Hititlerin mimarisi genellikle dini ve kraliyet yapılarının inşası üzerine odaklanmıştır. Hitit mimarisi, genellikle büyük taş bloklar kullanılarak yapılan devasa yapılardan oluşur. Bu yapılar, taş duvarlar, sütunlar ve gazilerin kabartmaları gibi dekoratif unsurlarla süslenmiştir.
Hititler, dini yapılar inşa etmekte uzmandı. Tapınaklar, bu yapıların en önemli örnekleriydi. Tapınaklar genellikle dağlara veya tepelere inşa edilmiş ve dinsel törenler için kullanılmıştır. Tapınak kompleksleri, açık avlular, iç avlular, ibadet odaları ve depolar gibi çeşitli bölümlerden oluşurdu.
Hititler ayrıca kraliyet sarayları ve şehir kapıları gibi önemli mimari yapıları da inşa ettiler. Kraliyet sarayları genellikle büyük avlulara ve özel odalara sahipti. Şehir kapıları, büyük ve görkemli yapılar olup, hem savunma hem de simgesel bir amaç taşırlardı.
Hititler ayrıca anıtsal heykeller ve kabartmalar da üretmiştir. Bu heykeller ve kabartmalar, Tanrılar ve kralların görüntülerini tasvir eder ve genellikle sarayların ve tapınakların girişlerinde bulunur.
Hitit mimarisi, Asur, Mısır ve Mezopotamya gibi komşu medeniyetlerin etkisi altında gelişmiştir. Asimilasyon ve alıntı, Hitit mimarisinde yaygın bir özelliktir. Ancak, Hititler kendi özgün mimari tarzlarını da geliştirmişlerdir. Taş blokların kesimi, işlenmesi ve yerleştirilmesi konusunda ustalıklı bir şekilde çalışmışlardır.
Ancak, Hititlerin mimari eserlerinin birçoğu zamanla tahrip olmuş veya yıkılmıştır. Bu nedenle, günümüzde sadece birkaç kalıntı ve yazıtlar kalmıştır. Bu kalıntılar, Hititlerin mimari becerilerini ve büyük medeniyetlerinin güzelliğini anlamamızı sağlamaktadır.