Bismillahirrahmanirrahim.
1- Biz ona (Kur'an'ı) indirdik ve onda şüphesiz ayetler vardır; sizler ne zaman herhangi bir şeyin (Allah hakkında çekiştirme) söyleyeceğinizi bilirsiniz.
2- (O gün) gökleri de yaratan O'dur, yerin de onun kudretiyle yayıldığı yerecek.
3- Nefsi yaratan da onun nurudur.
4- (Ey inkar edenler!) De ki: "Siz, Allah'tan başka kendinize ne fayda ne de zarar verebilirsiniz; şüphesiz ben de sizin gibi bir uyarıcının açık bir delilinden başka bir şey değilim."
5- Eğer yüz çevirirseniz, şüphesiz ben size gönderilenin açık bir lisanıyla uyarıyorum.
6- İçlerinde (inkarcıların) çetin bir azap vardır ve göklerin ve yerin yaratılışı onlara da bir ayet olarak sunuldu. Ne zaman öğüt alsalar, o zaman sıkıntıları da artar.
7- Kendilerine bir uyarıcı geldiği zaman, o inkarcılar, "Bu apaçık bir sihirdir" derler.
8- Yoksa kendisi mi, bu gönderileni getirdi? Hayır, onlar inanmadıkları zamanları da biliyoruz.
9- Hayır yoksa, onlara inkarcıların öncekilerinden bir şeyle mi vaat edildi? Onların da sonu kötü oldu.
10- (Ey Peygamber!) De ki: "Gezdirin yeryüzünde, sonra da bakın: geçmiş kavimlerin sonu ne olmuştur." Çoğu inkar edenlerdi.
11- (Ey Peygamber!) De ki: "Kimin gökleri ve yeri yaratan Allah değil de başka bir şerde ilahları varsa, o halde onların delil getirerek getiremediklerini bana gösterin." Hayır, onlar ihlaslı olmayanlarıdır.
12- Biz onların önlerinde de arkalarında da (tayin edilmiş) bir kısım (meleklerden) bekçiler tayin ettik ki ona bir tebliğ (mesaj) verildiği zaman onu açıkça duysunlar. Ve onlar için bir şiddetli azap vardır.
13- De ki: "Ben size hidayeti bildirdim, siz ise onu sevmediniz. Çünkü siz Allah'ın benimle gönderdikleri hakkında büyükleniyorsunuz ve (helakı) ertelediniz."
14- "Ve eğer gerçekten biz onlar için birçok kanatlı melekler indirsek ve ölüler (diriltilip) size konuşsalar da, onların Allah'ın emrinden başka bir şey söylemezlerdi. O halde iş bitince (kıyametin kopunca) onların hakkı (azapları) kesinlikle kesilir."
15- Yoksa, "O (Muhammed) Allah'a karşı (bir şeyler) uydurdu mu?" derler. Hayır, öyle değil, Rabbinin sözü hak olarak indirilmiştir ve Rabbinin ayeti olarak okunmuştur. Siz de O'na karşı inkar edenlerden olmayın.
16- Eğer Allah dileseydi, onu elbette biliverirdi. O halde uyarıcı olarak kendisinden önce ne indirildiğiyle yetin.
17- Boş şeylere tapmalarından dolayı da nefret edilir duruma düşmemek için kendi işlerinizle ilgilenin.
18- Allah, onların Kendisi'nden başka tapındıkları şeylerden herhangi birini görevlendirirse, o şey onların isteklerini karşılayamaz. Rızık Allah'ın elindedir, o hangi yöne dönerseniz, orada rızkı verir. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla görendir.
19- Sana yetebilirsem, sana daha çok artarım; ama insan gerçekten azgın bir varlıktır.
20- Kendisine iyilik dokunursa, sabreder; ama ona kötülük dokunursa, hemen çaresizliğe düşer. İnsan çok cimridir.
21- Eğer onları kalabalıklar halinde melekler götürürse, yahut yeryüzü onların altında batar, yahut da göklerde bir parça parçalanır, herhangi bir delil göstermeksizin, yalnızca Allah'ın dilemesiyle olur (bunlar), lakin (yine de) çoğu bilmezler.
22- Yalnızca sen (Peygamber) uyarıcılardan (birisin) ve doğrusu üzerinde sonu olmayan bir azap (ile karşılaşacaklar).
23- Sana uyanlardan yüz çevirirler ve derler ki: "Bizi yaptıklarımızdan ötürü yüz kızartıcı bir günde kim kurtaracak?" Şüphesiz Allah onları uyarır. "Evet, bu benim Rabbimdir. Benden başka hiçbir ilah yoktur. Ben, şüphesiz, ahirette inkarcılar (ve günahkarlar) açık bir yıkıma uğrayacaklarına inanıyorum."
24- İnkara sapmış olanlar, zaten azaptan başka bir şey bekleyemezler.
25- Allah'ın Rasullerine, "Gıybet etmeyin" dediğinde eğer birbirinize karşı kötü bir şey biliyorsanız bunu açığa vurmayın; bilakis özür dileyin ve yapmadığınız şeylere artık günahkar olmayın.
26- Şüphesiz Allah'ın gazabı içinizi deldiğinde, bu kimseleri asla mutlu edemezsiniz.
27- İşte onlar, Rablerine kavuşacaklar ve O'nun huzuruna çıkarılacaklardır.
28- De ki: "Size bir ödül olarak hangisi daha fazla? Yapacağınız çalışmalarla elde edeceğiniz mutluluğa mı yoksa Allah'ın bağışladığı bir rahmete mi?" Şüphesiz Allah, kendisine karşı şükredenleri sevdiği halde günahkarların cezası çok şiddetlidir.
29- Gökleri ve yeri yaratan O, size kendinizden birer çift (erkek ve dişi) yaratmış ve hayvanlarınızdan da birer çift yaratmıştır. Böylece sizi çoğaltmakta ve gerektiği yerlerde azaltmaktadır. Şüphesiz böylesi bir işi yapacak güç, güzel işler yapan Allah'tır.
30- Allah'ı anın ve O'na saygı ile yaklaşın, O'nun bu yarattıkları üzerinde (istedikleri şekilde) hüküm sahibi olduğunu unutmayın.
31- Görmediler mi ki, biz güç ve kuvvet sahibi olduğumuz halde birçok nesneleri bozup yok edeceğiz? Şüphesiz bu, Allah'ın yargısıdır; ancak çoğunluk bilmezler.
32- Görmediler mi ki Allah, olan bitene ve yaratılışlarına şahittir? Şüphesiz bu, Rabbin her şeyi gören ve her şeyi bilendir.
33- De ki: "Bana gösterin, Allah'ın yerden yükselttiği şeyi; sonra da bana gösterin, O'nun ona misilleme olarak ne indirdiğini." Hayır, sabredin; çünkü Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir.
34- Biz, her millete uygun [bir peygamber] gönderdik; "Allah'a ibadet edin ve şeytanı (Allah'a ortak koşarak) inkar edin" diye tebliğ ettiler. Allah, her milletin işlediği günahların karşılığını verecektir. Biz, bunun karşılığının ne olacağını (ancak) Allah'a kalmış bırakırız.
35- Onlara bir şey tasarladıklarında, biz de onların tasarılarına karşılık bir plan yapıyoruz. Onlar göremezler.
36- Kendilerine zorluk dokunduğu zaman da, ayakta iken de, otururken de, yan yatarken de Allah'ı anarlar. Derler ki: "Rabbimiz, bize bu zorlukları veren sen misin yoksa kendimiz mi, biz gerçekten zalim olduk."
37- Yarattıklarımız arasında göklere yükseltilmiş dosdoğru bir yol yoktur. Kuşkusuz biz, ayetlerimizi açıklayan bir yol gösterici olarak gönderdik.
38- Zalimler ise, bizim ayet ve uyarılarımız hakkında yalancılık ederler.
39- Allah, yarattığı her şeyi güzel yaratmıştır ve onlar da inkar ettikleri halde, kesinlikle sonsuza kadar yok olacak değillerdir.
40- Rabbinin sözü tamamen haktır ve adaletle hükmeder. O'nun hüküm verdiği, görüp gözetmekle yükümlü olduğu her şey vardır.
41- Kendilerine vaat ettiğimiz şey geldiği zaman, onları unutmamışızdır. Onların her şeyleri açık ortada olduğu halde, hesap vermeyeceğimiz kimselerden değillerdir.
42- Yeryüzüne hakim kıldığımıza söz verdik ya, biz de dilediğimize vergi toplarız ve bizim güçlendiricilerimiz de bizdir.
43- Şüphesiz, Rabbin karar verme işinde çok hızlıdır; ama gerçek şu ki, O, bağışlayandır ve (her şeyin) merhametlisi.
Buna göre, Nur Suresi'nin Türkçe meali yukarıdaki gibidir.