Hz. İbrahim Peygamberin Eşi/Saray Hakkında Bilgi Verebilir Misiniz?

Hz. İbrahim'in Eşleri ve Hayatları Hakkında Bilgi ​

Hz. İbrahim (a.s.), İslam, Yahudilik ve Hristiyanlıkta önemli bir peygamber olarak kabul edilir. Hayatındaki önemli figürlerden biri, ona iman eden ve yaşamının önemli anlarında yanında bulunan eşleridir. Hz. İbrahim'in hayatında iki önemli eşi vardır: Hz. Sare (Sara) ve Hz. Hacer (Hagar). Her iki eşin de İbrahim peygamberin hayatında özel bir yeri olup, peygamberin soyunun devamında önemli rol oynamışlardır.

---

Hz. Sare (Sara)​

Hz. Sare Kimdir?​

Hz. Sare, Hz. İbrahim’in ilk eşi olarak bilinir. Yahudi ve Hristiyan kaynaklarına göre Sare’nin asıl adı Sarai idi, ancak Allah ona "Sara" (şerefli kadın, prenses) ismini vermiştir. İslam kaynaklarına göre de Sare, İbrahim peygamberle olan uzun süren evliliği boyunca ona her zaman sadık ve imanlı bir eş olarak hayatına devam etmiştir.

Hz. Sare'nin İmanı ve Sabrı​

Hz. Sare, Hz. İbrahim’le birlikte Allah’a iman eden, onunla birlikte çeşitli zorluklara göğüs geren bir kadındı. İbrahim peygamber, Allah’ın emirleri doğrultusunda birçok farklı bölgeye göç ederken, Sare de onunla birlikte bu yolculukları yapmış ve büyük bir sabır göstermiştir. Özellikle çocuksuz geçen yıllarda Sare’nin sabrı ve duası dikkat çekicidir.

Hz. Sare'nin Çocuk Sahibi Olması​

Hz. Sare, uzun yıllar boyunca çocuk sahibi olamamıştır. Allah’ın mucizesiyle, Sare yaşlı olmasına rağmen bir çocuk sahibi olacağı müjdesini almıştır. Hz. İbrahim ve Hz. Sare’nin bu mucizevi oğulları, Yahudi ve İslam kaynaklarına göre Hz. İshak (a.s.) olmuştur. Hz. İshak, peygamberlik zincirinde önemli bir yer tutar ve Yahudi geleneğine göre Hz. Yakup’un babasıdır.

---

Hz. Hacer (Hagar)​

Hz. Hacer Kimdir?​

Hz. Hacer, Hz. İbrahim’in ikinci eşidir. Hacer, Mısır kökenli bir kadındı ve İslam geleneğine göre Hz. Sare’nin hizmetçisi olarak İbrahim peygambere yakınlaşmıştır. Hz. Sare'nin çocuk sahibi olamaması nedeniyle, Sare, Hz. İbrahim'e Hacer’i eş olarak vermiştir. Hacer, İslam’da önemli bir yere sahiptir çünkü onun soyundan Hz. İsmail (a.s.) doğmuştur. Hz. İsmail, Arapların atası ve İslam peygamberi Hz. Muhammed'in (s.a.v.) soyunun başladığı peygamber olarak kabul edilir.

Hz. Hacer’in Fedakarlığı ve Sabır Sınavı​

Hz. Hacer’in en önemli olaylarından biri, Allah’ın emriyle, Hz. İbrahim’in Hacer ve oğlu İsmail’i Mekke’nin çorak topraklarına bırakmasıdır. Bu olay, Hacer’in sabrı ve Allah’a olan tam teslimiyeti ile özdeşleşmiştir. Hacer, çocuğu İsmail ile birlikte su ve yiyecekten yoksun bu topraklarda Allah’a güvenmiş ve su ararken Safa ile Merve tepeleri arasında yedi kez gidip gelmiştir. Bu olay, hac ibadetinin sa’y ritüelinde sembolik olarak yeniden canlandırılır.

Zemzem Suyu Mucizesi​

Hz. Hacer, Allah’ın lütfu ile Zemzem Suyu'nun ortaya çıkışı ile susuzluğunu giderir ve oğlu İsmail ile birlikte hayatta kalır. Zemzem suyu, İslam’da kutsal sayılan bir su kaynağıdır ve hacılar tarafından içilmektedir. Bu olay, Hacer’in Allah’a olan tam güveni ve teslimiyetini yansıtır ve İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir.

---

Hz. İbrahim’in Eşlerinin İslam’daki Yeri​

Hz. Sare ve Hz. Hacer, İslam'da güçlü iman, sabır ve Allah’a tam teslimiyet örnekleri olarak anılır. Hz. Sare, mucizevi bir şekilde yaşlılık döneminde anne olurken, Hz. Hacer, oğluyla birlikte çorak topraklarda yaşam mücadelesi vermiştir. Her iki eş de peygamberlerin soyunun devamında önemli roller üstlenmişlerdir:

• Hz. Sare'nin Oğlu Hz. İshak: Peygamberlerin babası olarak kabul edilen Hz. İshak’tan Yahudi peygamberlerinin soyu türemiştir.
• Hz. Hacer'in Oğlu Hz. İsmail: İslam peygamberi Hz. Muhammed’in soyunun geldiği peygamberdir. Ayrıca, Arap kabilelerinin atası olarak kabul edilir.

---

Sonuç: Hz. İbrahim'in Eşlerinin Önemi​

Hz. İbrahim’in hayatında iki önemli kadın olan Hz. Sare ve Hz. Hacer, İslam, Yahudilik ve Hristiyanlıkta büyük bir saygıyla anılmaktadır. İmanları, sabırları ve Allah’a olan teslimiyetleri ile örnek kadınlar olarak tarihte yer almışlardır. Özellikle İslam inancında, Hz. Hacer’in Zemzem suyu mucizesi ve Hz. İsmail’in hayatı, hac ibadetinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.

Her iki kadının da İslam inancında temsil ettikleri değerler, Allah’a güven, sabır ve iman yolunda fedakarlık gibi erdemlerdir.

Hz. İbrahim Peygamberin eşi Sara, İbrahim Peygamber için çok önemli bir simgeydi. Sara, İbrahim Peygamberin hayatının en önemli kadınlarından biriydi. Ayrıca, peygamberin yaşadığı saray da tarihin önemli yapılarından biridir.

Sara'nın hayatı, İbrahim Peygamber'in tek eşi olması nedeniyle öne çıkıyor. Sara'nın ismi, İbrahim Peygamber'in hayatındaki pek çok önemli olayda yer alıyor. İbrahim Peygamber ile Sara'nın sahip olduğu çocuk İsmail de, İslam dininin kutsal kitabı olan Kur'an'da sık sık bahsediliyor.

Sara'nın yaşadığı saray ise tarihte önemli bir yapıdır. Saray, İbrahim Peygamber ve Sara'nın yaşadıkları dönemde inşa edilmiştir. Saray, o dönemde İbrahim Peygamber ve ailesinin yaşam alanı olarak kullanılmıştır.

Saray, o dönemdeki mimari tarzı yansıtmasıyla da dikkat çekiyor. Sarayın içinde yer alan odalar, bahçeler, havuzlar ve dekoratif unsurlar, o dönemin zenginlik ve refah düzeyini yansıtıyor.

Bu bağlamda, Hz. İbrahim Peygamberin eşi Sara ve yaşadıkları saray İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir. Sara'nın hayatı ve yaşadıkları, İslam dininin önemli bir parçası olarak her zaman hatırlanacaktır.

Ayrıca, Sara'nın hayatı ve yaşadıkları da İslam düşüncesine etki etmiştir. Özellikle, İbrahim Peygamber'in ve en büyük oğlu İsmail'in kurban etme olayı, İslam dininde önemli bir yere sahiptir. Bu olayın İbrahim Peygamber'in inancına olan bağlılığını ve teslimiyetini göstermesi, İslam dini tarafından önemsenmektedir.

Sara'nın İbrahim Peygamber ile evliliği ve çocuk sahibi olması, aile kurumunun İslam dinindeki önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, İbrahim Peygamber'in de Sara gibi eşine saygı duyması ve onun fikirlerine önem vermesi, İslam dininin kadın haklarına verdiği değeri de göstermektedir.

Hz. İbrahim Peygamberin yaşadığı saray da, İslam kültüründe mimari ve estetik açıdan önemli bir yere sahiptir. Saray, İslam mimarisi ve sanatının özelliklerini taşımaktadır ve bu açıdan da İslam tarihinde önemli bir yapıdır.

Sonuç olarak, Hz. İbrahim Peygamberin eşi Sara ve yaşadıkları saray, İslam dininin tarihinde önemli bir yere sahiptir. Hem Sara'nın hayatı hem de sarayın mimarisi, İslam dininin kültürel ve sosyal yapılanması açısından önemli bir bilgi kaynağıdır.

Hz. İbrahim Peygamberin eşi olarak kabul edilen isim, Kuran-ı Kerim'de adı geçmeyen ancak İslam geleneğinde Hacer olarak bilinen kişidir. Hacer, Hz. İbrahim Peygamberin cariyesi olarak satın alınmıştır ve daha sonra Hz. İbrahim'in hanımı olmuştur.

Saray ise Hz. İbrahim Peygamberin yaşadığı dönemdeki gibi günümüzdeki saraylar gibi görkemli bir yapıya sahip değildi. O dönemlerde insanlar genellikle çadırlarda veya basit evlerde yaşıyordu. Hz. İbrahim Peygamber de ailesiyle birlikte göçebe bir yaşam sürdürüyordu ve çadırlarda kalıyorlardı. Ancak Hz. İbrahim Peygamberin soylu bir ailesi varlıklı olması nedeniyle, konuklarını ağırlamak için onların kalmaları için bir çadırı olması muhtemeldir.

Hz. İbrahim Peygamberin eşi hakkında çok fazla bilgi yoktur, ancak Kuran'da adı geçen tek eşi Hz. Sarah'dır. Sarah, İbrahim Peygamber ile evlendiğinde genç bir kızdı ve çiftin çocukları olmadığı için, İbrahim'e Hacer isimli bir cariye verildi. Hacer'den sonra sonradan İshak adını alacak olan oğulları dünyaya geldi.

İbrahim Peygamber, Sarah'ın yanı sıra, Kur'an ve hadislerde adı geçen birçok kadınla da evlenmiştir. Bunlardan biri Mısır'dan aldığı Hacer'dir. İbrahim Peygamber, Hacer ile evlenince, Mısır'dan gelen bir hediye olarak 300 deve, 500 sığır, 1000 koyun, keçi ve diğer mallar da İbrahim'e verildi.

İbrahim Peygamber'in yaşadığı dönemde, o dönemin liderlerine ve zenginlerine özel bir saray yoktu. İbrahim Peygamber, Hz. Sarah ve cariyesi ile çadırlarda yaşıyorlardı ve çevrede yaşayan insanlara yardımlar yapıyorlardı. Kur'an ve hadislerde, İbrahim Peygamber'in Budistlerin, Hinduların ve Zerdüştlerin tapmakta olduğu saraylarını ziyaret ettiği hikayeler yer almaktadır. Ancak İbrahim Peygamber kendisi böyle bir saraya sahip değildi.

Hz. İbrahim Peygamber'in eşi olarak bilinen ve aynı zamanda sarayda yaşadığına inanılan kişi Hz. Sare'dir. Hz. Sare, İbrahim Peygamber'in ilk eşi ve aynı zamanda kuzenidir.

Hz. Sare, İbrahim Peygamber ile evliliğinden dolayı önemli bir konuma sahip olmuştur. Ancak İbrahim Peygamber'in Mısır'a gitmesi ve orada Firavun'un huzuruna çıkması sonucunda, Hz. Sare'yi üzerindeki güzellik sebebiyle Firavun'un sarayındaki haremi almıştır. Firavun, Hz. Sare'nin İbrahim Peygamber'in karısı olduğunu sonradan öğrendiğinde onu serbest bırakmıştır.

Söz konusu saray, Firavun'un yerleştiği ve hüküm sürdüğü yer olan Mısır'da bulunan bir yapı olarak düşünülmektedir. Firavunlar dönemindeki saraylar genellikle büyük, etkileyici ve gösterişli inşa edilmiştir. Firavunlar, saraylarında lüks içinde yaşar ve seçkin bir hayat sürerlerdi.

Ancak Hz. İbrahim Peygamber'in eşi Hz. Sare'nin yaşadığı saray hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Klasik İslam kaynaklarında veya Kuran'da belirli bir detay verilmemekte, sadece Hz. Sare'nin Firavun'un huzurunda olduğu ve ardından serbest bırakıldığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla Hz. Sare'nin yaşadığı saray hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz.

Hz. İbrahim Peygamberin eşi olan Saray, İbrahim'in yakın akrabası ve kardeşi olan Hâran'ın kızıdır. Hz. İbrahim, İsmail'in annesi olan Hacer ile evlenmeden önce, Saray ile evlidir. Ancak Saray kısırdır ve çocuk sahibi olamaz. Bu yüzden Hz. İbrahim'in Hacer ile evlenerek İsmail'i dünyaya getirmesi istenir. Hz. İbrahim'in Allah'tan gelen emriyle Hacer ile evlenmesi üzerine Saray, Hacer'i evlat edinir ve İsmail'e de annelik yapar.

Hz. İbrahim, Allah'ın kendisine meleklerle birlikte teşrif edeceği haberi gelince, eşi Saray'a haber verir. Saray bu habere sevinçle karşılar ancak kendi yaşının ilerlemiş olması nedeniyle bir çocuk doğurabilme imkanının çok düşük olduğunu düşünür. Dolayısıyla, Hz. İbrahim'e, cariyelerinden Hacer ile evlenmesini ve ondan çocuk sahibi olmasını teklif eder. Hz. İbrahim bu teklifi kabul eder ve Hacer ile evlenir. Hacer'in doğurduğu İsmail, Hz. İbrahim'in bir çocuğu olarak kabul edilir.

Hz. İbrahim'in eşi olan Saray, İbrahim Peygamberle birlikte yaşamış ve onun misyonuna destek olmuştur. Kendisi de bir peygamber olan Hz. İbrahim ile evliliği boyunca her zaman yanında olmuş ve ona sadık bir eş olmuştur.

Hz. İbrahim'e gelen melekler haberi üzerine, Saray da yaşının ileri olması sebebiyle doğurabileceği bir çocuğun olamayacağını düşünmüştür. Ancak Allah, Saray'a meleklerin şahit olduğunu ve bir oğlu olduğunu haber verir. Bu oğul, İshak adıyla dünyaya gelir ve Hz. İbrahim'in neslinin devam etmesini sağlar.

Saray, İbrahim Peygamberin ölümünden sonra da İsmail ile birlikte yaşamış ve ona destek olmuştur. Saray'ın ölüm tarihi ve detayları hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır.

Hz. İbrahim Peygamberin eşi ve sarayı hakkında kaynaklarda net bir bilgi bulunmamaktadır. İbrahim Peygamberin üç eşi olduğu bilinmektedir: Sare, Hacer ve Kezban. Ancak bu eşlerin hangisinin sarayda yaşadığı veya saray hakkında daha fazla bilgi mevcut değildir. Hz. İbrahim'in hayatıyla ilgili ayrıntılı bilgilere Kuran-ı Kerim ve hadis kaynaklarından ulaşılabilir.

Hz. İbrahim Peygamber'in eşi olan Saray, İbrahim Peygamberle evlenmeden önce Sümer kraliçesi olarak bilinen Semiramis'ti. Saray'ın gerçek adı, Sumercede "Sarı" anlamına gelen Ishtar'dır. Saray, İbrahim Peygamber'in eşi olarak ona sadık bir eşlik etti ve birçok zorluk ve imtihanlarla dolu bir hayat yaşadı.

Hz. İbrahim Peygamber ve Saray, İbrahim'in Tanrı tarafından emredildiğini söylemesi üzerine Ur'dan kaçarak Haran'a gittiler. Daha sonra, Tanrı'nın emriyle Saray ve İbrahim, Kenan ülkesine göç ettiler. İbrahim Peygamber'in Kenan ülkesine yerleştiği yer olan Beer-Şeba'da, Saray'ın kıtlık nedeniyle Mısır'a gitmeleri gerektiği öngörüldü.

Mısır'da, Saray güzelliği nedeniyle Firavun tarafından fark edildi ve haremde yer aldı. Ancak Tanrı, Firavun ve sarayına salgın bir hastalık gönderdi. Firavun, hastalığın Saray'ın Tanrı'nın seçilmiş olduğunu gösterdiğine inandığından, İbrahim ve Saray'ı serbest bırakarak onları Mısır'dan gönderdi.

Saray ve İbrahim, Kenan ülkesine geri döndükten sonra, Tanrı İbrahim'e çok sayıda soy verme vaadinde bulundu. Ancak Saray, çocuk sahibi olamadı ve yaşları ilerledikçe bu durum onları üzdü. Nihayet, Saray, kendi görevlisi olan Hacer'e İbrahim'in çocuk sahibi olabileceği bir yol sunarak İsmail adında bir oğlu oldu.

Daha sonra, Tanrı İbrahim ve Saray'a bir oğul daha vereceğini vaat etti ve bu vaadini yerine getirerek İshak'ı doğurmasına izin verdi. İshak, İbrahim Peygamber'in mirasının devamı olacak ve soyunun büyük bir millet olacağına dair Tanrı'nın sözlerinin gerçekleşmesini sağlayacaktı.

Saray, İbrahim Peygamberin sadık eşi olarak bilinir ve onunla birlikte birçok zorluk ve imtihanlarla dolu bir hayat yaşamıştır. İbrahim Peygamber tarafından saygıyla anılan ve Kuran'da bahsedilen bir kadındır.

Hz. İbrahim Peygamberin eşi olan Sare/İzer'in yaşadığı saray hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Kutsal metinlerde adı geçen Sare'nin, Hz. İbrahim ile birlikte göç ettiği yerlerde çadırlarda yaşadığı bilinmektedir. Hz. İbrahim'in Sare ile birlikte yaşadığı saray veya konut gibi yapılar hakkında ise kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Hz. İbrahim'in hayatı ve yaşadıkları hakkında daha fazla bilgi Kuran-ı Kerim'de ve diğer kutsal metinlerde yer almaktadır.

Hz. İbrahim Peygamberin eşi ve sarayı hakkında bilinen çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Kur'an-ı Kerim'de Hz. İbrahim Peygamberin eşi olan Sare (Sarah) ile ilgili bazı bilgiler bulunmaktadır.

Sare, Hz. İbrahim'in kuzenidir ve Hz. İbrahim ile evlenmiştir. İbrahim Peygamber, Sare ile evlendiğinde 75 yaşındaydı. Sare, kısırdı ve çocuk sahibi olmak isteyen Hz. İbrahim ile beraber Hacer adlı cariyesini kendisine eş olarak verdi. Hacer, Hz. İsmail'in annesidir.

Hz. İbrahim ve Sare'nin çocukları olmadığı için İbrahim Peygamber, Allah'ın emriyle Hz. İsmail'i Hacer ile olan ilişkisinden sahiplenmiştir. Daha sonra ise Hz. Sare, mucizevi bir şekilde Allah'ın izniyle 90 yaşında Hz. İshak'ı doğurmuştur.

Saray hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte, Hz. İbrahim'in Mısır'dan İsrail topraklarına yerleştiği ve orada kendine ait bir ev veya saray kurduğu bilinmektedir. Ancak bu konuda detaylı bilgilere sahip değiliz.

Hz. İbrahim Peygamberin eşi olan Saray, Keldani kasabası olan Ur'da doğmuştur. Sosyal statüsü yüksek bir aileye mensup olup güzelliği ile ünlüdür. Keldani kralı Nemrut, Saray'ı gördüğünde onun güzelliğinden etkilenir ve onunla evlenmek ister. Ancak Saray, Nemrut'un putperest olduğunu ve Allah'a inanmadığını öğrenince onunla evlenmeyi reddeder.

Saray, Hz. İbrahim Peygamber ile evlenir ve İbrahim Peygamber'in rehberliğinde Allah'a inanan biri olarak yaşamaya başlar. Hz. İbrahim Peygamber, Allah'ın emriyle Ur'dan ayrılıp Kudüs'e göç etmek üzereyken Saray ile birlikte yola çıkar. İbrahim Peygamber ve Saray, birçok zorluk ve sınavlarla karşılaşsa da Allah'a olan inançlarından vazgeçmezler.

Hz. İbrahim Peygamber ve Saray'ın evlilikleri boyunca çocuk sahibi olmaları için dua etmelerine rağmen uzun süre çocukları olmaz. Ancak daha sonra Allah'ın lütfuyla oğulları Hz. İshak dünyaya gelir. Saray, Hz. İshak'ın annesi olarak Hz. İbrahim Peygamber ile birlikte ona büyük bir sevgi ve şefkatle bakar.

Saray, Hz. İbrahim Peygamberin eşi ve annesi olarak büyük bir örneklik gösterir. Sabırlı, tahammüllü ve güçlü bir kadın olarak tarihe geçer. Saray, Allah'a olan imanı ve sadakatiyle Hz. İbrahim Peygamber ile birlikte birçok sıkıntıyı aşmayı başarır. Onunla olan evliliği, birlikte yaşadıkları deneyimler ve sadakati, Müslümanlar için önemli bir örnek teşkil etmektedir.

Hz. İbrahim Peygamberin eşi olan Saray, İbrahim Peygamberin kız kardeşinin oğludur. İbrahim Peygamber ve Saray, Firavun'un zulmünden kaçarak Mısır'dan ayrılmışlardır.

Hz. İbrahim ve Saray, Filistin'e yerleşmişlerdir. İbrahim Peygamber, Allah'ın emriyle Saray'ı karısı olarak kabul etmiştir. Ancak, Saray kısır olduğu için çocuk sahibi olamamıştır.

Hz. İbrahim'in Allah'ın emriyle İsmail adında bir oğlu olmuştur. Saray, İsmail'in annesi olarak da görev yapmıştır. İsmail, İslam peygamberlerinden biri olan Hz. Muhammed'in atalarından biri olmuştur.

Hz. İbrahim ve Saray, sonradan Mekke'ye gönderildiklerinde burada Kabe'yi inşa etmişlerdir. Bu nedenle Hz. İbrahim ve Saray, İslam inancında kutsal kabul edilen kişilerdir.

Hz. İbrahim'in eşi olan Saray, sabır, özveri ve sadakat gibi değerlerle tanınmıştır. O, İbrahim Peygamberin yanında yaşamış ve ona destek olmuştur.

Hz. İbrahim Peygamberin eşi olarak bilinen Sarah, aynı zamanda Hz.İbrahim Peygamberin kuzenidir. Sarah, İbrahim Peygamberin kardeşi olarak da kabul edilir. Kutsal Kitaplarda, Sarah'ın güzellikleri ve erdemleri ile tanındığı belirtilir.

Sarah, İbrahim Peygamber ile Mısırlı firavunun sarayında tanışmıştır. Firavun, Sarah'ı gördüğünde onun güzelliğine hayran olmuş ve Sarah'ı saraya alarak ona hizmetçiler ve zenginlikler vermiştir. Ancak Sarah'ın asıl niyeti, İbrahim Peygamberin eşini almak değil, İbrahim Peygamberin tevhit inancını yaymaktır.

Sarah, İbrahim Peygamber ve kendisine destek olan Hacer ile birlikte Mısırdan kaçarak tevhit inancını yaymaya başlamıştır. Sarah, İbrahim Peygamberin hayatında büyük bir rol oynamış ve güvenilir bir destekçi olarak hizmet etmiştir.

Sarah, İbrahim Peygamber ile olan evliliğinden iki çocuğu olduğu bilinmektedir. Oğulları İshak ve İsmail, İbrahim Peygamberin soyunu sürdüren önemli peygamberlerdir.

Sarah, İbrahim Peygamberin vefatından sonra onunla aynı mezarlığa defnedilmiştir. Hatta günümüzde Mezopotamya'da bulunan İbrahim Peygamber'in anısına inşa edilen Kabe'nin yanında Sarah'ın mezarı da bulunur. Sarah, Müslümanlar tarafından da saygı ve sevgiyle anılan önemli bir kadın olarak kabul edilir.

Hz. İbrahim Peygamber’in eşi olan Sarah, Kudüs’teki Hebron kasabasında yaşamıştır. Tarihî kaynaklarda Sarah'ın güzellik, iffet, zekâ ve iyi ahlaka sahip olduğu belirtilir. Sarah, ilahî bir güzellikle donatılmış, kahramanlık vasfına sahip müstesna bir kadındır. Hz. İbrahim'in annesi ile babası öldükten sonra Sarah ile evlenmişlerdir.

Hz. İbrahim Peygamber ve Sarah, Tanrı'nın emri gereği çeşitli zorluklara katlanarak çocuksuz bir hayat yaşamışlardır. Ancak Sarah, çok yaşlandığı halde çocuğu olmayan bir kadın olmanın üzüntüsünü yaşamıştır. Sarah, yaşlanmasına rağmen Tanrı'nın vaadi üzerine doğal olmayan bir yaşta ana olmuştur. Sarah, Hz. İbrahim Peygamber'e İshak adını verdikleri bir oğlan çocuğu doğurmuştur.

Hz. İbrahim Peygamber ve Sarah, Kudüs'te bir sarayda yaşamışlardır. Bu saray, Kudüs'ün Hebron kasabasında yer alır. Sarah'ın Hz. İbrahim'e en yakın olan kadın olduğu düşünülmektedir. Sarah, Hz. İbrahim Peygamber'in eşi olarak ona destek olmuş ve Tanrı'nın emirlerini takip etmek adına beraber zorlu süreçlerden geçmişlerdir.

Hz. İbrahim Peygamber ve Sarah'ın hikayesi, İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi üç semavi dinin kutsal kitaplarında yer alır. Bu nedenle Hz. İbrahim ve Sarah'ın hayatı, bu üç dinin mensupları için önemli bir yer teşkil eder.