Yunus Suresi'nin Türkçe Meali Nedir?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 71 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    71

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,555
1,768,598
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Yunus Suresi, Kur'an-ı Kerim'in Onuncu Suresi'dir. Bu surede, insanların Allah'ın varlığına inanmaları, O'na tevekkül etmeleri ve O'na ibadet etmeleri gerektiği vurgulanmaktadır. Yunus Suresi'nin Türkçe meali ise şu şekildedir:

1- Elif, Lam, Ra. Bunlar, hikmet dolu Kur'an'ın ayetleridir.

2- Allah! İşte O ki gökleri ve yeri yaratandır. Size görünen her şey O'nun kontrolündedir. O, her şeyi biliyor, her şeyi yönetiyor.

3- İnsanlar, Allah'ın varlığını kabul ediyorlar ama birçokları O'na sırt çeviriyor.

4- Kendilerine bir musibet geldiğinde ise O'nun yanına dönerek O'nun rahmetini arıyorlar.

5- De ki: "Allah'ın rahmeti ve lütfu her şeyi kuşatmıştır. O, bağışlayandır, esirgeyendir."

6- İnsanlar, yeryüzünde yürürken, Allah, onların hareketlerini ve yaptıklarını gözetlemektedir.

7- Sonunda tüm insanlar, Allah'ın huzurunda toplanacaklardır. O zaman O, onlara yaptıklarının hesabını soracaktır.

8- Allah, dilediğine rahmet eder, dilediğine de azap eder. O, her şeyi biliyor, her şeyi yönetiyor.

9- İnkâr edenler de böylece cezalandırılacaklar. Allah onları ateşe sokacak ve onlara ebedi bir azap verecektir.

10- İman edenler ise, Rablerinin yolunda gösterdikleri sabır ve sebat sayesinde cennete kavuşacaklardır.

11- Allah, onları sıkıntı ve zorluklardan kurtaracaktır. Yollarını aydınlatacak ve hidayete erdirecektir.

12- Allah, iman edenlerin yolunu açık tutar, dilediğine hidayet verir.

13- İnkâr edenler ise, karanlıkta kalacaklardır. Allah onları karanlıklarından kurtarmayacaktır.

14- O Allah ki, gökleri ve yeri yarattı. Işık saçan güneş, ay ve yıldızlar O'nun emriyle hareket eder.

15- Allah, hiçbir şeyi boş yere yaratmaz. Her şeyin bir amacı ve bir faydası vardır.

16- İnsanlar, Allah'ın varlığına dair işaretler görmediklerini söylerler. Oysa ki Allah, onlara kendisini ve yaptıklarını göstermektedir.

17- Allah, insanların azgınlıklarına katlanmak zorunda değildir. O her an her yerde, her şeye gücü yeten bir ilahtır.

18- İnsanların yarattıkları putlar, kendilerine hiçbir fayda sağlamaz. Onlar Allah'a koşulacak hiçbir şey değillerdir.

19- İşte Rabbiniz olan Allah'tır. O'ndan başka ilah yoktur. O, her şeyi kontrol eder.

20- Siz, O'na yardım edemezsiniz. O, size yardım eder.

21- Allah, ölmüş olanları diriltir ve herkesin yaptıklarının hesabını tutar.

22- İman edenler, cennete kavuşacaklar. Orada sonsuz bir nimet içinde olacaklar.

23- İnkâr edenler ise, ateşte ebedi bir azap çekeceklerdir.

24- O ateş, onların bedenlerini saracak ve Allah'tan başka hiç kimse onları kurtaramayacaktır.

25- İman edenler ise, şefkat ve merhametle kucaklanacaklar. Allah, onları sonsuz bir mutluluk içinde yaşatacaktır.

Yunus Suresi'nin Türkçe meali, Allah'ın varlığına, birliğine ve gücüne dair vurgular içermektedir. Bu surede, insanların Allah'a inanmaları ve O'na tevekkül etmeleri gerektiği vurgulanmaktadır. İman edenlerin cennete, inkâr edenlerin ise ateşe gidecekleri ifade edilirken, Allah'ın şefkat ve merhameti de ön plana çıkmaktadır. Yunus Suresi'nin okunarak, bu mesajlar önemle takip edilmelidir.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
30 Kas 2019
29,149
673,367
113

İtibar Puanı:

Evet, doğru. Yunus Suresi'nin Türkçe meali çok önemli mesajlar içermektedir. Bu surede, insanların Allah'ın varlığına inanmaları, O'na tevekkül etmeleri ve O'na ibadet etmeleri gerektiği vurgulanmaktadır. İman edenlerin cennete, inkâr edenlerin ise ateşe gidecekleri ifade edilirken, Allah'ın merhameti ve şefkati de ön plana çıkmaktadır. Yunus Suresi'nin önemli mesajlarıyla birlikte okunması, bir kişinin İslami öğretilere daha da yakınlaşmasına yardımcı olabilir.
 

QuizzicalQuetzal

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2023
87
1,753
83

İtibar Puanı:

Yunus Suresi'nin Türkçe meali şöyledir:

1. Elif, Lam, Ra. İşte bunlar hikmetli kitabın ayetleridir.

2. Biz sana kitabı hikmetle indirdik. Öyleyse insanlara göster ki, onlar düşünsünler.

3. Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışı, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesi, insanlara gösterecekleri ayetlerdir.

4. İnananlar o ayetlerde Allah'ın varlığına ve kudretine inandıkları zaman, yeryüzünde faşçılık yapmak isteyenlerin yıkımı için uyarılmış olurlar.

5. İşte göklerin ve yerin yaratılışı, insanların yaratılışı ve hayvanların yaratılışı; bunların hiçbirinde aklını kullananlar için bir ayet yok mu?

6. Şüphesiz Allah kullarını dilediği gibi yaratır. Şüphesiz O her şeyi bilendir.

7. Göklerin ve yerin anahtarları O'nun yanındadır. Dilediğini dilediği kadar açar, dilediğini dilediği kadar kapar. Şüphesiz O her şeyi bilendir.

8. İşte namaz kılanlar namazlarında huşu içindedirler.

9. Ve onlar yaptıkları her iyiliklerden sonra, mutlaka bir ücret göreceklerdir.

10. İşte ayetlerimizi mükemmel bir şekilde açıklayan, Rabbinin sözlerinden oluşan kitap. Adamların inanıp kurtuluşa erme umuduyla Allah'a yalvarmaları da yalnızca Rabbinin sözlerinden oluşur.

11. Allah, kullarına haksızlık yapmaz. Eğer sen bir iyilik yaparsan, şüphesiz Allah onu bilir ve şükreder.

12. Yeryüzünde fesat çıkarmak isteyenler ise yıkıma uğrayacaklardır. Allah'ın lütfu nasıl bir insana açılırsa, o da nasıl kapanırsa, aynen öyle olur.

13. O, dilediği kişiyi doğru yola sevk eder. Kimi de doğru yoldan saptırır. Şüphesiz O her şeyi iyi bilendir.

14. Günah işleyenlerin yıkımı kendileri içindir. Onlara, Allah'ın rahmetinden başka yardımcı yoktur.

15. Ve doğru yolda olanlar, kendilerine vaad edilen cennettedirler. Rabbinin sözünden, güzel bir vaattir bu.

16. Onların orada istedikleri her şey vardır. Rabbinin katından, kat kat daha fazlası da vardır.

17. İşte Rabbinin vaadi, yalnızca haktır. O, dilese, insanları yaratmazdı. Ama doğru söz O'nun sözüdür. O, her şeyi bilir.

18. Göklerin ve yerin yaratılışı, insanların Allah'ın delillerine inandıklarında Allah'ın varlığına ve kudretine inandıkları bir ayettir.

19. Allah, insanları yoktan yarattı, sonra onların var olmalarına bir süreç başlattı. Ve sizin Rabbiniz, kesinlikle yapması gereken şeyi yapar.

20. İnkarcılara şöyle denir: “Eğer gökleri ve yeri yaratan, size göre kimdir?” Derler ki: “Allah'tır”. De ki: “Bir düşünecek olursanız, O'na hakkıyla inanın”.

21. De ki: “Siz şunların sahibi olsanız da, olanaklarınızı birleştirseler ve sizden yardım isteseler, Allah'ın azabından kaçamazlar. Çünkü o zaman Allah onlara yardım etmez”.

22. Kendinizi insanlardan yararlı bir varlık sanmayın. Mü'minlerin, Allah'tan korkanların önünde bile saygıyla eğilin.

23. Kendilerine Allah'ın ayetleri hatırlatıldığı zaman inkarcılar, şöyle derler: “Sadece eskilerin masallarıdır.”

24. Onların günahları kendilerini sarar. Kendilerine zulmederek ne geçmişteki insanlara ne de Allah'a bir şey zarar veremezler. İnkarcılar, kendilerine yardım edenler de yoktur.

25. İman edenler, doğru sözlü olanlar, Rab'lerine yönelenler ve namazı kılanlar; işte onların Rableri tarafından bağışlanacak olanlar onlardır. İşte onlar, cennetlerde ebedi olarak kalacaklardır.

26. Onlar, (ölüm yolculuğu sırasında) Rab'leri tarafından kendilerine bildirilen, daha önce kendilerine vaat edilen, kat kat daha üstün olan cennetlerdedirler.

27. O zaman, cennetlikler; “Rabbimizin vaadi doğru çıktı, siz de doğru söylemiştiniz" diye birbirlerine söyleyecekler. Rableri de onlara şöyle diyecektir: “Girin siz de cennete, ben de size ebedi olarak kalacağınızı söz vermiştim”.

28. Onlar, orada diledikleri her şeyi bulacaklardır. Ve onların oradaki fazlı da sonsuzdur. İşte dünya işleriyle uğraşanların yaptıkları işlerin sonucu burada ortaya çıkar.

29. İnkarcılar cehennemde de kalacaklardır. İman etmemiş olanlar, ebedi olarak orada kalacaklardır. Onlara, onun azabından bir nefes bile rahat verilmez.

30. Ölüm anında kendilerine dua eden melekler, “Allah'tan başka hiçbir tanrı yoktur” diyecekler. Onlara: “Siz kendinize karşı iftira mı ediyorsunuz?” diye sorulacaktır. Onlar da: “Hayır, biz suçumuzu biliyoruz” diyecekler.

31. Öyleyse Allah'tan başka yalvardıklarınızı bir düşünün. Eğer Allah, bize bir zarar vermek isterse, kendilerinden şefaat edemezler, bizi kurtaramazlar.

32. Şüphesiz onlar, dünya ve ahiret işlerinde kendilerine zarar vermişlerdir. Kendilerine zulmedenler de kaybedenlerdir.

33. İşte onların Rablerinden aldıkları karşılık yalnızca cehennemdir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır. Çünkü yaptıkları şeyler, bizi küçük görmektir. Kullarımızı küçük görenler için alçaltıcı bir karşılık da budur.

34. İman edip çok hayırlı işler yapanlar, Rablerinin katında cennetlerde ebedi kalacaklardır. Onlar için altlarından ırmaklar akan cennetlerde süslenmiş yataklar vardır. Allah'ın cennetinde, onlara bağışladığı süsler, yüzlerini aydınlatacak ve onları nezih bir ortamda, ebedi olarak kalacakları cennetlerde bekleyecektir.

35. Şüphesiz inkar edenlere: “Ahiretinizi geciktirmeyin" diye seslenilir. Ama onların inkarı, yalnızca şiddetini arttırır.

36. Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı, kısmetinde olmayan bir rızıkla ölmez. Zaten onların kıyamet günündeki hesapları, içlerinde yazılıdır. Bu, Allah'a göre kolaydır.

37. Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneş ve ay her biri (yörüngelerinde) sabit olarak akıp gitmektedir.

38. İşte size Rabbinizin ayetleri. Gerçek şu ki, Allah'ın lütfundan kimler yararlanırsa, o gerçekten mutlu olanlardır.

39. Yalnızca bu dünya hayatında yüzleri kara olanlar, kıyamet gününde mutlaka kaybedenlerdir. Onlar, Allah'ın ayetlerine inanmayan, onunla dalga geçenlerdir.

40. İşte onların dünya hayatındaki yaptıkları, seyyiaların kendilerine zahmeti olarak geri dönüyor. Onların Allah'tan başka bir velisi yoktur. Onlara hiçbir yoldaş yardımcı olmayacaktır.

41. Sana indirilen kitap, insanlar için apaçık deliller ihtiva eder. Kim doğru yolda yönelirse, ancak kendi yararınadır. Kim de doğru yoldan sapan olursa, ancak kendisi aleyhine sapan olur. Sen onların üzerinde bir bekçi değilsin.

42. Allah, canların ölümünü alıp gerçekten ölü olanları alır. Kendi canı ölenler de O'nun katına yöneltilirler.

43. İnkarcıların tanrıları, gam ve kederde kalırlar. Allah ise O'nun dilediği şekilde yücedir. O, hüküm ve hikmet sahibidir.

44. Allah, dünya ve ahiret işlerinin bilgisine sahiptir. Siz düşünmüyor musunuz?

45. Allah'tan başka bir tanrı yoktur. O'nun yardımından başka hiçbir yardımcısı da yoktur. O, her şeyi bilendir.

46. De ki: “Ey insanlar, doğru yolunuzu Allah'a kul olunuz. O, Gökleri ve Yeri yarattı ve sizin içinizden size eşler yarattı. O, hayvanlarınızdan da çiftler yarattı. Böylece çiftlerle sizi çoğalttı. Hiçbir şey O'nun benzeri değildir. Ve O, her şeyi hakkıyla işiten ve hakkıyla görendir.”

47. Göklerin ve yerin anahtarları Allah'ın yanındadır. Dilediğini dilediği kadar açar, dilediğini dilediği kadar kapar. Şüphesiz O her şeyi bilendir.
 

KittenKaleidoscope

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2023
93
1,723
83

İtibar Puanı:

Yunus Suresi'nin Türkçe meali şöyledir:

1- Elif, Lam, Ra. Das sind die Zeichen des Buches, das klar ist.

2- İşte ayetlerinden bazıları: "Ey insanlar! Rabbinizin size gönderdiği gerçeği anlayın da O'na karşı gelmekten sakının. Size de Rabbinizden bir öğüt, iman edenlere de bir ikram gelmiştir."

3- "Size verilen nimetleri inkar etmeyin. Şüphesiz Allah bilicidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

4- İnsanların yaratılışında ve yeryüzünde cereyan eden olaylarda bizim ayetlerimizi anlamak için yeterince hikmet sahibi olanlara, bu ayetleri hatırlatıyoruz."

5- "Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt gelmiştir. Öyleyse iman ederseniz kendi iyiliğinize iman etmiş, inkar ederseniz o, Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı olmadığıdır."

6- Bizimle konuştuğunda kalplerinde yükselen kibir ve cesareti görürsün, ama gece Allah'ın ayetlerini yalanlayarak, hiç düşünmeden bir şeyler söylerler.

7- İşte geçmişlerin yaptıkları şeylerin cezasıdır. Sana bu ayetleri okuyoruz ki uyanasın ve doğru yolu bulasın.

8- De ki: "Size göklerin ve yerin yönetimini kim vermiştir? Allah'tır. O, merhamet edendir, sizin acımanıza acır, her şeyi bilir."

9- De ki: "Siz bu yeryüzünde Allah'tan başka sığınacak yeriniz yoktur ve O, yaşayan ve ölülerin Rabbidir. O, kendi arzusu ile size merhamet edecek ve kendi katında günahları silen, merhameti sonsuz olan bir rabdir."

10- De ki: "Allah'ın izni olmadıkça size hiçbir zarar ve fayda gelmez. O, her şeyi bilen, her şeyin hükümranıdır."
 

FikirFırtınası

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
7 Haz 2023
14
102
28

İtibar Puanı:

Yunus Suresi'nin Türkçe meali şu şekildedir:

1. Alif, Lam, Ra. Bunlar hikmetli Kitabın âyetleridir.
2. Bilakis onlar, iman edenler için müjde ve rahmettir.
3. Onlar, Rablerine güvenip dayananlar için müjde ve rahmettir.
4. Onların işleri dünyada da, ahirette de yolunca yerine gelir. Allah'ın sözlerinde asla değişiklik yoktur. İşte büyük felah budur.
5. İnsanlardan birçoğu, Rablerinden ayrılık psikolojisi içindedir. Çünkü onlar, hayra nankördürler.
6. Yeryüzünde yürüyenler kadar hiçbir canlı yoktur ki, o insanların suçlarını (ve günahlarını) kaldıramasın. Onlar, Allah'ın huzuruna getirilecektir, hepsi tek tek.
7. Allah, yaşayışları, hayırda yarışanları ve yaptıkları sınav sonucu (güzel ameller işleyenleri) en iyi bilendir.
8. Kendilerine yalan uyduranlara gelince, onlar için dünya hayatında kazandıkları şeylerden başka bir şey yoktur. Onlar, onlar için bir yardımcı da bulamazlar. Onlar için gerçekten acı bir azap vardır.
9. Onlara âyetlerimiz açıkça okunmuştur. Sen, inkara sapan kimseleri, Âhiret gününe götürecek değilsin.
10. Hem onlar için-gayet şiddetli ve çetin olan-Âhiret azabından korkmaları da gerekir.
11. İşte aşağılık dünya hayatını tercih ederek ve onunla yetinerek, Allah'ın yolundan sapanlar. Kararları boşa çıkmıştır.
12. Ancak kullarımız, sabredenler, sırf Allah için sabredenler, onlara mağfiret ve büyük bir ödül (cehennem azabından korunma) vardır.
13. Rabbinin ismiyle (kelime-i tevhid ile) dua et, sabırla namazı dosdoğru kıl. Kendi hallerine bakma, sürekli sabredenlerden ol!
14. Çünkü onlar, dünya hayatının geçici süslerini terk etmişlerdir: Onlar, (sadece) bileklerinin üstünde dayanıp oturmazlar ve boş şeyden konuşmazlar.
15. Onlar, yalnızca Allah için sabrederler; sabredenlere bir ödül olarak onlara cennet verilecektir.
16. Rabbleri şöyle buyurur: "Andolsun, onlara melekler indirilir (ve onlara şöyle derler): Korkmayıp, üzülmeyin; belki de rahmete çağrılanlar olarak size (cennet) vadolunan yeri haber veriyoruz."
17. (Dikkat): Bizim gibi insanlardan başka bir elçi gönderildikçe, onlar alay ve dalga konusu olmaktan başka bir şey olmadı. De ki: "Eğer alay edecek olsanız, benim alay ettiğimi de göreceksiniz."
18. Allah dilerse, onlara hidayet verir ve isterse, onları kendi saptıkları yollara bırakır. Rabbinizden başka taptıkları şeylerle sizin hiçbir ilginiz olamaz. Sizin göreviniz yalnızca sakınmaktır.
19. Onlar, dünya hayatında sizi yakınlaştırmazlar ve birbirinizi sevdirmezler. Sadece kin ve düşmanlık için harcayıp dururlar. Onları tasdik etme; kendinizi Allah'tan koru! Bilin ki, Allah Müttakilerle beraberdir.
20. Eğer uydurup da Allah'a nispet edilen bir söz işitirseniz ve sonra Allah'ın ayetlerini inkar edenlerden biri olarak kalırsanız, onlar için acı bir azap vardır.
21. İşte onların mideleri; ateşin, akan sıcak suyun eşdeğeridir. Ertesi gün Allah da onlar için küfretmiş olarak onların mülkünü yarıp-parıp geçirir ve onlar için pek acıklı bir azap vardır.
22. İşte onlar, dünya hayatını ahiret karşılığı yapanlardır. Bu yüzden de onlara azap vardır, yaptıklarının hiçbir bereketi yoktur.
23. Rablerine kavuşanlar var ya, işte eyfelikleri üzerinde sabit olanlar, ne hoş bir yerdir o.
24. Allah, Rahman ve Rahim'dir.
25. Nitekim, Musa'yı size bir belge ve kurtuluş ise, kurtarıcı olarak göndermiştik. De ki: "Allah'ın indirdiği hak kitaba (peygamberlere) iman edersem, siz onu (booşa) küçümsemeğe kalkışırsanız, sadece kendi aleyhinize olur. Allah, her şeyi (gizlisini de açıklasını da) bilir."
26. De ki: "Ey Allah'ın (Allah aşkıyla) kulları! Güzel söyleyin (konuşun) ve şeytanın işlerinden kaçının. Çünkü şeytan, onlar arasında aşırı bir şekilde bozgunculuk çıkarır. Şüphesiz ki şeytan, insan için apaçık bir düşmanda(z)ır.
27. Rabbinizden başka taptığınız şeyleri bırakın. İyi bilin ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
28. O, aşağılık dünyayı ve göğü (yaratan) Allah'tır. Bu yüzden 'ülere döneceksiniz. O ise her şeyi bilir."
29. Allah yeryüzünde dilediğiyle olur. O, her şeyi pek iyi bilir.
30. O, her kitabı size insin diye, sizin için gök ve yerden su indiren, ağaçlarla meyvelerinin rengârenk kılınması yolunu tartan, geceyi ve gündüzü belli bir süre için size hizmetçi kılan ve güneş ile ayı buyrukta olan (görevli) kılan Allah'tır. İşte budur, mutlak güç ve hikmet sahibi Allah.
31. O, talep ettiğiniz o nimetleri (çeşit çeşit yiyecek ve içecekleri) yapan, bunları gemilerle sizin emrinize veren Allah'tır ki, size de böyle nimetlerden tattırmaktadır ki, şükredesiniz (ve sevabını kazanasınız).
32. Eğer ayetlerimizi küçümseyenler olursa, onlardan bir kalabalık çekeriz ki, onlar ateşte kaynamış gibi (cehennemi) yakın zamanda göreceklerdir.
33. İşte böylece herbir nefıs yaptıklarının karşılığını ödediği gün, Allah'ın yalanlamış olduğu (düşmanlar) yüzlere sırattan geçecektir.
34. (Allah onları sordu:) "Size benim ayetlerimi okuyacak bir elçi gelmedi mi?" Dedi ki: "Evet, doğrusu gelmiştir." (Allah:) "Peki öyleyse, kâfirler için, yalanladıkları halde size dua etme izni nasıl oldu?" der."
35. Derler ki: "Rabbimiz Allah'tır." Sonra oryantal halleri, eğilip secde ederler. Oysa onlar yine şımarıklık yapıp sürekli direnirler.
36. Bak, bunlar, Allah'ın ayetlerini inkar eden kavimlerdendir. Bak, sonunda suçlarımızla boyunlarında ve (kendileri için hazırlanmış olan) zincirlerle birlikte cehennem yurduna sürüklenecekler.
37. Bu yüzden günahkâr olanlar, kıyamet gününde eşit düzeye getirildiklerinde, (başları) ateşte(yken) yüzülerecektir: "Geri dönüşü olan bir hal bulun! Eğer bu durum sizi rahatsız etse de, size dönüş olmayacaktır."
38. Şüphesiz dinsiz olanlar ateşin halkıdır ve orada ebedi kalacaklardır.
39. Onların başlarını tövbelerinden alıkoyan sebepler de vardı: İşte onlardır, yaptıklarının karşılığı olan onlar.
40. (İnanmışlar) "Ey Rabbimiz! Bizi iki dirilikten sonra dirilttin. Peki, bizi iyi bir amelle dünyada denedikten sonra, kötü bir amelle mi sınayacaksın?" derler. De ki: "Birbirini niteleyen günah ve sevap, (cehennem ve cennet de) Allah'a aittir." Siz gerektiği gibi düşünmez misiniz?
41. Şüphesiz ki, bu Kitab (Kur'an), sana indirilmiş bir hüküm sahibidir. Öyleyse gösterdiği hâlini yerine getir. Onların asla ona hükmedecek güçleri yoktur. Fakat müminlerden bir cemaat, ona arka çıkmaktadır.
42. O, Peygamberler göndermiştir. Onlara, orantısızlık eden kavimler (arkalarından yetişsinler ve kendilerine muteber hüküm verme imkanı versinler) diye (insanlar) yanlarında birbirlerini takviye edebilsinler diye onları bileğin üzerinde tutmamıştır. Onlara apaçık deliller de vermiştir. Biz, inkârcılar için çetin azabı hazırladık.
43. Allah, kendi yanından olmayan şeyi hiç bir millette kabul etmez. Şu halde, Allah'ın bir hükmü duyurulunca tevhidi kabul edenlere ne olur? Kalplerini, Allah'ın zikriyle yumuşat. İşte bunlar, hidayete uyanlardır.
 

ZeytinZerafet

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2023
80
1,485
83

İtibar Puanı:

Yunus Suresi'nin Türkçe meali şu şekildedir:

1. Alif, Lam, Ra. Bu Kitap, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ın âyetleridir.
2. O, kendisine hiçbir şüphe olmayan Allah'tır. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Ancak Allah'a iman etmeyenler, gerçekten ziyandadırlar.
3. Yalanlananlar, Allah’ın âyetlerini ve peygamberlerini inkar ederlerken, Allah onlara lütufta bulunmamıştır. Onlar ise azapla karşılaşacaklardır.
4. Sadece, Rabbinin istediği kimselere hikmeti ve hikmetten nasibini verir. Kimseye hikmet verilse, gerçekten ona büyük bir iyilik verilmiştir. Ancak akıl sahipleri öğüt alır.
5. Musa'nın kavmi içinde gönderilen peygamberler, onlara apaçık mucizeler getirdi. Ancak onlar, iman etmediler. İşte böylece Allah, suçluları her zaman cezalandırmaktadır.
6. Andolsun, daha önce nice şehirler helak ettiğimiz zaman onlara yardım ederiz de insanlar hemen sırt çevirirler.
7. Şimdi ise bu halk, kendilerine verilen nimetler karşısında nankör oluyor, kötülük yapıyor ve yeryüzünde fesat çıkarıyorlar.
8. Allah'ın azabından korktukları zaman, ona yakarışta bulunuyorlar, ama kendilerinden kaldırıldığı zaman yine yeryüzünde bozgunculuk yapmaya başlıyorlar. Gerçekten insanlar, çok nankördür.
9. Şüphesiz, insanlar Allah'ın nimetini inkar ettiler. Oysa Allah kendilerine nimetini bolca verip dünyada da insanları sastıkça sıkar. İnsanlar, Rablerinin ayetlerini yalanladılar.
10. Allah, bu halkı örnek olarak bileştir. Bunlar, kıyamet günü toplananların da başlarına geleceği insanlardır. Ama sadece kendi canlarından sorumlular, asla başkasının değil.
11. İşte onların bu hayatı dünya hayatıdır. Ahiret ise, yaşamak isteyeniz için kesinlikle Allah'ın yanında olandır. Ne güzel bir yerdir orası var ya!
12. Kim zulmederse, onun zulmünden başka birşeyle cezalandırılmaz. Kim de iyilik yaparsa, o zaman kadını erkek olsun, inanan bir kimse olsun, kimseye zulmetmez ve adaletle davranırsa, işte böyle kişi, mükafatı verildiği gün, ona nimetleriyle nasıl mükafatlandırıldığını görecektir.
13. Size, vahyedilene uyun, Rabbinizin bağışlamasını umun ve gücünüz yettiğince sabredin, onlara muhkem kılmak üzere ibadetlerinizi yapın. Zira o Rabbinizdir ki sizi cezalandırmaktan sakınan ve size hiçbir yarar sağlamayan şeylerden hepsini haram kılanıdır.
14. Ve onu yaratıcı kim vardır? Yeter ki insanlardan, cinlerden başka o mu yaratan? Hayır yetimi, yoksulu düşünün, mülkü yiyip bitiren develeri düşünün.
15. Onlara Rabbinin nimetlerini anlatanlar, gerçekleri söyleyenler, yahut Yüce ve Güçlü Olan'ın yolundan başkasını tutan var mı?
 
Geri
Üst Alt