Vakvak Ağacı hikayesinin birçok farklı versiyonu bulunmaktadır. Genel olarak, hikâyenin temelinde Vakvak Ağacı, yaşlı bir hayat ağacına ait bir masal vardır. Masal terimlerini izleyen melez bir hikâyedir.
Bir gün, bir grup köylü akan suda balıkçılık oynuyordu. Aniden, yüksek bir ağacın gövdesinin çevresinde bir yelken açılıp durdu. Oraya giden köylüler, çevrede hiçbir insan olmadığını gördü. Aynı zamanda, vakvak ağacının gövdesinden sarsıntılara ve çın çınlara şahit oldu. İçlerinden bir arkadaşının, ağaçtan açılan sesin nedir acaba diye sordu.
Bunun üzerine, büyük bir inatla ağaca yakınlaşan köylü, ağaçtan çıkan sesi tanıdı. Ağaç yaşlı bir hayat ağacıydı ve bunu gerçeğe dönüştüren büyücüye aitti. Büyücü, herhangi bir çalışma yapmadan ve çabalamadan, köylülerin çevresinde meydana gelen her şeyi anında değiştirebiliyordu.
Köylüler, büyücüyü bulmaya çalışırken, o sırada çamaşır kurutmalarının etrafında sesler gelmeye başladı. Açıkladıklarına göre, bunlar hayat ağacının canlı sesleriydi ve onlara doğruelen bir işaret veriyordu.
Köylüler, büyücünün evinin nerede olduğunu bilmedikleri için, hayat ağacının çevresinde sıkıntıyla bekledi. Sonunda, büyücü köylülerin çevresine yaklaştı ve onlara, ağaçta yaşayan Dost isimli güzel bir kızın hikâyesini anlattı. Kızın annesi tarafından ağaca kapatıldıkten sonra, kendisini kurtarmak için sürekli ağacın çevresinde büyücüyü aradığını anlattı.
Büyücü, Vakvak Ağacı'nın çevresinde hapsolmuş olan kızın hikâyesini duyunca, kalbinde acılar hissetti. Bu hikâyenin sonunda, büyücü köylülere Vakvak Ağacının çevresinde demir parmaklıkları olmadan onların arkadaşlarını özgür bırakmalarını ve dostlarını kurtarmalarını söyledi.
Köylüler, canları Dost'a kavuşmak için verdiler ve büyücünün dediği gibi o ağaçta parmaklıklar olmadan bir araya gelip onu özgür bıraktılar. Sonunda, hayat ağacının gözyaşlarının sevincinden ürken köylüler, bu masalın çok daha eski yüzyıllardan beri nesilden nesile devam ettiğini düşündüler.