Biyolojik çeşitlilik, bir ekosistem veya bir bölgede bulunan canlı türlerinin çeşitliliği ve bu türler arasındaki genetik, morfolojik ve ekolojik farklılıkları ifade eder. Biyolojik çeşitlilik, hem tür çeşitliliğini (taksonomik çeşitlilik) hem de genetik çeşitliliği içerir.
Tür çeşitliliği, bir bölgede veya ekosistemde bulunan farklı canlı türlerinin sayısı ve çeşitliliğidir. Bir ekosistemde çeşitli türlerin bulunması, ekosistemin daha dengeli ve sağlıklı olması anlamına gelir. Bir ekosistemdeki canlıların farklı türlerde olması, ekosistemin işleyişindeki karmaşıklığı artırır ve bu da ekosistemin dayanıklılığını artırır. Yüksek tür çeşitliliği, daha fazla genetik farklılık ve adaptasyon potansiyeline sahip olmayı sağlar, bu da ekosistemin değişen koşullara daha iyi uyum sağlamasını sağlar.
Genetik çeşitlilik ise bir tür içindeki bireyler arasındaki genetik farklılıkları ifade eder. Genetik çeşitlilik, bir türün popülasyonunun uzun vadede hayatta kalabilmesi ve evrimleşebilmesi için çok önemlidir. Farklı genotiplere sahip bireyler, çevresel değişikliklere uyum sağlayabilme yeteneği sayesinde sağlıklı ve üretken bir popülasyon oluştururlar.
Biyolojik çeşitlilik, insanların sağlığı ve refahı üzerinde de doğrudan etkilidir. Çünkü biyolojik çeşitlilik, doğanın sağladığı temel ekolojik süreçlerin sürdürülebilirliği ve ekosistem hizmetlerinin devamı için önemlidir. Biyolojik çeşitlilik, besin güvenliği, ilaç ve ilaç üretimi, ekoturizm, su temini, hava temizliği gibi insanlar tarafından değerlendirilen birçok ekosistem hizmetinin sağlanması için temel bir unsurdur.
Ancak günümüzde, insan faaliyetleri, biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir. Habitat tahribatı, iklim değişikliği, aşırı avlanma, kirlilik, istilacı türlerin yayılması gibi etkenler, biyolojik çeşitlilik üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu nedenle, biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir bir gelecek için büyük önem taşımaktadır.