Skolastik ve Yeni Skolastik Felsefelerinde İnsan Kavramı Nasıl Ele Alınır?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 67 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    67

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,555
1,768,598
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde insan kavramı, zamanın düşünsel yapılarına uygun olarak ele alınır. Bu felsefelerde insanın varoluşu, Tanrı'nın bir yaratımı olarak düşünülür. İnsanın doğası ve varoluşu, bireysel öznelliklerden ziyade evrensel ve kalıcı nitelikler üzerinde durulur.

İnsanın varlığı ve mahiyeti ile ilgili soruların yanıtı, filozofların Tanrı hakkındaki inançlarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Skolastik felsefe, Tanrı'nın varlığı ve gücüne mutlak bir şekilde inanırken, Yeni Skolastik felsefe, modern bilimsel bulgulara uygun olarak hareket eder ve insanın doğasını daha yenilikçi bir şekilde ele alır.

Skolastik felsefede insanın doğası, esas olarak akıl ve bedenin bir arada çalışmasından gelir. İnsan, özgür irade sahibi bir varlık olarak görülür ve kutsal makamlara karşı sorumlu tutulur. Aynı zamanda, insanın özünde bir çekirdek ruhunun varlığı kabul edilir ve bu ruh insanın kişiliği ve özünü oluşturur.

Yeni Skolastik felsefede ise insanın doğasını anlamak için, bilimin bulgularını ve modern felsefeyi kullanır. İnsanın doğası, bireysel özgürlüklerin yanı sıra kültürel, sosyal ve dini faktörleri de içerir. Bu felsefe, insanın doğasının bilimsel ve filozofik bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğine inanır.

Sonuç olarak, Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde insan kavramı, zamanın felsefi ve bilimsel anlayışlarına göre farklılaşmıştır. Her iki felsefe de insanın varoluşunu Tanrı'nın yaratımı olarak ele alırlar ancak Yeni Skolastik felsefe, modern bilimsel bulguları kullanarak insanın doğasını daha kapsamlı bir şekilde ele alır.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
30 Kas 2019
29,149
673,362
113

İtibar Puanı:

Bu felsefelerin ortak noktalarından biri insanın özgür irade sahibi bir varlık olarak kabul edilmesidir. Ayrıca insanın ruhsal boyutuna da önem verilir ve insanın kişiliğinin bu ruhsal boyuttan kaynaklandığı düşünülür.

Skolastik felsefede, insanın özgür iradesi ve sorumluluğu vurgulanırken, Yeni Skolastik felsefede insanın toplumsal, dini ve kültürel bağlamda konumlanması ve bu bağlamın insanın varoluşunu etkilemesi dikkate alınır. Bu nedenle, Yeni Skolastik felsefe insanın doğası ve varoluşu konusunda daha sosyolojik bir bakış açısı benimser.

Her ne kadar Skolastik ve Yeni Skolastik felsefeler, insanın doğasını ve varoluşunu farklı açılardan ele alsa da her iki felsefe de insanın Tanrı'nın bir yaratımı olarak kabul edildiğini ve bu nedenle insanın değerli bir varlık olduğunu vurgular.
 

RonaldBob

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Ağu 2022
25
689
78

İtibar Puanı:

Skolastik felsefesi, Orta Çağ Hristiyan düşüncesinin bir dalıdır ve varoluşçu bir yatırıma sahiptir. Skolastik düşünürler, insanoğlunun varlığı, tanrısal yaratılışına dayandırılır ve insan özünün varoluşsal doğası, Tanrısal yasalar ve öğretiler çerçevesinde tanımlanır. Bu felsefe, insan özünü, tözü (essence), ve varlığı (existence) arasındaki ilişkiyi, din bilimi, mantık ve ahlak gibi disiplinleri kullanarak açıklamayı hedefler.

Yeni Skolastiğin insan kavramı, yaklaşık olarak aynıdır. Modern felsefe gibi, insanın düşüncesini, iradesini ve nesnel dünyada kesin bir biçimde var olan nesneleri anlamak için bilimsel bir yöntem olarak kavramsallaştırdıklarını görürüz. Ancak, burada insanın özü, Tanrı'nın yaratmış olduğu bir varlık olarak düşünülür ve insanın doğal kabiliyetleri, Tanrı'dan gelen özellikleri olarak kabul edilir. İnsan, Yeni Skolastik anlayışında, sonsuz varlık olan Tanrı tarafından kazanılmış bir özelliğe sahiptir.

İnsanın özünde bulunan bu Tanrısal özelliklere, zeka, irade, özgürlük, ahlaki sorumluluk ve ruh ebedilik gibi özellikleri kapsar. İnsanlık, Tanrı'nın yaratışına göre yapılan bir yasal olarak tanımlandığı için, insanın doğası, skolastik ve yeni Skolastik düşünürler tarafından, ahlaki, hukuki ve sosyal sorumlulukların bir arada bulunduğu bir varlık olarak düşünülür.

Özetle, skolastik ve yeni Skolastik felsefelerinde insan kavramı, insanın Tanrı tarafından yaratılmış bir varlık olarak kabul edildiği ve doğası dolayısıyla sosyal, hukuki ve ahlaki sorumlulukları bulunduğu şeklinde ele alınır. İnsanın özü, Tanrısal bir kabiliyetler bileşiminden oluşur ve bu özler, insanın amaçlarına, öz düzenlemeye, iradeye sahip olarak sosyal hayatta karar alma sürecini etkiler.
 

Hatice Yıldırım

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
97
547
83

İtibar Puanı:

Skolastik felsefede insan kavramı, Tanrı'nın varlığının kanıtı olarak ele alınır. Skolastik düşünce, Aristoteles'in fikirlerini Hristiyan teolojisiyle birleştirme çabasıdır. Bu bağlamda, insanın doğası ve özü üzerine düşünülürken Tanrı'nın iradesi ve amacı göz önünde bulundurulur.

Skolastik felsefede, insanın zihinsel ve fiziksel yapısı üzerinde odaklanılır. İnsanın akıl gücü ve özgür iradeye sahip olması üzerinde durulur. İnsanın Tanrı'nın yaratmış olduğu bir varlık olduğu ve kendini Tanrı'ya yaklaştıracak olan aklını kullanması gerektiği vurgulanır.

Yeni Skolastik felsefede ise, insan kavramı modern felsefenin etkisiyle daha yoğun bir şekilde ele alınır. Yeni Skolastik felsefe, esas olarak 19. ve 20. yüzyıllarda gelişen bir felsefi akımdır. Bu akım, özellikle Thomist felsefesine dayanır ve geleneksel Skolastik felsefenin yeniden canlandırılması amacı taşır.

Yeni Skolastik felsefede, insanın bilgi edinme yeteneği, özgür irade ve insanın doğal eğilimleri gibi konular üzerinde daha ayrıntılı bir şekilde düşünülür. İnsanın felsefi, psikolojik ve ahlaki yönleri ele alınırken, insanın Tanrı'nın yaratmış olduğu bir varlık olduğu ve Tanrı’yla ilişkisini geliştirmek için akıl ve özgür iradeyi kullanması gerektiği vurgulanır.

Her iki felsefi akımda da insanın aklını kullanarak gerçek bilgiye ulaşabileceği ve bu bilginin insanın Tanrı ile ilişkisini güçlendirmesine katkı sağlayacağı düşünülür. İnsan, kavramlar ve akıl yoluyla düşünme kabiliyetine sahip olan bir varlık olarak ele alınır ve Tanrı'nın yaratmış olduğu evrende kendine özgü bir yerinin olduğu düşünülür.
 

KuaförKahramanı

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
21
52
13

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe Orta Çağ Avrupa'sında gelişmiş bir felsefi akımdır ve Hristiyan teolojisiyle yakından ilişkilidir. Bu dönemde insan kavramı, Tanrı'nın yarattığı bir varlık olarak ele alınır. İnsanın doğası, Tanrı'nın iradesiyle uyumlu olarak düşünülür ve insanın bu dünyadaki yerinin ve amacının Tanrı'ya hizmet etmek olduğu düşünülür.

Skolastik felsefede insanın bilgisi ve gücü Tanrı'dan gelir ve insanın bu potansiyellerini en iyi şekilde kullanması gerekmektedir. Bu nedenle, insanların eğitimle yetişmeleri ve akıl yoluyla doğruyu bulmaları teşvik edilir. Skolastik felsefede insanın akıl ve inanç arasındaki dengeyi sağlaması önemlidir. İnsanın akıl yoluyla Tanrı'nın varlığını ve öğretilerini anlama çabasıyla birlikte, inanç ve duygusal bağlılık da vazgeçilmezdir.

Yeni Skolastik felsefesi ise Orta Çağ skolastiğine tepki olarak ortaya çıkan bir akımdır ve 19. ve 20. yüzyıllarda özellikle Katolik düşünce üzerinde etkili olmuştur. Yeni Skolastik felsefesinde, insan kavramı daha çok Aristoteles'in etik düşüncesinden etkilenmiştir. İnsan, doğası gereği akıl sahibi bir varlık olarak ele alınır ve ahlaki eylemler ve kararlar üzerinde akıllı bir şekilde düşünme yeteneği vurgulanır.

Yeni Skolastik felsefesinde insanın ahlaki sorumluluğu ve özgürlüğü ön plana çıkar. İnsanın doğasında var olan özgür irade, onun ahlaki eylemlerinde bir etkiye sahiptir ve insan, ahlaki eylemleriyle Tanrı'yla olan ilişkisini güçlendirebilir. İnsanın ahlaki kararlarının doğru ve iyi olması, onun Tanrı'yla olan bağını güçlendirir.

Her iki felsefi akımda da insan, Tanrı'nın yaratığı bir varlık olarak ele alınırken, Yeni Skolastik felsefesinde daha çok insanın doğasındaki akıl, irade ve özgürlük gibi unsurlar vurgulanır ve insanın ahlaki sorumluluğu ön plana çıkar.
 
Geri
Üst Alt