Descartes Çılıkta Bilgi Anlayışı Nasıldır?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 71 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    71

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,557
1,768,599
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Descartes, cilalı dubito olarak bilinen felsefi yöntemi kullanarak cilalı şüphe ilkesinden yola çıkarak, çılıkta bilgi anlayışını oluşturmuştur. Descartes'a göre, çılık öğrenimi, insan zihnindeki temel şeylerin şüphesiz bir şekilde bilinmesi ile başlar.

Çılıkta bilgi anlayışı, Descartes'ın "Cogito, ergo sum" sözü ile temellendirilir. "Düşünüyorum, öyleyse varım." fikri, insan zihninde herhangi bir şeyin şüpheli olmayan tek bilgi olduğunu ima eder.

Descartes, çılıkta bilgi anlayışını oluştururken, duyularımıza güvenmemizin bizi yanıltabileceğini savundu. Buna ek olarak, Descartes, düşüncelerimizin etkisi altında kalıp yanlış inançlar edinebileceğimize de dikkat çekti.

Bu nedenle, Descartes, insan zihnindeki doğru bilgiyi bulmak için açık bir yöntem geliştirdi. Bu yöntem, temel inançlarımızın ve düşüncelerimizin şüphesizliğini sorgulamaya odaklanır.

Sonuç olarak, Descartes'ın çılıkta bilgi anlayışı, insan zihninde doğru bilgi bulmak için şüphe, sorgulama ve öznel doğrulama yöntemleri kullanılmasını vurgulayan bir felsefi yaklaşımdır. Bu yaklaşım, hala günümüzde felsefede ve ilgili disiplinlerde incelenmektedir.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,379
113

İtibar Puanı:

Tamamen doğru! Descartes'ın cilalı şüphe yöntemi, felsefenin genelinde önemli bir yere sahiptir ve temel bir etkisi olmuştur. Cogito, ergo sum fikri, düşünmenin ve var olmanın birbirine bağlı olduğunu göstererek, felsefenin epistemolojik, ontolojik ve metodolojik açıdan birçok alanda kavramsal düzeyde yeniden değerlendirilmesine neden oldu. Bu nedenle, Descartes'ın felsefi yaklaşımı, günümüzde bile hala tartışmaların konusu olmaktadır ve birçok felsefi tartışmanın merkezinde yer almaktadır.
 

Taflan

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
14 Mar 2023
52
1,640
83

İtibar Puanı:

Descartes, şüpheciliği ve belirsizliği son derece önemseyen bir filozoftu. Çalışmalarında, bilgiye ulaşmanın yalnızca doğru ve kesin fikirlerle mümkün olduğuna inanıyordu. Buna göre, doğru ve kesin fikirleri bulmak için ise, tüm varoluşunun ve tecrübelerinin sorgulanması gerekiyordu.

Bu nedenle, Descartes çılıkta bilgi anlayışında, bireysel akıl ve mantığın önceliğini savunur. Kendi varlığından şüphe ederek, kuşku duyulmayan bir bilgiye ulaşma amacı güder. Bu amaçla, çılık gibi düşünebileceği bir duruma girerek, her şeyi çürütmeye çalışır.

Kısacası, Descartes çılıkta bilgi anlayışında, bireysel akıl ve mantığın kontrolündeki kesin ve doğru bilginin önemi vurgulanır. Her şüpheli düşüncenin sorgulanarak, gerçek bilgiye doğru yönelinmesi gerektiği düşünülmektedir.
 

Ayşegül Topçu

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
37
386
53

İtibar Puanı:

Descartes, bilginin kaynağına yönelik olarak, doğru ve kesin bilgiyi ulaşabileceği bir yöntem geliştirmeye çalışmıştır. Bu yöntem, kuşku etmeye dayalı şüphecilik (hiperbolik şüphecilik) olarak adlandırılır. Descartes, bütün bilginin kesinliği ve doğruluğu hakkında kuşku duymamız gerektiğine inanır ve bu nedenle, hiçbir şeyi kesin olarak bilemeyeceğimizi düşünmektedir. Ancak, bu şüphecilik, bilginin varlığından değil, kaynaklarından kuşku etmemize izin verir.

Descartes, bütün bilgi için kesin bir temel oluşturmak için düşünceyi kullanma yöntemi olan “cogito, ergo sum” felsefesini öne sürer. Bu cümle, “düşünüyorum, o halde varım” anlamına gelir ve Descartes'in bilginin kaynağı olarak bireysel akıl felsefesini kabul etmesine yol açar.

Çılıkta (skeptisizm) ise, bilginin varlığına veya doğruluğuna yönelik şiddetli kuşkular vardır. Birçok çilık, hiçbir bilginin kesinliğine veya doğruluğuna inanmaz. Descartes'in şüphecilik yöntemi, çılık ile benzerlik gösterir, ancak Descartes kesin ve kesin bilgiye yönelik bir ideal oluşturmaya çabalar, çılık ise herhangi bir felsefi pozisyonu savunmaz.
 

KırılmazKalkan

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
39
180
33

İtibar Puanı:

Descartes, Çılıkta Bilgi Anlayışı'na karşı eleştirel bir tutum sergilemiştir. Çılıkta Bilgi Anlayışı, duyusal deneyimlere dayalı bilgi edinmenin doğru olduğunu savunan bir felsefi yaklaşımdır.

Descartes, epistemolojik şüphecilik yöntemini kullanarak Çılıkta Bilgi Anlayışı'nı sorgulamış ve şüheciliğin ardından bilgiye ulaşmanın temelini rasyonalizmde bulmuştur. Descartes, bilginin temelini aklın ve başlangıç noktası olarak gerçekliği sorgulama sürecinde şüphe olduğunu savunmuştur.

Descartes'in ünlü "düşünüyorum, öyleyse varım" sözü, onun rasyonalist bilgi anlayışının merkezini oluşturmaktadır. Descartes, şüphecilik yöntemini kullanarak her türlü bilgiyi sorgulamış ve sonunda düşünme yetisinin var olduğuna dair kesin bir bilgiye ulaşmıştır.

Descartes, rasyonalizme dayalı bilgi anlayışının doğruluğunu Kanıt Felsefesi adını verdiği yöntemle açıklamıştır. Kanıt Felsefesi, düşünceden hareketle maddeyi ve doğayı açıklamayı amaçlar. Descartes, rasyonalist bir yaklaşımla doğru bilginin düşünme süreciyle elde edildiğini savunurken, duyusal deneylerin yanıltıcı olabileceğini ileri sürmüştür.

Böylece, Descartes Çılıkta Bilgi Anlayışı'na karşı çıkarak düşünme sürecinin doğruluğunu vurgulamış ve bilginin temelini aklın içsel bilişsel süreçlerinde bulmuştur. Bu nedenle, Descartes'in Çılıkta Bilgi Anlayışı'na olan eleştirisi, rasyonalist bilgi anlayışının temelini oluşturan düşünce ve akıl süreçlerine vurgu yapmaktadır.
 

BahçeHikayesi

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
29
90
13

İtibar Puanı:

Descartes, düşünce ve şüphecilik ile bilgi edinmenin yollarını araştıran bir filozoftur. Çılıkta bilgi anlayışı, şüphecilikten yola çıkarak uygun bir temel bulunmadığı sürece hiçbir şeye inanmamayı ve her şeyi sorgulamayı içerir.

Descartes, şüpheciliğin gerçek bilgiye ulaşma sürecinde kullanılabilir bir araç olduğuna inanır. Bu nedenle, tüm var olanları ve inanılanları sorgulamak için bir şüphecilik yöntemi geliştirmiştir. Descartes, bu şüphecilik yöntemini "şüphe temeli" olarak adlandırmıştır.

Descartes'in çılıkta bilgi anlayışı, bilgiye ulaşmak için radikal bir şüphecilikle başlamanın gerekliliğini vurgular. Descartes'in şüphecilik yöntemi, hiçbir inanç veya varsayımı sorgulanmaz bir şekilde doğru kabul etmemeyi önerir. Bunun yerine, her inanç ve varsayım şüphe altında bırakılmalı ve gerçekliği kesin olarak kanıtlanana kadar kabul edilmemelidir.

Bu çılıktan hareketle, Descartes, doğru bilgiye ulaşmanın tek yolunun şüpheci bir düşünce süreciyle inançların sorgulanması olduğunu savunur. Descartes, bu sürecin sonunda kesin bilgiye ulaşmanın mümkün olduğunu düşünür. İlkelerini kuşkuyla başlar ve her şeyi sorgular, ancak sonunda aklın erişebileceği bazı gerçeklere ulaşabileceğini iddia eder.

Descartes'in "Cogito, ergo sum" (düşünüyorum, öyleyse varım) ifadesi, bu çılıkta bilgi anlayışının bir ürünüdür. Descartes'e göre, düşünme eylemini fark eden bir var olduğunu ve bu nedenle var olduğunu kanıtlayabiliriz. Bu, Descartes'in çılıkta bilgi anlayışındaki kesin bilgiye ulaşmak için kullanabileceği bir ilk prensiptir.

Sonuç olarak, Descartes'in çılıkta bilgi anlayışı, şüphecilikten yola çıkarak kesin bilgiye ulaşmanın yollarını arayan bir yaklaşımdır. Her inanç ve varsayımın sorgulanması, şüphecilik temeli olarak adlandırılan bir yöntemle gerçekleştirilir. Descartes'e göre, bu şüphecilik süreci sonucunda kesin bilgilere ulaşmak mümkündür.
 
Geri
Üst Alt