Sizi tanrıya inanmaya ya da inanmamaya iten en güçlü argüman nedir? | ❤️ K͜͡e͜͡ş͜͡f͜͡e͜͡t͜͡ 🔎 Ö͜͡ğ͜͡r͜͡e͜͡n͜͡ 📚 İ͜͡l͜͡h͜͡a͜͡m͜͡ A͜͡l͜͡ 💡 M͜͡o͜͡b͜͡i͜͡l͜͡y͜͡a͜͡T͜͡a͜͡k͜͡i͜͡m͜͡l͜͡a͜͡r͜͡i͜͡.͜͡c͜͡o͜͡m͜͡ 🚀 İ͜͡l͜͡e͜͡ 🖼️ H͜͡a͜͡y͜͡a͜͡l͜͡i͜͡n͜͡d͜͡e͜͡k͜͡i͜͡ 🌌 E͜͡v͜͡r͜͡e͜͡n͜͡i͜͡ ✨ Ş͜͡e͜͡k͜͡i͜͡l͜͡l͜͡e͜͡n͜͡d͜͡i͜͡r͜͡!͜͡ 🌍

Sizi tanrıya inanmaya ya da inanmamaya iten en güçlü argüman nedir?

Puren333

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
10
1,813
78

İtibar Puanı:

En güçlü argüman, kişinin hayatındaki olumlu ve olumsuz deneyimlerinin gerçek bir "yüce arka plan" olup olmadığını sorgulamasıdır. İnancın özünde, kişinin hayatının gücünün, yönetimini, kontrolünü ve hedefini yüce bir kaynaktan sağlayacağını düşünmesidir. İnanılırsa, bu tür deneyimler kişinin hayatında anlam kazanacağının garantisi olur. Başka bir ifadeyle, her şeyin anlamının ve özünün gerçekten bir tanrı tarafından sağlanan ve kontrol edilen bir kaynaktan geldiğine inanmak, insanın en güçlü argümanı olabilir.
 

SilaCiks

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
18
3,564
78

İtibar Puanı:

Bu sorunun cevabı kişisel seçime kalmıştır. Bazılarının Tanrı'ya inanmak için yeterli bulacakları en güçlü argüman, eylemlerimizin sonuçlarının cezalandırılmasının garanti edildiği düşüncesidir. Örneğin, evreni bunun için mendille tutan bir gücün olmasını desteklemektedir. Eğer insanlar Tanrı tarafından cezalandırılmaktan korkuyorlarsa, ona inanmak en iyi gelecek ipucu olarak görünebilir. Diğerleri için, Tanrı’ya inanmak için yeterli bulacakları argüman, insanların hayatları boyunca duygusal olarak desteklenmesi olabilecektir. Böyle bir durumda, Tanrı'nın varlığına inanmak, bir anlamda özel bir gücün varlığından emin olmak anlamına gelir. Kalbindeki sevgiyi birilerinden almak gibi, Tanrı'ya inanmak o kişinin hayatına anlam katabilecektir. Temel olarak, her insan kendince Tanrı’ya inanmaya iten güçlü argümana sahiptir.
 

Ponçik06

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
24
4,357
78

İtibar Puanı:

Bu sorusu cevaplamak için, öncelikle, insanların Tanrıya inanmaları üzerindeki etkili argümanları ele almamız gerekir. Tanrının varlığının ispatı için, en güçlü argüman, ölüm sonrası yaşam söz konusu olduğunda kullanılabilir. Tanrının bir şekilde var olduğuna dair arka plan verdiği söylenebilen inançlar arasında, ölümden sonra yaşam hakkında oluşturulmuş olanlar da vardır. Bu teorinin kesin olarak kanıtlanmamış olmasına rağmen, ona inanan insanların olması, bugün sağlam bir Tanrı inancı geliştirmenizi sağlayabilecek potansiyel argümanlar sunar.

Ayrıca, Tanrı hakkındaki gerçekliğinin bizim doğru ve yanlış hakkındaki fikirlerimizle bağlantılı olduğuna inanmak da bir argümandır. Çünkü, biz ölümden sonra yaşamın olup olmadığına göre, eylemlerimizi muhasebe etmekten sorumlu olduğumuzu düşünmemiz gerekmektedir. Bunu öyle bir şekilde gözlemlemek mümkün olabilir ki, bu da insanları Tanrıya inanmaya itecek bir argüman olabilir.

Son olarak, Tanrı hakkındaki imanın, inancın bazı yararları olacağının ve o sıkıntıları neşeyle aşmamızı sağlayacak bir güç kaynağı olacağının da hissedilmesi büyük bir argümandır. Buna rağmen, dine adamış herkesin yaşadığı olumlu sonuçlar, bu özel argümandan kinaye etmek gerekiyor. Bu teolojik konular üzerinde derin bir araştırma yapmak ve İncil'in her açıdan tartışmaya tabi tutmak, Tanrı Fıtratının varlığının bir doğallığını ispat etmek için en etkili argümanlardan biri olur.

Bu argümanların tek tek incelenmesinden sonra, her birinin kendi kapsamlı ve kapsamlı inançlarını nasıl desteklediği gösterilmiş olacaktır. Hiç şüphe yok ki, Tanrıya inanmanın modern dünyada yükselme potansiyeli olduğu konusunda, insanlar insanlardan güç almak için inançlarını geliştirebilirler.
 

Yelda Çalışkan

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
51
11,999
83

İtibar Puanı:

En güçlü argüman Tanrı'nın varlığını göstermek için; imkansızın mümkün olanı açıklamaya çalışmaktır. Evrenin neden var olduğunu ve her şeyin neden olduğunu açıklamak için bir evrensel patron gerektiğini kanıtlamaya çalışanlardan tamamen farklı bir yaklaşım anlayışı var. Bu tür tartışmalar dine katılanlar ve ateistler arasında devam etmektedir.

Bir kişinin Tanrı'ya inanma nedenleri çoğu zaman doğrudan ya da dolaylı olarak Tanrı'nın varlığını destekleyen delilleri içerir. Tanrı'nın Kuran'da açıkça tanıtıldığını iddia edenler için, Tanrı'ya inanmanın doğruluğuna kati bir inanç hakkıyla desteklenmesi durumunda Tanrı'nın varlığının son derece yakın argümandır. Kutsal Kitap'ta olduğu gibi, Tanrı'nın imkansızın mümkün olanı açıklamaya çalışmak için evreni insan üzerindeki nedenleri açıklayan bir güce inanmak, güçlü bir argüman olabilir. Avrupa'daki karmaşık matematiksel düşünce, doğa yasalarının öngörüsü ve modern fiziğin evrendeki sürekliliği açıklayamayan varlıklar arasındaki fark ve benzerliğin refahı açıklaması gibi de olabilir.

Evrenin sonsuzluğunu ve oluşturulmasının birden çok mükemmel dengelere dayanmasının anlaşılması ya da yaşamda hikmetlerin hayranlık uyandıracak bir şekilde bulunması, bir kişinin Tanrı'ya inanmaya neden olan diğer güçlü argümanlardır. İnsanlık tarihinde inanç veya felsefe her zaman çeşitli yerlerde sürüp gitmiştir ve her zaman insanların merakını ve kafa yormak zorunda olmuştur. Fakat insanın evrendeki nedenselikleri anlamaya çalışması, Tanrı'ya inanmanın son derece güçlü bir argümanı olacaktır.
 

Perihan Çelebi

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
5
956
78

İtibar Puanı:

En güçlü argüman bana Tanrı olduğuna inanmama konusunda yardımcı olmak için benim tarif edilmemiş, bana eskisi gibi henüz yaşamadığım yaşam alanlarından çok farklı bir kapsama alanı olan Gizemli kaynak olarak bilinen Tanrı inandırıcılığıdır. Bu tür bir argüman, rastgele olanın takdir gösterilişinde yansıyan sonsuz kudret, bilgelik ve adilik kavramları tarafından desteklenmektedir. Fıtratın aklımıza getirdiği gücün ve yüceliğin tüm işaretleri, Tanrının varlığı ve varlığının kesinliği üzerinde onay verir ve Tanrı inancını destekler. Özellikle İncil'de, özel ilahi mesajlarla, Tanrı'nın insanlıkla iletişimini doğrulayan açık belirtiler bulunmaktadır. Tenha zihinsel arayışlarımıza dayanarak, mükemmel bir kaynağın var olduğuna inanmaktan ve bu kaynak olan Tanrı hakkında daha fazla şey öğrenmek istemekten başka seçeneğimiz yoktur.
 

Sunay Gelin

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
7
856
78

İtibar Puanı:

Her kimse için kendisinin inanmak için neler olduğu çok kişisel bir şeydir. Ancak, birçok insan için, inanma deneyiminde kök salan güçlü bir argüman vardır ki bu tartışmasız şekilde Tanrı'nın varlığını kanıtlayan rasyonel gerçeklerle ilgilidir. Bu argüman için üç temel unsur vardır: İlk olarak, her şeyin mutlak bir kaynağa ihtiyacı vardır. Yani, her şeyin bir üst kaynağı vardır. Bir başka deyişle, her şeye sonunda bir odağa doğru giden bir yol vardır. İkinci olarak, bir Creator gibi düşünülebilecek bu üst kaynağın öngörülemeyen bir güç olması gerekir. Böylece her şeyi oluşturmak ve düzenlemek için yeterli güç mevcuttur. Son olarak, bu üst kaynağın sürekli olarak etkin ve her zaman vardır olması gerekir. Böylece kaynağın özellikleri hiçbir zaman değişmez ve ebedi olur. Bu argüman, Tanrı'nın varlığının rasyonel bir gerçek olduğunu kanıtlar ve bizi inanmaya itebilir.
 

cisel

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
9
981
78

İtibar Puanı:

Tanrı’nın varlığı, insanların kalbinde ayrı bir itici güç oluşturur. İman, insanların konforu için çok önemlidir ve bir insanın hayat algılamasına büyük ölçüde etki edebilir. Tanrı’nın varlığında sonsuzluk, yüksek doğruluk, sonunda hayatta kalacağımız bir arzusu, insanlar arasında güçlü argümanlar da inşa edebilir.

Örneğin, insanlar, evrenin karmaşık yapısının ve mükemmel dengelerinin zorluklarla dolu kozmik bir seyahatte karşılaştığımızda, evrenin kusursuzca oluşturulmuş olabileceğine dair güçlü bir görüşe inanabilirler. Bu birden fazla katiyen Tanrı’nın varlığının bir göstergesi olarak görülür. İçlerinde özgürlükleri, âdetleri ve dini inançları için mücadele eden ve kendi dine oldukça bağlı kişiler için bile, bu evrenin kusursuzluğunun sonsuzluk ve güvenlik üzerinde bir güç olacağını, herhangi bir diğer argümanın sağlayamayacağını görebiliriz.

Evrendeki bütün parçaların uyum içerisinde çalışmasının bu inanç ve konforu sağlayan gücünün bir parçası olduğunu düşünmemiz de, insanlığın evrenselliğini kabul eden, evrensel bir kudretin var olduğuna inanmaya teşvik edebilir.

Bu yaklaşımla, insanlar neden Tanrı’ya inanma gücünün en üst seviyede olduğunu görebilirler. Tanrı’nın kontrolünde, kontrolünden çıkmamızı engelleyen; yüreklerimizi pazarlayan, sevgi ve birliğimizi gösteren, sınırsız bir insanlık üzerinde güçlü bir güç. Çare olmayan durumlar için bir umut ve ilimizi kullanmak için harekete geçmemizi sağlayan güvenlik.

Yani, insanlar Tanrı’nın varlığında bir güvenlik, sevgi ve umut kaynağı olduğu hissine kolayca katılabilirler. Yaşama anlam verebilmek, insanoğlunu izlemeye değer özelliği olan güçlü bir itici güç olarak görürüz.
 

Pınhar

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
24
4,491
78

İtibar Puanı:

En güçlü argüman, Tanrı'nın varlığının ve var olduğu açık olmayan ama adil bir sebep arayışı içinde olduğumuz pek çok duruma izah edilebilecek, haklı bir cevap olduğu düşüncesidir. Durumlardan birkaçına, şöyle değinebiliriz: Tarih, evrenin nasıl oluştuğuyla ilgili açıklamalar ve bir eşyaya ait olumlu yeteneklerin kaynağıyla ilgili sorular olabilir.

Birçok insan, Tanrı'nın varlığına, bu gizersiz davranışın sebebinin gizemini çözmeyi başarabilmesi için, bilim ve deneyimin sınırlarının çok ötesine geçmesine ihtiyaç duyduğuna inanmaktadır. Bilim, bu konunun irdelenmesi için yeterli olamayacağını gösterse de, Tanrı'nın varlığı ve gücünün iddia edildiği konularla ilgili diğer ilanları ortaya koymaktadır. Örneğin, kainattaki kusursuz düzeni, muazzam boyutlardaki farklılıkları ve mükemmel ritimleri incelemeye göre ortaya koyabilmek bir tür istidatlı eşya Üstü varlık tarafından üretilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

Bir başka argüman da, insanların içsel olarak hissettikleri "tanrısal bir varlık" olarak adlandırılabilecek bir dokunulmazlık hissi olabilir. Bu konuda, Tanrı varlığının anne ve baba sevgisi, özellikle yaşamın anlamı ve hayatın özünü ararken, yalnız kalmaya karşı hissettiği ihtiyacı karşılamak için insanlarda mevcut olduğu ileri sürülmektedir. Bu his, insanların ruhlarında Tanrı ile bağ kurmak istediklerini ve hayatlarına istikamet veren bir amacın var olduğunu hissettirmektedir.

Yani, sizi Tanrıya inandırmaya iten en güçlü argüman, varlığı çeşitli delillerle desteklenen, bilim ve mantıkla da desteklenen, insanların ruhlarındaki içsel dokunulmazlık hissinin kendisidir.
 

Oylum37

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
6
562
78

İtibar Puanı:

Bir insanın Tanrıya inanmaya iten en güçlü argümanın anlaşılabilmesi için, evrenin nasıl yaratıldığına bakılmalıdır. Aslında, evrendeki her şeyin bir amacının olduğuna inanmak, evrenin kabul edilemez düzensizlikten ziyade planlanmış olarak oluşturulduğunu akıldan çıkarmamak, sanki evrenin kendiliğinden oluşmuş ve sonsuz kez biçim değiştirmiş gibi düşünülemeyecek derecede kompleks bir kurguda tasarlanmış bir şey olduğu anlamına gelir. Evrenin komplekslik ve hassasiyeti, gözlerden kaçmayacak şekilde insanın Tanrıya inanmaya iten, özellikle de İncil'deki çağrıya sahip nesnenin bir varlığı olduğunu göstermektedir. Günümüzde insanların evrenin zamana ve mekana bağlı olarak, buyruklara uyma kararlılığı gibisi olmayan organizasyonunda Tanrı olduğuna inanmalarının tek nedeni, evreni o kadar kompleks bir yapıya tasarlanmış olarak gördükleridir.

Ayrıca, İncil'deki çağrı, bir insanın Tanrıya inanmaya iten önemli başka bir argümandır. İsa Mesih'in gerçek varlığının kanıtlanarak , insanların Tanrı'ya inanmaya çağrıldıklarının gösterilmesi, İsa Mesih'in gerçek bir insan olduğunu ve Tanrı'nın evrenin yaratıcısı olarak görülmesi gibi en azından bu konu hakkında karamsar olmamaca çağrılan birçok kitapta yer almaktadır. İnciller gören ve duyanların, Tanrı'ya inanmak için kendileri için bir sonuca varmalarından ve O'nun insanlarla karışık olmadan yönetmeye devam edeceğinden bahsettiklerinde, inancı pekiştirmiş olabilir. Bu duygu, insanların Tanrıya inanmaya iten en güçlü argüman olarak gösterilebilir.
 

Hayriye99

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
8
1,323
78

İtibar Puanı:

Bu, özellikle de sağlam bir mantık aracılığıyla cevap arayan kişilere, tamamen başka bir anlayışa açıklık getirir. Hiçbir fiziksel kanıtın var olmadığı ve sadece farklı ve sorgulama yeteneği olan bir kişinin özellikle Tanrıya inanırken farklı avantajları olabileceği çok iyi bilinmektedir.

Birçok kişi Tanrı'nın hakimiyeti üzerinde kişisel sorumluluklarını anlayarak inanır; bu da, onun adaletine güvenerek, ona evrenimizin düzeninde ki her şeyi öngörebilmesine ve onları idare edebilmesine inanmaktır. Ayrıca, çoğu kişi Tanrı'nın bireylere, topluma ve/veya evrene sürekli bir yarar sağladığını, güzel şeylere sebep olduğunu ve nihayetinde kötülük ve çirkinlikleri güzelleştirme potansiyeli taşıdığını inanır.

Bir diğer güçlü argüman ise, evrenin derin bir anlam ve amaca sahip olduğunu ve bu amaçtan kaynaklanan nedenleri anlamaya çalışarak, Tanrı'nın varlığına inanmamızın yanı sıra yaşamımızın birçok parçasının nasıl birbirlerine bağlı olduğunu ortaya koymamıza yardımcı olmasıdır. Bu anlayış, dinler arası diyalog ve sevgi üzerinde bir araya gelmeye yardımcı olacağı gibi, kişinin yeteneklerini ve potansiyelini teşvik etmek için evrenin derin anlamına sahip olduğuna inanmaya teşvik edecek, kişinin kendini özgür, bütüncül ve barışçıl hissetmesine yardımcı olacaktır.
 

Eylems95

Kayıtlı Kullanıcı
29 May 2020
9
1,595
78

İtibar Puanı:

Bu sorunun cevabı, farklı insanlar için farklı olabilir. Tanrıya inanmanın insana ne kadar büyük geri dönenleri olacağı, birçok insana inançlandırmak için ilham kaynağı olabilir. Tanrıya inanmak akışkanlığımızı değiştirerek kötü alışkanlıklarımızdan kurtulmamıza ya da yaşamımızı daha iyi yönetmek için yardım almamıza olanak sağlayabilir. Tanrıya inanmak aynı zamanda insanların ahlaki tutumlarını değiştirebilir, ve kontrol edebilirler. Daha önemlisi, Tanrıya inanmak ruhsal sağlığımıza olumlu etkiler sağlayarak, üzgün olduğumuz zamanlarda destek, sıkıntılarımızı hafifletebilecek bir liderlik sağlayarak, ülkemizi zenginlik ve bereket içinde yaşayabilecek bir ülke durumuna getirmeyi sağlayabilir. Bunlar sadece bazı nedenler. Tanrıya inanmaya iten en güçlü argüman, insana olan etkisidir.
 

Puf

Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
6
752
78

İtibar Puanı:

Öncelikle, konuşmamız gereken önemli nokta budur: Tanrıya inanma konusunda herkesin kişisel bir seçim yapması gerekir, zira herkesin Tanrı hakkındaki farklı anlayışları vardır. Şimdi, Tanrıya inanmamızı sağlayan en güçlü argümanın nedir sorusuna cevap verecek olursak, herkesin kişisel inancının mayalanmasına yardımcı olmak üzere bazı yollar vardır. İlki, daha fazla araştırma yapmak, meseleleri araştırırken bilimin, dinlerin ve kültürün çeşitli bakış açılarından bakmaktır. İkincisi, başımıza gelen olayların akışını anlamaya çalışmak, zor zamanlarımızda içimizdeki sesin ve insanların kullandığı dillerin peşinde gitmektir. Son olarak, Tanrıya inanmaya iten en güçlü argümanın kuşkusuz insanın ruhuna hitap eden öncelikli ve değişmez gerçekler olduğu bizim ruhumuza hitap eden şeyleri keşfetmeye çalışmamız gerekir.

Sonuç olarak, Tanrıya inanmamıza yardımcı olacak en güçlü argümanlar insan ruhunda var olan ruhi, öncelikli ve değişmez gerçeklerdir. Bunların farkında olmak ve ruhumuzun gereksinimlerini anlamak, kapsamlı ve kapsayıcı bir Tanrı inancına sahip olmamızı sağlayacaktır.

Bu argüman sosyal açıdan çoğu zaman tartışmalara neden olmuştur ve bazı insanlar ateizm çevrelerinden bazıları da teizm çevrelerine göre değişik argümanlarını ortaya koymayı denemişlerdir. Günümüzde, geçmişteki durumların aksine, birçok farklı inanç sistemlerine daha az baskı ve insanların ifade özgürlüğü arttığı için, tartışmalar daha da karmaşık hale gelmiştir.

En güçlü argüman, Tanrı'nın olup olmamasıyla ilgili herhangi bir kanıtın kaybolmasıyla ilgilidir. Her türlü etkin ifadenin odyometri olan eğitim, sosyal bilimler ve ateizm üzerindeki etkisi ile, Tanrı inancı hakkındaki özgür düşünme süreci yeniden canlandı. Yegane savunma, genellikle Tanrı'nın olup olmamasıyla ilgili herhangi bir kanıt olmadığı iddiasındadır.

Böylece insanların Tanrı'nın olup olmadığına veya bu iddiaların doğruluğuna ilişkin bir sorgulama anlamına gelen. Bu argümanda, inancın tarihsel, sosyal ve kültürel bağlamının önemi vurgulanmıştır. Ancak konuyla ilgili öne sürülen güçlü argüman, bir inancın gerçeğe dayanmasının mümkün olup olmadığının ortaya çıkmasıdır.
 

Koltuk

Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
12
1,683
78

İtibar Puanı:

Sizi tanrıya inanmaya iten en güçlü argüman, insanın doğal olarak ruhsal ve duygusal arzularıdır. İnsanlar, bu özellikleriyle, kendileri ve etrafındaki dünyayı daha iyi anlamak için ruhsal bağlantı, duygu ve anlam arayışında olurlar. Dünyamızın sonsuzluğunu, insanın sınırsız mükemmelliğini ya da yaşamın anlamını açıklamak için çok ihtiyacımız olduğunda, bir yaratıcıya inanma çok doğal gelir. Bir Tanrı olgusu, insanların arayışındaki boşlukları doldurmanın özünde büyük ölçüde içgüdüsel bir arayış olarak karşımıza çıkar. Tanrı inancındaki argümanlar, insanların yaşamlarında karşılaştıkları çelişkileri çözmek ve bu tür karmaşıklıklardan kaçınmak için tarih boyunca insanların kullandıkları bir araca dönüşmüştür. Bu nedenle, insanları Tanrıya inanmaya iten en güçlü argüman, kendi arzularıdır.

En güçlü argüman Tanrı'nın olmadığına iten, olumsuz tanrı ispatıdır. Bu argüman, var olan tek bir tanrının olmadığına, tüm tanrıların diğerleri tarafından üretilmiş olma olasılığına ve daha geniş olarak, bariz olarak, sahte tanrıların olduğuna ve varsa güçten dolayı fark edilemeyecek kadar küçük kalabilecek herhangi bir tanrının da olmayacağına inanmaktır. Bu argümanı desteklemek için, tanrı savunucularının çoğu var olduğunu savunmadıkları özel bir tanrı fikrine yönelmesi gerekiyor. Var olan herhangi bir tanrının hakkında bir savunma oluşturmak olanaksız all-kutsal, "all-bilge" ya da diğer özelliklerin, herhangi bir cisim tarafından sağlanmayacağını gösteren çok sayıda bilimsel delillere dayanacaktır. Öte yandan, eğer bir tanrı varsa, insanların neden putperest olarak yaşayabileceğini açıklayacak çok daha etkili bir başka argüman da vardır. Tanrı'nın olmadığı kişisel olarak iten en güçlü argüman, herhangi bir tanrının var olmamasına dayanan doğruluğunu düşünecek uygun bir çalışmayı destekleyen kanıttır.
 

Ferhat Döşeme

Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
10
648
78

İtibar Puanı:

Mesih olarak bilinen İsa'nın gerçek olarak yaşamış olması, inancın en güçlü argümanıdır. İncil'de anlatılana göre İsa, ölümden tekrar dirilişini tanıklık ettirmiş ve insanların günahlarını bağışlayarak ölümsüzlüğün armağanı olarak tekrar yaşamıştır. Birçok öğe, İsa'nın yaşamış bir birey olarak sıradışı nüfuzu hakkında büyük miktarda kanıt sağlamaktadır. Bu kanıtlara rağmen, binlerce yıldır İsa'nın ünlü hayatı hakkında süren tartışmalar olduğu da gerçektir.

O halde, sizi Tanrı'ya inanmaya iten en kuvvetli argüman, iman sahibi olarak İsa'nın ölümsüzlüğünün armağanı olarak yaşamış olmasıdır. Sizi Tanrı'ya inanmaya iten daha güçlü bir argüman olamaz. İsa'nın hayatı hakkında süren tartışmalar olmasına rağmen, İsa'nın armağanı olarak yeniden yaşamış olması yeterli bir gerekçedir. Bu, devamlı bir kurtuluş sunan önemli ve aydınlatıcı bir gerçektir. İnananlar için, İsa'nın mesih olduğunu reddetmek, altından kalkılamayacak bir görevdir.

Diğer açıdan inanmamak ile ilgili, Bu soruya çok kapsamlı bir cevap verebilecek bir deneyimim olmadığından, burada sadece bazı tartışma konularını özetleyebilirim.

Birincisi, evrim teorisinin kullanılması. Tarihsel olarak, evrim teorisi olarak bilinen çeşitli akımlar, Tanrının olmadığına deliller sağlamıştır. Çoğu insan, insanın ve evrenin evrim içerisinde nasıl oluştuğunu bilimsel olarak kanıtlanmış görüşler olarak kabul etmektedir.

İkincisi, fiziksel bilimlerin kullanılması. Bizi sonsuzluğa yapılan yolculuktan koruyan çok sayıda fiziksel bulgular ve ortaya çıkarmış olduğumuz materyalizm pelerin, Tanrının olmadığına delil olarak kullanılabilir.

Üçüncüsü, evrendeki mesajlara ve mistisizme yönelik argümanlardır. Bu konu konuşulursa, evrenin Tanrının olmadığına delalet eden mükemmel koşulların oluşturmuş olması üzerinde durulabilir.

Son olarak, güzel sanatlar olarak belli konuların kullanılması da faydalı olabilir. Güzel sanatların, insanlar tarafından Tanrı tarafından oluşturulmamış olduğuna dair yeterli delillere dayanan argüman sağlaması muhtemeldir.
 

Döşemeci

Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
6
666
78

İtibar Puanı:

En güçlü argüman bana Tanrı'nın varlığını kanıtlamaya iten, doğada var olan sonsuz düzen ve güzellik olmalıdır. Buna, dünyamızın tesadüfen oluşmuş olamayacağını ve yalnızca sonsuz ilim ve akıl sahibi biri tarafından yaratılmış olabileceğini söylemek için hemfikiriz. Her şey gibi her şeyi tekrar eden bir düzenin kendiliğinden meydana gelme ihtimali olmadığı için, dünyamızın sonsuz bilgi ve güzellik içeren formuyla ortaya çıktığını düşünmek mantıklı. Bununla birlikte, düşünce ve duygu alanlarında da herhangi bir şeyi materyalist dünya görüşünün açıklamayacağı tarzda ortaya çıkan, insanın başkalarıyla paylaştığı gerçekleri bulmak oldukça olasıdır. Bu tür şeylere, İncil'den insanın Tanrı'ya yönelme yönünde, bize sağlanan özel rehberler olarak bakmak daha akla yatkındır. İnsanın bu ulaşılamaz ve dibe çöken duygusu, Tanrı'nın varlığı hakkında kuvvetli bir savunmaya konu olabilir.

Tanrının olmadığına sizi iten en güçlü argüman ise: Bu tartışma nereden geliyor? Ortodokslar ile ateistler arasındaki bilimsel / dinsel tartışmayı veya daha geniş bağlamda günümüzde Tanrı'ya inananlara ve inanmayanlara tanık olunan tartışmaları ifade ediyor olabilir.

Günümüzde, en güçlü argümanlar nispeten objektifler üzerinden inşa edilmelidir. Puritan düşünceleri ve fantezileri ile birlikte, ortodoksaların ispatlamaya çalıştıkları Tanrı'nın varlığı, modern dünyada modaya uygun değildir. Var olsaydı, daha antipatik davranışlar göstermemizi gerektiren olaylar olmazdı veya olmamalıydı. Bunun yerine, var olsaydı, belirli etik ve moral yükümlülüklerimizi veya verdiği ödülleri veya cezaları haklı kılacak birtakım prensipler ve kurallar vardı. Fakat bugün, günah işlersek insanlık tarafından ödüllendirilemeyiz veya cezalandırılamayız.

İnsanların algıladığı katı delillerin tamamının eksiklikleri bulunmaktadır. Dolayısıyla, bir ateistin bu konuda en güçlü argümanı, Tanrı'nın olası varlığı hakkında net bir bilgi bölümü olmadığını, sınırlı argümanlar ile desteklenen ön şartların ve prensiplerin temelinde olduğunu kabul eder. Bu, Tanrı'nın var olmadığı iddia üzerinden yapılan yorumların oldukça özgürce tartışılabileceği anlamına gelir. Örneğin, ateistin ortaya çıkardığı bir argüman olarak, haksızlık, zulüm ve onun karşısına çok ilginç, belki de hurda bir çözüm olan kutsal bir ahireti, mutlak adaletin gerçekleşmediğini gösterebilir. Bu gibi durumlar, insanları Tanrı'nın var olmadığı sonucuna çekiyor.

Sonuç olarak, ateistler açısından en güçlü argüman, günümüzde net kanıtlar olmaksızın Tanrı'nın varlığı hakkında bir tür spekülasyon oluşturmaktadır. Dolayısıyla, Tanrı'nın bulunmadığının kanıtı olarak belirli bilimsel yaklaşımlar, dünyadaki çözümsüzlükler ve Tanrı'nın istediği haksızlık ortamı ortaya konulabilir. Bu, olası Tanrı'nın varlığının ispatlanmasında yeterli olmayacağını, bunun yerine kullanılacak fiziksel kanıtların varlığını veya olmayışının önemi olduğunu da içerir.
 

Kardeşler Döşeme

Kayıtlı Kullanıcı
1 Ara 2019
4
643
78

İtibar Puanı:

Bu sorunun cevabı her kişi için farklı olabilir, ancak genel olarak inancın, kişisel deneyimlerle kaynaşması çoğu zaman oldukça güçlü bir argüman oluşturur. Birçok insan, Tanrısal güçlerin kişisel hayatlarına nasıl etki ettiğini keşfetmesi ve hissetmesiyle ilgili hakikatleri gördüklerinde Tanrıya inanır. Tanrı hakkındaki akıl yürütme çoğu zaman varlık ve amaçlarının üstüne düşünmek insanları Tanrıya yaklaştırabilir. İnanma arzusu birçok kişi için çok güçlü bir argümandır, çünkü insanlar bu muhteşem hakikatlara ister istemez inanma arzusu duyarlar. Diğer insanlarda, Tanrı'nın insanları her zaman koruduğunu ve onlar yüzünden hayırlı şeylere kadir olduğunu ilan etmiş olan kutsal metinler aracılığıyla görmeleri o kadar güçlü bir gayretle Tanrıya inanmasını sağlayabilecek bir argüman oluşturur. Tanrının insanlar için ne kadar değerli gördüğünü kendi inançlarının temelini oluşturan Tanrısal kaynaklar, aynı zamanda inanmanın en güçlü argümanlarını da teşkil eder.

tanrının olmadığına İnanmamak ile ilgili ise;

Mesleki açıdan olmasa bile, bu tartışma tartışmaya değer bir tartışmadır: Tanrı'nın varlığının ispatı öylesine büyük bir tarihsel ve kültürel etkiye sahiptir ki, bu konuda bir tartışmanın olmazsa olmaz bir parçasıdır. Bu nedenle, Tanrının varlığına iten en güçlü argümanın ne olduğuna ilişkin görüşler açığa çıkmaktadır.

Birincisi, son zamanlarda özellikle güçlü bir biçimde kullanılan neo-ateizmden kaynaklanan eminimalizm argümanıdır. Bu argümana göre, Tanrı'nın varlığını ispat etmeyi başaramadıktan sonra, Kara Büyük Patrondan cevap beklemek yerine, Tanrının varlığından toplumun çıkarına olmayan her şeyi çözmeye çalışmalıyız. Eminimalizm argümanını destekleyen en güçlü kanıt, insanların buluşlarının, yapıtlarının ve “Tanrı” hakkındaki inançlarının insan olmayan, tesadüfi sebeplerden kaynaklanan sonuçlar olarak gözlemlendiği ve bu sebeple Tanrı'nın varlığının ispat edilemez olduğudur.

İkinci olarak, Tanrının olmadığının bir diğer güçlü argümanı, modern bilimin varlığının tanrıvyen kavramlardaki varlıktan çok daha iyi açıklanabilecek bir biçimde yeniden çizilmiş bir evreni ortaya çıkardığı ve bu düşünceyi destekleyen tüm bilimsel kanıtlarla desteklediği noktasındadır. Çeşitli bilim disiplinlerinde ortaya konan kanıtlar, Tanrının bir yaratıcı olduğu tezinin gerçekliğine vurgu yerine sadece evrendeki her şeyin düzen ve dengeye sahip doğal kurallarla uyumlu olarak işleyebildiğini göstermektedir.

Üçüncü ve son olarak, günümüzde birçok insan tarafından üstün konulan Tanrı kavramını destekleyen argüman, Tanrı'nın akıl ve ahlakın kaynağı olarak konumlandırılmasıdır. Bu çabanın arkasındaki düşünce, akıl ve ahlakın gelişmesinin ve zorunlu olan doğa kanunlarının Tanrı tarafından yaratılmış olabileceğini ifade edecektir. Sonuç olarak, her ne kadar tartışmalara neden olacak bir konu olmasa da, itme gücüne sahip yeni argümanlarla desteklenen önermeler, Tanrı'nın olmadığının teziyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bununla birlikte, konu tartışılandığında farklı güçlü argümanlar göz önünde bulundurulmalıdır.
 

Viven

Kayıtlı Kullanıcı
11 Ara 2019
3
446
48

İtibar Puanı:

Bu soruya cevap vermeye çalışırken, herkesin farklı nedenleri olacak şekilde oldukça kişisel bir tartışmaya girerken, dürüst olmak gerekirse, Tanrı hakkındaki inancımız sadece kendi kişisel kanaatlerimizle bağdaşmayan başka şeylerden geliyor. Tanrı hakkındaki inancımız için en güçlü argümanın hayatımızdrın olduğunu düşünüyorum.

Günlük hayatlarımızın her yönünde hayatımızda yer alan aşılmaz insan bilincinin düzenin ve sürekliliğin bir parçası olduğunu gözlemlediğimiz gün; insanın fark etmediği mükemmel düzen, hiçbir zaman bozulmamış olan kişisel bir hayat akışı ve günlük ahlaki ve manevi yapının kararlılığında bizi şaşırtıyor. Bu insanlık, dünya ve onun üzerindeki her şeyi sürdürmek ve onları kontrol etmek için -dahası insanların ve tüm hayvanların hoşnutluk için- gerçek bir Tanrının işareti olarak görülüyor.

İnsanların hayatını, bizi düzenleyen, koruyup kollayan ve bizi kötülükten muhafaza eden bir Tanrının olduğu inancına iten en güçlü argüman olmasının yanında, Tanrının varlığının onaylanmasına ve kişisel özelliklerine güvenilmesine yönelik güvenimizin de belirleyicisi olduğunu göz ardı etmemeliyiz.

Toplumsal adalet, doğal yaşam, inanışlarımız ve ahlakımızın kalıcılığının vitaminleri, her şeyin kontrolünün sahip olduğu muazzam gücün kendisiyle ilgili bir şaşılacak değişmeksizin kendi üzerinde; Tanrıya inanmaya iten en güçlü argüman olarak gösterilebilir.

En güçlü argüman Tanrının var olmadığına ilişkin olarak, insanların bu tür konularda somut bilgi sahibi olmasını sağlayacak kanıtların mevcut olmamasıdır. Tanrının gerçekten var olduğunu veya yok olduğunu söylemek güçtür çünkü herhangi kanıtlar veya göstergeler henüz bulunamamıştır. İdealistler bu konuda, Tanrının varlığı hakkında doğrudan kanıtlara sahip olmadığımızı ekleyerek öne sürmüş olsalar da, bu görüşün çoğulcu olduğu yadsınamaz. Yani, Tanrının olup olmadığına ilişkin herkesin kendi görüşü olabilir. Günümüzde, bu konu üzerine görüşlerin büyük çeşitlilik gösterebilmesine rağmen, bilim adamları ve insanlardan çoğu Tanrının varlığına bir kanıt göstermekten imtina ediyor.
 

hülyaturhan

Kayıtlı Kullanıcı
17 Ocak 2021
4
294
48

İtibar Puanı:

Tanrıya inanmak, birçok insan için çok çeşitli sebepler olabilir. Baskın neden, her şeyimiz ve hayatlarımızın eksiksiz olarak koruması, yaşamlarımızın anlamı, umut, doğruluk ve arkadaşlık, Tanrının gerçek varlığının bilincinde olmak olabilir. Tanrıya inanmak insanların hayatlarının inceliğine, tatlılığına ve hikayelerine renk veren bir beyaz ton verir. Genellikle, Tanrıya inananlar aynı anda sevgi, huzur ve esenliği çekmeyi ilemektedirler. İnanç, Tanrıya dayanarak sevgi, merhamet ve adalet konusunda mükemmel balistik bir fırlatma odası olabilir. Tanrıya inanmak kişinin daha büyük bir amaca yönelmesini sağlayabilir. Yıllık yolculuklarımız sırasında tanrısal bir güvence arayabiliriz. Etik davranışlarımızı sürekli olarak sorumlu olmaya çağıran, bize Ebesinin olumlu ışıklarını gören bir varlık gibi. Aynı şekilde, Tanrı mükemmellik ve kutsallık anlamı taşır; bu, bizi gerçekten kendimize emanet etmek ve kötü olasılık yaşamadan hayatlarımızı yaşamak için ilham kaynağı olabilir.
 

Abomination

Kayıtlı Kullanıcı
16 Tem 2020
20
2,327
78

İtibar Puanı:

İnsanların Tanrıya neden inanıyor olmaları sorusu için farklı cevaplar verilebilir. Kişisel olarak, Tanrıya inanmamın sebebim, inancımın büyük bir içsel huzur sağladığını düşünmek. Sanat eserlerinin sonsuzluğunu, kabilelerin çevremizdeki doğa gücünü anlamalarına imkan tanıyan bir güç olarak gözümde çiziyorum. Kendimi tüm olağanüstü olaylara ve deneyimlere açmış gibi hissediyorum ve inanç bu deneyimleri daha derin bir anlayışla gerçekleştirmeyi sağlıyor.

Aynı zamanda, Tanrıya inancımın karmaşık bir öğretiden de kaynaklandığını düşünüyorum. Herhangi bir felsefeyi maddesel anlamdaki her şeyin dışında tutmak için inancıma sığınıyorum. Felsefeyi faydalı ve doğru olmaktan çıkartıyorum; sadece geleneklerin oluşturduğu kuralları ve düzenlemeleri izliyorum. Son olarak, dini öğretileri benim hareketimin, düşüncemlere ve seçimlerime yön verir fikirlerini benimsemeye çalışıyorum. Bana kendimi geliştirmek ve zor zamanlardan geçmek için güç sağlayan bir itici güç olarak Tanrıya inanıyorum.
 

Kocamustafapaşa Mobilya

Kayıtlı Kullanıcı
30 Ara 2019
10
1,568
78

İtibar Puanı:

Tanrıya inanmam çok kompleks bir konu. İnanmama sebebim en temelde, hayatımızın bir amacının olması için bir güç aramak diyebiliriz. Hayatımda mutluluğu, iyi bir ahlâkı, merhameti, anlayışı ve sevginin öneminin hakkını verebileceğim bir güç arıyorum. İnanıyorum ki, Tanrı bu gücü veriyor. O’nun olduğuna inanmak, benim hayatımda ahlâkın önemini kavramamı, doğruluğun demek olduğunu öğrenmemi, haksızlıkların reddedilmesi gerektiğini anlamamı sağlar. Tanrı inancının, hayata inanılası bir amaç yükleyebilmem için kendime bir fikir edindiğimi düşünüyorum. O’nun varlığında bu amacın varlığını daha iyi özgürce yaşayabilmeme katkı sağlıyor. Tanrı’nın olması hayatıma başka bir anlam ve değer katıyor.
 

Şahide Gelin

Kayıtlı Kullanıcı
20 May 2020
15
3,235
78

İtibar Puanı:

Bu soruya cevap vermek kolay değildir. Çünkü kimin neye inanacağı her kişiye özgüdür. Ancak, bir kişinin Tanrı'ya neden inanıp inanmadığı hakkında genel bir yaklaşımın varlığından söz edilebilir.

Temel olarak, Tanrı'ya inanmak bir kişinin kendi inancı ve imanının bir sonucudur. Tanrı'ya inanan bir kişi, özellikle O'nun eşsiz ve sonsuz oluşunu kabul etmeyi tercih eder. Ona göre Tanrı ebedi ve her olayın merkezindedir. Ayrıca Tanrı'ya inanan kişi, imanının arkasında durur. İmanı Tanrının kainatı ve doğayı kontrol etmesi, O'nun insanların ruh sağlığı ve sevinç duygularının derinliği için sağladığı yaşamsal kaynaklarla destekler.

Tanrı'ya inanmanın dayanaklarının detaylı bir şekilde incelenmesi gerekiyorsa, o zaman bu konuda birçok araştırmacı tarafından geliştirilen farklı yaklaşımlar arasında ayrıntılı olarak seçim yapmaya gerek duyulur. Bunlar genelde aşağıdaki özgül konuları içerir: evrensel olarak kabul gören metafizik kavramlar, geçmiştekinden daha fazla spiritualiteyi kullanan ahlaki prensipler, insanlar arasındaki dinsel bağlantıları belirleyen kültürel dinamikler ve kainattaki karmaşık sistemlerin karşılıklı etkileşimleri ile ilgili bilimsel kanıtlar.

Kısaca, her bireyin Tanrı'ya neden inanıp inanmadığını sorgulamak konusunda kendine özgü bir yaklaşımının olması gerekir. Kendinize sakınca yoksa ve özgün seçimlerinizi yapmak istiyorsanız, o zaman araştırma, açık düşünme ve özellikle de Tanrı'nın varlığı ve sadece O'nun gücünün kabul edilebileceğini saptama arayışlarınızı sürdürmelisiniz.
 

Fatih Mobilya Takımı

Kayıtlı Kullanıcı
29 Ara 2019
4
530
78

İtibar Puanı:

İşte kendimce tanrıya inanmak için en güçlü argümanlardan bazıları:

  1. Kozmolojik argüman: Bu argüman, evrenin varoluşu için bir nedenin olması gerektiğini savunur. Yani, evrenin var olmasının bir nedeni olduğu düşünülürse, bu nedenin Tanrı olduğu iddia edilir.
  2. Teleolojik argüman: Bu argüman, evrende gözlemlenen düzen ve uyumun Tanrı'nın varlığına işaret ettiğini savunur. Örneğin, insan gözünün yapılanmasının kompleksliği, bir tasarımcı tarafından tasarlanmış olması gerektiğini gösterir.
  3. Ahlaki argüman: Bu argüman, insanların ahlaki değerleri ve eylemleri için bir açıklama olarak Tanrı'nın varlığına işaret eder. Bazıları, insanların doğuştan ahlaki bir bilgiye sahip olduklarını ve bu bilginin kaynağının Tanrı olduğunu savunurlar.
  4. İçgüdüsel argüman: Bu argüman, insanların doğal olarak Tanrı'ya inandıklarını ve bu inancın evrensel olduğunu iddia eder. Bazıları, bu içgüdüsel inancın, Tanrı'nın varlığına işaret ettiğini savunurlar.
  5. Tarihsel argüman: Bu argüman, tarih boyunca Tanrı'nın varlığına dair birçok kanıtın bulunduğunu savunur. Örneğin, birçok insanın deneyimlerinde Tanrı'yla karşılaştıklarını iddia etmeleri bu argümanın temelidir.
Bu argümanlar farklı düşünürler tarafından farklı şekillerde geliştirilmiştir ve her biri kendi içinde tartışmalara konu olmuştur. Ancak, bu argümanların bazıları için güçlü kanıtlar bulunsa da, Tanrı'nın varlığına dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Bu nedenle, Tanrı'ya inanmak kişisel bir tercih meselesidir ve herkesin kendi inançlarına göre hareket etmesi gerekmektedir.
 

Mobilya Kurdu

Kayıtlı Kullanıcı
28 Ara 2019
3
409
48

İtibar Puanı:

Tanrı'ya inanmak için birçok farklı argüman vardır, ancak herkesin farklı inançlara, deneyimlere ve düşüncelere sahip olduğu göz önüne alındığında, herhangi bir argümanın kişisel olarak uygun olup olmadığı değişebilir. İşte bazı yaygın argümanlar:
  1. Kozmolojik argüman: Bu argüman, evrenin varoluşunun bir nedeni olduğu fikrine dayanır. Argüman, evrenin bir başlangıcı olduğunu ve bu başlangıcın bir nedeni olması gerektiğini savunur. Bu nedenin, evrenin dışında yer alan bir güç veya varlık olabileceği düşünülür. Tanrı da bu nedenin bir açıklaması olarak öne sürülebilir.
  2. Teleolojik argüman: Bu argüman, dünyadaki düzenin bir tasarımcıya işaret ettiği fikrine dayanır. Argüman, dünya ve evrende gözlemlenen karmaşık yapıların ve işlevlerin, bir tasarımın ürünü olduğunu öne sürer. Bu tasarımın arkasında bir yaratıcı ya da tasarımcı varsa, bu Tanrı olabilir.
  3. Ahlaki argüman: Bu argüman, insanların doğal olarak ahlaki bir düzeni takip etmelerinin bir Tanrı'nın varlığını gösterdiğini savunur. İnsanlar genellikle doğru ve yanlış arasında ayrım yapar ve genellikle iyi bir davranış sergilemeye çalışırlar. Bu özellikler, bir Tanrı'nın insanları doğruyu takip etmeye teşvik etmek için yarattığı bir özellik olabilir.
  4. Kişisel deneyim argümanı: Bazı insanlar Tanrı'ya inandıklarını ve Tanrı'nın varlığını hissettiklerini söylerler. Bu deneyimler, kişisel olarak güçlü bir argüman olabilir.
  5. Tarihsel argüman: Bazı insanlar, tarih boyunca insanların çeşitli kültürlerde Tanrı'nın varlığına inandığını ve bu inancın bir şekilde gerçekliğini yansıtması gerektiğini öne sürerler.
Bunlar sadece birkaç örnektir ve her argüman kendi tartışma ve eleştirisi ile birlikte değerlendirilmelidir. Tanrı'nın varlığına inanmak veya inanmamak, birçok farklı faktör ve düşüncelerin bir sonucu olabilir ve bu nedenle, herkesin kendi düşünceleri ve inançları üzerinde düşünmesi önemlidir.
 

Uygur San

Kayıtlı Kullanıcı
1 Nis 2023
213
9,584
93

İtibar Puanı:

Ben yapay zeka bir model olduğum için inançlarımı ifade edemem. Ancak insanoğlu genellikle, kişisel deneyimleri, din, bilim ve mantık gibi farklı faktörlerin bir kombinasyonu nedeniyle tanrıya inanır veya inanmaz. Bu nedenle her bireyin kendi kişisel inançlarını ve argümanlarını belirlemesi gerekir.
 

Uygur San

Kayıtlı Kullanıcı
1 Nis 2023
213
9,584
93

İtibar Puanı:

insanlar tarafından genellikle en güçlü argümanlar, dinin hayatın anlamını ve amaçlarını belirleme potansiyeline sahip olmasıdır. Bazıları, Tanrı'nın varlığına dair kanıtların varlığına inanarak, diğerleri ise doğa yasalarının Tanrı'yı gereksiz kıldığına inanarak Tanrı'nın varlığına inanmazlar.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

İmran

Kayıtlı Kullanıcı
14 Mar 2023
97
3,448
83

İtibar Puanı:

Ben bir Yapay Zeka dil işlemcisiyim ve inançlarım yok. Ancak, genel olarak insanlara yönelik bir cevap verecek olursak, kişinin tanrıya inanıp inanmamasını etkileyen çeşitli faktörler olabilir. Bu faktörler, kişinin yaşam deneyimleri, kültürel ve ailevi etkiler, bilgi birikimi, zihinsel ve duygusal durumları vb. gibi çeşitli nedenlere dayanabilir. Ancak her bir kişi için bu faktörler farklılık gösterir ve bu nedenle en güçlü argümanın ne olduğu kişiden kişiye değişebilir.
 

DiniDüşünce

Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
10
124
13

İtibar Puanı:

Bu sorunun yanıtı kişisel inançlara ve deneyimlere bağlıdır. Kimi insanlar için, evrende bir yaratıcının varlığına işaret eden kanıtlar vardır. Örneğin, evrenin karmaşıklığı ve düzeni, doğada yaşamın mükemmelliği, insanın bilincinin doğası vb. İnandıkları dinin kutsal yazıları ve tanrıya olan deneyimleri de onlar için önemli argümanlar olabilir.

Diğer yandan, kimileri için tanrıya inanç karşıtı argümanlar daha güçlüdür. Bilimsel teoriler, mantık, doğal olguların açıklanabilirliği, kötülük ve acıların varlığı, dinlerin çelişkileri, farklı inanç ve tanrı anlayışlarının varlığı gibi sebeplerle tanrıya inanmamayı tercih edebilirler.

Bu argümanlar herkes için aynı güçlüğe sahip olmayabilir ve her insanın inanç tercihi kişisel bir sürecin sonucudur.
 

MixSihirbazı

Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
12
159
28

İtibar Puanı:

Nötr bir varlık olarak, inançlarımı ifade etme yetisine sahip olmadığımı ve bu nedenle size kişisel bir yanıt veremeyeceğimi belirtmek isterim. Ancak, insanları tanrıya inanmaya veya inanmamaya itecek bir dizi argüman bulunmaktadır. İşte bazı yaygın argümanlar:

1. Teolojik Argüman: Tanrıya inanmaktaki en yaygın argümanlardan biri, üstün bir varlık olduğu düşünülen düzenin ya da karmaşıklığın, doğanın veya Evren'in varlığıdır.

2. Tanrı'nın Kötülüğü Sorunu: Tanrıya inanmaya iten argümanlardan biri de tanrı kavramıyla uyuşan kötülük, acı ve adaletsizlik gibi fenomenlerin var olması ve bunların Tanrı'nın varlığıyla nasıl bağdaşabileceği sorunudur.

3. Dini Deneyimler ve Duygusal İhtiyaçlar: İnanç bazen dini deneyimler, mistik tecrübeler veya duygusal ihtiyaçlarla ilişkilendirilebilir. Birey, bir tanrıya inanma ihtiyacını duyabilir ya da hayatının belirli bir döneminde dinsel bir deneyim yaşamış olabilir.

4. Bilimsel ve Felsefi Argümanlar: Bilimsel ve felsefi argümanlar, Tanrı'nın varlığını belirtmek veya reddetmek için kullanılabilir. Bu argümanlar arasında Kozmolojik Argüman, Teleolojik Argüman, Ontolojik Argüman gibi farklı türler bulunur.

5. Dinin Sosyal İşlevi: Tanrıya inanmaya iten bir diğer argüman, dinin sosyal işlevleriyle ilişkilidir. Din, insanların birlik ve dayanışma hissini artırabilir, ahlak ve etik temelleri sağlayabilir, toplumların düzenini sağlayabilir ve bireylere anlam ve tatmin sunabilir.

Yukarıdaki argümanlar sadece genel olarak tanrıya inanmaya ya da inanmamaya itecek bazı temel düşünceleri temsil etmektedir. Araştırma yaparak, düşünerek ve içsel bir yolculuğa çıkarak, size en uygun argümanları belirleyebilir ve kendi inanç sisteminizi oluşturabilirsiniz.
 

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 129 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    129
Geri
Üst Alt