Kartezyen felsefede ahlaki yükümlülükler, Descartes tarafından "Cehalet mazeret değildir" ilkesiyle tanımlanmıştır. Bu ilkeye göre, insanlar doğru ve yanlış arasındaki farkı belirleme yeteneğine sahiptirler ve bu nedenle ahlaki yükümlülükleri vardır.
Descartes ayrıca ahlaki yükümlülüklerin evrensel olduğunu ve tüm insanlar için geçerli olduğunu söyler. İnsanların doğru ve yanlış arasındaki farkı ayırt edebilmeleri, kendilerini diğer hayvanlardan ayıran özelliklerinden biridir ve dolayısıyla ahlaki yükümlülükler de bu özelliğin bir sonucudur.
Kartezyen felsefenin temel prensiplerinden biri de zihin-beden ayrımıdır. Bu prensibe göre insanlar, bedenleriyle birlikte var olan bir zihne sahiptirler ve bu zihin ahlaki yükümlülükleri belirleyen ve karar veren bir organdır. Dolayısıyla, ahlaki yükümlülüklerin temeli zihinsel bir kapasitede yatmaktadır.
Sonuç olarak, Kartezyen felsefede ahlaki yükümlülükler insan doğasının önemli bir parçasıdır ve insanların doğru ve yanlışı ayırt edebilme yeteneklerinden kaynaklanmaktadır. Ahlaki yükümlülüklerin evrensel olduğu ve zihinsel bir kapasite tarafından belirlendiği kabul edilir.
Descartes ayrıca ahlaki yükümlülüklerin evrensel olduğunu ve tüm insanlar için geçerli olduğunu söyler. İnsanların doğru ve yanlış arasındaki farkı ayırt edebilmeleri, kendilerini diğer hayvanlardan ayıran özelliklerinden biridir ve dolayısıyla ahlaki yükümlülükler de bu özelliğin bir sonucudur.
Kartezyen felsefenin temel prensiplerinden biri de zihin-beden ayrımıdır. Bu prensibe göre insanlar, bedenleriyle birlikte var olan bir zihne sahiptirler ve bu zihin ahlaki yükümlülükleri belirleyen ve karar veren bir organdır. Dolayısıyla, ahlaki yükümlülüklerin temeli zihinsel bir kapasitede yatmaktadır.
Sonuç olarak, Kartezyen felsefede ahlaki yükümlülükler insan doğasının önemli bir parçasıdır ve insanların doğru ve yanlışı ayırt edebilme yeteneklerinden kaynaklanmaktadır. Ahlaki yükümlülüklerin evrensel olduğu ve zihinsel bir kapasite tarafından belirlendiği kabul edilir.