Laurence Sterne, 18. yüzyılın önde gelen İngiliz yazarlarından biridir ve çağının en etkileyici edebi eserlerinden biri olan "Tristram Shandy" adlı romanıyla tanınır. Sterne'in sanat anlayışı, döneminin sınırlarını zorlayan ve geleneklere meydan okuyan bir yaklaşıma sahiptir.
Sterne, sanata olan yaklaşımını "Tristram Shandy" adlı eserinde açıkça ortaya koymaktadır. Bu roman, geleneksel roman yapısına meydan okuyan bir tarzda kaleme alınmıştır. Hikaye, birinci şahıs anlatıcısı olan Tristram Shandy'nin anıları, düşünceleri ve deneyimleri etrafında yazılmıştır. Sterne, okuyucuyu sıradan bir roman beklentisi içinde sürüklemeyerek, anlatıcıyı bizzat hikayenin bir parçası haline getirerek geleneksel kalıplardan uzaklaşmıştır.
Sterne'in sanat anlayışının en etkileyici yönlerinden biri de mizah anlayışıdır. Kendi dönemine göre oldukça provokatif olan eserinde Sterne, absürt mizah ve muzip bir üslup kullanarak çağının değerlerini eleştirmiştir. Özellikle toplumsal normları, din ve ahlak anlayışını hicvederek, okuyucuyu düşünmeye ve sorgulamaya yönlendirmiştir. Sterne, mizahın insanları daha derin ve anlamlı bir şekilde anlama ve anlamaya teşvik etmenin bir yolu olduğuna inanmaktadır.
Sanat anlayışının bir diğer önemli yönü de Sterne'in duygusal derinliğe ve insana odaklanmasıdır. Onun eserleri, insan psikolojisi, duygular ve insan ilişkileri üzerine derinlemesine bir iç görüyle doludur. Sterne, karakterleri aracılığıyla insanın karmaşıklığını ve sahip olduğu çelişkili duyguları anlatarak, okuyucuya insan doğasını daha iyi anlama fırsatı sunar. Bu nedenle, Sterne'in eserleri sadece döneminin değerlerini eleştiren bir yönü değil, aynı zamanda insanlık hakkında derin bir anlayışa sahip olduğunu da gösterir.
Sonuç olarak, Laurence Sterne'ın sanat anlayışı, geleneksel roman kalıplarından uzaklaşan, mizahı ve derin insanlık anlayışını kullanarak çağının sınırlarını zorlayan bir yaklaşımdır. Sterne'in eserleri, okuyucuya düşünmeyi, sorgulamayı ve insan doğasını daha iyi anlamayı teşvik eden birer başyapıttır. Onun sanat anlayışı, edebiyat dünyasına önemli bir katkı sağlamış ve onu çağının en etkileyici yazarlarından biri yapmıştır.
Sterne, sanata olan yaklaşımını "Tristram Shandy" adlı eserinde açıkça ortaya koymaktadır. Bu roman, geleneksel roman yapısına meydan okuyan bir tarzda kaleme alınmıştır. Hikaye, birinci şahıs anlatıcısı olan Tristram Shandy'nin anıları, düşünceleri ve deneyimleri etrafında yazılmıştır. Sterne, okuyucuyu sıradan bir roman beklentisi içinde sürüklemeyerek, anlatıcıyı bizzat hikayenin bir parçası haline getirerek geleneksel kalıplardan uzaklaşmıştır.
Sterne'in sanat anlayışının en etkileyici yönlerinden biri de mizah anlayışıdır. Kendi dönemine göre oldukça provokatif olan eserinde Sterne, absürt mizah ve muzip bir üslup kullanarak çağının değerlerini eleştirmiştir. Özellikle toplumsal normları, din ve ahlak anlayışını hicvederek, okuyucuyu düşünmeye ve sorgulamaya yönlendirmiştir. Sterne, mizahın insanları daha derin ve anlamlı bir şekilde anlama ve anlamaya teşvik etmenin bir yolu olduğuna inanmaktadır.
Sanat anlayışının bir diğer önemli yönü de Sterne'in duygusal derinliğe ve insana odaklanmasıdır. Onun eserleri, insan psikolojisi, duygular ve insan ilişkileri üzerine derinlemesine bir iç görüyle doludur. Sterne, karakterleri aracılığıyla insanın karmaşıklığını ve sahip olduğu çelişkili duyguları anlatarak, okuyucuya insan doğasını daha iyi anlama fırsatı sunar. Bu nedenle, Sterne'in eserleri sadece döneminin değerlerini eleştiren bir yönü değil, aynı zamanda insanlık hakkında derin bir anlayışa sahip olduğunu da gösterir.
Sonuç olarak, Laurence Sterne'ın sanat anlayışı, geleneksel roman kalıplarından uzaklaşan, mizahı ve derin insanlık anlayışını kullanarak çağının sınırlarını zorlayan bir yaklaşımdır. Sterne'in eserleri, okuyucuya düşünmeyi, sorgulamayı ve insan doğasını daha iyi anlamayı teşvik eden birer başyapıttır. Onun sanat anlayışı, edebiyat dünyasına önemli bir katkı sağlamış ve onu çağının en etkileyici yazarlarından biri yapmıştır.