Yunus suresi, Kur'an-ı Kerim'in onuncu suresidir. Okunuşu aşağıdaki gibidir:
Bismillahirrahmanirrahim.
1. Elif, Lam, Ra. Bu, hikmet dolu Kitabın ayetleridir.
2. Şüphesiz Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istiva eden Allah'tır. O, geceyi durmadan gündüze, gündüzü de durmadan geceye katar. Güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğdirmiştir. İyi düşünen bir topluluk için kesin delillerle dolu olan Allah'ın yaratması nasıldır!
3. Yeryüzünde dolaşın da yarattığı şeyleri nasıl başlattığını görün. Allah, sonradan onları yeniden nasıl yaratacaktır da hayretler içinde kalasınız.
4. Gemi sizi denizde taşıdığı zaman O'nun nimetini ve lütfunu anın; sizi O'nun yollarını bulasınız diye rüzgarlarla yürüten O'dur. Çünkü asıl ona döndürüleceksiniz.
5. Sizin, karada Firavun’a mal, evlat, bağlar verdiğimizi ve size denizde gemilerle kolayca yolculuk etme imkânlarını verdiğimizi hatırlayın. Size bazı şeyler vermek istemiş ve kâfirlerin (inkar edenlerin) size ne kötülük yapabileceğini de düşünmüştüm. İnkâr edenler, yalnızca kendi kendilerine zarar verirler.
6. Şimdi sizin Rabbiniz olan Allah'a yemin ederim ki, Biz sana (Muhammed) sadece bir peygamber olarak vahyetmişizdir.
7. Önceki milletlere de birçok peygamber gönderdik. Fakat içlerinden bazı peygamberlerle konuşan bazılarını da içlerinden alıp götüren bir misilleyici olmadı mı?
8. Eğer biz, "Sana gönderilenin turu toprağı yok ve sen de halkı saptırma gibi bir güce sahip değilsin" dersek?
9. Ama Biz, doğru söyleyip yöneleni uyaracak ayetlerle sana vahyediyoruz.
10. İşte onlar, Rablerine iman ederler ve O'nun izniyle günahlarından korunurlar. Adn cennetleri onlar içindir.
11. Allah onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. Orada altın bileziklerle süslenecekler, ipekli elbiseler giyeceklerdir, orada bir arada oturarak ne güzel bir sonuç elde ettiklerini izleyeceklerdir.
12. Ve Allah onların, "Hamd, bütün eksikliklerden arınmış olarak Allah tarafından bize verildi" sözleriyle selamlayacağı bir yer de vardır.
13. De ki: "Allah'ın dışında takip ettiğiniz şeyleri bana bildirin de, eğer doğru iseniz!" Ey insanlar! Yeryüzünde ne varsa yoksa hepsi Allah'a aittir. Siz ancak O'na döndürüleceksiniz.
14. De ki: "Siz benim Rabbime itaat edin!" De ki: "Görmediniz mi? Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Hamd, âhirette de kendisine döndürülecek olan Allah'ındır; O, hüküm ve hikmet sahibidir."
15. Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlar için yararlı şeylerle denizde yüzmesinde ve Allah'ın gönderdiği suyla ölü olan yeri diriltmesinde gerçekten ayetler vardır. Bunlar, iyice düşünebilen kimseler için gerçekten delillerdir.
16. Bir de Allah'ın yarattığı, insanların ve hayvanların sırtlarına bindirdiği şeyler ve onların yere düşmeyip hedefine varmaları için koruyup gözetleyen şeyler de gerçekten ilahi bir kudrettir. Allah, doğru yolda olan kimseyi şaşırtmaz.
17. İnkâr edenlere gelince, onlar, elbette Allah'ın isimlerinden birini anmayarak işledikleri işler yüzünden, ceza ile cezalandırılacaklardır.
18. Kendilerine zulmedildiği zaman seslerini yükseltip Allah'tan başka hiçbir şeyden yardım dilemedikleri zaman da yine ceza göreceklerdir.
19. Şimdi sana, sana öğretilmiş birçok mucize tanıklık etsin diye, insanlara kıssalar anlatıyoruz. Elbette senin Rabbin haksızlık edenlere asla bir zarar vermez.
20. Ancak bu Kur'an, Allah'tan başkasını yalanlamak için (ışık getirmek için) indirilmiştir. Yine de kafirler, Onun kelamı hakkında çekişirler.
21. Oysa Allah'ın kelamı, Ona kavuşmayı umanları sevindirecek bir şeydir. Kafirler ise, uyarmak için onunla çekişirler. Allah, kâfirlerin hilesini boşa çıkarır.
22. Allah, sana "Öyleyse şu şeyleri alıp-bırak" diye emretmedi mi?
23. Öyleyse onların çağrılarında yazıklar olsun! Onlar, görmedikleri halde hidayeti inkâr edip durmaktadırlar.
24. İçlerindeki, seninle tartışana de ki: "Yeryüzünde (insanın) kaybolup gidecek bir yer olsaydı, kimin yararına olurdu?" De ki: "Doğrusu o, Allah'ındır. Allah'a kulluk edin; O'ndan başka bir dostunuz yoktur ve O sizi özekti, böylece gece gündüz değişenleri, güneşi, ayı ve yıldızları hepsi kendisine tabi kıldı. O'nun yaratması, yaratmaya güç yetirilmez. İyi düşünebilenler için işte budur bu."
25. Ayetlerimiz hakkında öyle konuşuyorlar ki, iman edinceye kadar seni neredeyse öldürüyorlar. Halbuki Rabbin, mutlak bağışlayan, sonunda da acımayan bir ceza sahibidir.
26. Allah, geceyi gündüze katarak ve gündüzü de geceye katarak yaşatan, rızık olarak size arz ve denizden veren Allah'tır. Siz de Allah'tan başka ne dostlarınız var ne de yardımcılarınız.
27. Allah'ın ayetlerini yalanlayanlar ancak kendilerine zulmetmiş olurlar.
28. Yine de Rabbinin rahmetini um; katından bir rızık olarak sana vereceği şeylere hazırlan.
29. Günahın açık olanlarına gelince, "Allah'tan başka tanrı yoktur ve gerçekten ben O'na teslim olanlardanım" diyerek Rableri(nin bağışına) yönelmeyi bırakırlar.
30. Fakat, iman edip iyi işler yapanlar ise, böyle yaparlarsa, şüphesiz ki hiçbir günahları kabul edilmez. Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
31. Şüphesiz ki iman edip salih amel işleyenler, Rableri tarafından güzel bir karşılık ve nehirlerden akan altın takımdan büyük bir cennetle mükâfatlandırılacaklardır. Orada tertemiz bir eşi ve rızık olarak da Rableri'nden verilecek kurtuluş içinde kalmışlardır. Büyük bir sevinç ve mutlulukla kalacaklardır.
32. Bu Kur'an insanları ve cinleri uyarıp korkutsun ve bilsinler ki gerçekten bir tek Allah vardır ve O'na karşı gelmekten sakınsınlar.
33. De ki: "Size şunu öğütleyeyim mi? Allah'ın yanında Allah'ın bir benzeri yoktur. Siz o (benzeyiği) mi arıyorsunuz? " De ki: "Eğer dileseydi, herhalde bütün insanları hidayete erdirirdi."
34. De ki: "İşte size ibret alacağınız, hikmetli sözler:
35. Kim güzel bir davranış yaparsa, kendisine on katı sevap verilir. Kim de kötülük yaparsa, yalnız onun misliyle cezalandırılır ve kimsenin haksızlığa uğraması da olmaz."
36. De ki: "Rabbim benim, hakimiyeti elinde tutan, dilediği kimseyi hidayete erdirir, kendisine yönelene de rahmet eder. O'na döndürüleceksiniz."
37. De ki: "Görmediniz mi, Allah'ın üzerinizde nasıl bir rızık verdi? Buna haram olan, helal olan ayırt etmeksizin yol açın ve sonra Allah hakkında yalan uydurmayın. Gerçekten Allah, haddi aşanları sevmez."
38. Onlar, (işte) böyle, dünya hayatında kısa bir süre yararlanırlar, sonunda da bize döndürülüp hesaba çekileceklerdir.
39. De ki: "Rabbiniz'in katında kimin göklerde ve yerde tasarruf hakkı varsa elinde tutan ve her şeyi koruyup gözeten kimdir?" İşte, adını (Olan'ı) söyleyin! Yoksa siz, O'nun bilmediği şeyler hakkında mı şaşkınlık içindesiniz?
40. De ki: "Rabbım, benim bilgim dışında hiç kimseye zarar veremez ve yarar sağlayamaz. Eğer ben bilseydim ne gizli kalmış ne de açığa çıkmış hiçbir şeyden hoşnut olmazdım. Rabbim çok geniş rahmet sahibidir. Sizden her kim bir kötülük yaparsa, yalnızca onun kendisi için yapmış olur. Rabbin, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir.
41. De ki: "Görüyor musunuz, Allah sizi (güneşi ve ayı) bir gece ile bir gün yaratmaktadır. Gerçekten kendinde kalpleri olan herkes için bunda bir ibret vardır."
42. De ki: "Allah, sizi yarattı ve sonra da Ötekine (yani olmadığınıza) tekrar döndürecek. Doğrusu görüp-anlayacak olanların hakkıyla kulluk eden yalnızca O'dur."
43. O, zulmedenlere, "Nerde bulunuyordunuz?" diye soracaktır. Onların cevabı, "Biz yoktuk" olacaktır.
44. O gün, Allah zulmedenlerin kalplerine balyoz gibi vuracak ve "Kurduğunuz ortaklıklarınızın ne olduğunu gösterin şimdi!" diyecektir. İşte o gün belli olacak olan onların ortaklıkları.
45. İnkâr edenlere de denir ki: "Bugün size zulmedilmez. İşlemekte olduğunuz şeylerin cezası budur"
46. De ki: "Allah'ın hakkı üstün tutulmuştur. Ondan başka tanrı yoktur. Halbuki siz, bağlı bulunduğunuz ortaklardan başka bir yardım göremiyorsunuz."
47. De ki: "Rabbım, doğru yola ileten bir yol göster, senin rahmetin üstünden bize bir rahmet bağışla, pisliklerinden arındırırsan bizleri bakımlı olarak çıkarırsın. Şüphesiz sana yönelenler, senin yoluna kılavuzlanmışlardır."
48. İnkâr edenlere de denir ki: "Allah'ın ayetlerini ve sizinle birlikte bulunan peygamberleri inkâr ettiniz. Bu, Allah'ın kendisini yüceltmeye yönelik bir tutkusu değil mi? "
49. De ki: "Siz, kendinizle ilgili işte Rabbiniz'in hükmü ayrılıp gitse bile, benim Rabbim Allah'tır ve bir çıkış yolu bulamayan bütün ruhlar Ona döneceklerdir."
50. De ki: "Siz, sizi karanlıklardan aydınlığa, size rahmetini duyurmak için gönderenin, Allah olduğuna tanıklık edemez misiniz?" Onlar, "Tanıklık ederiz" derler. De ki: "Peki o zaman Allah'ın neyi şahit olduğuna şahitlik yapıyor musunuz? Fakat o tanıklık edemeyeceklerdir."
51. De ki: "Benim (Kur'anımın) gözlerinizi neden kapattığını görüyor musunuz? İsteseniz de istemeseniz de, benim Rabbin buna hükmetti. Kimin ardından bir doğru yol bulmuşsa, bu kendi yararınadır; kim de saparsa, kendi zararınadır. Ben, size sadece gönderildim, uyarı görevini yerine getirmekle emrolundum."
52. Kendilerine ayetlerimiz okunduğunda, "İşte değişen şeylerimiz, biz de atalarımızın taptığı (putlar)dan ayrılmayız" diyenlerin ardından, "Herhalde bu, açıkca sapıklık değil midir?" denir.
53. De ki: "Sizi uyaracak bir şey mi vereceğim? Allah'ın katında buna uyan herkes, kendisi için mutluluğa erişmiştir. O, Allah'a tam bir teslimiyet içinde olanları uyarır."
54. İnkâr edenlere gelince, hiç kuşku yok ki onlar, Allah'ın varlığını da inkar ederler ve işledikleri işler kendilerine güzel görünür. Fakat onlar, yaptıklarının sonunda pişmanlık duyacaklardır.
55. De ki: "Allah'ın rahmetini dileyen kimse, bana uygun olarak hareket etsin. Eğer Allah'ınza vurursanız, O'nun sizi koruyacak hiçbir dostunuz yoktur. O, bütün her şeyi gören ve işiten Allah'tır."
56. De ki: "Siz benim Rabbimden başkasından isteyin, kalıcı bir şey yaratamazlar veya kendilerine zarar veremezler."
57. Onlar, şimdi ve gelecekte yapacakları hataların kendilerini sarıp kuşatacağından korkusundan kalplerini dolaştırıp dururlar. İşlerinden dolayı utanmazlar veya vicdanları sızlamaz.
58. Kendi başlarına konuşmalarında, basit işlerini sırlarında olsa bile (bile) olsalar, göklerde ve yerde bulunan her şeyi Allah bilir. Onların şimdi ve gelecekte yaptıkları her şey Allah'a açıkça görünür.
59. İnkâr edenlere de