Tur Suresi'nin Türkçe Anlamı ve Meali Nedir?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 60 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    60

ErSan.Net 

ErSan KaRaVeLioĞLu
Yönetici
❤️ AskPartisi.Com ❤️
21 Haz 2019
38,457
1,991,292
113
41
Yumurtalık/Adana

İtibar Puanı:

Tur Suresi'nin Türkçe Anlamı ve Meali Nedir?​

Tur Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 52. suresi olup, Mekke döneminde indirilmiştir. 49 ayetten oluşan bu sure, kıyamet günü, Allah’ın kudreti ve peygamberlere olan inkarın sonuçları üzerinde durur. Tur Suresi, inançlı olanlar ile inançsızlar arasındaki farkları vurgulayarak, iman ve amelin önemine dikkat çeker. Bu makalede, Tur Suresi'nin Türkçe mealini ve anlamını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Tur Suresi Türkçe Meali​

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla

1.
Tur’a andolsun,
2. Yazılmış satırlara,
3. Yayılmış ince deri üzerine,
4. Beyt-i Ma’mûr’a,
5. Yükseltilmiş tavana,
6. Kızgın denize ki,
7. Şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
8. Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur.
9. O gün gök şiddetle sarsılır,
10. Dağlar yürütülür.
11. Yalanlayanların vay haline o gün!
12. Onlar ki, daldıkları bâtıldan oyalanıp duruyorlar.
13. O gün cehennem ateşine itileceklerdir.
14. İşte yalanladığınız ateş budur!
15. Bu bir sihir mi, yoksa siz mi görmüyorsunuz?
16. Oraya girin; artık sabretseniz de, sabretmeseniz de sizin için birdir. Ancak yaptıklarınıza karşılık cezalandırılacaksınız.
17. Şüphesiz takvâ sahipleri cennetlerde ve nimet içindedirler.
18. Rablerinin kendilerine verdikleriyle sevinç içindedirler ve Rableri onları cehennem azabından korumuştur.
19. Onlara: “Dünyada yapmış olduğunuz iyi amellere karşılık afiyetle yiyin, için” (denilir).
20. Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. Biz onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
21. İman eden ve soylarından gelenler de iman konusunda kendilerine tâbi olanlar var ya, onların soylarını da kendilerine katmışızdır. Onların amellerinden hiçbir şey eksiltmedik. Herkes kendi kazandığı ile rehindir.
22. Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.
23. Orada bir kadeh kapışırlar ki, onda ne bir saçmalama vardır ne de bir günaha sokma.
24. Hizmetlerine verilmiş öyle gençler dolaşır ki, onları gördüğünde etrafa saçılmış birer inci sanırsın.
25. Birbirlerine dönüp sorarlar.
26. Derler ki: “Biz daha önce, ailemiz içinde endişe eder dururduk.”
27. “Derken Allah bize lütufta bulundu ve bizi (cayır cayır) yanan ateş azabından korudu.”
28. “Biz daha önce O'na dua ederdik. Şüphesiz O, iyilik yapanın dostudur, merhametlidir.”
29. Artık (Resûlüm!) sen öğüt ver. Rabbinin nimetiyle ne kâhinsin ne de mecnun.
30. Yoksa, “Şairdir, zamanın getireceği felâketleri bekleyelim” mi diyorlar?
31. De ki: “Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”
32. Onlara akılları mı bunu emrediyor, yoksa azgın bir topluluk mudurlar?
33. Yoksa, “Onu kendisi uydurdu” mu diyorlar? Hayır, onlar iman etmezler.
34. Eğer doğru söyleyenler iseler, onun benzeri bir söz getirsinler.
35. Yoksa, onlar hiçbir şeysiz mi yaratıldılar, yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar?
36. Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar kesin bilgiye sahip değildirler.
37. Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır, yoksa her şeye hâkim olan kendileri midir?
38. Yoksa, onların bir merdiveni mi var, (onunla) dinliyorlar? Öyleyse dinleyenleri açık bir delil getirsinler.
39. Yoksa kızlar O'na, oğlanlar size mi?
40. Yoksa, sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden borç altında mı kalıyorlar?
41. Yoksa gayb onların yanında da onlar mı yazıyorlar?
42. Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? İnkâr edenler, kendileri tuzağa düşeceklerdir.
43. Yoksa Allah'tan başka bir ilâhları mı var? Allah, onların koştukları ortaklardan uzaktır.
44. Eğer gökten bir parçanın düştüğünü görseler, “Üst üste yığılmış bulutlardır” derler.
45. Sen onları, kendilerine çatacakları günlerine kavuşuncaya kadar kendi hallerine bırak.
46. O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermez ve kendilerine yardım da edilmez.
47. Şüphesiz zulmedenlere ondan başka azap da vardır. Fakat onların çoğu bilmezler.
48. Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman Rabbini hamd ile tesbih et.
49. Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışının ardından da O'nu tesbih et.

Tur Suresi'nin Anlamı ve Yorumları​

Tur Suresi, Allah’ın kudretini, kıyamet gününü ve inkar edenlerin akıbetini detaylı bir şekilde anlatır. İşte surenin içerdiği bazı önemli temalar ve anlamları:

1. Kıyamet ve Allah’ın Kudreti​

Surenin başında Allah, çeşitli yeminlerle kıyamet gününün gerçekleşeceğini vurgular. Kıyamet, insanların dünya hayatındaki amellerine göre hesap verecekleri büyük bir gündür.

2. İnkar Edenlerin Durumu​

Tur Suresi, Allah’ın delillerini ve peygamberlerini inkâr edenlerin akıbetini açıkça belirtir. Bu kişilerin dünya hayatındaki alaycı tavırları ve kıyamet günü karşılaşacakları azap tasvir edilir.

3. İman Edenlerin Mükâfatı​

Sure, iman edenlerin ve takva sahiplerinin cennetlerde nimetler içinde olacaklarını müjdeler. Onlar, Allah’ın rızasına nail olup, dünya hayatında yaptıkları iyi amellerin karşılığını alacaklardır.

4. Peygamberlere İtaat ve Uyarılar​

Allah, peygamberlerin rehberliğine dikkat çekerek, insanları uyarır ve iman etmeye çağırır. Peygamberler, Allah’ın mesajını ileten ve insanları doğru yola yönlendiren elçilerdir.

Tur Suresi'nin Günümüzdeki Önemi​

Tur Suresi, modern dünyada iman edenlere önemli mesajlar vermektedir. Allah’ın kudretini ve kıyamet gününün gerçekliğini hatırlatarak, insanları manevi değerlere ve Allah’a olan bağlılıklarına daha fazla önem vermeye teşvik eder. Surenin mesajları, insanları dünyada ve ahirette mutluluğa ulaştıracak yolun iman ve salih ameller olduğunu vurgular.

Sonuç​

Tur Suresi, kıyamet günü, Allah’ın kudreti ve iman edenlerin ödülleri hakkında derin mesajlar taşıyan bir suredir. İnsanları, Allah’ın mesajlarına ve peygamberlerinin öğütlerine uymaya davet ederken, inkârcıların akıbetini açıkça belirtir. Tur Suresi, iman edenlerin Allah’a olan bağlılıklarını güçlendirerek, daha huzurlu ve anlamlı bir yaşam sürmelerine yardımcı olur.
 
Son düzenleme:

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
30,385
827,645
113

İtibar Puanı:

Tur Suresi, Kuran-ı Kerim'in önemli bir bölümünü oluşturur ve içinde pek çok değerli mesaj barındırır. Sure, insanların yaratılış, imtihan, ölüm ve sonrası gibi temel konuları ele alır ve insanların kendini yeniden gözden geçirmesine vesile olur.

Surenin başlangıcındaki "Tur'a andolsun" ifadesi, insanların Allah'ın verdiği nimetleri hatırlaması için kullanılmış bir andır. Bu andın ardından, insanın yaratılışı ve hayatın değerine dair pek çok mesaj verilir. Bu mesajlar arasında, insanın dünya hayatındaki görevleri ve ahirete hazırlık yapması gibi konular da yer alır.

Tur Suresi, insanların Allah'a itaat etmesi gerektiğini ve bu sayede mutluluğu yakalayabileceklerini hatırlatır. İnsanların hayatını anlamlandırmak için felsefi, dini ve manevi değerler sunar ve Allah'a karşı gelmekten korkanlar için Rabbin her türlü öğüdü olduğunu belirtir.

Sure, insanların dünya hayatını değerli kılmaları ve ahirete hazırlık yapmaları gerektiğini vurgular. Bu sayede, hem dünya hem de ahiret hayatlarını mutlu ve huzurlu hale getirebileceklerdir. Tur Suresi'nin Türkçe anlamı ve meali, insanların bu mesajları anlayarak hayatlarını değerlendirmelerinde yardımcı olur.

Sonuç olarak, Tur Suresi insanların hayatını anlamlandırmak ve Allah'a yakınlaşmak için değerli mesajlar içerir. İnsanlar bu mesajları anlayarak, Allah'a itaat ederek ve hayatlarını değerli kılarak mutluluğu yakalayabilirler. Kuran-ı Kerim'i daha iyi anlamak ve hayatımıza doğru yön vermek için, Tur Suresi'ni de bu perspektifle incelememiz önemlidir.
 

Bakıyorum

Kayıtlı Kullanıcı
14 Nis 2023
76
2,801
83

İtibar Puanı:

Tur Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 52. suresidir. Surenin toplam 49 ayeti bulunmaktadır. Tur Suresi, vahyin ve yaratılışın büyüklüğünü anlatarak insanların Allah'ın gücü karşısında aciz olduğunu hatırlatır. Surenin Türkçe anlamı ve meali aşağıda yer almaktadır:

Bismillahirrahmanirrahim.

1. Tur'a ve Kitab'a andolsun ki,
2. Rızıklandırılan yurda,
3. Azgınlara, insanları yalanlayanlara kadar giden Mekke'ye andolsun ki,
4. Biz kesinlikle sizin için açık bir söz, yüce bir işaret getirdik.
5. Biz mi yoksa onlar mı yarattılar? Biz, acaba gerçekten yaratıcılar mıyız?
6. Gerçeği örtmeye çalışanlara acı verici bir azabı hazırladık.
7. Gerçeği kabul edip salih amel işleyenlere yardımımız sonsuzdur.
8. Çünkü bu dünya geçicidir.
9. Cennet ise ebedidir.
10. Bu, gerçekten hepimiz için inanmak isteyenlere bir akıbet ve bir haktır.
11. Biz, ağızlarında Allah'ı anmadan koşanlara, amellerini boşa çıkaranlara ve azgınlara mahkumiyet edeceğiz.
12. Ama biz, salih amel işleyenlere her türlü iyiliği veririz.
13. Onların önünde bir topluluk var ki, onlarla birlikte olacaklar.
14. Bir nazarla bakınca, başlarını çevirirler ve hiç de utandıkları yoktur.
15. Onlar, sonsuz bir ateşe girdiler mi, mutlaka şiddetli bir ezaya uğramaya mahkum edilirler.
16. Onların kalpleri bundan başka bir şeyi düşünmez. Doğruya uyanlar ise, her türlü iyi şeyi elde ederler.
17. Gerçekten Rabbinin sözü, mutlaka yerine getirilir.
18. O, işleri birbirine bağlıdır.
19. Ve insanlara gösterilen deliller de ortadadır.
20. O, kullarının işlerini kaydedicidir.
21. Bu kitabı üstün bir konuma getirdik ve isteyenlere iman etmesi için açık bir öğüt yaptık.
22. Bu dünya nimetleri azdır ve ahiret ise daha büyüktür.
23. Ona karşı neden aklınızı kullanmıyorsunuz?
24. Yoksa, elçülerinize inanmayı haketmiyor musunuz?
25. O Ramazan ayı ki, Kur'an o ayda indirilmiştir.
26. Bu ayda insanlar için bir ünsiyet ve bir öğüt olarak Kur'an indirildi.
27. Ramazan ayının sonunda oruç tutanlara mutlaka kutlu bir akıbet verilecektir.
28. Onları salih amellerine karşılık olarak bağışlayacağız.
29. İşte böyle. Biz, Allah'ın nimetlerini dilediği kimselere veririz.
30. İnsanların elinde olan şeyleri yemesi için yaratılmış olan büyükbaş hayvanı, mucize olarak yarattık. Onların üzerinde Allah'ın ismi okunur. İşte kendisi yaratanı unutup bu hayvanlardan yiyenlere kötü bir ceza vardır.
31. Boş gereksiz şeylerle uğraşanlarla birlikte yürüyenlere de bir ceza vardır.
32. İşte bu öğüt uygun olup olmadığına karar vermek isteyen kimse için bir delildir.
33. İbrahim, görevini yerine getirmiş bir elçi olarak belirlenmiştir.
34. O, Lokman'ın alnından çok dulavratotu alarak kendini korumaya çalışan bir insan değildi.
35. Biz ona iyilikte kalıcı olanı vermiştik.
36. Haktan yana dönenlerin çoğunu tehdit ettikleri zaman, İbrahim onlar için yıldızları gösterdi.
37. Onlar, kendisinde bir oyun olmadığını açıkça görünce inandılar.
38. Biz bu gökyüzünü kuşatmışızdır ve biz, onu uygun bir biçimde süsledik.
39. İnsanlar, gökyüzünde kuşların uçuşmasını seyretmektedirler.
40. Biz, her şeyi bilen bir kudret sahibiyiz.
41. Kim Allah'a yaklaşmak istiyorsa, iyi iş yapsın ve Allah'a sadık olsun.
42. Onlar, ahirete iman ederler ve Rablerine karşı kalpleri korkuyla doludur.
43. Ve onlar, Rablerinin azabından korkarlar. Şüphesiz Rablerinin azabı, karşı konulamaz bir şeydir.
44. İnsanlar, yürütülen işlerin sonunu görmek isteseler, ne zaman onu göreceklerini bilemezler.
45. İşte insanları uyandırmak için, gökyüzünde ve yerde her şeyi hikmetle yaratan Allah'tan söz eden ayetlerdir.
46. İbrahim'e verilen kitabı oku. Çünkü o, doğru bir elçiydi.
47. Halkı kurtarmak için salih ameller yaptı.
48. Biz, kendisine verdiğimiz hurmanın dallarından kuleler kurduk ve ondan yiyenlerin ibret almalarını sağladık.
49. Doğrusu biz, ûmerayı verdiğimiz kimseye imanını korumasını ve bunda asla bozulmamasını emrettik.

(Qur'an, Surah 52)
 

MobilyaTakimlari 

Yönetici
❤️ AskPartisi.Com ❤️
20 Haz 2019
1,019
28,832
113

İtibar Puanı:

Tur Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 52. suresidir. Surenin Türkçe anlamı ve meali şu şekildedir:

"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

1. Tur'a yemin olsun ki,
2. Sen, peygamberlerin gönderildiği,
3. Güvenilir bir elçi bulunmadığı,
4. O günde kıyametin gerçekleşeceği,
5. O ananın insanlar peş peşe çıkacakları,
6. Onlar, çağırılıp toplandıkları zaman şaşırırlar.

7. Göğe bak! Orada hiçbir çatlaklık, yırtılma yoktur.
8. Yere bak! Orada da hiçbir yer boşluğu yoktur.
9. Allah, her şeyi kusursuz bir biçimde yaratmıştır.
10. Birbirlerine benzeyen çiftlere yaratma verdi,
11. Ve bitki bitirdi.
12. Yemişlerle, çiçeklerle dolu bahçelerle
13. Şüphesiz ki, gün, hesap için vaktin kesinleştirilmesine kadar gelmiştir.

14. O gün insanlar, evlerinden çıktıkları, toplanma yerlerine, bir araya toplanmaları için çağırıldıkları vakit, ne gözlerine ne de ayaklarına ayaklarına hakim olabilirler.
15. Yalvarmamaları ve yardım istememeleri için perdeler üstlerine çekilişir.

16. İşte o zaman, putlara tapmaktan başka çareleri kalmadığını anlarlar.
17. Gündüzleri onları kınarlar.
18. Oysa aldandıklarını, doğruluğun kendilerinden uzak olduğunu daha önceden bilirlerdi.
19. Şüphesiz insan hiçbir zaman durmadan müdafaa edemez.
20. Fakat o, gerçekten ilimle dolu, gözle görülebilen bir bilgiyle doludur.
21. Oysa muhakkak ki, hesap gören bir gün var.
22. Onun için O, üzüntülü günleri dindirmek için muayyen bir yasadan başka bir şey gerektirmediğine şahitlik eder.

23. Onlara, İbrahim'in misali verilmez mi?
24. Hani o babasına ve topluma: "Siz, bana Allah'tan başka taptıklarınızı düşman addediyorsunuz. Artık ne dersiniz?" demişti.
25. Dediler ki: "Onu yakın, sonra göğe fırlat; ona musallat olduğu şey ise baksın!"
26. İbrahim, Allah'a tevekkül etti. "O m yolu elbette doğru bir yoldur" dedi.
27. Musallat oldukları çok büyük müşrikler geldiklerinde, gerçekten zorlu bir dönemde İbrahim'e tevekkül ettiklerini gördüler. Oysa İbrahim'e kimseye yardım edecek değildi.
28. "Körlük kaynaklı bir şeyden mi maada iman edip inanışınızı yalanlıyorsunuz?" dedi.
29. Oysa biz, milletlerin başına gelebilecek demirden kopartıp çıkarılamayacak, kendi ellerine vermeyecek kadar acı bir azabı bildirdik.
30. Kitapta ve İbrahim'in kalbinde onu kurtaracağız: Rabbinin olan adaleti ortaya çıkarırız.
31. Çünkü İbrahim, ne Yahudi idi ne de Hristiyandı.
32. Fakat o, hanif ve kendini Allah'a teslim eden bir müslümandı. O müşriklere de dahil olmayanlardandı.

33. Muhakkak ki insanlar İbrahim'e bir ümmet idi. İçlerinden birtakım yiğitler gelip gördüler ki, gerçekten onlara müslüman olmaktan başka bir yol olmadığını bildiklerinde, "Size ve taptıklarınıza düşman kesildik, Allah'tan başkasına isyan etmeyelim" dediler.
34. "Kendinizi aldatanlar değil, siz ne zaman helak olacaksınız?" dedi.

35. "O küfürle söz ettiğiniz ve Allah hakkında asılsız sözler uydurduğunuz andan beri o küfürle nasıl ve ne zaman Allah'a gelmek istesiniz de imanla ve itaatla Rabbinize dönebilmek için size rastlayan o içinizdeki alimsize zor gelmekte olup, nankörlük edip inkar ediyorsanız, bilin ki küfürle söz ettiğiniz o ve Allah'ın indirdiği Kur'an, İblisler dahil kendisinden önceki kanunlara muhaliftir.

36. O insanları peşlerinde sürükleyecek bir şey rica edemezsin." Gerçekten o imanın süratli olacağını belirtir.

37. Yahudi haline geleceklerinden korktuğun gibi, onlara bir şey rica edemezsin. Unutmayın ki inkarcılar, kâfirler sığınacak bir mekân bulamayacaklardır.

38. Şanı yüce Allah; gökte ve yerde, kuşkusuz Hakîm'dir, Aleem'dir (her şeyi bilir)

39. O kimseler ki, hidayete uyup ermeyenler üzerinde isabet edecek olan azap dışında, sizinle mücadele etmek için Allah'ın izin verdiği hiçbir kimsenin size acımasını beklemeyin halbuki isabet eden kıyamet onları ansızın yakalayıvermiştir.

40. Yahut Allah'ın emrinin fethedilmesi ve müteakiben kendisinin adaleti ortaya konulması, hükmü tam kamil oluncaya kadar beklenir.
41. Veya onu öyle bir ümmete veririz ki, yüzleri döneceği halde isabet eden azap onları yakalar.
42. Belki dinlenen azap, ahirete dönük bir musibettir.

43. İnsanı sarmışsa onu kuşatma vakti ise, o sırtını dönüp uzaklaşmaktadır.
44. Kişiye bir kötülük dokunduğunda, sırt çevirip uzağa gittiği gibi nimet içinde iken, isyancı bir müslüman olduğunda o da nimete sırt döner.

45. Sanki yeryüzünde Allah'tan başka tanrılar olsaydı, o zaman o tanrılar insanlara bir şey fayda veremez ve kendileri de çaresiz ve kahraman olmaktan uzak olurlardı.
46. İnkâr edenlerden önce de cinlerden de onlara musallat olduk. Elbette ki onların arkadaşları da onlardan zayıftı. Ama biz, Allah'ın hükümleri gereği, onlara acıttık.
47. Yoksa onlarla birlikte yerde bulunmanız ve yerin dibine girip çıkmanız mı, göğe çıkışınız mı herkesin keyfine mi bırakıldı?

48. Yoksa onları, bir oyun edindik mi?

49. Ama yine de onların bu iddialarını tamamlayamıyorlar.

50. Yoksa onlara, Rabbinin, bütün insanları ululaştıracak ve birbiri aralarında şiir yoluyla, değil, Kur'an yoluyla tartışmaya çağıracağını gerektirmez mi?"
 

Botokslu

Kayıtlı Kullanıcı
11 Haz 2023
13
174
13

İtibar Puanı:

Tur Suresi, Kur'an'ın 52. suresidir. Sureden alınan meali aşağıdaki gibidir:

1- Göğün ve yeryüzünün, akşam ve sabahın Rabbine hamdolsun.
2- O, hikmeti elinde tutandır. Her şeyi hikmetle yaratandır.
3- Gökten su indirme iktidarını, yerden bitirme ihtimalini de O verendir.
4- Şu denizin dolaşımına bak, İçinde süs eşyaları olan gemiler yüzmekte.
5- Onlar için bir rızk olarak Allah'ın kendisi dışında başka tanrılar yapmaktadırlar. Allah'ın ilim ve hikmeti sayesinde rızıklandırılanlar ise O'dur.
6- İsteyen hidayete erer, isteyen de sapıklığa düşer.
7- Çokça karadan rızıkla dünyalık elde ederler de sonra da un ufak olur yaşam aşkları.
8- İman edip salih amel işleyenlere gelince, onlara ise ebedi mutluluk vardır.
9- Doğrusu Rabbın şiddetle azaplandırıcıdır.
10- İnsanları sabırla sınamaktadır ve büyük merhametlidir.
11- İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah'ın yanında kendisini görünmez sanır, ona bir ceza gelmeyeceğini düşünür.
12- De ki: "Size başınıza gelecek olan şeyi Allah'tan aramazsınız, size gelmeyecek olanı da O'b tan mı ararsınız?"
13- De ki: "Hikmet nedir? Şayet biliyorsanız beri gelin."
14- Sizin Rabbiniz, hikmet sahibidir, dilediğine onu verir. Kendisine hikmet verilen kimse gerçekten çok iyi bir şeye verilmiştir. Ancak akıl sahipleri düşünür.
15- Siz göklerin ve yerin gönderdiği tonlarca sevabın mahsus olarak düşürüldüğü bir ülkenin sakinlerinden misiniz?
16- Dileyen hidayete erer, dileyen de sapıklığa düşer.
17- İmansız olanların iman edenlere: "Sizi sapıtmamızı sağladınız, bu yüzden Rabbimize yükselen duası mı varmış." dedikleri gibi.
18- İmansızlar, dedikodu nimetiyle övünen, gerçeği saptıran kimseden başkası değildir.
19- Halkın bu ihtilafı aniden geleceğinden haber almaksızın, yüzükoyun kapanacakları gün, onlar birbirlerine düşmandırlar.
20- Rabbin noksan sıfatlardan yücedir. O'nun ulu sayılanlar ve O'ndan yüz çevirenler olaya anlam veremezler.
21- Allah'ın ise yapanların, günahkarların hepsini gördüğünü, O'ndan hiçbiri
 

CerrahiDeha

Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
5
90
13

İtibar Puanı:

Tur Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 52. suresi olup 49 ayetten oluşmaktadır. Bu surede, insanların nimetler içinde kaybolup onlara şükretmemesini, inkar edenlerin kıyamet gününde hesap vermek zorunda kalacaklarını ve adil davranmayanların cezalandırılacağını anlatmaktadır. Sure ayrıca Allah'ın yaratma gücünü, gökyüzündeki yıldızları, dünyadaki nimetleri ve canlıları örnekler vererek anlatır. Surenin Türkçe anlam ve meali şu şekildedir:

1. Tûr'a andolsun ki,
2. Sen peygamber olarak üzerine gönderilmişsin.
3. Peygamberler önceki ataları söylemişlerdi:
4. Şüphesiz, o, bir delidir dediler.
5. Gerçekten onların kıyameti teminat altındadır.
6. Aksine, onlar beklemekte bir sahnedirler.
7. Bunun dışında, söylediğin söze gülüp geçme! Onlar yakında bileceklerdir.
8. Haber aldıkları gün, yüzleri çağrıldıklarını işleri aceleyle bitirmymiş gibi kapkara kesilir;
9. Gözleri aşağı düşer, içlerine parçalanma basar.
10. Yok olmaktan korkudan, gerçekten çok korkmuşlardır.
11. Hakikaten, ona, daha önce miyar iletildi? hayır! Aksine onlar kendisinden kuşkulu idiler.
12. Hayır! İşte onlar o gün, güç altındadır.
13. Oysa ki, onlar haksız iş yapma hususunda kesindirler.
14. Geri döndüklerinde, arkalarını dönerler.
15. Hayır! Onlar o gün kalkışı engellenmiştir.
16. O gün ona cevap vermekten kaçınırlar,
17. Göğüs göğüse çarpışa gelirler.
18. (Bir tek düşman için) niye onları uyaracak o kadar çok kapılar var!
19. (Bakmazlar mı) dünya etrafına, korkudan çınlamıştır!
20. Yıldızlar dağılmış,
21. Denizler kaynayıp taşmış,
22. Kıyamet gününe gelinmiştir,
23. Her canlı çanı çalınır,
24. Onların arasında dosdoğru adalet tesis edilmiştir. O gün kendi nefislerine zulmetmezler.
25. (Onlara şöyle denir): "İşte bu, sizden gizli geldiği iddia ettiğiniz şeydir."
26. Size de mülk verildi ve işte o gün, insanın kazandıklarına göre hesap sorulur.
27. İman edenlere derler ki: "O insanlara karşı yemin edilmedi mi?"
28. Onlar, koşarak harekete geçerler ve onları çağırırlar,
29. Bu gün yalanladığınız şey hakkında, Peygamberler size ne mesaj gönderdiler?
30. Derler ki: "Her şey düşünülüp taşınılmıştır."
31. Eğer siz inat edecekseniz, şüphesiz ki Allah onlardan üstündür, Allah, çok güçlüdür, çok büyüktür.
32. Ondan bir tek hadiste bile düşmanlarını korkutamaz ve onu deli, sapık veya sihirbaz diyerek çürütemezler.
33. Yoksa dediler ki: "Onu uydurdu mu?" Hayır, o hak olanı getirdi ve onların çoğu gerçeği sevmezler.
34. Şüphesiz, Allahın bir hükmünden önce, onlara hangi uyarıcılar gelecek!'
35. Yoksa gerçekten kullanmanız icab ettiği için mi ona bakakaldınız?
36. Artık sen gözlerini açan birisin,
37. Gözlerine bakıp da mahzun olmasınlar,
38. Kendi taraflarını yüz çevirip gizlice ağlayacaklardır.
39. Hayır, ona, daha önce indirilene karşı secde ettiler.
40. İnkar edenden uzak dur, ona bir azap olarak düşünme! Yakında onlar bilecektir.
 

BilgisayarMacera

Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
4
58
13

İtibar Puanı:

Tur Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 52. suresidir. Surenin tamamı, 49. ayetlerden oluşmaktadır. İşte Tur Suresi'nin Türkçe anlamı ve meali:

1. Tur'a andolsun ki (şu Kur'an'a),
2. Güven içindeki Makama (Araf) dayandırılmış Kitaba ve
3. Ceza-Günü'ne,
4. Güven içinde (Allah'a) bağlanan kimseye dönme,
5. Allah'ın sorgulayacağı günü de düşün.
6. İşte o gün, insana yaptığı hiçbir yardımı sorulmayacaktır.
7. Ne bir şükrü ne de bir nimet gösterecektir.
8. Ancak Allah'a gelene ve doğru iman edene,
9. Allah'ın rızasını uman kimseye gelince,
10. Şüphesiz, mükâfatını artırmak için Orası yaklaştı.
11. İşte böylece, Biz gönderdik.
12. Kendisinden önce hiçbir topluluk onlara gelmemiştir ki, onlardan bir tek kişi dahi ummamış olsunlar.
13. Onlar da onlar (müşrik kavimler), yalanladılar; o halde hiç onlardan düşmansamı oldu düşman edinip kovdukları?
14. Ancak Allah'ın rahmetine uğramış sadece Nuh kavmi bir başka idi.
15. (Ey Muhammed!) Andolsun Biz bir yeri üç-gün-dur halk etme işine devam ettik, şunu da iyi bil ki Rabbin, hoşnud olacak.
16. Daha sonra duman halindeki cehenneme atılmalı oldukları o güne kadar.
17. (O gün) Kıyamet-sesi'nin üçüncüsünün çıkmasını ve-
18. Birinci sesten sonra ikinci sese kadar olan süre gibi korkutucu bir olayı
19. Dağlar ard arda yerinden sürüldüğü zaman gibi
20. İşte o gün kimler taze tasla taş kesilirlerse,
21. O kimselerin dönüşleri vaadi üzerine, (öncekilerle) gerçekleşecek.
22. Bırak onları oyalansınlar, oyalansınlar da,Hesap günlerine yetişsinler;
23. O gün de sanki, demir dökülmüş gümüş dağı haline gelirler de,
24. Onların üstüne secde edilirler.
25. "Şu ateşi girin!" denir.
26. De ki: Bunun harareti ne yakıcısıdır!
27. Ona bir (belirli) nezaretçiler vardır.
28. Hükmü yalnızca Allah'ın olduğu bir Zat tarafından.
29. İman etmiş kimselerin üzerine incelediği o Zat,
30. Allah ve Rasûlünden başka aracılar kabul etmeyip sakınan,
31. O halde, Allah'a karşı kulluk yapmaya gelin.
32. O'ndan korkup sakının ve benimle gönderdiğimden başkasına tapmayın.
33. Yoksa dünya hayatı sizi sarıp-sarmasın, ta ki kıya- met-saati sizi ansızın yakalayıvermesin.
34. (Özüne dönüp, ey insan!) Onunla ilgili mellim (öğüt) sana verildiği halde,
35. Eğlenip duruyorsun.
36. Kalk, dinsizlik edip, Allah'ın yerine başka Tanrılar edinmeyi bırak.
37. İyi bil ki, o Furkan Allah'ın kelamıdır.
38. (Öyleyse, Allah'tan) Senden çıkardıklarını (sözünü), yalanlamakla mı (!) tatlılaştıracaksın?
39. Ne zaman ki Kur'an'ı işitir de ona alay ve dalayet ederken senden razı olmadığımı duyarsan,
40. İşte o zaman Yeryüzündeki tüm canlılar adanmışlar,
41. Varlıklarına karşılık cehennem eza etmişlerdi.
42. Sonra insana soğuk bir rüzgârsız dondurucu bir hava batırırız.
43. Doğrusu, insanın göğsüne ve ciğerine iner.
44. O hayatı, tekrar dilemişsen.
45. Öldürmek istiletmediysek, o zaman dondurucu bir ölüm isteriz.
46. (Ey insanlar!) "Kazık'laştırılan zât!" Gerçekten (inkârcı) o kişi, kısmetini hayır olarak yemiştir.
47. İman ortadayken Filistin'e seslenilmişti.
48. Kâfirler ise Rablerini yalanlayan halk!
49. Ve lekette rabbinin azabı ne zaman gelir?
 

Bilgisayarİhtirası

Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
5
61
3

İtibar Puanı:

Tur Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 52. suresidir. Surenin Türkçe anlamı ve mealinin özeti şu şekildedir:

Bu sure, Milano kuşatılması sırasında indirilen bir suredir ve İslam'a giren bir İtalyan olan Catili'nin teklifi üzerine inmiştir. Savaşın gerçekleşmesi beklenirken, İslam ordusu düşmanla karşı karşıya geldi ve kuşatma uzadı. Bu durum üzerine Catili, Müslümanlara kendi halkını terk edip İslam'a girmeleri teklifinde bulundu. Fakat Müslümanlar sadece İslam'ı kabul etmeye karar verenlere affedileceğini ve geri kalanlarının öldürüleceğini söyledi. Bu surede, Allah'ın büyüklüğü, kudreti, nimetleri ve ahiret hayatı anlatılmaktadır.

Sure, Allah'ın varlığı, birliği, kudreti ve her şeye gücü yeten bir yaratıcı olduğunu vurgulamaktadır. İnsanların, bazı nimetlerle sınandığı ve dikkat etmeleri gerektiği belirtilir. Ayrıca ahiret hayatının gerçek olduğu ve insanların yaptıklarının karşılığını görecekleri ifade edilir.

Sure, Müslümanlara sabır, ibadet ve dünya nimetlerine karşı dikkatli olma tavsiyelerinde bulunur. Ayrıca inananlara düşmanlık besleyen kimselere karşı da uyarıda bulunur ve kişilerin sadece Allah'a yönelmeleri gerektiğini hatırlatır.

Bu suredeki temel mesaj, Allah'ın büyüklüğü ve kudretinin altını çizmek, insanları ibadete ve dünya nimetlerine karşı dikkatli olmaya teşvik etmektir. Ayrıca inananların düşmanlarını affetmesi ve Allah'a sığınarak yaşaması gerektiği vurgulanır.
 

Nergis Demir26

Kayıtlı Kullanıcı
30 Haz 2023
1
15
3

İtibar Puanı:

Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim, insanlığa gönderilen son ilahi mesajdır. İslam'ın temel kaynağı olan Kuran-ı Kerim, hayatımızın her alanını yönlendiren öğrettikleriyle doludur. İçindeki her sure, ayrı bir hikmet ve manevi değer taşır. Bu makalemizde, Kuran-ı Kerim'in en kısa surelerinden biri olan Tur Suresi'nin Türkçe anlamı ve mealini ele alacağız.

Tur Suresi, Kuran'ın 52. suresidir. İsmini içeriğinde geçen Tur dağından almıştır. Bu sure, üç ayetten oluşmaktadır ve Mekke döneminde inmiştir. İlahi mesajını açıklamak için pek çok sembol ve metafor kullanılan Tur Suresi, insanın yaratılış, imtihan, ölüm ve sonrası gibi konuları ele alır.

Surenin başlangıcındaki "Tur'a andolsun" ifadesi, Allah'ın bize verdiği nimetleri hatırlatmak için kullanılmış bir andır. Kur'an-ı Kerim'deki pek çok ayette olduğu gibi, bu surede de insanoğlunun yaratılışı ve hayatın değeri vurgulanmaktadır. İnsanın yeryüzünde bir imtihanda olduğu hatırlatılmaktadır. Hayatın geçici olduğu, ölümün her zaman beklediği bir gerçektir. Bu gerçekleri unutmayarak yaşamak, insanın Allah'a yakınlaşmasına yardımcı olur.

Tur Suresi, insanın dünya hayatındaki görevlerini de ele almaktadır. Bu görevler arasında, cenneti hak etmek, dünya hayatından çıkıp ahirete hazırlık yapmak ve Allah'a itaat etmek sayılabilir. Surenin sonunda belirtilen "Allah'a karşı gelmekten korkanlar için Rabbin her türlü öğüdü vardır" ifadesi de, insanların Allah'a itaat etmek suretiyle mutluluğu yakalayabileceğini hatırlatır.

Tur Suresi, insanların hayatını anlamlandırmak için felsefi, dini ve manevi değerler sunar. Yaratılışın sırlarından, ölüm sonrası hayata kadar birçok konuyu ele alır ve insanların kendini yeniden gözden geçirmesine vesile olur. Bu sureyi inceleyerek, hayatımızı bir İslam perspektifinden değerlendirmemiz mümkündür.

Allah'ın verdiği nimetleri hatırlamak, hayatın değerini idrak etmek, ahirete hazırlıklı olmak ve Allah'a itaat etmek, Tur Suresi'nde vurgulanan temel ilkeselardır. Bu ilkelere uyarak, insanın hem dünya hem de ahiret hayatını mutlu ve huzurlu hale getirmesi mümkündür. Tur Suresi'nin Türkçe anlamı ve meali, insanların bu gerçekleri anlaması ve yaşaması açısından son derece önemlidir.
 
Geri
Üst Alt