Depresyonun Nedenleri Nelerdir ve Kimler Risk Altındadır?

Depresyonun nedenleri çok farklı olabilir ve her insanın depresyona girmesine veya risk altında olmasına neden olan benzersiz faktörler olabilir. Ancak, depresyonun bazı genel nedenleri vardır:

- Genetik faktörler: Depresyonun diğer psikolojik bozukluklarla birlikte ortaya çıkma olasılığı genetiktir. Ailede depresyon öyküsü olan kişilerde risk daha yüksektir.

- Beyin kimyası: Beyindeki kimyasal maddelerin dengesi, depresyonun gelişmesi için önemlidir. Serotonin, dopamin ve noradrenalin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği depresyonun nedenleri arasındadır.

- Çevresel faktörler: Stresli bir yaşam tarzı, zorlu yaşam olayları (örneğin, boşanma, iş kaybı veya epizodik olarak devam eden hastalıklar), olumsuz düşünceler, uykusuzluk, ilaçların yan etkileri gibi faktörler depresyonun ortaya çıkmasına neden olabilir.

Risk altındaki insanlar şunları içerebilir:

- Ailede depresyon öyküsü olan kişiler
- Stresli olaylar yaşamış olanlar (örneğin, ayrılık, iş kaybı, maddi zorluklar, sağlık sorunları)
- Önceki depresyon atakları geçirmiş olanlar
- Anksiyete bozukluğu veya başka psikolojik problemleri olanlar
- İlaç veya alkol bağımlılığı olanlar

Depresyonun nedenleri çeşitli faktörlere bağlıdır ve genellikle birden fazla nedenin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkar. Bunlar şunları içerebilir:

- Genetik faktörler: Depresyonun ailesel geçişi olabilir ve bazı genlerin depresyon riskinde önemli bir rol oynayabileceği düşünülmektedir.
- Beyindeki kimyasal dengesizlikler: Serotonin, dopamin ve noradrenalin gibi beyindeki kimyasalların düzensizliği depresyon için bir risk faktörüdür.
- Stresli yaşam olayları: Travmatik yaşam olayları, iş kaybı, ilişki problemleri, kayıp veya hastalık gibi stresli durumlar depresyonun gelişiminde önemli role sahiptir.
- Tıbbi koşullar: Tiroid hastalıkları, hormonal dengesizlikler, kalp hastalığı, kanser, Parkinson hastalığı ve Alzheimer gibi bazı tıbbi koşullar depresyonun gelişimini tetikleyebilir veya riskini artırabilir.
- İlaçlar: Bazı ilaçlar, özellikle kortikosteroidler gibi bazı steroidler, depresyona neden olabilir.

Depresyon riski herkes için farklıdır, ancak bazı insanlar daha yüksek risk altındadır. Bu risk faktörleri şunları içerebilir:

- Kadınlarda daha yaygındır.
- Genç yaştan itibaren depresyon geçmişi olanlar.
- Ailede depresyon öyküsü olanlar.
- Çocuklukta ciddi travmalar yaşayanlar.
- Madde kullanımı veya alkol kullanım bozukluğu ile ilişkili olanlar.

Depresyon, birden fazla sebepten kaynaklanabilir. Bu sebepler kişisel, biyolojik, nörolojik, sosyal ve çevresel faktörleri içerebilir. Bazı yaygın depresyon nedenleri şunlardır:

- Genetik yatkınlık: Aile üyelerinde depresyon öyküsü olan kişilerin, bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir.

- Beyin kimyasındaki dengesizlikler: Serotonin, dopamin, norepinefrin ve noradrenalin gibi beynin kimyasal maddelerinin dengesi, depresyon riskini artırabilir.

- Travmatik yaşantılar: Şiddetli bir kayıp, ayrılık, taciz ya da cinsel istismar gibi travmatik yaşantılar, kişinin depresyona girme ihtimalini artırabilir.

- Madde kullanımı: Alkol, uyuşturucu ve sigara gibi maddeler, depresyon riskini artırabilir.

- Kronik sağlık sorunları: Diyabet, obezite, kanser veya kalp hastalığı gibi kronik sağlık sorunları, kişinin depresyona girmesi riskini artırabilir.

- Sosyal izolasyon: Yalnızlık, sosyal izolasyon veya yakın ilişkilerdeki sorunlar, depresyon riskini artırabilir.

- Stres: Finansal zorluklar, iş kaybı, okulda zorlu bir dönem geçirme, aile içi çatışma gibi stresli durumlar, depresyona girme riskini artırabilir.

Depresyona girebilecek kişiler arasında kadınlar, gençler, ileri yaşlılar veya daha önceden depresyon veya bipolar bozukluk öyküsü olanlar risk altında olabilir. Bununla birlikte, herhangi biri depresyona girebilir ve her birimizin bir noktada bu hastalıkla karşılaşıp karşılaşmama ihtimali vardır.

Depresyonun nedenleri çeşitli faktörlere dayanabilir. Bazı nedenler şunlardır:

- Genetik faktörler: Aile geçmişinde depresyon öyküsü olan kişiler, depresyona yakalanma riski daha yüksektir
- Kimyasal dengesizlikler: Beyindeki nörotransmitterlerdeki (serotonin, noradrenalin, dopamin vb.) dengesizlikler depresyona neden olabilir
- Stres: Yoğun stres altında kalmak, iş kaybı, ilişki sorunları ve finansal sıkıntılar depresyonun nedenleri arasındadır
- Travmalar: Şiddetli bir travma geçirmek, kayıp yaşamak veya ciddi sağlık sorunları ile mücadele etmek depresyonun nedenleri arasında yer alan etkenlerdir
- Hastalıklar ve ilaçlar: Bazı hastalıklar ve ilaçlar (örneğin kanser, kalp hastalıkları, insülin, kortikosteroidler) depresyona sebep olabilir

Bu etkenlere ek olarak, depresyona yakalanma riski yüksek olan bazı gruplar şunlardır:

- Kadınlar: Kadınlar, erkeklere göre depresyona daha yatkındır
- Gençler: Gençlerde depresyon, ergenlik dönemindeki hormonal değişiklikler nedeniyle daha sık görülür
- Yalnız yaşayanlar: Yalnız yaşamak, sosyal izolasyon ve yetersiz sosyal destek depresyonu tetikleyebilir
- Önceden depresyon geçirmiş olanlar: Önceden depresyon geçirmiş kişilerde tekrarlama riski daha yüksektir
- Bağımlılık sorunları olanlar: Bağımlılık sorunları olan kişilerde depresyon görülme sıklığı artar.

Depresyonun nedenleri çeşitli yaşamsal faktörlerin, biyolojik faktörlerin ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olarak ortaya çıkar. Bu faktörler şunları içerebilir:

1. Genetik yatkınlık: Depresyon, ailesinde depresyonu olan bireylerde daha yüksek bir risk taşıyan genetik faktörlerle ilişkilidir.

2. Beyin kimyası: Beyindeki kimyasal dengesizlikler depresyona neden olabilir. Serotonin, norepinefrin ve dopamin gibi beyin kimyasalları, ruh halini, uyku düzenini ve diğer yaşamsal süreçleri etkiler.

3. Stres: Zorlu bir yaşam olayı, iş kaybı, ayrılık, finansal sıkıntılar, sağlık sorunları ve aile içi çatışmalar gibi stres faktörleri depresyon riskini artırabilir.

4. Kişilik özellikleri: Düşük özgüven, pesimist bir düşünce tarzı, endişeli ya da obsesif düşünce ve davranışlar gibi kişilik özellikleri depresyon riskini artırabilir.

5. İlaçlar: Birçok ilaç, depresyona yol açabilecek yan etkilere sahip olabilir. Hormonlar, antidepresanlar, uykuya yardımcı olmak için kullanılan ilaçlar, alkol ve uyuşturucu gibi maddeler depresyonu tetikleyebilir.

Depresyon riski, kadınlar, yaşlılar, gençler, çocuklar, aileden veya yakın çevrede depresyon öyküsü olanlar ve stresli çalışma ortamlarında çalışanlar gibi çeşitli gruplar arasında farklılık gösterir.

Depresyon, birden fazla faktörün etkileşimi sonucunda ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

1. Genetik faktörler: Aile öyküsünde depresyon öyküsü bulunması, depresyon riskini artırabilir. Genetik yatkınlık, hormonal veya kimyasal dengesizliklere yol açabilir.

2. Beyin kimyası dengesi: Beyindeki kimyasal maddeler (noradrenalin, serotonin vb.) depresyonun gelişiminde önemli rol oynar. Bu maddelerin dengesizliği depresyona neden olabilir.

3. Stres: Travmatik olaylar, kayıplar, iş veya aile problemleri depresyon riskini artırabilir. Kronik stres durumları da depresyon gelişimine katkıda bulunabilir.

4. Kişilik özellikleri: Kendine güvensizlik, düşük özgüven, mükemmeliyetçilik gibi bazı kişilik özellikleri depresyon riskini artırabilir.

5. Hastalık veya ilaçlar: Kronik hastalıklar, hormonal değişiklikler veya bazı ilaçlar depresyon riskini artırabilir.

Belirli gruplar, depresyon riski bakımından daha yüksek risk altındadır:

- Kadınlar: Hormonal değişikliklerin etkisiyle, kadınlar erkeklere göre depresyona daha yatkındır. Özellikle regl dönemi, hamilelik, doğum sonrası ve menopoz dönemlerinde risk artar.

- Gençler ve genç yetişkinler: Ergenlik dönemi ve genç yetişkinlikte hormonlar, sosyal baskılar ve kimlik oluşturma süreci depresyona yol açabilir.

- Aile öyküsü olanlar: Ailede depresyon öyküsü bulunan bireyler, genetik yatkınlık nedeniyle depresyon riski altındadır.

- Stresli yaşam koşullarına sahip olanlar: Finansal sorunlar, iş kaybı, aile sorunları gibi stresli yaşam olayları depresyon riskini artırabilir.

- Kronik hastalıklara sahip olanlar: Kronik ağrı, kanser, kalp hastalıkları gibi uzun süreli sağlık sorunları depresyon riskini artırabilir.

- Travmatik olayları yaşamış olanlar: Şiddet, istismar, doğal afetler veya savaş gibi travmatik deneyimler depresyona zemin hazırlayabilir.

Özetlemek gerekirse, depresyonun nedeni karmaşık bir kombinasyondur ve genetik, biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörler bir araya gelerek depresyon riskini artırır. Herkes depresyon riski altında olabilir, ancak belirli gruplar daha yüksek risk altındadır.

Depresyonun nedenleri karmaşık ve çok yönlü olabilir ve her birey için farklı olabilir. Bununla birlikte, aşağıdaki faktörler depresyona katkıda bulunabileceği düşünülmektedir:

1. Genetik yatkınlık: Aile geçmişinde depresyon öyküsü olan bireyler, depresyona yakalanma riski daha yüksektir. Bazı genetik faktörler depresyon gelişiminde rol oynayabilir.

2. Beyin kimyası dengesizlikleri: Beyindeki serotonin, norepinefrin ve dopamin gibi kimyasal düzenleyicilerdeki dengesizlikler, depresyona yol açabilir. Bu kimyasal maddeler, duygudurum ve zevk gibi işlevleri düzenleyen beyin bölgelerinde etkin rol oynar.

3. Stres: Travmatik olaylar, kayıplar, ilişki sorunları, iş stresi gibi yoğun stres yaşayan kişilerde depresyon riski artabilir. İnsanların stresle başa çıkmak için gereken becerilere sahip olmamaları da depresyon riskini artırabilir.

4. Kişilik özellikleri: Bazı kişilik özellikleri, özellikle düşük özgüven, pesimizm, mükemmeliyetçilik veya negatif düşünce kalıpları gibi faktörler depresyona yatkınlığı artırabilir.

5. Hastalık ve sağlık sorunları: Kronik bir hastalık, fiziksel ağrı veya ciddi sağlık sorunları, depresyon riskini artırabilir.

Bunların yanı sıra, cinsiyet, yaş, sosyoekonomik durum, çocukluk dönemi travmaları, aile sorunları gibi pek çok faktör de depresyon riskini etkileyebilir.

Depresyonun nedenleri karmaşık ve birden fazla etkenin birleşimiyle ortaya çıkabilir. Bunlar şunları içerebilir:

1. Genetik faktörler: Ailede depresyon öyküsü bulunan kişilerde depresyon riski daha yüksektir. Genetik yatkınlık, depresyon gelişme riskini artırabilir.

2. Beyin kimyası dengesizlikleri: Beyindeki nörotransmitter adı verilen kimyasal maddelerin dengesinde bozukluklar depresyonun gelişimiyle ilişkilendirilmiştir. Özellikle serotonin, noradrenalin ve dopamin gibi neurotransmitterlerdeki düzensizlikler depresyon riskini artırabilir.

3. Stres: Stresli yaşam olayları, travmalar, kayıplar veya zorlu yaşam koşulları depresyon riskini artırabilir. Kişiler farklı düzeylerde stresle başa çıkabilirler ve bazıları daha hassas olabilir.

4. Çevresel etkenler: Düşük sosyoekonomik statü, istismar, aile veya ilişki sorunları gibi çevresel faktörler de depresyon riskini artırabilir.

5. Kişilik özellikleri: Bazı kişilik özellikleri depresyon gelişme riskini artırabilir. Mükemmeliyetçilik, düşük özsaygı, sürekli endişe duyma gibi özelliklere sahip olmak depresyon riskini artırabilir.

Kimler risk altındadır?

- Daha önce depresyon geçirmiş olanlar, tekrar depresyon geliştirme riski altındadır.
- Ailede depresyon öyküsü olanlar, genetik yatkınlığı nedeniyle depresyon riski taşırlar.
- Travma veya stresli yaşam olaylarına maruz kalmış olanlar, depresyon riski altındadır.
- Kronik sağlık sorunları olanlar (örneğin kanser, diyabet, kalp hastalığı), depresyon riski taşırlar.
- Alkol veya madde bağımlılığı olan kişiler, depresyon riskine daha yatkındır.
- Çocuklukta istismar veya ihmal yaşayanlar, depresyon riski taşırlar.
- Bazı ilaçların yan etkileri depresyon gelişimiyle ilişkilendirilebilir.
- Kadınlar, depresyon riski açısından erkeklere kıyasla daha yüksek risk altındadır. Hormonal değişiklikler ve gebelik gibi kadınlara özgü faktörler bu riski artırabilir.
- İzole olmuş sosyal çevre, yalnızlık ve sosyal destek eksikliği, depresyon riskini artırabilir.
- Çocukken zihinsel veya fiziksel istismara uğrayanlar, depresyon riskine daha yatkındır.

Depresyon, karmaşık bir hastalıktır ve her bireyin risk faktörleri kişisel farklılıklar gösterebilir. Bu nedenle depresyonun nedenleri ve risk faktörleri bireysel duruma göre değişebilir.

Depresyonun nedenleri karmaşık ve çok çeşitlidir. Ancak, genel olarak genetik, biyolojik, çevresel ve psikososyal faktörlerin bir kombinasyonunun depresyon riskini artırabileceği düşünülmektedir.

1. Genetik faktörler: Ailede depresyon öyküsü olan kişilerde depresyon riski daha yüksektir. Genetik yatkınlık, depresyon riskini artırabilir.

2. Biyolojik faktörler: Beyindeki kimyasal dengesizlikler, sinir sistemi veya hormonal değişiklikler gibi biyolojik faktörler depresyon riskini artırabilir. Özellikle serotonin, noradrenalin ve dopamin gibi beyindeki nörotransmitterlerin düşük seviyeleri depresyonla ilişkilendirilmiştir.

3. Çevresel faktörler: Travmatik yaşam olayları, çocuklukta kötü yaşam koşulları, istismar, ihmal, kayıp, aile problemleri, iş stresi, fiziksel veya cinsel saldırı gibi çevresel faktörler depresyon riskini artırabilir.

4. Psikososyal faktörler: Düşük özgüven, düşük sosyal destek, kronik hastalık, madde bağımlılığı, yalnızlık, sosyal izolasyon, işsizlik, maddi zorluklar, kişilik özellikleri gibi psikososyal faktörler depresyon riskini artırabilir.

Risk altında olan kişiler şunlardır:

1. Ailede depresyon öyküsü olanlar
2. Bipolar bozukluğu olanlar
3. Kronik hastalığı olanlar (örneğin, diyabet, kalp hastalığı)
4. Madde bağımlılığı olanlar
5. Travma, istismar veya kayıp yaşamış olanlar
6. Çocuklukta ihmal veya istismar yaşamış olanlar
7. Şiddetli stres yaşayanlar (örneğin savaş, doğal afet)
8. Kötü sosyal destek alanlar
9. İşsiz olanlar veya iş stresine maruz kalanlar
10. Kişilik özellikleri (örneğin, utangaçlık, mükemmeliyetçilik) olanlar

Ancak, herkes depresyona yakalanabilir ve risk altında olan bir kişi depresyona girebilir veya risk altında olmayan bir kişi depresyona girme riski taşımayabilir.

Depresyonun nedenleri çok çeşitlidir ve genellikle farklı faktörlerin bir kombinasyonuyla ilişkilidir. Ancak, depresyonun kesin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Potansiyel nedenler arasında genetik yatkınlık, beyin kimyası dengesizlikleri, çevresel faktörler, travmatik yaşam olayları, çocuklukta yaşanan istismar veya ihmal, hormonal değişiklikler, kronik hastalıklar, bazı ilaçlar ve alkol veya uyuşturucu kullanımı yer alabilir.

Depresyon riski taşıyan bazı faktörler şunlardır:
1. Aile geçmişi: Aile üyelerinde depresyon öyküsü olan insanlar, depresyona yakalanma riski altındadır.
2. Kişilik özellikleri: Özgüven eksikliği, düşük özsaygı, pesimizm, perfeksiyonizm gibi kişilik özellikleri depresyon riskini artırabilir.
3. Travmatik yaşam olayları: Kayıp, boşanma, iş kaybı gibi büyük stres kaynakları depresyon riskini artırabilir.
4. Kronik hastalıklar: Kalp hastalığı, kanser, diyabet gibi kronik sağlık sorunlarıyla yaşamak, depresyon riskini artırabilir.
5. Yaş: Genellikle genç yetişkinlik döneminden başlayarak yaş ilerledikçe depresyon riski artar.
6. Cinsiyet: Kadınlar, erkeklere kıyasla depresyona daha yatkın olabilir.
7. Madde bağımlılığı: Alkol veya uyuşturucu kullanımı depresyon riskini artırabilir.
8. Sosyal izolasyon: Desteksizlik, yalnızlık veya toplumla bağlantı kurma eksikliği depresyon riskini artırabilir.

Bu faktörler her birey için farklı şekillerde etkili olabilir ve bir kişinin depresyona yakalanma riski, birden fazla faktörün birleşimiyle artabilir. Ancak, bir kişinin bu risk faktörlerinden birine sahip olması, otomatik olarak depresyona yakalanacağı anlamına gelmez. Depresyon kompleks bir hastalıktır ve genellikle tedavi ve destek gerektirir.

Depresyonun birden fazla nedeni vardır ve her bireyde farklı olabilir. Genellikle birçok farklı faktör bir araya gelerek depresyonu tetikler. Bunlar şunları içerebilir:

1. Genetik faktörler: Aile geçmişinde depresyon olan bireyler, genetik olarak depresyona yatkın olabilirler. Genetik faktörler depresyon riskini artırabilir.

2. Kimyasal dengesizlikler: Beyindeki kimyasal dengesizlikler, özellikle serotonin, noradrenalin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin eksikliği depresyona yol açabilir.

3. Travma veya stres: Travmatik olaylar, istismar, kayıp, boşanma veya ciddi stres gibi zorlayıcı durumlar depresyona neden olabilir.

4. Kişilik özellikleri: Bazı kişilik özellikleri depresyon riskini artırabilir. Örneğin, düşük özsaygı, mükemmeliyetçilik, düşük özgüven veya pesimistlik gibi özellikler depresyon gelişme riskini artırabilir.

5. Kronik hastalıklar: Kronik hastalıklar, özellikle ağrı, yorgunluk veya engellilik sebebiyle yaşanan zorluklar depresyon riskini artırabilir.

Depresyon riski altında olan kişiler arasında şunlar bulunabilir:

- Aile geçmişinde depresyon veya diğer ruhsal hastalıkları olanlar
- Bireysel psikolojik veya duygusal problemleri olanlar
- Travmatik bir olay yaşamış olanlar
- Çocukluk döneminde istismar veya ihmal yaşamış olanlar
- İşsizlik veya maddi sıkıntı gibi stresli yaşam koşullarında olanlar
- İlaç veya madde kötüye kullanımı olanlar
- Cinsiyet (kadınlar, risk altında olabilir)
- Yaş (gençler ve yaşlılar risk altında olabilir)

Depresyon herkesi etkileyebilir, ancak yukarıda belirtilen faktörlere sahip bireyler, genellikle daha yüksek bir risk altında olabilirler.

Depresyon, birçok faktörden kaynaklanabilen bir hastalıktır ve belirli bir nedeni yoktur. Ancak depresyonu tetikleyen ve riski artıran bazı faktörler bulunmaktadır. Depresyonun oluşmasındaki yaygın nedenler şunlardır:

1. Genetik faktörler: Ailede depresyon öyküsü bulunan bireylerde depresyon riski daha yüksektir. Genler depresyon gelişiminde rol oynayabilir.

2. Beyin kimyası dengesi: Beyindeki serotonin, noradrenalin ve dopamin gibi kimyasallardaki dengesizlikler depresyon riskini artırabilir. Bu kimyasalların eksikliği veya fazlalığı depresyona neden olabilir.

3. Stres: Yüksek stres seviyeleri ve yaşamda karşılaşılan zorluklar depresyonun gelişmesine katkıda bulunabilir. Travmatik olaylar, kayıplar, ilişki sorunları gibi stresli durumlar depresyona yol açabilir.

4. Kişilik özellikleri: Düşük özgüven, negatif düşünce kalıpları, mükemmeliyetçilik gibi kişilik özellikleri depresyon riskini artırabilir.

5. Kronik hastalıklar: Kalp hastalıkları, kanser, diyabet gibi kronik fiziksel hastalıklar depresyon gelişimine zemin hazırlayabilir.

6. İlaçlar veya madde kullanımı: Bazı ilaçlar veya madde kullanımı da depresyon riskini artırabilir. Özellikle bazı antidepresanların kullanımını bırakma dönemlerinde depresyon ortaya çıkabilir.

Depresyon herkesi etkileyebilir ancak bazı kişiler daha yüksek risk altındadır. Depresyon için risk faktörleri şunlardır:

- Ailede depresyon öyküsü
- Kişisel veya ailevi travmatik olaylar
- Şiddetli stres
- İlaç veya madde bağımlılığı öyküsü
- Cinsiyet (kadınlarda depresyon riski erkeklere göre daha yüksektir)
- Yaş (genellikle genç yetişkinler ve orta yaşlı yetişkinlerde daha yaygındır)
- Kronik hastalıklar veya ağrılar
- Isolasyon veya sosyal destek eksikliği
- Düşük ekonomik durum
- Travma veya istismar öyküsü

Bu faktörler bir bireyi depresyon riskine karşı daha savunmasız hale getirebilir, ancak her zaman depresyon gelişeceği anlamına gelmez. Depresyon birçok farklı etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir ve her bireyde farklı nedenlere dayanabilir.

Depresyonun nedenleri karmaşık ve çok çeşitli olabilir. Aşağıda yaygın olarak kabul edilen bazı risk faktörleri bulunmaktadır:

1. Genetik faktörler: Ailede depresyon öyküsü olan kişilerde depresyon riski daha yüksektir. Genler depresyona yatkınlığı etkileyebilir.

2. Biyolojik faktörler: Beyindeki kimyasal dengesizlikler, nörotransmitterlerin eksikliği veya işlev bozukluğu depresyona katkıda bulunabilir.

3. Çevresel faktörler: Travma, kayıp, stres, aile veya ilişki sorunları gibi yaşam olayları depresyon riskini artırabilir.

4. İlaç kullanımı: Bazı ilaçlar, özellikle antidepresanların yanlış kullanımı, depresyon riskini artırabilir.

5. Kişilik özellikleri: Düşük özsaygı, düşük özgüven, mükemmeliyetçilik, aşırı düşünmek ve olumsuz düşünce kalıpları depresyon riskini artırabilir.

6. Cinsiyet: Kadınlar erkeklere göre daha yüksek depresyon riskine sahiptir. Hormonal değişiklikler, adet döngüsü, hamilelik, doğum ve menopoz gibi faktörler bunda rol oynayabilir.

7. Yaş: Her yaşta depresyon görülebilir, ancak genellikle ergenlik, genç yetişkinlik ve orta yaşlarda daha sık görülür.

8. Kronik hastalıklar: Şeker hastalığı, kalp hastalığı, kanser gibi kronik sağlık sorunları olan kişiler depresyon riski altındadır.

9. Madde bağımlılığı: Alkol veya uyuşturucu madde kullanımı, depresyon riskini artırabilir.

10. Başka bir zihinsel bozukluğun varlığı: Anksiyete bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları gibi diğer zihinsel sağlık sorunları depresyon riskini artırabilir.

Ancak, herkes risk altında olmasına rağmen, depresyon herkesi eşit derecede etkilemeyebilir. Kişinin genetik yatkınlığı, çevresel stresorlar ve diğer faktörlerin kombinasyonu, depresyona yönelik riskini belirler.