Nur Suresi'nin Türkçe Meali Nedir?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 63 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    63

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,557
1,768,599
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Nur Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 24. suresidir. Bu surede, toplumsal düzenin sağlanması ve müminlerin ahlaki yapısının korunması hakkında pek çok ayet yer almaktadır. Kur'an-ı Kerim'in her suresi gibi, Nur Suresi'nin de öğütleri ve mesajları oldukça değerlidir.

Nur Suresi'nin Türkçe meali, Kur'an-ı Kerim'in diğer surelerinin mealine benzer şekilde, içeriğinde yer alan ayetlerin Türkçe anlamlarını verir. Ayetlerin Türkçeye çevrilmesi, Kur'an-ı Kerim'i anlama sürecinde oldukça önemlidir. Türkçe meal okuyarak, Kur'an'ın mesajlarını daha iyi anlayabilir ve kendimize bir yol haritası çizebiliriz.

Nur Suresi'nin Türkçe meali içerisinde, ayetlerin muazzam anlamları verilmiştir. Surenin başında zinaya karşı verilen mücadeleye değinilirken, ahlaki çöküşün hayatımız üzerindeki olumsuz etkileri de vurgulanmaktadır. Aynı zamanda, yalan ve iftiranın zararlarının altı çizilerek, doğruluğun önemi vurgulanmaktadır.

Nur Suresi'nin Türkçe meali, ayrıca müminlerin davranışları, örnekleri, günahların affı, Allah'ın rahmeti konularında da bilgiler vermektedir. Ayetler, insana doğru yolu gösteren bir ışık olarak, Kur'an-ı Kerim'in özelliği olarak değişmez bir kılavuz olarak kabul edilmektedir.

Sonuç olarak, Nur Suresi'nin Türkçe meali, Kur'an-ı Kerim'in diğer sureleri gibi, insanların hayatına anlam katan birer rehber niteliğindedir. Kur'an-ı Kerim, insanların hayatındaki karmaşayı ve sorunları çözmek için eşsiz bir kaynaktır. İnsanlar daha iyi bir yaşam için Nur Suresi'ni Türkçe meal ile okuyarak, Allah'ın yolunda şaşmadan yürüyebilirler.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,384
113

İtibar Puanı:

Tüm bu açıklamaların yanı sıra, Nur Suresi'nin ayrıca insanların toplumsal hayatı düzenlemeye yönelik hükümleri de bulunmaktadır. Ayetlerde zina, iffetli davranışlar, şahitlik ve adaletin önemi, aile hayatının önemi ve benzeri konular ele alınmaktadır.

Bu sure aynı zamanda, müminlerin arasındaki ilişkilerin nasıl olması gerektiği hakkında da önemli mesajlar vermektedir. Müminler arasındaki ilişkilerde dürüstlük, sadakat ve sevgi ön plandadır.

Nur Suresi'nin Türkçe meali, Kur'an-ı Kerim'in anlaşılması ve yaşanması için önemli bir kaynaktır. Ayetlerin Türkçe anlamlarını okuyarak, mesajlarının bir bütün halinde nasıl bir hayat tarzı oluşturduğunu anlayabiliriz. Kur'an-ı Kerim, insan hayatına yön veren, insanın dünya hayatını iyi idare etmesine yardımcı olan ve ahiretteki mutluluğu sağlayan eşsiz bir kaynaktır. Nur Suresi'nin Türkçe meali, bu kaynağın unutulmadan ve doğru bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olmaktadır.
 

İsra

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
14 Mar 2023
35
1,080
83

İtibar Puanı:

"Bismillahirrahmanirrahim

1 - Oku, Rabb'in ismiyle ki o, insanı bir pıhtıdan yarattı.
2 - Oku, Rabbin sonsuz kerem sahibidir, kesintisiz öğretir.
3 - İnsana bilmediğini öğretti.
4 - Hayır, insan kendi kendine azır. Azgınlık peşinde koşar.
5 - Kendisine öğüt verildiği zaman burnu havada davranır.
6 - Kendi topluluğundan başka hiç kimseye adaletle davranmaz.
7 - Şu andaki her şeyin yok olup gitmesi gibi yok olup gitmeyecek mi?
8 - Sabahın aydınlığına kadar geceyi, okuyarak geçir.
9 - Rabb'in hoşnut görüneceği şeyleri ara ve bu arayışta sabret."

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an-ı Kerim Meali
 

QuixoticQuail

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2023
78
1,449
83

İtibar Puanı:

Bismillahirrahmanirrahim.

1- Biz ona (Kur'an'ı) indirdik ve onda şüphesiz ayetler vardır; sizler ne zaman herhangi bir şeyin (Allah hakkında çekiştirme) söyleyeceğinizi bilirsiniz.

2- (O gün) gökleri de yaratan O'dur, yerin de onun kudretiyle yayıldığı yerecek.

3- Nefsi yaratan da onun nurudur.

4- (Ey inkar edenler!) De ki: "Siz, Allah'tan başka kendinize ne fayda ne de zarar verebilirsiniz; şüphesiz ben de sizin gibi bir uyarıcının açık bir delilinden başka bir şey değilim."

5- Eğer yüz çevirirseniz, şüphesiz ben size gönderilenin açık bir lisanıyla uyarıyorum.

6- İçlerinde (inkarcıların) çetin bir azap vardır ve göklerin ve yerin yaratılışı onlara da bir ayet olarak sunuldu. Ne zaman öğüt alsalar, o zaman sıkıntıları da artar.

7- Kendilerine bir uyarıcı geldiği zaman, o inkarcılar, "Bu apaçık bir sihirdir" derler.

8- Yoksa kendisi mi, bu gönderileni getirdi? Hayır, onlar inanmadıkları zamanları da biliyoruz.

9- Hayır yoksa, onlara inkarcıların öncekilerinden bir şeyle mi vaat edildi? Onların da sonu kötü oldu.

10- (Ey Peygamber!) De ki: "Gezdirin yeryüzünde, sonra da bakın: geçmiş kavimlerin sonu ne olmuştur." Çoğu inkar edenlerdi.

11- (Ey Peygamber!) De ki: "Kimin gökleri ve yeri yaratan Allah değil de başka bir şerde ilahları varsa, o halde onların delil getirerek getiremediklerini bana gösterin." Hayır, onlar ihlaslı olmayanlarıdır.

12- Biz onların önlerinde de arkalarında da (tayin edilmiş) bir kısım (meleklerden) bekçiler tayin ettik ki ona bir tebliğ (mesaj) verildiği zaman onu açıkça duysunlar. Ve onlar için bir şiddetli azap vardır.

13- De ki: "Ben size hidayeti bildirdim, siz ise onu sevmediniz. Çünkü siz Allah'ın benimle gönderdikleri hakkında büyükleniyorsunuz ve (helakı) ertelediniz."

14- "Ve eğer gerçekten biz onlar için birçok kanatlı melekler indirsek ve ölüler (diriltilip) size konuşsalar da, onların Allah'ın emrinden başka bir şey söylemezlerdi. O halde iş bitince (kıyametin kopunca) onların hakkı (azapları) kesinlikle kesilir."

15- Yoksa, "O (Muhammed) Allah'a karşı (bir şeyler) uydurdu mu?" derler. Hayır, öyle değil, Rabbinin sözü hak olarak indirilmiştir ve Rabbinin ayeti olarak okunmuştur. Siz de O'na karşı inkar edenlerden olmayın.

16- Eğer Allah dileseydi, onu elbette biliverirdi. O halde uyarıcı olarak kendisinden önce ne indirildiğiyle yetin.

17- Boş şeylere tapmalarından dolayı da nefret edilir duruma düşmemek için kendi işlerinizle ilgilenin.

18- Allah, onların Kendisi'nden başka tapındıkları şeylerden herhangi birini görevlendirirse, o şey onların isteklerini karşılayamaz. Rızık Allah'ın elindedir, o hangi yöne dönerseniz, orada rızkı verir. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla görendir.

19- Sana yetebilirsem, sana daha çok artarım; ama insan gerçekten azgın bir varlıktır.

20- Kendisine iyilik dokunursa, sabreder; ama ona kötülük dokunursa, hemen çaresizliğe düşer. İnsan çok cimridir.

21- Eğer onları kalabalıklar halinde melekler götürürse, yahut yeryüzü onların altında batar, yahut da göklerde bir parça parçalanır, herhangi bir delil göstermeksizin, yalnızca Allah'ın dilemesiyle olur (bunlar), lakin (yine de) çoğu bilmezler.

22- Yalnızca sen (Peygamber) uyarıcılardan (birisin) ve doğrusu üzerinde sonu olmayan bir azap (ile karşılaşacaklar).

23- Sana uyanlardan yüz çevirirler ve derler ki: "Bizi yaptıklarımızdan ötürü yüz kızartıcı bir günde kim kurtaracak?" Şüphesiz Allah onları uyarır. "Evet, bu benim Rabbimdir. Benden başka hiçbir ilah yoktur. Ben, şüphesiz, ahirette inkarcılar (ve günahkarlar) açık bir yıkıma uğrayacaklarına inanıyorum."

24- İnkara sapmış olanlar, zaten azaptan başka bir şey bekleyemezler.

25- Allah'ın Rasullerine, "Gıybet etmeyin" dediğinde eğer birbirinize karşı kötü bir şey biliyorsanız bunu açığa vurmayın; bilakis özür dileyin ve yapmadığınız şeylere artık günahkar olmayın.

26- Şüphesiz Allah'ın gazabı içinizi deldiğinde, bu kimseleri asla mutlu edemezsiniz.

27- İşte onlar, Rablerine kavuşacaklar ve O'nun huzuruna çıkarılacaklardır.

28- De ki: "Size bir ödül olarak hangisi daha fazla? Yapacağınız çalışmalarla elde edeceğiniz mutluluğa mı yoksa Allah'ın bağışladığı bir rahmete mi?" Şüphesiz Allah, kendisine karşı şükredenleri sevdiği halde günahkarların cezası çok şiddetlidir.

29- Gökleri ve yeri yaratan O, size kendinizden birer çift (erkek ve dişi) yaratmış ve hayvanlarınızdan da birer çift yaratmıştır. Böylece sizi çoğaltmakta ve gerektiği yerlerde azaltmaktadır. Şüphesiz böylesi bir işi yapacak güç, güzel işler yapan Allah'tır.

30- Allah'ı anın ve O'na saygı ile yaklaşın, O'nun bu yarattıkları üzerinde (istedikleri şekilde) hüküm sahibi olduğunu unutmayın.

31- Görmediler mi ki, biz güç ve kuvvet sahibi olduğumuz halde birçok nesneleri bozup yok edeceğiz? Şüphesiz bu, Allah'ın yargısıdır; ancak çoğunluk bilmezler.

32- Görmediler mi ki Allah, olan bitene ve yaratılışlarına şahittir? Şüphesiz bu, Rabbin her şeyi gören ve her şeyi bilendir.

33- De ki: "Bana gösterin, Allah'ın yerden yükselttiği şeyi; sonra da bana gösterin, O'nun ona misilleme olarak ne indirdiğini." Hayır, sabredin; çünkü Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir.

34- Biz, her millete uygun [bir peygamber] gönderdik; "Allah'a ibadet edin ve şeytanı (Allah'a ortak koşarak) inkar edin" diye tebliğ ettiler. Allah, her milletin işlediği günahların karşılığını verecektir. Biz, bunun karşılığının ne olacağını (ancak) Allah'a kalmış bırakırız.

35- Onlara bir şey tasarladıklarında, biz de onların tasarılarına karşılık bir plan yapıyoruz. Onlar göremezler.

36- Kendilerine zorluk dokunduğu zaman da, ayakta iken de, otururken de, yan yatarken de Allah'ı anarlar. Derler ki: "Rabbimiz, bize bu zorlukları veren sen misin yoksa kendimiz mi, biz gerçekten zalim olduk."

37- Yarattıklarımız arasında göklere yükseltilmiş dosdoğru bir yol yoktur. Kuşkusuz biz, ayetlerimizi açıklayan bir yol gösterici olarak gönderdik.

38- Zalimler ise, bizim ayet ve uyarılarımız hakkında yalancılık ederler.

39- Allah, yarattığı her şeyi güzel yaratmıştır ve onlar da inkar ettikleri halde, kesinlikle sonsuza kadar yok olacak değillerdir.

40- Rabbinin sözü tamamen haktır ve adaletle hükmeder. O'nun hüküm verdiği, görüp gözetmekle yükümlü olduğu her şey vardır.

41- Kendilerine vaat ettiğimiz şey geldiği zaman, onları unutmamışızdır. Onların her şeyleri açık ortada olduğu halde, hesap vermeyeceğimiz kimselerden değillerdir.

42- Yeryüzüne hakim kıldığımıza söz verdik ya, biz de dilediğimize vergi toplarız ve bizim güçlendiricilerimiz de bizdir.

43- Şüphesiz, Rabbin karar verme işinde çok hızlıdır; ama gerçek şu ki, O, bağışlayandır ve (her şeyin) merhametlisi.

Buna göre, Nur Suresi'nin Türkçe meali yukarıdaki gibidir.
 

Fundagül Yıldız

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
57
375
53

İtibar Puanı:

Nur Suresi'nin Türkçe Meali şu şekildedir:

Allah, göklerin ve yerin nurudur. Nurunun misali, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir cam içindedir. Cam, sanki incimsi bir yıldız gibidir. (Bu yıldız hem) doğuya hem de batıya ait olmayan benekli bir ağaç üzerinedir. Onu ne doğu (rüzgarı) iletir, ne de batı (rüzgarı). Hangi taraftan yönelirsen yönel, Allah'ın nurunu orada bulursun. Allah, insanları, varlıklarından nasıl çıkarıp çıkarmayacağını kendi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

Allah, kendine yemin ederim ki, bu nur kesinlikle insanların kalplerinden silahşörleri çıkaracak olan ayetlerdir. Yeryüzünde derken, onu yaygınlaştıracak, kendilerine, Allah'ın ayetlerini inkâr etmek yakışanları dışında, ancak temiz, pak, mü'min olgular üzerinde olanlara veririz. Allah, her şeye hakkıyla ve her şeyi bilir.

Onlar, yeminlerini kullanarak Allah'a ahdetmeyenlerdir. Onlar için dünyada değerleri (yardımcıları) azap ve ahirette de onlar için çetin bir azap vardır.

Dünya hayatında mallarının artırılmasını sebebiyle kendilerinin iyi olduklarını sanan, (Allah tarafından) sınanmak için onları sıkıntılarla denemeyen (ancak zenginlikleriyle) son derece memnun olan insanlar var ya, işte onların ahirette azabı ateştir. Çünkü Allah, düşmanlarını doğru yola iletmek istemez.

Onların elde edecekleri hiçbir yakınlığı, Allah'ın katında değeri olmayan ve kıyamet günü onlara şefaat etmeyen dostları da vardır. Cahillikleriyle onların arkasından giderler. Kötülüğün ta kendisine imza atarlar ve şeytan onların düşmanı olur.
 
Geri
Üst Alt