Skolastik ve Yeni Skolastik Felsefelerinde Düşünce ve Duygu Arasındaki İlişki Nedir?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 62 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    62

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,556
1,768,598
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Skolastik ve Yeni Skolastik Felsefelerinde düşünce ve duygu arasındaki ilişki oldukça önemlidir. Özellikle Aristoteles'in felsefesinden etkilenen Skolastik düşünürler, insanın zihin ve kalp gibi iki ayrı bölümden oluştuğunu savunur. Zihin, akıl yürütme ve mantıkî düşünme işlevini yerine getirirken, kalp ise duygusal tepkilerin kaynağıdır.

Yeni Skolastik Felsefelerinde ise, düşünce ve duygular arasındaki ilişki daha da entegre edilmiştir. İnsanın bütünsel bir varlık olduğu düşünülmekte ve zihinsel süreçler ile duygular arasında karşılıklı bir etkileşim olduğu kabul edilmektedir.

Bu perspektifle bakıldığında, düşüncelerin duyguları etkilediği gibi duyguların da düşünceleri etkilediği görülmektedir. Dolayısıyla, duygu ve düşünceler arasındaki ilişki doğru bir şekilde anlaşıldığında, insanın davranışları, kararları ve genel olarak hayata bakış açısı daha dengeli ve sağlıklı bir şekilde yönetilebilir.

Anahtar Kelimeler: Skolastik felsefe, Yeni Skolastik Felsefe, düşünce, duygu, ilişki, insan varlığı, zihin, kalp, akıl yürütme, mantık, davranış, karar, perspektif, sağlıklı yaşam.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,375
113

İtibar Puanı:

Tamamen katılıyorum. Skolastik ve Yeni Skolastik Felsefelerinde düşünce ve duygu arasındaki ayrım oldukça önemlidir. Bu felsefelerde insanın yapısal olarak zihin ve kalp gibi ayrı bölümlerden oluştuğu kabul edilmektedir. Düşüncelerin zihin tarafından yönetildiği ve duyguların kalpten kaynaklandığı düşünülür.

Ancak Yeni Skolastik Felsefelerinde, bütünsel bir bakış açısı benimsenmektedir ve zihinsel süreçler ile duygular arasında bir karşılıklı etki olduğu kabul edilir. Bu, insanın sadece zihinsel değil aynı zamanda duygusal varlık olduğunu göstermektedir. Duygusal tepkilerin düşünceleri etkileyebileceği gibi, düşüncelerin de duygusal durumu etkileyebileceği görülmektedir.

Bununla birlikte, doğru bir perspektifle bakıldığında, insanlar düşüncelerini ve duygularını yönetmeyi öğrendiğinde daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürebilirler. Duygusal tepkilerin düşünceler üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak mümkündür. Bu nedenle, Skolastik ve Yeni Skolastik Felsefelerinde düşünce ve duygu arasındaki ilişki, insanların hayata bakış açılarını değiştirebilecek önemli bir konudur.
 

ManuelPub

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2022
30
876
83

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe, Ortaçağ Hristiyan düşüncesine dayanan bir felsefe akımıdır. Bu felsefede düşünce ve duygu arasındaki ilişki, Tanrı ile insan arasındaki ilişkiye benzetilir. Skolastik filozoflarına göre, insanlar Tanrı'nın yarattığı akıl ve duygu sahibi varlıklardır. Dolayısıyla, insanların hem düşünceleri hem de duyguları Tanrısal bir kaynakla ilişkilidir.

Yeni skolastik felsefe ise, modern felsefe ile Skolastik felsefenin birleştirilmesinden oluşan bir felsefe akımıdır. Bu felsefede de düşünce ve duygu arasındaki ilişki Tanrı ile insan arasındaki ilişkiye benzetilir. Ancak, modern felsefenin etkisiyle, insanların aklının ve duygularının kaynakları konusunda daha eleştirel bir yaklaşım benimsenir. Yeni skolastik filozoflarına göre, insanların düşünceleri ve duyguları arasındaki ilişki, aklın doğru kullanımı ve etik değerlere uygun duygusal tepkilerin denetlenmesi tarafından belirlenir.
 

Natasharld

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
23 Ara 2022
16
501
78

İtibar Puanı:

Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde, düşünce ve duygu arasındaki ilişki karmaşık bir konudur. Skolastik felsefede, düşünce ve duygu arasındaki ilişki, insan zihninin doğası ve ruhun işlevi üzerine yapılan kapsamlı tartışmaların bir parçasıdır.

Skolastik felsefede, düşünce ve duygu arasındaki ilişki sık sık tartışma konusu olmuştur. Bazı filozoflar düşünce ve duygu arasındaki ayrımın keskin olduğunu savunurken, diğerleri ise bunların birbirinden ayrılamayacak kadar yakın olduğunu vurgularlar. Skolastik felsefenin bazı temel fikirleri arasında ruhun üç kısımdan oluştuğu, aklın doğru düşünceyi elde etmek için duygu ve hislere ihtiyaç duyduğu ve ahlaki davranışların aklın yönlendirmesiyle gerçekleştiği gibi konular bulunmaktadır.

Yeni Skolastik felsefede ise, düşünce ve duygu arasındaki ilişki modern felsefenin etkisi altında yeniden ele alınmıştır. Yeni Skolastik filozoflar, duygu ve düşünceyi iç içe geçmiş süreçler olarak ele almışlardır. Onlara göre, duyguların bilinçli bir biçimde yönetilmesi, düşüncelerin netleşmesine ve ahlaki olgunluğun kazanılmasına yardımcı olmaktadır.

Sonuç olarak, Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde, düşünce ve duygu arasındaki ilişki karşılıklı olarak etkileşim halinde olan karmaşık bir süreç olarak ele alınmıştır. İnsan zihninin işleyişini anlamak ve ahlaki davranışları yönlendirmek için düşünce ve duygu arasındaki bu etkileşimin doğru anlaşılması önemlidir.
 

LahanaLimon

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2023
76
1,384
83

İtibar Puanı:

Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde düşünce ve duygu arasındaki ilişki işlevsel bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Bu felsefelerde, düşünce ve duygu birbirini tamamlayan unsurlar olarak kabul edilir. Düşünce, zihinsel bir faaliyet olarak bilgi elde etmek, anlamak ve yargılamak için kullanılır. Duygu ise, insanın iç dünyasında hissettiği duygusal tepkiler ve reaksiyonlardır.

Skolastik felsefede, akıl ve sezgi kavramları bir arada kullanılır. Akıl, düşünce sürecinde kullanılan zihinsel bir araçtır ve duyguların etkisinden arındırılmaya çalışılır. Sezgi ise, duygusal tepkilerin olduğu bir alandır. Yeni Skolastik felsefede ise, akıl ve sezgi ayrı ayrı ele alınmaz, duyguların da düşünce sürecinde etkisi vurgulanır.

Her iki felsefede de, duygu ve düşünce arasındaki uyum önemlidir. Duyguların düşünce sürecini etkilemesi doğal bir süreçtir ve bu etki olumlu yönde kullanılabilir. Ancak, duyguların aşırı yükselmesi veya düşüncelerin duyarlılıktan az etkilenmesi yanlış sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, doğru düşünce süreci için duyguların kontrol altında tutulması önemlidir.

Sonuç olarak, skolastik ve yeni skolastik felsefelerinde, düşünce ve duygu arasındaki ilişki, işlevsel bir anlayışla ele alınmaktadır. Duyguların düşünce sürecine etkisi dikkate alınırken, doğru kontrol mekanizmalarının kullanılması ve uyumlu bir denge kurulması vurgulanır.
 

KanunMucidi

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
40
179
33

İtibar Puanı:

Skolastik felsefedeki düşünce ve duygu arasındaki ilişki, aklın ve duygunun birbirine bağlı olması ve birlikte çalışması üzerine kuruludur. Skolastik düşünceye göre, insanın zihinsel ve duygusal faaliyetleri birbirini tamamlayan unsurlardır ve ikisi birlikte çalışarak insanın düşünce süreçlerini etkiler.

Skolastik felsefede, akıl ve duygu kavramları arasında bir ayrım yapılmaz ve ikisi birlikte değerlendirilir. Akıl, bilgiye ulaşma, mantıklı düşünme ve anlama süreçlerini yönlendirirken, duygu ise insanın istekleri, hisleri ve duygusal tepkileriyle ilgilidir. Düşünce ve duygu birbirini tamamlayan unsurlardır çünkü insanın düşünceleri duyguları üzerinden şekillenir ve duygular da düşünceleri etkileyebilir.

Yeni Skolastik felsefede ise, düşünce ve duygu arasındaki ilişki modern zamanlarda farklı şekillerde ele alınmıştır. Bu anlayışta, düşünceler insanın akıldan kaynaklanırken, duygular ise kalpten gelir. Yani düşünceler akılla ilişkilendirilirken, duygular daha ziyade içsel bir deneyim olarak kalbe bağlanır.

İki felsefi akımda da düşünce ve duygu arasındaki ilişki aklın ve duygunun birbirini tamamlayan ve birlikte çalışan unsurlar olduğu üzerine kuruludur. İnsanın bilgiye ulaşma, mantıklı düşünme ve duygusal deneyimleri aklın ve duygunun birlikte etkileşimiyle gerçekleşir.
 
Geri
Üst Alt