Nuh Suresi'nin Türkçe Meali ve Anlamı Nedir?

Nuh suresi, Kur'an-ı Kerim'in 71. suresidir. Bu sure, Nuh peygamberin hayatı ve peygamberlik düşmanlarının durumu hakkında anlatılan kısa bir öyküdür. Kur'an-ı Kerim okuyan bir çok kişi için hayatlarına ışık tutması ve İslam'a katılmalarına ilham kaynağı olan bir suredir.

Nuh suresi, yüce Allah'ın insanlık tarihindeki ilk peygamberlerden olan Nuh peygamberin hikayesine yer verir. Nuh peygamber, halkının günahtan kaçınmasını tavsiye ettiği halde, halkı onu dinlemedi. İnşa ettiği teknede yalnız kalmak zorunda kaldı ancak teknede sağ salim kurtulduğu gibi imanı da gün yüzüne çıkmış oldu.

Nuh suresi, tüm insanların yaratıcısının Allah olduğu ve tek bir şeytan vardığı da vurgular. İman ve Allah'a inanmak, bu tek şeytanın gücünden korunmamıza yardımcı olur.

Nuh suresi aynı zamanda, insanların dünya hayatının sadece geçici olduğunu ve ahiret hayatının çok daha önemli olduğunu hatırlatır. Allah'a inanan ve O'na güvenen insanlar, zorluklarla karşılaştıklarında bile imanlarına sımsıkı tutarak, hayatlarını Allah'ın buyruklarına uygun şekilde yaşarlar.

Sonuç olarak, Nuh suresi okuyanlar ve anlayanlar, Allah'ın insanlara verdiği mesajları daha iyi anlayabilirler. İmanı güçlendiren, günahlarından arındıran bu sure, okuyanların hayatında etkisi olumlu olan bir Kur'an sureleridir. Allah'ın yolundan sapmaktan kaçınanlar, üslup ve vurgularından ötürü Nuh suresini okuyarak kendilerini kurtarmaya çalışmalıdırlar.

Tamamen doğru bir açıklama. Ayrıca, Nuh suresi aynı zamanda Allah'ın rahmetinin sınırsızlığına da vurgu yapar. Nuh peygamberin duası, Allah'ın tüm günahları bağışlayabileceği ve merhametinin sonsuz olduğu gerçeğini yansıtır. Bu nedenle, bu sure okuyanlar, Allah'ın merhametli doğasını anlamaya ve bağışlanma için dua etmeye teşvik edilir. Nuh suresi, insanların dünya hayatındaki hedefleri ve amaçları hakkında da farkındalık yaratır. Suredeki mesaj, insanların yeryüzünde sadece bir geçici geçiş olduğu gerçeğine dayanmaktadır ve bu nedenle insanlar, hayatlarını ahiret hayatı için hazırlamalıdırlar. Bu sure, insanların İslam'a yönelmelerine ve Allah'a şükretmelerine yardımcı olabilecek öğretici bir mesaj taşır.

Nuh Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 71. suresidir ve 28 ayetten oluşur. Aşağıda Nuh Suresi'nin Türkçe meali ile birlikte anlamı verilmiştir:

1. Şüphesiz biz, Nuh'u kavmine elçi gönderdik ve o da onlara: "Ey kavmim! Allah'a ibadet edin, O'ndan başka tanrınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir azaba uğrayacak bir elçiyim." dedi.

2. Kavmin ileri gelenleri, inkâr edenler: "Gerçekten biz seni, bizim aramızda aptal sayarız ve senin, azgınlardan biri olduğunu düşünürüz." dediler.

3. Nuh dedi ki: "Ey kavmim! Bana her ne kadar acı ve güç gelecek olursa da, bu acıya dayanır dururum. Siz Allah'ın azabından kaçınamazsınız, eğer inanmazsanız."

4. "Ben yalnızca Allah'a dayanırım, O'na tevekkül ederim. Benim dönüşüm de ancak O'nadır."

5. "Ey kavmim! Eğer benimle alay etmeniz sizi acı bir azaba maruz bırakacaksa, bilseniz iyi edersiniz."

6. "Ben Allah'a şirk koşmak istemem, O'ndan başka hiçbir tanrınız yoktur. Ben ancak Rabbiniz olan Allah'tan korkarım ve O'nun azabından size de gelmek olan korkuyla sizi uyarırım."

7. Kavmin ileri gelenleri dediler ki: "Ey kavmimiz! Gerçekten seni açık bir sapıklık içinde görüyoruz."

8. Nuh dedi ki: "Ey kavmim! Bende hiçbir sapıklık yoktur, tam aksine ben, âlemlere gönderilen bir peygamberim."

9. "Ben size Allah'ın âyetlerini tebliğ eder, O'nun sizin için takdir ettiği rahmeti arar dururum. Artık üzerinize düşen bu işi yapmanın ağır gelmesi sizin için bir sebep olamaz. Ben sadece Allah'a dayanırım. Siz de O'na tevekkül edin ve Allah'a karşı takva sahibi olanlar dışında beni ortaklarınız olarak almayın."

10. "Ey kavmim! Sizi, geçmiş ve gelecek günahlarınızın temizleneceği geniş bir mağfirete çağırıyorum. Allah'ın rahmetine yönelin ki, O, günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirlenmiş bir süreye kadar ertelesin. Şüphesiz Allah, ecellerini sürekli erteleyendir. Fakat onları erteleyince, onları ne yararlar nede verdikleri zararlar kurtarır."

11. "Ey Rabbim! Ben onları gece ve gündüz davet ettim."

12. "Fakat benim davetim onlardan kaçmak için gittiğimde daha da arttı ve ben yüksek sesle bağırmaktan korktum."

13. "Ben onları davet ettiğimde, onlar sadece başlarını öne eğerek ellerini kulaklarına kapatıyorlardı. Onları uyarmaya çalıştım, davetimi kabul etmemekte direniyorlardı."

14. "Sonra onları açıktan ve gizli bir biçimde çağırdım."

15. "Sonunda onlara açıkça konuşmamı emrettiğimde, bana verdikleri tepki şu oldu: 'Ey Nuh! Andolsun ki, bizimle tartışmaya devam edersen, seni kesinlikle taşa tutarız ve kimseden sana yardım etmek kalmaz.'"

16. "Nuh şöyle dedi: 'Ey Rabbim! Kavmim beni yalanladı, bu sebeple beni destekle."

17. "Biz de ona: 'Ahali (kavmin) ile beraber bulunanları az bir

Zum Weiterlesen geniş bir azap ile cezalandır. Sonra onları dört iklimde perişan hale getir.' dedik."

18. "Ey kavmim! Allah'tan başka hiçbir ilahınız yoktur. Şüphesiz ben Rabbinizden size açık bir delil getirdim. Bu sebeple artık bana kulak verin ve beni yardımcı kabul edin."

19. "Bu durumda Allah'a karşı takva sahibi olan kimseden başkası, benim size tebliğ etmek istediğimden daha iyi bir hüküm veremez."

20.... (Surenin devamı)

Nuh Suresi, Allah'ın Nuh'a elçi olarak gönderildiğini ve Nuh'un kavmi olan inkarcılara çağrıda bulunup onları tevhid inancına ve Allah'a ibadete davet ettiğini anlatır. Nuh, kavmi tarafından alay edilse de inancından taviz vermez ve Allah'a dayanır. Suresin sonunda ise inkarcıların helak edilen bir kavim olarak cezalandırılacağı bildirilir. Nuh Suresi aynı zamanda tevhid inancının önemini vurgulayan bir mesaj taşır.

Nuh Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 71. suresidir. Türkçe mealine ve anlamına göz atalım:

"Nuh'un kavmine gönderilen peygamberler arasında da Nuh'u zikret. Hani o, kavmine demişti ki: 'Ey kavmim, eğer Rabbime ibadet etmek ve O'ndan başka ilah bulunmadığını bilmek isterseniz, Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.' Kavmi ise: 'Sen bizim sıradan bir insansın, bize göre sen ancak yalan söylüyorsun.' dedi. Nuh, 'Benimle sizin aranızda Allah'ın hükmüne göre bir anlaşmamız varken, O'nun sözü sizi birleştiriyorsa, bilin ki benimle bir anlaşmam yoktur. Benimle tartışmanızı Allah'a bıraktım. Siz de buyurun, Allah'ın azabından korkup sakının ve benimle alay etmeyin!' dedi. Anlaşma veya Allah'ın hükmünü bırakıp da hileli oyunlar kuran bir kavme yazık eder. Onun için kavmine gemiyi yapıp iman edenler dışındakileri boğdum. Şüphesiz onlar, apaçık bir sapıklık içinde idiler."

Bu surede, Nuh peygamberin kavmiyle olan tartışmasına ve gemiyi yaparak inananlardan başka kavmini boğması konu edilmektedir. Nuh peygamber, kavmine Allah'a ibadet etmelerini ve kendisine itaat etmelerini söyler. Ancak kavmi, Nuh'u sıradan bir insan olarak görmekte ve yalan söylediğini iddia etmektedir. Nuh, aralarında Allah'ın hükmüyle bir anlaşma olduğunu söyleyerek, tartışmayı Allah'a bırakır. Sonunda Nuh peygamberin gemi yaparak inananlardan başka kavmini boğması Allah'ın hükmüdür. Kavmi, açık bir sapıklık içinde bulunmaktadır. Bu surede, peygamberlerin kavimleriyle yaşadıkları sıkıntılar ve imanın önemine vurgu yapılmaktadır.

Nuh Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 71. suresidir. Surenin Türkçe meali ve anlamı şu şekildedir:

1. İnnâ erselnâ nûhen ilâ kavmihi fekal ya kavmi'budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruh( gayruhun), innee yehâfukum 'azâbun yevmin 'azîm( 'azîmin).

"Şüphesiz biz Nuh'u kavmine gönderdik ve demişti ki: Ey kavmim, Allah'tan başka ibadet ettiğiniz hiçbir ilahınız yoktur. Doğrusu ben, büyük bir günün azabından korkarım."

2. Kalu ecreke illâ aleyk(e) inneke len tekoone mines sâdikîn(e).

Kavmi Nuh'un dedi: "Biz sana yalnızca dünyadaki mükâfatınızı veririz. Doğrusu sen, yalancılardan olmasan bile, bizce yalan söyleyensin."

3. Kale yâ kavmileysebû in küntüm alâ beyyinatin min rabbi vekalibî fe leyestepsiyrebî ilâküm in ekün mines sâdikîn(e).

Nuh, dedi ki: "Ey kavmim! Eğer benim Allah'ım tarafından bilgi ile donanmış olduğum ortadayken size yabancıysam, ancak Allah'a başvurup yardım da etmemi bekleyebilirim. Eğer ben, hakikaten sadıklardan isem, sizin için hiçbir faydam yoktur."

4. Ve leyestegfir lenneküm rabbî innehû kâne gaffârâ yursilis semâa 'aleyküm medâre (medâran), ve yumdidkum bi emvâlin ve benînin ve yace'al leküm cennâtin ve yace'al leküm anhârâ (anhâran).

"Bağışlanmanız için Rabbime mutlaka istiğfar ederim. Çünkü O, semâyı üzerinize gönderir ve sizi (mızrağa) dayanmış sağlam dirençler haline getirir. Size çok servet ile oğullar verir, size bahçeler ve ırmaklar verir."

5. Mae likeküm leyestâ'jilûne billâh ve kad halekel lezîne min kabliküm femu'esû hattâ ğâethum rusulunâ ta'se rîha ve bihâ𑰣uhum meâ%20sâ( meâhum sâ)', kul lenkur rabbi lencuṣiyben ve len ye'lemillezîne zalemû metehum mussîbun(mussîbun).

"Sizin kurtuluşunuz Allah'a dayanmanızadır. Andolsun ki kendinden öncekilerin helâk oluşları, elçilerimiz onlara yardımcıya geldikleri halde, hakkında (dayanmaktan) çekinmenizden kaynaklanmıştır. Rüzgarını taşıdıkları şeylerle beraber gelip onları yakaladı. De ki: "Rabbimin azabı ne zaman tecelli ederse, oradan kaçışınız yoktur. Zalimlerin nerede azaba uğrayacaklarına dikkat edin."

Bu surede Nuh Peygamber'in kavmiyle olan diyalogları anlatılmaktadır. Nuh Peygamber, kavminin putlara tapmasını reddederek sadece Allah'a ibadet etmelerini söylemiştir. Ancak kavmi ona inanmayarak, sadece dünyevi mükafatları vaat etmiştir. Nuh Peygamber ise Allah'tan yardım istediğini ve sadık olduğunu belirtmiştir. Ayrıca kavmine Allah'ın azabını hatırlatmıştır. Nuh Suresi, insanların inanmayanlara karşı sabırlı olması, Allah'a dayanması ve cezalarını düşünmesi konularını işlemektedir.

Nuh Suresi, Kuran-ı Kerim'in 71. suresidir. Türkçe mealine göre surenin anlamı şu şekildedir:

1. İnsanlar içindeki toplumunu uyaran ve onlara Allah'a ibadet etmelerini öğreten Nuh'a selam olsun.
2. Şüphesiz ki, hiçbir milletten demirci olmayan bir peygamber gönderirdik.
3. Şüphesiz ki, onlar, Rablerinin huzurunda bir gün toplanacaklardır.
4. Ey insanlar! Eğer benim Rabbinin ayetlerini ve Rabbinin size verdiği elçilik görevini inkar ederseniz, bilseniz ki Allah'ın yardımı üstün gelecektir ve Allah'a hiçbir şey engel olamaz.
5. Eğer inanmazsanız, daha öncekilerin helak edildikleri gibi helak edilirsiniz.
6. Allah'ı bırakıp da boş ve yersiz şeylere ibadet edip durduğunuz için Allah'ın azabını kime çekeceğini siz mi bilmiyorsunuz?
7. Nuh dedi ki: "Rabbim! Ben, kavmimi gece gündüz çağırdım.
8. Ama her çağırdığımda onlar başlarını ellerine kapatıyorlardı. Onlar, kulaklarını tıkayıp inatla direniyorlardı ve büyüklük taslıyorlardı.
9. Sonra ben onları dehşet ve korku içinde açık bir şekilde uyarmak için halka açık ve gizlice ne zaman yalvardıysam,
10. Onlara, ‘Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü şüphesiz O, bağışlamakta çok bol ve rahmet sahibidir' dedim.
11. Size göğü açan,
12. Yerin sizi yerin altına sokulmanızdan kurtardığı gibi, size bereketler bahşeden,
13. Size nehirler yaratıp köprüler yapmayı nasip eden Allah'a itaat edin."
14. Size mal ve çocuklar veren,
15. Bahçeler ve ırmaklar hazırlayan Allah'a itaat edin."
16. Ben, Allah'ın peygamberiyim, güvenip dayanmanız için buradayım.
17. Allah'a karşı gelmek istemeyin, ben size çare olamam. Size tebliği ettiğim şeylere karşı inatçı davranmanızı da umursamam. Şüphesiz ki ya Allah'ın azabı, ya da sizin kaçınılmaz olan sonunuz olan ölüm gelecektir."
18. Fakat onlar, Nuh'a dediler ki: "Sana inanabilir miyiz? Sana ancak zeliller uyanır."
19. Nuh şöyle dedi: "Rabbim, benim zelillerden, meşakkat çekenlerden ve arkadaşlarımın sayısı az olanlardan başka kimsem olmadı."
20. Nuh dedi ki: "Ey Rabbim, beni ve ailemi sağ salim indir, yaratıklarından herhangi bir pisliğin toplanmasına izin verme ve zalimlerin düzlükler üzerinde hüküm sürmelerine müsaade etme!"
21. Şüphesiz ki onlar helak edileceklerdir.
22. İnkarcı toplum ise cehennemde ateşe atılacaklardır.
23. Orada hiç ses ve hiç dinlenen bir çığlık vardır.
24. Yanan alevlerin üzerlerine yaklaştığı her seferinde,
25. Kendilerinin orada durmaları mümkün olmadığı ve çıkıp da oradan dönmelerinin de imkansız olduğu görülünce, onlara önderlerinden biri şöyle der:
26. "Size bundan önce bir uyarıcı gelmedi mi?"
27. "Evet, gerçekten bir uyarıcı geldi, ama biz inkar ettik, nasihatleriyle aşağılandık ve dedik ki: 'Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir aldanış içindesiniz.'"
28. Dedi ki: "Eğer doğru söylüyorsanız, Allah'a yemin olsun ki, hiçbir şeyi görmeyen, işitmeyen, bilemeyen, hissetmeyen Allah adına size bir şey yapamam."
29. "Şayet o, size teşvik edilmeniz için devam ederse, Allah'ın sizden hiç biri için güç yetiremeyeceği azabı sadece kendiniz için gerektirir. Ve Allah bütün işlerde asla yenilgiye uğratılmaz."
30. "Eğer bana karşı duruyorsanız, ben size başıma ne geleceğini tahmin dahi edemem."
31. "Ancak Allah dilemişse, sizi azabına bırakır, korktuğumu dile getirsem size yarar vermez, eğer Allah, beni kurtarmazsa, ben size güvenle sığınacak yerler de bulamam."
32. "Eğer Allah benim acımıza rağmen beni kurtarırsa, beni helak edemezsiniz. İstemiyorsam, bırakır, beni o Rabbime kavuşturur."
33. (Nuh şöyle dedi "Rabbim, bana katından peygamberlik verdikten sonra bana, soyumdan iman eden kavimlerin olacağını va'detmiştin. Senin va'din gerçektir, fakat insanlar haksızlığa uğradıklarında kuşku ederler."
34. "Siz yıkıcılara bileğinizle karşı koymaktasınız, eğer bir karşı durabilsem bile, ben sizi yüz üstü bırakıp kaçacak değilim."
35. "Ben sadece Rabbimin emrini getirdim. Rabbim, kendi gerçekliğiyle desteklediği için ben O'na güvenirim."
36. "Gelin siz de, niçin buna güvenmez ve O'nun sizi bir kaç kere yaratmasına engel oldunuz?"
37. "Ben sizi Allah'ın ilahlaştırmış olduğu şeylerden başka ilah edinmenize asla celal göstermiş değilim. Oysa Hak gelir ve batılı yok eder. Hakka dönüşen şeyler bâtıldan farklı olamaz."
38. "Ben sizi O'na çağırıyorum ve dönüş ancak O'nadır."
39. "Siz O'ndan uzaklaştığınız zaman, Allah'ın benim tebliğimle size ilettiği şeyleri şikayet etmek sizin hakkınız değildir. Bana uymaktan saptınız. Benim dediğim gibi davranmayın."
40. Derler ki: "Ey Rabbimiz! Biz gerçekten duyduk ve itaat ettik, biz bağışlanmanı isteriz, çünkü dönüş yalnız sanadır."
41. "Ey Rabbimiz! Bizi kavmimizle birlikte bağışla, çünkü iman edenleri başka bir halde bıraktılar."
42. Kurşuna dizilerek infaz edilirlerken, Nuh ona vahyolunmuştu ve Rabbinin dağın gerisinde akıp gelen sularıyla çağlasın diye gemi inşa ettiği oğlu hariç olmak üzere, "Ey Rabbim! Zalimlerden hiçbir aileyi dünyada bırakma!" demişti.
43. "Allah, senin soyunun da içinde bulunacağı cinsler yaratacaktır, çünkü dediğin gibi, Allah dilediğini yaratır."
44. "Ve Ben sana dedim ki artık size Rabbimin azabı gelinceye kadar hiçbir ülkeden kimseyi kurtaramam. Allah, sana daha önce bildirilenden başkasına yardımcı olmaz. Başka yardımcılara güvenen kimseler ise elbette kaybedenlerdir."
45. Nuh'un duası reddedilince, Allah bütün dünyayı büyük bir depremle içine çökmeyi emretti ve böylece inkar edenler kahrolmuş oldu.
46. Nuh, "Rabbim! Günahlarım Wtahtında su-bu-suba yüzen bir toplumdan başka bir şey bırakma. Şüphesiz ben yenik düşenlerdenim" dedi.
47. Bunun üzerine Rabbinin emri gelince, suyun kaynayışı giderek şiddetlendi ve biz, taşımasına karar verdiğimiz gemiyi doldurduk.
48. Biz de ona Tersane Sınavını' görünümlü bir alet yapmıştık. Her birer revire oturtulmuş gemileri gözlemler gibi, ona uğruluyordu.
49. Nuh, "Ey helâk edilmekten kurtarma nimetine erenler! Siz sürekli olarak Rabbinizin rahmetinden pay alanlarız. (Siz, niçin şaşırıyorsunuz?)" dedi.
Sonuç olarak, Nuh Suresi, Nuh'un kavmini uyararak Allah'a ibadet etmelerini ve inkarcıların helak olacağını anlatan bir suredir. Surenin ana teması tevhit inancı, peygamberlik ve inkar edenlerin azaplarıdır. Nuh'un kavmi ise İslam'a davet edildiklerinde inanmayan ve Allah'a karşı gelmekte inat eden bir toplumdur. Surenin anlamı, Allah'ın azabına dikkat çekerek insanları doğru yola yönlendiren ve onları uyarıcılar olarak gönderilen peygamberlere itaat etmeye çağırmaktır.