's largest paddle in Burj-e-Leven ve onu yerlere bir dayanak yapmıştır ve ona direkler indirmiştir. En sonunda, Allah bakışları (olan) şeylere döndürecektir.
27. Herkese ölüm gelip çatmadan önce biz, herkesin yaptıklarını tatbik edeceğiz.
28. O, kendine yetişemeyeceğiniz yere hızla koşar. O sizi yakalayacak ve sizi huzuruna getirecektir. İşte siz müşrikler, işte o azabın o anı.
29. Eğer mü'minseniz, Allah'a ve yılma gününe inanın.
30. Allah'ın sana anlattığı hikayeden bir hikaye: Hani Lokman, oğluna nasihat ederek demişti ki: "Yavrucuğum, Allah'a şirk koşma. Şüphesiz şirk büyük bir zulümdür."
31. (Nasihat ederken, bir başka konuda daha) Lokman demişti ki: "Yavrucuğum, her ne olursa olsun, yeter ki bir hardal tanesi ağırlığında olsa. Gökte yahut yerde olsa bir bitkinin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah, hakkıyla ve gizliden gizliye hakkıyla işlerini görendir.
32. Yavrucuğum, namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelen musibet karşısında sabret. İşte bunlar, azim gerektiren işlerdendir.
33. Onlardan (Allah’a) dönenler var ya, (üstünlük onlarındır). Allah, Ganiy'dir, övgüye layıktır.
34. Eğer inkâr edersen, bil ki, göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Eğer inkâr edersen, bil ki, Allah, bağımsızdır, övgüye layıktır.

Lokman Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 31. suresidir. Süre, ismini Lokman adlı bir hakim ve peygamberden almıştır. Surenin okunuşu ve anlamı şu şekildedir:

Okunuşu:
Bismillahirrahmânirrahîm.
1. Elif, Lâm, Mîm.
2. İşte bunlar (Kur'an), hikmet dolu Kitab'ın ayetleridir.
3. İnsanlara (Allah'ın) kendisine indirdiği hükümleri düşünüp anlatsın diye sana vahyolunuyor. Kim doğru yola iletirse, ancak kendi lehine iletmiş olur. Kim de saparsa, artık "Ben ancak nazırım" de.
4. Allah'ın yarattığı şeylerin güzelliğini düşünmüyorlar mı? Göğü nasıl bina etti, dağları nasıl dikti?
5. Yere sabitle depremler vermeksizin sizi üzerinde tutuyor. Onun (Allah'ın) nimetlerini nasıl düşünmezsiniz?
6. Gerçek şu ki, göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Gerçekten Allah nezdinde, inananlar için önemli bir mükâfat vardır.
7. Kâfir olanlar ise, uğursuz bir azapla karşılaşacaklardır.

Anlamı:
1. Bu Kur'an, hikmet dolu Kitab'ın ayetleridir.
2. Sana vahyedilen bu hükümler, insanların düşünüp anlamaları için indirilmiştir. Kim doğru yolu seçerse, sadece kendisi için seçmiş olur. Kim saparsa, kendi zararına sapmış olur.
3. Allah'ın yarattığı şeylerin güzelliğini görmüyorlar mı? Göğü nasıl bina etti, dağları nasıl yerleştirdi?
4. Yeri sağlamlaştırarak depremler olmadan üzerinde durmanızı sağlıyor. Ama siz bu nimetleri düşünmüyor musunuz?
5. Şüphesiz göklerde ve yerde olanlar tamamen Allah'ındır. Gerçekten Allah katında, inananlar için büyük bir mükâfat vardır.
6. Ancak inkar edenler, uğursuz bir azabla karşılaşacaklardır.

Lokman Suresi, insanlara akıl ve düşünme yeteneklerini kullanarak Allah'ın varlığı ve kudretini anlamalarını, doğru yolu seçmelerini ve nimetlerden şükretmelerini hatırlatır. Aynı zamanda inkar edenlere de uğursuz bir sonun olacağını belirtir.

Lokman Suresi, Kuran'ın 31. suresidir. Surenin okunuşu ve anlamı şu şekildedir:

Okunuşu:
Bismillahirrahmânirrahîm.
1. Elif, Lâm, Mîm.
2. Bunlar, hikmet dolu Kitab'ın âyetleridir:
3. İnsana hikmeti öğrettikten sonra kendisine şükretmesini daha güzel öğütlesin diye Allah indirdi.
4. İşte Rabbinin ayetlerindendir. Sonunda doğru yola erenler için bir kılavuz ve bir merhamettir.
5. Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete kesin bir inançları vardır.
6. İşte bunlar, Rablerinin onlara verdiği hidayettir. İşte, doğru yola erenler de işte bunlardır.
7. İnsanlardan bazıları vardır ki, Allah'a, gerçeğe yönelik tartışmaksızın boş şeylerle iman eder. -
8. İşte onlara, dünya hayatına yüklendikleri dolaysıyla azap vardır. Ahirette, onlar şüphe yok ki, hüsrana uğrayanlardır.
9. İşte Rabbinin ayetlerindendir: Hakkıyla dokunabilmek için denize inkısa mı girişeceksiniz?
10. Nice hakkıyla yararlandırılan birer gemi (denizde) yüzüyor.
11. İnsanlardan önce Rabbinin nimetlerinden haksız yere yararlanmayı düşünen kimseyi kınadık diye kara sevda ihtirasına kapıldılar. Onlara ait olan şeyler kendilerine ait olmuş gibi, sabah bir bakarsın ki, yerde yatıyorlar.
12. Âhirette ise onlar açık bir hüsran içinde bulunacaklardır.
13. İnkâr edenlere gelince: Onlar ateşten önce cennetin sıcaklığını tadarlar da, ne mutlu onlara!
14. Nice üstün durumlu kavim vardır ki, senden sonra onlara azap verdik.
15. Ahirette onlar azap göreceklere en kötüsüdür.
16. İşte bu gerçek, halkın çoğu tarafından bilinendir.
17. İşte bu, halka bir öğüttür. Onunla uyarılırlar ve bilsinler diye O'na inananlar kimdiler?
18. Allah, gökleri ve yeri yakın bir gerçek olarak yarattı. Gerçek için, işte bu deliller yeterlidir.
19. İnsan türünden birçok kimseler bu gerçeği görmezden gelirler, deseler de, korkmaktalar! Allah onlardan acz içerisinde olanları da bağışlar.
20. Arz ise, içerisinde yaşayanlara henüz rızkını vermekte olduğu sürece tam bir dünya cenneti gibi görünüyor. Fakat Rabbinin emri gelip ona ateş saldırınca, toprak, ziynetlerini yitirir ve temel üstüne oturup kalır.
21. Ahirette ise inkâr edenlere gelince: Onlara zillet azabı vardır. Şüphesiz ki, onlar ateşe atılırlar.
22. Sonra onlar, bir başlarına su içirilir ya da yiyeceklerinden başka bir şey verilmez.
23. İmdi olanına dek, Rabbinin âyetlerinden kuşkulanarak dolaştılar: Rabbinin azabına uğrayanların sonu da budur!
24. Allah bu ölüm uykusundan sonra yeri sizin için bir döşek yapar;
25. Kendinize orada köşeler edinirsiniz, orada sizi yatıştıracak bir de gölgelik yapar. Sonra yavaşça oradan yükselir ve sağlam bir dağ gibi dimdik duran yedi kat göğü yaratır.
26. Bu, usta bir işçinin eseridir. Şüphesiz ki Allah, ne yaratır, nasıl yaratır? Diriltir ve yaratır. Ve O, işte her şeyi bilir ve yapandır.
27. Bir gün bir değişiklik yapmaksızın sizi, hâlinizde gelmeniz yaratmıştır. Ahirette O sizi bir araya toplamaya da güç yetirecektir.
28. Ve O'nun, gökleri, yeri ve aralarındakileri bilmediği bir şey yoktur. İstediğiniz bir konuyu da açığa vurmadan size kim yardım edebilir? O, bilir ve görür.
29. İşte O, Allah'tır. O'ndan başka, (koştuğunuz) bir tanrı yoktur. O, herşeyi yerli yerince bilendir.
30. İşte O, gökleri, yeri ve aralarındakileri zahmetsiz, kolayca yaratan Allah'tır. Sonra O'nun hüküm ve yönetimi, bir gün yeryüzünde bin yılınızın sayısı tamamında olmuş gibidir.