Skolastik ve Yeni Skolastik Felsefelerinde Bilim ve Din Arasındaki İlişki Nasıldır?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 50 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    50

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,556
1,768,598
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde bilim ve din arasındaki ilişki, önemli bir konudur. Bu felsefelerde bilim ve din, sık sık tartışılır ve farklı düşünceler ortaya konur.

Skolastik felsefesi, Ortaçağ Avrupası'nda Hristiyan teolojisi ile Aristoteles felsefesi arasında bir sentez yapmaya çalıştı. Bu sentez, bilim ve dine duyulan ihtiyaç nedeniyle ortaya çıktı. Skolastik felsefesi, dindeki doğruları bilim ile uyumlu hale getirmenin mümkün olduğuna inanıyordu.

Bununla birlikte, Yeni Skolastik felsefesi 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıktı ve biraz farklı bir yaklaşım benimsedi. Yeni Skolastikler, dinin bilimi engellemediğini savundu ve bilimsel çalışmanın dine hizmet edebileceği görüşünü benimsedi.

Ancak, Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde bilim ve din arasındaki ilişki hala tartışmalı bir konu olarak kalmaktadır. Bazıları, bilim ve din arasında açık bir ayrım olduğunu savunurken, diğerleri tam bir birlikteliğin mümkün olduğuna inanır.

Sonuç olarak, Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde bilim ve din arasındaki ilişki tartışmalı bir konudur ve farklı düşünceler ortaya konulmaktadır. Ancak, her iki felsefe de din ile bilimin birbirinden ayrı olmadığına inanmaktadır.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,375
113

İtibar Puanı:

Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde, bilim ve din arasındaki ilişkiyi tartışırken, bu iki alanın birbirinden farklı olduğu, ancak birbirleriyle uyumlu hale getirilebileceği düşünülmektedir. Bu nedenle, her iki felsefe de, din ve bilimin birbirinden ayrılmamış olduğunu savunurken, bunların her birinin farklı disiplinleri ve yöntemleri olduğunu kabul eder.

Skolastik felsefesi, bilim ve din arasındaki ilişkiyi uyumu sağlama amacıyla ele almış ve bu iki farklı disiplini birleştirmeye çalışmıştır. Bu yaklaşım, bilim ve din arasındaki çelişkilerden kaçınmak ve dini düşünceleri felsefi bir çerçeveye oturtmak için kullanılmıştır.

Yeni Skolastik felsefesi ise, bilim ve din arasındaki ilişkiyi, iki ayrı alan olarak kabul etmiş ve birbirleriyle uyumlu hale getirmeye çalışmak yerine, birbirlerini tamamlayıcı disiplinler olarak ele almıştır. Bu anlayışa göre, bilim ve din ayrı disiplinler olarak birbirlerini tamamlamalı ve birbirlerinden ayrı olarak ele alınmalıdır.

Her iki felsefe de, bilim ve din arasındaki ilişkiyi ele alırken, bilim ve din arasında bir tür uyumun mümkün olduğuna inanırlar. Ancak, bu uyumun tam olarak nasıl sağlanacağı konusunda farklı görüşler ortaya konulur. Bazıları, bilimin dinin doğrularıyla uyumlu hale gelmesi gerektiğini savunurken, diğerleri ise bilimin ve dinin birbirlerinden bağımsız olarak ele alınarak uyumun sağlanabileceğini düşünürler.

Sonuç olarak, Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde bilim ve din arasındaki ilişki konusu farklı açılardan ele alınmıştır ve hala tartışılmaktadır. Ancak, her iki felsefenin de bilimi ve dini ayrı disiplinler olarak ele aldıkları ve bu disiplinlerin birlikte kullanılabileceğine inandıkları görülmektedir.
 

Kızlar Bende

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Haz 2023
26
130
28

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe, Orta Çağ döneminde kiliseye bağlı felsefecilerin izlediği bir düşünce akımıdır. Bu akımda, bilim ve din arasındaki ilişki Tanrı'nın varlığına dayandırılmaktadır. Skolastik düşünceye göre, bilim ve din arasında bir uyum ve denge vardır.

Skolastik felsefede bilim, insan akıl yürütme ve mantık süreçleriyle elde edilen bilgi anlamına gelir. Bununla birlikte, bu bilgi sadece Tanrı'nın yaratılışının bir yansımasıdır. Skolastik düşünceye göre, Tanrı doğa yasalarını oluşturmuştur ve bu yasaları keşfetmek insanın görevidir. Bu nedenle, bilim doğayı tanımak ve Tanrı'nın yaratılışını anlamak için kullanılmalıdır.

Yeni Skolastik felsefede ise bilim ve din arasındaki ilişki farklı bir şekilde ele alınır. Yeni Skolastik felsefede bilim, evrensel doğa yasalarına dayanan ve deney ile kanıtlanabilir bilgi olarak tanımlanır. Bilimin amacı, nesnel gerçekleri ortaya çıkarmaktır. Ancak, bu gerçeklerin ötesinde dini bir gerçeklik olduğunu savunurlar.

Yeni Skolastik felsefede bilim ve din arasındaki ilişki, bilimin Tanrı'yı kanıtlayabileceği ve Tanrı'nın yaratılışını açıklayabileceği şeklinde görülür. İnsan, evreni araştırarak Tanrı'nın varlığını ve eylemlerini anlamaya çalışmalıdır. Bu nedenle, bilim ve din, aynı gerçeği farklı açılardan ele alan iki ayrı disiplin olarak değerlendirilir.

Sonuç olarak, Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde bilim ve din arasındaki ilişki, bilimin Tanrı'nın yaratılışını anlamak için bir araç olduğunu ve doğaya dair keşifler yapmanın bir dini yönünün olduğunu savunmaktadır. Bu düşünce akımlarında bilim ve din birbirlerinin tamamlayıcısı olarak görülür.
 

misslavinia

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Ara 2019
64
9,293
83

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe, Ortaçağ Avrupa'sında gelişen bir düşünce akımıdır. Bu akımda bilim ve din birbirinden ayrı düşünülmemiş, birlikte ele alınmıştır. Skolastik felsefede, bilimler arasında yer alan mantık, metafizik, dilbilim ve teoloji gibi disiplinler, dinin prensipleri ve doktrinleriyle bağlantılı olarak ele alınmıştır.

Skolastik düşünceye göre, din ve bilim birbirini tamamlayan iki farklı bilgi kaynağıdır. Bilgi, hem dini inançlarla hem de akıl yoluyla elde edilebilir bir şeydir. Yeni skolastik felsefe ise, Rönesans ve Aydınlanma dönemiyle birlikte ortaya çıkan bir akımdır ve Ortaçağ skolastik felsefesini yeniden yorumlar.

Yeni skolastik felsefe, bilimin ve felsefenin daha bağımsız bir şekilde ele alınmasını savunurken, aynı zamanda dinle bilim arasında bir uyum sağlanması gerektiğini vurgular. Bilim, doğal dünyanın incelenmesi ve açıklanması için kullanılan bir araç olmakla birlikte, bireyin inançları ve ruhsal arayışları ile de uyumlu olmalıdır.

Bu nedenle, hem skolastik hem de yeni skolastik felsefelerde din ve bilim arasında bir uyum ve bütünlük önemlidir. Ancak yeni skolastik felsefe, bilimin daha bağımsız bir şekilde çalışmasını ve dinle uyumlu bir şekilde ilerlemesini savunurken, skolastik felsefe daha çok kilise üzerinde etkili olan bir düşünce biçimidir ve kilise doktrinlerini bilimle birleştirmeye odaklanır.
 

WilliamgoB0

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
18 Haz 2023
550
1,301
93

İtibar Puanı:

Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde bilim ve din arasındaki ilişki, farklı zamanlarda ve farklı düşünürler tarafından farklı şekillerde ele alınmıştır. Genel olarak, Skolastik felsefede bilim ve din, birbirini tamamlayan ve uyumlu olan iki alan olarak görülmüştür.

Skolastik düşünce, Ortaçağ'da Hristiyan teolojisi ile Aristoteles'in felsefesini sentezlemeye çalışmış bir akımdır. Skolastik felsefede bilim, akıl yoluyla gerçeği anlama çabası olarak kabul edilmiş ve doğa bilimleri gibi bilimsel disiplinlerin gelişimine katkıda bulunulmuştur. Ancak bu bilimsel çalışmalar, dini doktrinlerle uyumlu olması gerektiği düşüncesiyle sınırlanmıştır. Yani bilimsel bulgular ve doğal yasalar, Tanrı'nın yaratılış planının bir parçası olduğu düşüncesiyle entegre edilmiştir.

Yeni Skolastik felsefede ise bilim ve din arasındaki ilişki biraz daha karmaşık bir hale gelmiştir. Yeni Skolastik filozoflar, modern bilimlere ve pozitivist düşünceye eleştirel bir yaklaşım getirmişlerdir. Bilim ve din arasındaki ilişkinin temelinde, bir yandan doğa bilimlerinin keşfettiği gerçekliklerin dini inancı desteklemesi gerektiği düşüncesi yer alırken, diğer yandan bilim ve akıl yoluyla sadece sınırlı bir gerçeklik anlayışına ulaşılabileceği kabul edilmiştir.

Böylece, Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde bilim ve din arasındaki ilişki dini inancın bilimsel çalışmaları etkilemesi ve bilimin dini inanca hizmet etmesi şeklinde anlaşılmıştır. Ancak bilimin bağımsızlığı ve sınırları da kabul edilmiştir. Bu felsefelerde bilim ve din, aralarında denge kurulması gereken iki alan olarak kabul edilmiştir.
 

EliteCounterpunch

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
10
33
13

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe, Orta Çağ'da Hristiyan düşünce geleneğinde gelişmiş bir felsefi akımdır. Bu düşünce akımında bilim ve din arasındaki ilişki, "Akıl ve İnanç" prensibi etrafında şekillenir.

Skolastik felsefede bilim, akıl yoluyla gerçekliği anlama ve açıklama çabası olarak görülür. Bilim, doğa, mantık, felsefe ve matematik gibi disiplinlerin çalışmalarını içerir. Skolastik düşünceye göre, doğa yaratılışın bir eseri olduğundan, evrensel hukukları ve yasaları vardır ve bu yasalar insan akıl yoluyla keşfedilebilir. Dolayısıyla, bilim çabaları Tanrı'nın yaratılmış dünyasını inceleme çabasıdır.

Din ise, insanların Tanrı'yla olan ilişkilerindeki inançları ve ibadetlerini yönlendiren bir disiplindir. Skolastik felsefede dinin temeli olan Vahiy, Tanrı'nın insanlara açıklamaları ve öğretileridir. Skolastik düşünceye göre, Vahiy, akıl yoluyla ulaşılamayacak gerçekliklere dair bilgi sağlar ve insanın sonsuz gerçekliklere ulaşmasına yardımcı olur. Bilim ise, akıl yoluyla ulaşılabilecek gerçeklikleri inceler.

Bu bağlamda, Skolastik felsefede bilim ve din arasındaki ilişki, her ikisinin de insanın gerçekliği anlama ve açıklama çabası etrafında kesiştiği noktalarda ortaya çıkar. Bilim, akılcı yöntemlerle gerçekliği araştırırken, din insanların inançlarını ve ibadetlerini yönlendiren öğretileri sağlar. Ancak bu iki disiplin birbirinden ayrı olarak ele alınır ve farklı yöntemlerle incelenir. Bu ayrım, bilim ve dinin farklı alanlara hitap ettiği düşüncesine dayanır.

Yeni Skolastik felsefe ise, Orta Çağ sonrasında gelişen bir akımdır ve özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda etkisini göstermiştir. Yeni Skolastik felsefede bilim ve din arasındaki ilişki, orijinal Skolastik felsefede olduğu gibi "Akıl ve İnanç" prensibiyle şekillenir. Ancak Yeni Skolastik felsefe, modern bilim ve düşünce akımlarının etkisiyle geliştiği için bazı farklılıklar da gösterir.

Özellikle Yeni Skolastik felsefede, bilim ve din arasındaki ilişkinin daha uyumlu ve sentezci bir yaklaşımla ele alındığı görülür. Bilim ve din, farklı araştırma alanları ve yöntemlerine sahip olsalar da, insanın gerçekliği anlama çabası etrafında ortak bir hedefe yönlendirilirler. Bu yaklaşıma göre, bilimsel bilgi ile dinsel inanç arasında uyumlu bir ilişki kurulabilir ve bilimin keşfettiği gerçekler, dinin öğretileriyle desteklenebilir.

Yeni Skolastik felsefe, bilim ve dinin birbirine tamamen zıt olduğunu savunan görüşlere karşı çıkar ve bu disiplinlerin birbirini tamamlayan yanlarını vurgular. Bu çerçevede, Skolastik düşüncenin temel prensipleri ve bilim-din ilişkisi üzerindeki tartışmalar, Yeni Skolastik felsefede de önemli bir yer tutar.
 

Damla Korkmaz

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
30
253
53

İtibar Puanı:

Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde bilim ve din arasında karmaşık bir ilişki vardır. Skolastik felsefe, Orta Çağ'da hüküm süren ve Ortaçağ kilisesinin etkisi altında olan bir düşünce akımıdır. Skolastik düşünce, Aristoteles'in felsefi ve bilimsel düşünceleri ile Hristiyan inancını birleştirmeyi amaçlamıştır.

Skolastik düşüncede, bilim ve din iki ayrı alan olarak kabul edilir. Bilim, doğal dünyanın matematik, mantık ve gözlem yoluyla incelenmesiyle ilgilenirken, din, tanrısal gerçekliklere yönelik inançlar ve ahlaki değerlerle ilgilenir. Bu düşünce akımında bilim, tanrının yaratıcılığının bir ifadesi olarak kabul edilir ve bilimsel çalışmalar, Tanrı'nın yaratmış olduğu evrenin incelenmesi olarak görülür.

Ancak Yeni Skolastik felsefesi, skolastik düşüncenin daha modern ve güncellenmiş bir versiyonudur. Yeni Skolastik felsefesi, bilim ve din arasında daha karmaşık bir ilişki kurar. Bu felsefede, bilimdeki gelişmeler dinin doğruluğunu sorgulamaz, bunun yerine bilim ve dinin uyum içinde çalışması gerektiği vurgulanır.

Yeni Skolastik felsefesine göre, bilim insanların doğal dünyayı anlamak için kullandıkları bir araçtır ve din ise insanların metafizik ve etiksel soruları yanıtlamak için başvurduğu bir kaynaktır. Bilim ve din, farklı perspektiflerden gerçeği anlamaya çalışırken birbirlerine yardımcı olabilirler. Bu ise, bilimsel keşiflerin ve teorilerin tanrısal gerçekliklerle uyumlu olması gerektiği anlamına gelir.

Sonuç olarak, Skolastik ve Yeni Skolastik felsefelerinde bilim ve din arasında karşılıklı bir ilişki yer alır. Bilim doğal dünyayı anlamaya çalışırken, din metafizik ve etiksel sorulara yanıt arar. Ancak bu felsefelerde bilim ve din, uyumlu bir şekilde çalışmalı ve birbirlerini tamamlayan bir rol oynamalıdır.
 
Geri
Üst Alt