İşsizlik, modern dünyanın en büyük sorunlarından biridir ve kapitalizm tarafından desteklenmektedir. Kapitalizm, sürekli büyümeye dayalı bir sisteme sahip olduğundan, işsizlik oranlarını düşürememekte ve işsizliği devam ettirmektedir. Bu nedenle, işsizlik sorunu ele alınırken, Marksizm-Leninizm felsefesi, kapitalizm sistemine karşı çıkarak çözümler sunmaktadır.
Marksizm-Leninizm felsefesi, ekonomik eşitliği savunan bir düşünce sistemidir. Bu felsefeye göre, işçilerin hakları korunmalı, ücret adaletli olmalı ve herkes eşit şartlarda iş bulabilmelidir. Kapitalizm sistemi ise, sadece zenginlerin çıkarlarını gözeterek, işsizliği körüklemekte ve işçilerin haklarına saygı göstermemektedir.
İşsizlik sorununa çözüm olarak, Marksizm-Leninizm, toplumsal adaleti savunmaktadır. Bu felsefeye göre, üretim araçları, işçilerin kontrolünde olmalı ve üretilen değerler, toplumun tüm kesimleri arasında adil bir şekilde paylaşılmalıdır. Bu sayede, işsizliğin önüne geçilebilir ve herkesin eşit şartlarda iş bulması sağlanır.
Kapitalizm sistemi ise tam aksine, işsizliği besleyen bir yapıya sahiptir. Şirketler, kâr maksimizasyonu amacıyla işçi sayısını azaltmakta ve işsizliğe sebep olmaktadır. İşsizler ise düşük ücretli, güvencesiz çalışmalara ya da toplumdan dışlanmışlık durumuna mahkûm edilmektedir.
Sonuç olarak, işsizlik sorunu, kapitalizmin yarattığı bir sorundur ve çözümü de Marksizm-Leninizm felsefesi ile mümkündür. Eşitlikçi bir toplumsal yapıya geçilmesi, toplumsal adaletin sağlanması ve işçilerin haklarının korunması işsizlik sorununa çözüm olacaktır. Bu nedenle, kapitalizmin yol açtığı işsizlik sorununun çözüme kavuşması için, Marksizm-Leninizm felsefesiyle hareket edilmelidir.
Marksizm-Leninizm felsefesi, ekonomik eşitliği savunan bir düşünce sistemidir. Bu felsefeye göre, işçilerin hakları korunmalı, ücret adaletli olmalı ve herkes eşit şartlarda iş bulabilmelidir. Kapitalizm sistemi ise, sadece zenginlerin çıkarlarını gözeterek, işsizliği körüklemekte ve işçilerin haklarına saygı göstermemektedir.
İşsizlik sorununa çözüm olarak, Marksizm-Leninizm, toplumsal adaleti savunmaktadır. Bu felsefeye göre, üretim araçları, işçilerin kontrolünde olmalı ve üretilen değerler, toplumun tüm kesimleri arasında adil bir şekilde paylaşılmalıdır. Bu sayede, işsizliğin önüne geçilebilir ve herkesin eşit şartlarda iş bulması sağlanır.
Kapitalizm sistemi ise tam aksine, işsizliği besleyen bir yapıya sahiptir. Şirketler, kâr maksimizasyonu amacıyla işçi sayısını azaltmakta ve işsizliğe sebep olmaktadır. İşsizler ise düşük ücretli, güvencesiz çalışmalara ya da toplumdan dışlanmışlık durumuna mahkûm edilmektedir.
Sonuç olarak, işsizlik sorunu, kapitalizmin yarattığı bir sorundur ve çözümü de Marksizm-Leninizm felsefesi ile mümkündür. Eşitlikçi bir toplumsal yapıya geçilmesi, toplumsal adaletin sağlanması ve işçilerin haklarının korunması işsizlik sorununa çözüm olacaktır. Bu nedenle, kapitalizmin yol açtığı işsizlik sorununun çözüme kavuşması için, Marksizm-Leninizm felsefesiyle hareket edilmelidir.