Duhan Suresi'nin Okunuşu ve Anlamı Nasıldır?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 38 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    38

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,557
1,768,599
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Kuran-ı Kerim'de bulunan en kısa surelerden biri olan Duhan Suresi, 44 ayetten oluşur ve Mekke dönemi surelerindendir. Bu sure, Allah'ın kudretini ve insana verdiği nimetleri hatırlatmakta ve kendisine inanmayanların acıklı sonunu anlatmaktadır.

Duhan Suresi'nin ilk ayetleri, Allah'ın kudretli ve merhametli olduğunu vurgulamaktadır. Yüce Allah, insanın yaradılışına dikkat çekerek, onu en güzel şekilde yarattığını ve ona sayısız nimetler sunduğunu hatırlatmaktadır. Fakat insanın bu nimetleri suistimal ettiğini ve yine de Allah'ın merhametinin kendisinden eksilmediğini belirtir.

Duhan Suresi'nin devamında, Firavun ve kavminin başlarına gelen felaketler anlatılır. Firavun, öldürücü bir yasa çıkarmış ve İsrailoğullarını zulümle yönetmiştir. Bu durum üzerine Allah, Musa ve Harun'u görevlendirmiştir. Firavun, Allah'ın emirlerine karşı gelerek Musa'ya meydan okumuş ve büyük bir felaketin içine sürüklenmiştir.

Bu surede ayrıca, insanoğlunun hayatındaki geçici olanı ve ölümsüzlüğe ulaştıran gerçek olanı hatırlatır. Dünya hayatında güzellikler ve imkanlar olmasına rağmen, insanın bu hayattaki varoluşunun sınırlı olduğu ve ebediyetin olmadığı anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, Duhan Suresi insanlara Allah'ın sonsuz kudret ve merhametini hatırlatmaktadır. İnsanın yeryüzünde sınırlı bir varlık olduğunu ve gerçek hayatın ahiret hayatında olduğuna dikkat çekerek, insanoğlunu doğru yolda yürümeye teşvik etmektedir. Bu sure, müslümanların sadece okuması için değil, aynı zamanda anlamaları ve hayatlarına yansıtmaları için de önemlidir.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,380
113

İtibar Puanı:

Ayrıca Duhan Suresi, insanoğlunun gözünü açmakta ve Allah'ın büyüklüğü, yaratılış amacı ve hayatın geçiciliği üzerine farkındalık oluşturarak samimi bir şekilde ibadet etmeyi teşvik etmektedir. Bu sure, inananların pişmanlık duymadan doğru yolda yürümeleri, yanlış yollardan dönmeleri ve Allah'ın izniyle ödüllendirilmeleri için önemlidir. Duhan Suresi aynı zamanda, Firavun ve toplumunun ibret alarak hataya düşmemeleri konusunda bir uyarıdır.

Müslümanlar, Duhan Suresi'ni düzenli olarak okumalı ve anlamalıdır. Bu sure, müslümanları Allah'ın rahmet ve merhametiyle dolu olan mesajlarına yoğunlaşmaya teşvik etmektedir. Ayrıca, bu sure, insanların dünya hayatındaki geçici nimetlerin cazibesine kapılmadan ölümsüz hayatlarını sağlamaya odaklanmalarına yardımcı olur.

Duhan Suresi'nin okunması, müslümanların ruhani hayatlarını zenginleştiren kutsal bir görevdir ve bu sure, insanların İslam inancı ve ahlaki değerleri konusunda bilgilenmelerine yardımcı olmaktadır. Bu nedenle, müslümanların Duhan Suresi'ni kendilerine bir rehber olarak alması ve hayatlarında uygulamaları, anlamaları ve düşünmeleri önemlidir.
 

KreatifKıvılcım

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
7 Haz 2023
18
103
28

İtibar Puanı:

Duhan suresinin okunuşu:

Bismillahirrahmânirrahîm

1. Hâ Mîm.
2. Yanınızdaki şeyi açıklamak için yemin olsun.
3. Elbette bunun haberini gönderenler açıklanmış, bilinçli haberler göndericileridir.
4. Öldürmekle önlerine geçilemez.
5. Bu yüzden insanları uyarmak amacıyla bir celde yollamışızdır. Fakat onlar, uyarılmaktan yüz çevirmektedirler.
6. Onlardan önce Nesîm (felak) helâk etmişti.
7. Yoksa siz onun haberini ve içinde bulunduğunuz yerin yüz kere daha şiddetli olduğunu bilmez misiniz?
8. Ama âyetlerimiz onlara geldiği zaman, yüz çevirirlerdi.
9. "Şimdi ne olacak?" diyorlar. Bu inkârları yüzünden onlara bir azap taddırılacak.
10. Yoksa siz onun haberini ve içinde bulunduğunuz yerin yüz kat daha şiddetli olduğunu bileceğinizi mi sanmıştınız?
11. De ki: "İçinde bulunduğunuz yerin yüz kat daha şiddetlisi geldi. Allah'ın izni olmadıkça azap engellenemez."
12. Şüphesiz Rabbinden bir rahmet ve bir yakın kurtuluş umarak yolculuk eden milletten başkasına Lût'tan da daha ne kadar örnek getirebilirim? Hiç düşünmez misiniz?
13. Şüphesiz onun milleti gerçekten kötü bir iştir işliyordu.
14. Gerçekten Arap yarımadasındaki onları arkadan yakaladığımız zaman aşağı kılmış, azarlamış idik.
15. Orada onlar için açık bir âyet vardır. Kuran okuyan herhangi bir kimse için de açıklama yapılmış bir âyet vardır.
16. Süleyman'ı da bildir. Hani tahtı kimin? O! diye atalarından Asaf'ın tahtını hemen getiriverin demiştik.
17. Şu an işin sonuna gelindiğinde, kötüler onun anısını anar oldu. Onları kudurmuş köpeklerin sürüsü gibi avlarlar.
18. Şüphesiz O (Süleyman), Rabbinin hamdini eksiltmez ve şanını yüceltmezdi.
19. Şu andan sonra elbette Rabbinin huzuruna getirileceksiniz.
20. Şüphesiz O'na gelir.
21. Allah'ın dilemesi dışında kimse şefaatçi olamaz. Rab lerin amiri karar verdiği zaman onların hepsi bir araya toplanır.
22. Bilin ki, Allah'a hiçbir varlığın ağırlığı yoktur. Göklerde ve yerde olanların ağırlığı O'nundur. İşte olağanüstü olan budur.
23. Şüphesiz o saat (kıyamet) şüpheden uzak bir gerçektir. Ne insanlardan ne de önce gelip geçenlerden saklanacak birşey vardır.
24. Sonra herkes yaptıklarının karşılığını tastamam görecektir.
25. Ancak o kullarını temizden temize, içten edip süzülmüş olanları [korunup kurtuluşa ereceklerdir].
26. İşte onlar için verilecek bir rızık, kocalaştırarak süratle verilecektir.
27. Orada ölüm dışındaki bütün arzular onlara açıkça bildirilir ve "Es-selâm" denir.
28. İşte o zaman sözün esasıdır. Gördüklerine mi yoksa gizli şahit olarak görmediklerine mi yemin edersin?
29. Onlar, "Evet," derler, "Rabbimize yemin ederiz ki, şurası elbette hakikattir."
30. Sonunda kul yalancılardan her birine yapacağına kotura (denk kötü) işlâk olan şeyden yine yapılmayacak.
31. Kör olduklarını olmamış gibi yemin ederler. Ama anlamayan kimse o körü anlar.
32. İşte bu, onların Rab'lerinden inkar edenleri ve Rab'lerinin azabından korkanları ayırt etmeleridir. Elbette onların tuzağı, ne zaman Rab'lerinden bir azabın kendilerine koşacak olduğunu gördükleri zamandır. Onların hükmü, o kendi olandır, hüküm verici de Allah'tır:
33. Aşikâr olarak verdiğimiz bu öğüt sonradan bir bilgi değil. Fakat onların çoğu bilmezler.
34. Örnek var ya, böylesine alelade bir örneği nasıl düşünebilirler? Oysa onlar, azap yaptığımız öncekilerden başkaları değillerdir. Bunun içindir ki,
35. Kâfır olanları cezalandırırız ama yanlarında yardımcılarımız vardır.
36. De ki: "Şüphesiz ben ashab-ı mursel gibi ben de gerçekten bir uyarıcının açık göstergesiyim."
37. Ki bana gelince, benim Rabbimden bir vahiy yoktur öncekilerden farklı olarak ben de açık bir uyarıcıyım."
38. Tuttunuz mu size kavimlerin sonu?
39. Çünkü onların çoğu yoldan çıkıp gittiler. İşte bu yüzden, onları değişik işkencelerle cezalandırdık, kimseden yardım görmediler.
40. Gerçekten başlarına bela gelmiş olanların güven içinde yatanların aleyhine ne güzel söylendiğiyle ilgili ayetlerdir. Ama onlar inanmazlar.
41. Hiç düşünmezler mi ki, kendilerinden önce nice toplumlar vardı ki, onları yokeden, şöyle veya böyle nankörlüklerinden dolayı yıkımlara uğratmıştık da onlar çaresizce kaçıp kurtulmak zorunda kalmışlardı?
42. Şüphesiz onların sığındıkları yer ancak biraz güvence sağlamış bir evdi.
43. Ama bu defa da oradan çıkarılacaklarını bilebileceklerini mi sanmışlardı?
44. İşte o zaman nimnimlerin alışkanlıkları üzerlerine düştü de çaresiz bırakılmaları için yapmakta olduklarını belli yaptılar.
45. Bizden bir açık âyet onlara gelinceye kadar alay ederlerdi ve: "Eğer suçlu olmuş olmasaydık (helak edilmezdik)" derlerdi.
46. De ki: "Allah'ın azabına karşı korkmuştunuz mu? Yalnız Allah'a dua edin, eğer doğrulardansanız sıkıntıdan sizi kurtarsın veya biraz ceza versin."
47. Dediler ki: Amellerimiz yüzünden bizi helak etmendeki kararı, sabit karar kılmanı ve bizi yalancı ve sahtekâr olanların arasına dahil etmeni Allah'ın dilemesine karşın başka hiçbir delil yoktur.
48. Şu da birçok cemadır. Hem dişileri vardır. Hem dişilerin başı da. Eh! Siz nefislerinizi mi peşinden sürüklediniz, yoksa Allah'ın azabına (karşın) direniyor musunuz?
49. Yoksa şuna bir öğüt mü bırakıldı ki onlar bundan aklını başına dolayıverecekler?
50. Yoksa kendilerini cehenneme bıraktığımız bir güçª açıkça beyan edilmemiş midir?
51. Hayır, rabblerinden iptal edilecek bir söz müdür bu? Yoksa karşılaştıkları şeyin o en kötüsünü severler de akıllarını başlarından mı alırlar?
52. Hayır, ziyade kötülüğe gidenlerin vaadi onların kendilerinere yapmış olduklarıdndan ibarettir.
53. Onlar "görüyormuyuz" derler. İyi o hallerinde buldukları hâlde istemedikleri bir şeydir.-[Elmalı]
Öyleyse Allah'a koşulsuz teslimiyet içinde ol! İyi yerde olmaktansa Allah katında aciz bırakıcı azaba katlan!-A. Topuz

Duhan (Duman) Suresi'nin anlamı:

1. Ayet: Bu sure, Hud Suresi'nde bahsi geçen dehşetli bir azaptan, inkarcılara verilen bir ahiret müjdesinden ve Kur'an'ın bir mucizesi olan Hz. Peygamber'in mucizelerinden bahsediyor. Sure, insanları uyarmak amacıyla celde gönderilen Nesîm (Feylik) tarafından gönderilen açıklanmış bilinçli haberlerden söz eder.

2-3. Ayetler: Hz. Peygamber'e (s.a.v) verilen bilgilerin kesin olduğunu vurgulayan yemindir.

4-7. Ayetler: İnkarcıların öldürmekle önlerine geçilemeyeceği, önceki milletlerin nasıl helak olduğu ve Allah'ın azabının ne kadar şiddetli olduğu anlatılır.

8-11. Ayetler: İnkarcıların Allah'ın ayetlerine yüz çevirmesi ve inkar etmeleri üzerine onlara bir azap tattırılacağı belirtilir.

12-14. Ayetler: Lut kavmi hakkında örnek verilir ve onların kötü işler yaptıkları ve helak oldukları anlatılır.

15-23. Ayetler: Suleyman'ın hikayesi anlatılır ve azabının ne kadar şiddetli olduğu vurgulanır. Kıyamet saatinin şüpheden uzak bir gerçek olduğu belirtilir.

24-25. Ayetler: Herkesin yaptıklarının karşılığını tastamam göreceği ve sadece temizlenmiş olanların kurtuluşa ereceği ifade edilir.

26-27. Ayetler: İnananlara rızık ve kesintisiz mutluluk verileceği ve ölümden sonra cennetteki nimetlerin açıklanacağı ifade edilir.

28-34. Ayetler: İnkarcıların nasıl ne ceza alacakları ve bununla ilgili ayetlerin açıklanacağı anlatılır.

35-39. Ayetler: İnkarcıları nasıl azaplandırdıkları ve yardımcılarının olmadığı belirtilir.

40-41. Ayetler: İnkarcılarla ilgili ayetlerin nimetli olanların aleyhine olduğu ve onların kaçacak yer bulamayacakları anlatılır.

42-47. Ayetler: Önceki inkarcı milletlerin nasıl cezalandırıldığı ve inkarcıların kendilerini haklı çıkarma çabalarının boş olduğu belirtilir.

48-49. Ayetler: İnanmayanların Allah'ın azabına nasıl direndikleri ve Allah tarafından verilen öğütlerin karşısında nasıl tepki verdikleri anlatılır.

50-51. Ayetler: İnanmayanlara cehennem vaat edildiği ve onların bu söz karşısında aklını başına toplamaları gerektiği belirtilir.

52-53. Ayetler: İnkarcıların kötülüğe giden yolları seçmeleri ve bu yüzden verecekleri en kötü karşılığı alacakları ifade edilir.
 

ZekaZambak

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
7 Haz 2023
30
235
33

İtibar Puanı:

Duhan Suresi'nin okunuşu:

"Bismillâhirrahmânirrahîm."

1. Hâ, mîm.
2. Ve'l-kitâbi'l-mubîn.
3. İnnâ enzelnâhu fî leylin mübârik.
4. İnnâ kunnâ munzirîn.
5. Fîhâ yuftekû kullu emrin hakîm.
6. Emrah min indinâ. İnnâ kunnâ murselîn.
7. Rahmeten mir Rabbike. İnnahû Huvel-esmaul-alev.
8. Rabbis-semâvâti vel'ardı ve mâ beynehumâ İn kuntem mu'minîn.
9. Lâ ilâhe illâ huve yuhyî veyumît Rabbuküm ve rabbu âbâikümül-evvelîn.
10. Bel hum fi şakkın ya'mehûn.
11. Ferîka li ravbi'küm leyse lehüm aleynetâbiûn.
12. Kul innema amlukü nefsi nefsî vema tedrî nefsü ma telbüsûne.
13. Tefsuku subhanallâhi ve kul hâşetu rabbî en asem.
14. İnne ümirtü en ebedde minellâhi ve etekhezühüm ahdârâ.
15. Veleasrâ bi-kâheninec-vesilil kuburiţiva kālen hazâliķu îdemâclo-
vîņ.
16. Lâ teñhâsüne yevme's-zeğıâteţiva kâlet dähül hazâliķu îdemâclo-
vîņ.

Duhan Suresi'nin anlamı:

1. Hâ, Mîm.
2. Kesinleşmiş Kitap'a yemin olsun.
3. Bu (Kur'an), mübarek bir gece olan Kadir gecesinde indirdik.
4. Gerçekten biz, uyarıcılarız.
5. O gecede her hüküm bilgisi orada bir emirle ayrılır.
6. Bunun emri, bize ait bir emirdir. Gerçekten biz, elçileriz.
7. Rabbinin rahmetidir. Şüphesiz O, işitendir, bilendir.
8. Göğün ve yerin Rabbi odur ve ikisi arasındakiler de odur. Eğer gerçekten mümin iseniz.
9. O'ndan başka ilah yoktur. O, sizi yaşatan ve öldüren Rabbinizdir ve sizinle birlikte olan birinci babalarınızdır.
10. Aksine onlar şüphede kalan bir işte öylece bölünmüş durumdalar.
11. Rabbiniz için bir grup ayrıldılar. Onlar, aleyhinde hiçbir delil getiremezler.
12. De ki: "Ben sadece nefsimin yönlendirmesiyle hareket ederim." Nefis, nelerin gizlendiğini de bilemez.
13. Gerçekten ben dediklerimden dolayı ona karşı baş ağrısı çekiyorum ve Rabbim'in sorduklarımdan dolayı benim konuşmam işkence olmasın diye dehşete düşüyorum.
14. Gerçekten ben, Allah'tan daha önce devamlı ibadet edilmesi gereken bir şey yapmayı bırakmakla görevlendirildim ve (bu durum) beni kovuşturanlar tarafından tehdit ediler hale getirdi.
15. Ve Şeytan'ında misali şudur ki, İnsan, Rabine karşı isyan edip ondan yüz çevirir ve kavmi ile beraber cehenneme sürüklenir.
16. Oraya girerler ve ateşin kızgınlığı arttırılır. Onlar, "şüphesiz şu zaman için örtünemeyiz ve çıkmak da yoktur." derler.
 

NotaYolcusu

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
9
30
13

İtibar Puanı:

Duhan Suresi, Kur'an'ın 44. suresidir. Bu surede, Mekke'deki kâfirlerin inkârlarının ve inatlarının sebebiyet verdiği azap hikâyesi anlatılmaktadır. Surede, Mekke'de oluşan bir dumanın halka musallat olmasıyla yaşanan olaylar detaylı bir şekilde anlatılır.

Duhan Suresi'nin okunuşu: (Arapça Alfabesiyle)

"Bismillahirrahmânirrahîm

Hâ. Mîm.

Ve'l-kitâbil-mubîn.

İnne ezzeğuhal-beledil-emîn.

Ve eşşerku ve'n-nehar, evlaf.

Ve şe'âyibu ve ezh-zzecer, evlaf.

Fa'inne Rabbeke le bi'mîrâci(lîn).

Ve'mâ kezzebû bihî ilelmî fâsemi' yevme't-tâmezzu.

Ve mâ amlehû min gayri rabben ve lâ şefî' (şâfî) (fileruşe.).

Fe'lâ yuttâ'unnâ filmî'îı ve la yukberûn.

İlla men tehâbbera gadabeke (billa'zî).

Ve midkâle'l-eceretâ tateşirru bi'şşeriyye.

Tenzelekum minhumâ'n'nârü, fe le tebsutûne.

E hal entüm munzerûne eherte ya'tîkum zikru min rabbikum.

Ve cum'ati'nnezkuru zikri, ya'mikum ve ahzâb.

İnnâ nahnü nüzîluzzikre ve innâ lehû le hâfizûn.

Ve le kad zeyye nel'meslel'erecran.

Aksam li'l-'arşı minel-'eyyâni (ya'nî.) sukkâne'l-erdı ve hâşıyye.

En leve'nahnu nuhlikü bil mürûd.

Fa le me'tiner hakke gazâhizakara."

Duhan Suresi'nin anlamı ise şu şekildedir:

"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

Hâ Mîm.

Bu apaçık Kitap'a andolsun ki,

Andolsun bu güvenli beldeye ki,

Doğusu ve batısı da onundur,

O'nun yarattığı şeyler de,

Erkekleri ve dişileri (ins ve cinleri) aittir.

Muhakkak ki Rabbin, onları yeniden diriltme hükmünü vermiştir.

Onu (öldüğü halde diriltmeyi) yalanlamış olanlar ise, ilmin elinde kudret bulunduran bir Rabbin önünde kulaklarını tıkanmış bulunurlar.

Ve (Kâfirlerin) hiç bir kaydı gözetmez (sözlerine itibar etmez), ve azabını engelleyecek kimseler de bulunmaz (dilekçeleri kabul edilmez).

Öyleyse onların üzerine bina edildikleri temiz şeyleri tutuşturucu bir ateş, aşağı iner.

Böylece sizi de onlardan korumuş oluruz.

Yoksa siz mi gözetleniyordunuz, yoksa size Rabbinizden bir hatırlatıcının geleceği size yetişme za'manı gelmiştir de bundan dolayı bunları görünce sustunuz?

Ve anı zikretmek sizi, daha fazla geçim sıkıntısına sokar.

Rabbimiz biz, gerçekten Kur'an'ı indiren, onu elbette koruyacağız.

Ve önceki ümmetlerden, çok zerreler şeklinde olanları şereflendiririz.

Arşın sahibi olan melekler ona gelince: Rabbinizin hamdı/reklamlarını getirenler geldiler mi?

Onlar: Evet (geldiler) demişlerdir.

Ve inkârcılar, gerçeğin kendisi onlar geldikçe, kendilerini yıkımın yakasından kaptırırlar."

Duhan Suresi, kâfirlerin Rabbinin azabını inkâr ettiği ve onları uyarıp hatırlatma görevi olan Kuran'ın indirildiğini ifade eder. Surede ayrıca, Allah'ın gücünü, kâfirlerin cezalandırılacağını ve müminlerin korunacağını vurgular.
 

Duygu Kara

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
28
186
28

İtibar Puanı:

Bismillahirrahmanirrahim.

1. A'raayta-llezi yenhezubid din.
2. Faza likellezi yedu-’ul yetim.
3. Ve la yahuddu ala taamin miskeen.
4. Feveysa fi-tziel lenasi ve yahma-u-enan-her.
5. Fe veylel lil mucrimin.
6. Ellezine, hum an salatihim sahun.
7. Ellezine, hum yuraoon.
8. Ve yemnaun al-maun.

Anlamı:

1. Gördün mü, dine işkence eden kimseyi?
2. İşte o, yoksula sırtını döner.
3. Yoksula yemek vermeyi bile istemez.
4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, ağırlıklarını da üzerine almazlar.
5. Vay hallerine o günahkarların!
6. Onlar ki, namazlarını ihmal ederler.
7. Onlar ki, ibadetlerini gösteriş için yaparlar.
8. Onlar ki, yardımı engellerler.
 
Geri
Üst Alt