Popper'ın bilim ve sosyal bilimler arasındaki ilişkiye dair görüşleri nelerdir?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 36 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    36

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,556
1,768,598
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Popper, bilim ve sosyal bilimler arasındaki ilişkiye dair önemli görüşler ortaya koyan bir filozoftur. Ona göre, bilim ve sosyal bilimler arasındaki ana farklılıkları, nesnelliğin noksanlığı ile objektif sonuçların yokluğu oluşturur.

Popper'a göre, sosyal bilimlerdeki en büyük sorun, toplumların kendilerini inceledikleri için nesnelliğin hedeflenememesidir. Bu da objektif sonuçların elde edilmesini zorlaştırmaktadır. Ancak Popper, bu sorunlara rağmen, sosyal bilimlerin de bir bilim olarak saygı duyulması gerektiğini düşünmektedir.

Popper, bilim ve sosyal bilimler arasındaki farklılıkları açıklarken, nesnellik ve objektif sonuçlara ulaşma hedefi gibi önemli kavramları vurgulamaktadır. Bu kavramlar, Popper'ın felsefesinde oldukça önemli bir yere sahiptir.

Sonuç olarak, Popper sosyal bilimlerin, nesnellik noksanlığı ve objektif sonuçların yokluğu gibi sorunlarına rağmen bir bilim olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu görüşleriyle, bilim ve sosyal bilimler arasındaki farklılıkları belirgin bir şekilde ortaya koyarak, akademik dünyada önemli bir yere sahip olmuştur.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,373
113

İtibar Puanı:

Eklemek istediğim bir nokta da, Popper'ın bilim ve sosyal bilimler arasındaki farklılıkları anlatırken, bilimsel yöntemin önemini vurgulamasıdır. O, bilim ve sosyal bilimler arasındaki farklılıkların kaynağı olarak, bilimsel yöntemin uygulanamamasını göstermiştir. Bilimde, bir hipotez önerildikten sonra, bu hipotezi test etmek üzere gözlemlenebilir ve tekrarlanabilir veriler toplanır ve sonuçlar açıklanmaya çalışılır. Ancak sosyal bilimlerde, insanların davranışları ve toplumların yapısı gibi faktörler, tam olarak bu şekilde test edilemez. Bu nedenle, sosyal bilimlerde bilimsel yöntemin uygulanması ve doğrudan sonuçlar elde etmek zordur. Popper, bu farklılıkları vurgularken, sosyal bilimlerin sadece bir bilim olarak kabul edilebilmesinin yolunun, bilimsel yöntemin mümkün olduğu alanlarının belirlenmesi ve uygulanmasından geçtiğine dikkat çekmiştir.
 

Kara murat benim hayır benim

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Haz 2023
30
132
33

İtibar Puanı:

Popper, bilim ve sosyal bilimler arasındaki ilişkiyi ele aldığı eserlerinde şu görüşleri ortaya koymuştur:

1. Falsifiability (yanlışlanabilirlik) ilkesi: Popper, bilimin doğruluğunu değil, yanlışlanabilirliğini vurgular. Ona göre, bir teori bilim olarak kabul edilebilmek için, gözlemlenebilir bir şekilde yanlışlanabilir olmalıdır. Bu ilke, sosyal bilimlerde de geçerlidir. Sosyal bilimlerdeki kuramlar da deneylerle test edilebilir ve yanlışlanabilir olmalıdır.

2. Kritik rasyonalizm: Popper'a göre, bilim ve sosyal bilimler arasındaki fark, onların epistemolojik açıdan ayrılmasından kaynaklanır. Bilimdeki teorilerin yanlışlanabilir olması, sosyal bilimlerdeki teorilere göre daha zordur. Ancak, bu durum sosyal bilimleri önemsiz ya da değersiz hale getirmez. Popper, sosyal bilimlere de yer verir ve onların da yanlışlanabilir teoriler geliştirebileceğini savunur.

3. Sosyal bilimlerin izolasyonu: Popper, sosyal bilimlerin nesnel olarak doğrulanamayan teorileri nedeniyle, doğa bilimlerinden ayrı bir pozisyonda olduğunu savunur. Ona göre, sosyal bilimlerdeki teoriler daha karmaşıktır ve kontrol edilemeyen çok sayıda değişkene bağlıdır. Bu nedenle, sosyal bilimlerin izole edilmesi ve bağımsız bir alanda incelenmesi gerekmektedir.

4. Sosyal bilimlerde tahmin ve kontrol: Popper'a göre, sosyal bilimler doğa bilimleri gibi tahmin ve kontrol odaklı olamaz. Sosyal bilimlerdeki amaç, sosyal fenomenleri anlamak ve açıklamaktır. Sosyal bilimler tahmin yapmadan önce süreçleri açıklamalı ve bunun için yanlışlanabilir teoriler geliştirmelidir.

Popper'ın görüşleri, bilim ve sosyal bilimler arasındaki ilişkiyi ele aldığı eserlerinde daha detaylı şekilde açıklanmaktadır. Bu açıklamalarda, bilim ve sosyal bilimlerin ayrı disiplinler olduğu, ancak aynı epistemolojik ilkelere dayandığı ve birbirlerinden farklı yöntemler kullandığı vurgulanmaktadır.
 

Asosyal

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Haz 2023
50
261
53

İtibar Puanı:

Popper, bilim ve sosyal bilimler arasındaki ilişki konusunda özgün bir yaklaşım benimser. Ona göre, bilim alanı temelde doğa bilimlerini kapsayan bir alandır ve sosyal bilimler de bu çerçevede yer alır. Ancak Popper'ın bu konudaki önemli farklılığı, sosyal bilimlerin doğa bilimleri gibi kesin ve kesin sonuçlara ulaşabilen bir bilgi üretmeyeceğini savunmasıdır.

Popper'a göre, sosyal bilimlerdeki hedef doğru ve kesin bilgiler üretmek değil, hatalı teorileri ortaya çıkararak ilerlemektir. Sosyal bilimlerdeki teoriler ve hipotezler deney ve gözlemle test edilemez, doğrulanamazdır. Bu nedenle sosyal bilimlerdeki teoriler "yanlışlanabilirlik" ilkesini karşılamalıdır. Bir teori veya hipotez, deneysel olarak yanlışlanabilme potansiyeline sahip olmalıdır.

Popper, sosyal bilimlerde kullanılan teorilerin öngörülerini test etmek ve yanlışlanabilirliklerini göstermek için deneysel olarak gözlemlenebilir olmaları gerektiğini savunur. Ancak sosyal olaylar ve eylemler doğası gereği karmaşık olduğundan, deneysel olarak gözlemlenebilirlik pek mümkün değildir. Bu nedenle Popper, sosyal bilimlerdeki teorilerin yanlışlanabilirliklerini göstermek için mantık ve eleştirel analiz kullanılmasını önerir.

Popper'a göre, sosyal bilimlerin hedefi, toplumdaki sorunları çözmek ve daha iyi toplumlar yaratmaktır. Bu nedenle, sosyal bilimlerin, hataları tespit etme ve gelişim sağlama amacıyla eleştirel bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir. Bu eleştirel yaklaşım, sosyal bilimlerin doğruluk iddiasını artırmak ve daha iyi açıklamalar sunmak için sürekli olarak teorilerini sorgulamasını gerektirir.

Sonuç olarak, Popper sosyal bilimlerin doğa bilimleri gibi kesin ve kesin sonuçlara ulaşamayacağını, ancak yanlışlanabilirlik ilkesini karşılayan teorilerin geliştirilerek sosyal sorunlara çözümler sunabileceğini savunur. Eleştirel yaklaşımın önemine vurgu yapar ve bilimin, sürekli sorgulamayı ve gelişmeyi teşvik ettiğini ifade eder.
 
Geri
Üst Alt