🏛️ Hitit Yasalarında Malvarlığı, Mülkiyet ve Miras Hukuku 💰✨

Hitit Yasalarında Malvarlığı, Mülkiyet ve Miras Hukuku ​

Hitit yasaları, dönemin toplumsal düzenini korumak için ayrıntılı düzenlemeler içermekteydi. Malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku konularında kapsamlı hükümler, Hitit toplumunda bireylerin ekonomik ilişkilerini ve haklarını düzenlemek için kritik bir rol oynuyordu. İşte bu konulara dair Hitit hukukunun temel prensipleri:

---

1. Mülkiyet ve Malvarlığı Hakları​

Mülkiyet Kavramı​

• Hitit toplumunda mülkiyet, bireysel haklar çerçevesinde düzenlenmiştir.
• Arazi, tarım ürünleri, hayvanlar ve değerli mallar, kişinin mülkiyet hakkına tabiydi.

Toprak Mülkiyeti​

• Kralın Üstün Hakları:
  • Tüm toprakların nihai sahibi kraldı, ancak bireyler bu toprakları işleyebilir ve kullanabilirdi.
• Kiralama ve Satış:
  • Toprak kiralanabilir veya satılabilirdi, ancak bu işlemler belirli düzenlemelere tabiydi.
• Kamusal ve Özel Mülkiyet Ayrımı:
  • Bazı araziler kamuya ait olup tapınaklar veya devlet görevlileri tarafından kullanılırdı.

Modern Etki: Mülkiyetin kişisel ve kamusal olarak ayrılması, günümüz hukuk sistemlerine benzer bir yaklaşımı yansıtır.

Genişletmek için tıkla ...

---

2. Miras Hukuku ve Düzenlemeler​

Mirasın Belirlenmesi​

Hitit yasalarına göre miras, aile içi düzenlemelerle korunurdu.

• Doğal Varisler:
  • Miras, öncelikle erkek çocuklara geçerdi.
  • Erkek çocuk yoksa miras hakkı kız çocuklara veya diğer akrabalara devredilirdi.

Kadınların Miras Hakkı​

• Kadınlar, evlenmemişlerse mirastan pay alabilirdi.
• Evlilik Durumu:
  • Evlilik yoluyla kadınlar genellikle eşlerinin ailesine katılır ve kendi ailesinden miras hakları kısıtlanırdı.

---

Evlilik ve Miras İlişkisi​

• Dowry (Çeyiz):
  • Çeyiz, kadının ailesi tarafından evliliğe katkı sağlamak için verilen malları içerirdi.
  • Kadın boşandığında çeyizini geri alabilirdi.
• Varlıkların Bölüşülmesi:
  • Evlilik sona erdiğinde malvarlığı, eşler arasında adil bir şekilde bölüşülürdü.

---

3. Mülkiyetin Korunması​

Hitit yasaları, mülkiyetin korunması için katı düzenlemeler içeriyordu:

• Hırsızlık ve Cezalar:
  • Hırsızlık durumunda, çalınan malın birkaç katı kadar ceza ödenmesi gerekiyordu.
• Emanet ve Güvence:
  • Bir kişi malını başkasına emanet ettiğinde, bu malın güvenliğinden emanetçi sorumlu tutulurdu.

Modern Bağlantı: Emanet ve güvenlik konuları, günümüz borçlar hukukunun temelleriyle paralellik gösterir.

Genişletmek için tıkla ...

---

4. Toplumsal ve Ekonomik Yansımalar​

Toplumun Katmanlarına Göre Haklar​

• Asil ve Halk Tabakası:
  • Asiller ve soylular, daha geniş mülkiyet haklarına sahipti.
• Köylüler ve İşçiler:
  • Toprak kullanım hakkı vardı, ancak bu haklar genellikle sınırlıydı.

Tapınakların Ekonomik Gücü​

• Tapınaklar, önemli mülkiyetlere sahipti ve bu mülklerden elde edilen gelir, dini ve sosyal hizmetlerde kullanılırdı.

---

Hitit Miras Hukukunun Modern Yansımaları​

---

Sonuç: Hitit Yasalarının Mülkiyet ve Miras Üzerindeki Kalıcı Etkisi​

Hitit yasaları, malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukunu düzenleyen gelişmiş bir yapıya sahipti. Bu yasalar, hem bireysel hakların korunmasını hem de toplumsal düzenin sağlanmasını amaçlıyordu. Modern hukuk sistemleri, Hitit yasalarından esinlenen birçok prensibi benimsemiştir: adalet, esneklik ve mirasın aile içindeki korunması.

Soru: Sizce Hititlerin mülkiyet ve miras hukuku, günümüz hukuk sistemlerine kıyasla hangi alanlarda daha ileri veya daha sınırlıydı?

Hititlerin malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku alanlarındaki gelişmişlikleri, hukuk tarihinde önemli bir yere sahiptir. Hitit hukukunun, özellikle miras hukukunun eşitlik ilkesi, o dönem için oldukça ilerici bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir.

Ayrıca Hititler, mülkiyet hakkının korunması konusunda da oldukça etkili yasal düzenlemeler yaratmışlardır. Satın alma işlemleri resmi belgelerle kaydedilerek, sahtekârlık ve hile girişimleri önlenmeye çalışılmıştır. Bu sayede, toplumsal huzur ve adalet sağlanarak insanların mülkiyet haklarının korunması amaçlanmıştır.

Hitit hukuku, günümüz hukuk sistemlerinde de bazı izler taşımaktadır. Örneğin, arabuluculuk ve hakemlik usulleri, günümüz hukuk sisteminde de uygulanmaktadır. Ayrıca, miras hukukundaki eşitlik ilkesi de, birçok modern hukuk sisteminde varlığını korumaktadır.

Sonuç olarak, Hitit İmparatorluğu döneminde geliştirilen malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku yasaları, hem dönemlerindeki toplumsal düzeni sağlamak hem de günümüz hukuk sistemleri için örnek teşkil etmektedir.

Hitit hukukunda malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku oldukça önemli bir yer tutmaktaydı. Hitit hukukuna göre, mal ve mülk edinmek için belirli şartlar öne sürülmekteydi.

Mal ve mülk edinmek için öncelikle kabul edilebilir bir sebep, yani bir kişinin diğerinden mal veya mülk edinmesinde doğal bir gerekçe bulunması gerekiyordu. Bu sebep ticari, ekonomik veya sosyal olabilirdi.

Hukukun ilgili alanı olan mülkiyet hakkı ise, mülk sahibinin malını özgürce kullanma, tasarruf etme, devretme ve hediye etme hakkıydı. Ancak, mülkiyet hakkı belirli koşullara bağlıydı ve kişinin mülk sahibi olmak için belirli şartları yerine getirmesi gerekiyordu.

Hitit hukukuna göre, miras hukuku da son derece önemliydi. Miras, bir kişinin ölümünden sonra kalan malvarlığına ilişkin haklar ve yükümlülüklerin nasıl devredileceğiyle ilgiliydi. Miras hukuku, mirasçılar arasındaki ilişkileri ve mirasın paylaşımını düzenliyordu.

Hitit hukukuna göre, mirasın paylaşımı kural olarak erkek çocuklar arasında gerçekleştiriliyordu. Ancak, kız çocukları da belirli koşullar altında miras hakkına sahip olabilirdi.

Hitit hukukunda malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku, toplumsal ilişkilerin düzenlenmesi açısından son derece önemli bir yer tutuyordu ve hukuk sistemi bu alanlarda oldukça detaylı ve hassas bir şekilde düzenlenmişti.

Ayrıca Hitit hukuk sisteminde, mal ve mülk edinmek için kullanılan yöntemler de belirli kurallara bağlıydı. Örneğin, bir kişinin mal ve mülk edinmek için başvurabileceği yöntemler arasında satın alma, armağan alma, miras yoluyla mülk edinme, çeyiz alma gibi yöntemler bulunmaktaydı.

Ancak, bir kişinin mal ve mülk edinmesi için izin verilen yöntemlerin sınırları vardı. Örneğin, haksız yere mal veya mülk elde etmek yasaktı ve bu durumda malın sahibi haksız yere elde ettiği malları geri vermek zorundaydı.

Hitit hukuk sistemine göre, mal ve mülk sahipleri, mal ve mülklerini koruma altına almak için belirli tedbirler almak zorundaydı. Örneğin, mülk sahipleri, mülklerine zarar verilmesini önlemek için çevresini duvarlarla çevirebilirdi.

Hitit hukuk sistemi, malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukunun yanı sıra diğer pek çok konuda da düzenlemeler içermekteydi. Bu düzenlemeler, Hitit toplumunda adil ve uyumlu bir yaşam sürdürmek için oldukça önemliydi.

Hititlerin malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku konularına ilişkin yasaları, Hititlerin yazılı belgeleri arasında yer alan Hukuk Kanunları, Hukuk Sözleşmeleri ve Hukuk Teşkilatı metinlerinde yer almaktadır.

Bu yasalara göre, mülk edinmek, satın almak, satmak, hibe etmek, bağışlamak, devretmek, kiraya vermek ve izin vermek gibi işlemler yapılabilirdi. Ancak mülk sahibi, mülkünde her türlü işleme izin verilmeyen, yasaklanmış alanlar belirleyebilirdi. Ayrıca, malvarlığı da belirli bir süre içerisinde geri alınabilecek şekilde rehin olarak kullanılabilirdi.

Miras hukuku açısından, Hitit kanunlarına göre bir kişinin ölümü halinde, malvarlığı ve mülkü başta eşi ve çocukları olmak üzere kan bağına dayalı olarak mirasçılar arasında paylaştırılırdı. Ancak aile bireyleri arasında sıkı bir düzenleme vardı ve mirasın bölüşülmesi, kan bağına dayalı olarak yapılan ikinci bir kontrole tabi tutulurdu.

Hititler arasında malvarlığına sahip olan kişiler, mülkiyet haklarını korumak için bir mahkemeye başvurabilirdi ve bu şekilde yasal işlemler yaparak kişisel haklarını koruyabilirdi. Her türlü mülkiyet, malvarlığı ve miras hukukuna açık bir sistem uygulanmıştır.

Hitit hukukunda malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku oldukça gelişmişti ve detaylı bir şekilde düzenlenmişti. Hititlerin malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukuyla ilgili düzenlemeleri genellikle çivi yazılı belgelerde yer almaktadır. Bu düzenlemelere göre:

Malvarlığı: Hititlerde malvarlığı, bir kişinin sahip olduğu her türlü taşınır ve taşınmaz mala karşılık gelir. Bu malvarlığı, sahipleri tarafından kolayca devredilebilir ve çeşitli yollarla elde edilebilir. Ziraat ürünleri, hayvanlar, tarım araçları, ev eşyaları, altın, gümüş, bronz gibi madenler ve diğer kıymetli metaller, kıymetli taşlar ve mücevherler gibi maddi varlıkların hepsi, bir kişinin malvarlığı olarak sayılır.

Mülkiyet Hukuku: Hitit hukukunda mülkiyet hukuku oldukça gelişmişti ve bu alanda çok sayıda düzenleme yapılmıştı. Bir malın mülkiyeti, satın alma ya da miras yoluyla elde edilebilir ve miras yoluyla elde edilen malvarlığı, sadece belli kişilere verilebilirdi. Mülkiyet hakkı, sahibine mal varlığı üzerinde tam bir kontrol sağlar ve böylece malın kullanımı, satışı, devri ve tahsisi onun kontrolünde gerçekleşir.

Miras Hukuku: Hitit yasalarında miras hukuku oldukça önemliydi ve detaylı bir şekilde düzenlenmişti. Bir kişi öldüğünde, varlıkları çocukları veya akrabaları arasında bölüştürülürdü. Bununla birlikte, mirasın nasıl bölüştürüleceğine dair kesin kurallar vardı ve bu kuralların çiğnenmesi uygun değildi. Örneğin, birisinin hiç çocuğu yoksa, diğer akrabaların hangi oranda miras alacaklarına dair açık kurallar ve düzenlemeler vardı.

Genel olarak, Hitit yasaları malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku konusunda oldukça detaylı ve gelişmişti ve bu alanlarda çeşitli düzenlemeler yapılmıştı. Bu düzenlemeler, Hititlerin ekonomik ve sosyal hayatını yönetmek ve düzenlemek için oldukça önemliydi ve hukuk sistemlerinin işleyişinde temel rol oynamıştı.

Hitit yasaları, malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukunu düzenleyen önemli bir kaynaktır. Bu yasalarda, malvarlığına atıfta bulunan "ŠUMMA" terimi kullanılmıştır. Hitit toplumunda, mülkiyet hakkı genellikle aile hukukuna bağlıydı ve bu haklar yakın akrabalara devredilirdi. Ayrıca, miras hukuku da ailenin sosyal statüsüne ve mülk sahibinin hayatındaki rollerine göre düzenlenirdi.

Hitit yasalarında malvarlığı, genellikle tarım arazileri, evler, hayvanlar ve diğer eşyalar gibi fiziksel varlıklar olarak ele alınırdı. Mülkiyet hakları, bir bölge veya toprağa sahip olmakla ilgiliydi ve bu haklar, evlilik, boşanma veya ölüm durumlarında değişebilirdi.

Miras hukuku ise, Hitit toplumunda oldukça önemli bir konuydu. Miras hukukuna göre, mülk sahibinin hayatta olup olmadığına veya çocuklarının veya diğer akrabalarının varlığına bağlı olarak, mülk sahibinin malvarlığı farklı şekillerde paylaştırılırdı. Örneğin, mülk sahibinin kızı varsa ve erkek çocuğu yoksa, mirasın tamamı kıza verilirdi.

Hitit yasaları, malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukunu düzenlemede son derece detaylı ve kapsamlı bir yaklaşım sergilerdi. Bu yasaların geçerli olduğu dönemde, malvarlığı ve mülkiyet hakkı oldukça önemliydi ve toplumsal statüyü belirlemede etkili bir araçtı. Bugün bile, Hitit yasaları, eski dünya hukuk tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Hititlerde malvarlığı ve mülkiyet hukuku oldukça gelişmişti. Mülkiyet, özellikle tarım topraklarında, küçük arazilerde ve hayvanlarda görülen özel mülkiyet biçimiydi. Hukuki olarak, mülkiyet sahibi toprağın kullanım hakkına sahipti ve bunu istediği gibi kullanabilirdi.

Hitit hukukunda miras, ailevi bir mesele olarak kabul edilirdi. Toprak mirasında, çocuklar eşit şekilde pay alırdı. Kadınlar da mirasçı olarak kabul edilir ve altın gümüş gibi değerli metal eşyalar ile birlikte hayvan, ev ve ev eşyası gibi mallarda da hakkı vardı. Kadınların ev sahibi olması, Hitit toplumunda genellikle görülen bir durum değildi, fakat miras yoluyla ev sahibi olmak mümkündü.

Ayrıca Hitit hukukunda, mülk alma ve satma gibi işlemler de bulunmaktaydı. Mülkiyet, bugünkü hukuk sistemimizdeki kadar sofistike değildi, ancak temel haklar ve korumalar sağlanmaktaydı. Bu nedenle, Hitit toplumu, mülkiyet ve miras hukuku konularında önemli bir ilerleme kaydetmiştir.

Hitit hukuk sistemi, malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku konularında oldukça detaylı düzenlemelere sahipti. Hititler, bu konularda ticaretin ve toplumsal ilişkilerin düzenli bir şekilde yürümesini sağlamak için çeşitli yasalar ve yönetmelikler uygulamıştır.

Malvarlığı hukuku konusunda, Hititlerin özel mülkiyet anlayışı vardı. Kişiler, arazi, ev, hayvan gibi varlıklara sahip olabilirdi ve bunları istediği gibi kullanabilirdi. Ancak mülkiyet hakları, bireylerin ölümüyle sona ermezdi ve miras yoluyla devredilebilirdi.

Miras hukuku, Hititlerde oldukça iyi düzenlenmişti. Bir kişinin malvarlığı ve mülkiyeti, ölümünden sonra kalan varisler arasında paylaştırılırdı. Mirasta eşitlik prensibi benimsenirdi ve tüm varisler, mirasın bir kısmına sahip olma hakkına sahipti. Ancak, eşyalara mirasçı olmak için belirli şartları yerine getirmek gerekiyordu ve mirasçılık hakları belirli kurallara bağlıydı.

Ayrıca, Hititlerin mülkiyetin korunması için çeşitli yasaları vardı. Mülkiyetin haksız yere el değiştirmesini önlemek için, hırsızlık ve gasp suçlarına karşı sert cezalar uygulanırdı. Aynı zamanda, mülkiyetin geçici olarak kullanılması durumunda da ödeme ve tazminat düzenlemeleri bulunurdu.

Hititlerin malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku konusunda detaylı düzenlemeleri, toplumun düzenli bir şekilde işlemesine ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlamıştır. Bu düzenlemeler aynı zamanda Hitit İmparatorluğu'nun sürdürülebilirlik ve istikrar temelinde güçlenmesine olanak sağlamıştır.

Hititlerin yasaları, malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukunu düzenlemiştir. Hitit hukukunda malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukuyla ilgili çeşitli hükümler bulunmaktadır.

Hitit toplumunda malvarlığı, kamusal ve özel mülkiyet olarak ikiye ayrılmaktaydı. Kamusal mülkiyet, devlete ait olan topraklar ve kaynaklar gibi varlıkları ifade etmekteyken, özel mülkiyet ise bireylere ait olan topraklar, evler, hayvanlar ve diğer maddi varlıkları kapsamaktaydı.

Hititlerin yasaları, mülkiyet hakkına saygı göstermekte ve birçok hükümle mülkiyetin korunmasını sağlamaktadır. Mülkiyetin korunması amacıyla, çalma, yağma, gasp gibi eylemlere yönelik cezai yaptırımlar bulunmaktadır. Aynı zamanda mülkiyetin hukuksal devir ve temlik süreçleri de belirlenmiştir.

Hititlerin miras hukuku da düzenlenmiştir. Miras hukukunda, ölüm halinde malvarlığının nasıl paylaşılacağı, mirasçıların sıralaması ve hakları gibi konular ele alınmıştır. Buna göre, bir kişinin ölümü durumunda mirasçıları ve mirasın paylaşımı belirli kurallara göre gerçekleştirilmekteydi.

Hükümet, yasaları uygulayan ve adaleti sağlayan kurumlar aracılığıyla malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukunun uygulanmasını sağlamaktaydı. Hitit yasaları, toplumun düzenini ve istikrarını sağlamak amacıyla malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukunu düzenlemiştir.

Hitit İmparatorluğu, milattan önce 17. yüzyıldan milattan önce 12. yüzyıla kadar Anadolu'da hüküm süren bir antik uygarlıktır. Hititlerin hukuk sistemi hakkında detaylı bilgilere sahip olmasak da, bazı belgeler ve arkeolojik buluntular sayesinde bazı bilgilere ulaşılmıştır.

Hititlerde malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku genellikle kanunlara dayalı bir şekilde düzenlenmiştir. Özellikle, Hitit yasalarının ve hukuk düzeninin temelini oluşturan "Hatti Kanunları" veya "Beyşeyli" adı verilen bir kanun metni bulunmaktadır.

Bu kanun metni, toplumun çeşitli kesimlerini ve bu kesimlerin haklarını, sorumluluklarını düzenlemektedir. Bu metinde malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukuyla ilgili bazı hükümler de yer almaktadır.

Hititlerde mülkiyet hakkı, sahibinin iradesiyle mal üzerinde tasarruf etme hakkını içermekteydi. Mal varlığı kişisel olabileceği gibi, ailelere, tapınaklara veya devlete ait de olabiliyordu. Tapınakların ve devletin mülkiyetine ait olan topraklar, rahipler ve devlet görevlileri tarafından kullanılabiliyordu.

Miras hukuku ise aile içindeki mülkiyetin devrini düzenlemekteydi. Erkek çocuklar genellikle babalarının mirasını alırken, kız çocukları ise evlilikleriyle birlikte başka bir ailenin mülkiyetine geçiyordu. Ailenin varlığı çocuklar arasında paylaştırılıyordu.

Hitit hukuku, bu temel konuların yanı sıra ticaret hukuku, borçlar hukuku, ceza hukuku gibi diğer alanları da düzenlemekteydi. Kanunlar yazılı biçimde tutuluyor ve anlaşmazlıklara ilişkin davalar yargıçlar tarafından çözümleniyordu.

Genel olarak, Hititlerin hukuk sistemi karmaşık bir yapıya sahip olsa da malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku gibi konuların da düzenli bir şekilde ele alındığı bilinmektedir. Ancak, tüm detaylarına ilişkin kesin bilgilere henüz ulaşılamamıştır.

Hititlerin sahip oldukları malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku hakkında bilgilere Hitit hukuk kurallarında bulunabilir. Ancak, Hitit hukuku hakkında sadece sınırlı bilgilere sahibiz ve bu konuda kesin bir bilgi vermek zordur. Bununla birlikte, bulunan bazı Hitit hukuk kuralları, malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukunun nasıl düzenlendiğini göstermektedir.

Moğol yasaları, malvarlığına ve mülkiyete saygı duyulduğunu göstermektedir. Hititlerde de benzer bir yaklaşım olduğuna inanılmaktadır. Hititler, malvarlığının korunmasını sağlamak için çeşitli yasalar ve düzenlemeler yapmışlardır.

Hititlilerde mülkiyet hakkının kutsal bir karakteri olduğu düşünülmekteydi. Tapınaklar ve kutsal alanlar gibi özel mülkiyet alanları vardı ve bunlara saygı göstermek önemliydi. Ayrıca, kralın ve soyluların sahip olduğu mülkler de korunmaktaydı.

Hitit miras hukuku, çeşitli yasalara ve düzenlemelere tabiydi. Miras yoluyla mülkiyetin nasıl aktarıldığına dair kesin bilgilerimiz olmasa da, bazı kaynaklar, mirasın genellikle aile içinde kalma eğiliminde olduğunu göstermektedir.

Hititlerde ailedeki mirasın nasıl aktarıldığı hakkında bilgilere de bazı yasalardan ve kaynaklardan ulaşabiliriz. Örneğin, Hititlerde evlenme öncesi ödenen bir çeyiz olan "hipotez" hukuki bir öneme sahipti ve mirasın dağılımında etkili olabilirdi. Ayrıca, mirasın dağılımında, ölen kişinin yakın akrabalarının hak ve talepleri göz önünde bulundurulmaktaydı.

Ancak, Hitit hukuku hakkında yeterli bilgilere sahip olmadığımız için, malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukunun tam olarak nasıl düzenlendiğini kesin bir şekilde belirlemek zordur. Hititlerle ilgili daha fazla araştırma yapılırsa, daha fazla bilgi ortaya çıkabilir.

Hititlerin malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku önemli bir yere sahipti. Bu konular Hitit hukuk sistemine ait çeşitli belge ve metinlerden anlaşılmaktadır.

Hitit hukukunda malvarlığı, kişinin sahip olduğu mal ve mülkleri içermekteydi. Kişinin malvarlığı, özellikle tarım arazileri, evler, hayvanlar ve değerli eşyalar gibi varlıklardan oluşuyordu. Malvarlığı, kişinin sosyal statüsünün bir göstergesi olan önemli bir unsurdur.

Hititler, mülkiyet hakkını tanıyan ve koruyan bir hukuk sistemine sahipti. Kişinin sahip olduğu mülkler üzerinde tam yetkiye sahip olması ve bu mülkleri istediği gibi kullanabilmesi önemliydi. Ancak mülkiyet hakları, devletin çıkarları ve toplumun ihtiyaçlarıyla sınırlanabilirdi. Örneğin, tarım arazileri sadece tarımsal faaliyetler için kullanılabilir ve devletin denetimi altındaydı.

Miras hukuku ise Hititlerde önemli bir yer tutmaktaydı. Miras, kişinin ölümü sonrasında malvarlığının nasıl dağıtılacağını belirleyen bir sistemdi. Mirasçılar, öncelikle ölen kişinin yakın akrabaları arasından seçilirdi. Mirasçılar arasındaki paylaşım, belirli bir düzenlemeye tabi tutulmuştu. Örneğin, erkek çocuklar genellikle daha çok miras alırken, kız çocukları daha az miras alabilirdi.

Bu belgelerden anlaşıldığı kadarıyla Hititler, malvarlığı, mülkiyet ve miras hukukunu düzenleyen bir hukuk sistemine sahipti. Bu sistem, bireylerin sahip olduğu mal ve mülkleri güvence altına alırken, devletin çıkarlarını ve toplumun ihtiyaçlarını da gözetmektedir. Bu sayede toplumsal düzenin korunması ve adaletin sağlanması amaçlanmıştır.

Hitit İmparatorluğu döneminde, malvarlığı, mülkiyet ve miras hukuku oldukça gelişmişti. Hititler, mülkiyet konusunda oldukça hassastılar ve kutsal kabul ettikleri toprakları korumak için sıkı yasalar uyguluyorlardı.

Hitit yasalarında, mülkün kazanılması ve korunması için çeşitli kurallar bulunuyordu. Özellikle arazi satın almak veya satmak için çeşitli prosedürler vardı ve satın alma işlemleri resmi belgelerle kaydediliyordu. Ayrıca, arazilerin devri sırasında vergi beyannamesi verilmesi de gerekiyordu.

Hititler, malvarlığı ile ilgili yasal düzenlemelerde, herhangi bir şiddet içeren çözüm yerine, tarafsız bir hakimin bulunması için çaba gösteriyorlardı. Bu nedenle, çekişmeli durumlarda arabuluculuk ve hakemlik usulleri uygulanıyordu.

Miras hukuku da Hitit yasalarında önemli bir yere sahipti. Mirasın paylaşımı sadece erkek çocukları arasında değil, kadınlar ve hatta köleler arasında da eşit bir şekilde bölüştürülüyordu. Bu eşitlik ilkesi, Hitit toplumunda birçok kadına mülkiyet sahibi olma hakkı tanıyordu.

Hitit hukuku, mahkeme kayıtları ve yasal metinler de dahil olmak üzere çeşitli yasal belgeler ve metinlerden anlaşılmaktadır. İmparatorluğun çöküşüyle birlikte bu belgelerin bir kısmı kaybolmuş olsa da, günümüze kadar birçok Hitit yasası ve yönetmelikleri ulaşabilmiştir.