Fantastik edebiyatın icadı, binlerce yıllık mitoloji ve efsanelerden gelen fantastik öğelerin, modern edebiyatta kullanılmaya başlanmasıyla gerçekleşti. Antik çağlardan itibaren insanlar, hayal güçlerine dayanan fantastik hikayeler anlatmışlardı. Ancak, fantastik edebiyatın modern anlamda doğuşu, 19. yüzyılda gotik edebiyat akımıyla başladı.
Gotik edebiyatta, karanlık atmosferler, hayaletler, zombiler ve benzeri ürkütücü öğeler kullanılıyordu. Bu akım, adını 1837 yılında yayınlanan Mary Shelley'nin "Frankenstein" adlı romanından aldı ve o dönemde popüler olan vampir hikayeleri ile birleşerek fantastik edebiyatın temellerini oluşturdu.
20. yüzyılda fantastik edebiyat daha da yaygınlaştı ve çeşitlendi. Bilimkurgu, fantezi, korku, macera ve aşk türlerindeki fantastik roman ve öykülerin popülaritesi arttı. J.R.R. Tolkien'in "Yüzüklerin Efendisi" serisi, J.K. Rowling'in "Harry Potter" serisi, George R.R. Martin'in "Buz ve Ateşin Şarkısı" serisi gibi eserler, fantastik edebiyatın önemli örnekleridir.
Bugün fantastik edebiyat, geniş bir okuyucu kitlesine hitap eden ve sinemaya, televizyona ve video oyunlarına da ilham olan bir türdür.
Gotik edebiyatta, karanlık atmosferler, hayaletler, zombiler ve benzeri ürkütücü öğeler kullanılıyordu. Bu akım, adını 1837 yılında yayınlanan Mary Shelley'nin "Frankenstein" adlı romanından aldı ve o dönemde popüler olan vampir hikayeleri ile birleşerek fantastik edebiyatın temellerini oluşturdu.
20. yüzyılda fantastik edebiyat daha da yaygınlaştı ve çeşitlendi. Bilimkurgu, fantezi, korku, macera ve aşk türlerindeki fantastik roman ve öykülerin popülaritesi arttı. J.R.R. Tolkien'in "Yüzüklerin Efendisi" serisi, J.K. Rowling'in "Harry Potter" serisi, George R.R. Martin'in "Buz ve Ateşin Şarkısı" serisi gibi eserler, fantastik edebiyatın önemli örnekleridir.
Bugün fantastik edebiyat, geniş bir okuyucu kitlesine hitap eden ve sinemaya, televizyona ve video oyunlarına da ilham olan bir türdür.