Deccal ve Mehdi, Deccal Şu anda Nerede Yaşıyor?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 97 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    97

Hz Mehdi

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Nis 2023
1
37
13

İtibar Puanı:

Deccal ve Mehdi, Deccal Şu anda Nerede Yaşıyor?​


Deccal Online Tıklayın Dinleyin🤪


Deccal ve Mehdi, İslam dininde yer alan iki önemli figürdür. Mehdi, İslam dünyasında beklenen bir liderdir ve İslam'ın tekrar yücelmesi için çalışacak bir kişidir. Deccal ise kötü bir figürdür ve son zamanlarda dünyaya gelip insanları şeytani amaçlarına hizmet etmeye zorlayacak bir kişi olarak tasvir edilir.

Ancak, Deccal'in nerede olduğu veya kim olduğu hakkında kesin bir bilgi yoktur. İslam inancına göre, Deccal son zamanlarda dünyaya gelecek ve birçok insanı kendine çekecek bir şeytan gibi davranacaktır. Ancak, Deccal'in kimliği veya nerede olduğu hakkında kesin bir bilgi yoktur ve bu konuda birçok farklı görüş ve teori bulunmaktadır.

Mehdi'nin ise İslam inancına göre geleceği düşünülmektedir. Ancak, onun da kim olduğu ve ne zaman ortaya çıkacağı hakkında kesin bir bilgi yoktur. İslam alimleri, çeşitli hadislerde ve kaynaklarda Mehdi'nin özelliklerini ve ortaya çıkacağı zaman hakkında ipuçları vermiştir, ancak kesin bir tarih veya yer belirtilmemiştir.

Sonuç olarak, Deccal ve Mehdi hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır ve bu konuda farklı görüşler ve teoriler bulunmaktadır. İslam inancına göre, her ikisi de son zamanlarda ortaya çıkacak ve önemli roller oynayacaklar. Ancak, bu konuda spekülasyon yapmak yerine, insanlar daha çok İslam dinini ve öğretilerini anlamaya odaklanmalı ve insanlık için barış, adalet ve sevgi gibi evrensel değerleri uygulamalıdırlar.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,150
673,368
113

İtibar Puanı:

Tamamen doğru. Deccal ve Mehdi hakkında çok sayıda çeşitli teori ve görüş olsa da, İslam'ın öğretileri, tüm insanların barış, sevgi ve adaleti uygulaması gerektiğini vurgular. Bunlar evrensel insan değerleridir ve tüm insanlar tarafından uygulanmalıdır. İslam inancı, insanlık için barış ve huzur sağlamayı hedefler ve bu doğrultuda insanları korumaya ve insan haklarına saygı duymaya teşvik eder. Bu nedenle, insanlar Deccal ve Mehdi gibi konulara takılıp kalmak yerine, hayatlarında adalet ve sevgi için çaba sarf etmeli ve toplum için faydalı olan şeylere odaklanmalıdırlar.
 

Deccal

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Nis 2023
1
36
13

İtibar Puanı:

Tamamen doğru. Deccal ve Mehdi hakkında çok sayıda çeşitli teori ve görüş olsa da, İslam'ın öğretileri, tüm insanların barış, sevgi ve adaleti uygulaması gerektiğini vurgular. Bunlar evrensel insan değerleridir ve tüm insanlar tarafından uygulanmalıdır. İslam inancı, insanlık için barış ve huzur sağlamayı hedefler ve bu doğrultuda insanları korumaya ve insan haklarına saygı duymaya teşvik eder. Bu nedenle, insanlar Deccal ve Mehdi gibi konulara takılıp kalmak yerine, hayatlarında adalet ve sevgi için çaba sarf etmeli ve toplum için faydalı olan şeylere odaklanmalıdırlar.
Deccâl

Yalancı, hilekâr, hakkı bâtıla, iyiyi kötüye karıştıran kimse mânâsına gelen “Deccâl” hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de bir bilgi bulunmamaktadır. Deccâl’in âhir zamanda ortaya çıkacağı, Allah Teâlâ’nın kendisine verdiği birtakım imkân ve kâbiliyetlerle hârikulâde hünerler sergileyeceği ve böylece bazı insanları saptıracak bir yalancı ve sahtekâr olduğunu ise hadîs-i şerîflerden öğrenmekteyiz.

Nevvâs ibn-i Sem’ân -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:

Bir sabah Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz Deccâl’den uzun uzun bahsetti. Sonunda yorulup sesini alçalttı. Sonra tekrar yüksek sesle konuştu. Biz O’nun anlatışına bakarak Deccâl’in Medîne civârındaki hurmalıklara gelip dayandığını zannettik. Tekrar yanına gittiğimiz zaman üzüntümüzü anlayıp:

“–Hayrola, bu ne hâl?” buyurdular.

Biz de:

“–Yâ Rasûlâllah! Sabahleyin Deccâl’den bahsettiniz. Kâh alçak sesle kâh yüksek sesle konuştuğunuz için, biz onun hurmalıklara gelip dayandığını sandık.” dedik.

Bunun üzerine şöyle buyurdular:

“–Sizin adınıza Deccâl’den başka şeylerden daha çok korkuyorum. Şayet Deccâl, ben aranızdayken çıkarsa, onun oyununu bozar, delillerini çürütürüm. Eğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı savunup korumalıdır. Zaten Allah Teâlâ mü’minleri onun kötülüklerinden koruyacaktır.

Deccâl; kıvırcık saçlı, patlak gözlü, (câhiliye devrinde ölen) Abdüluzzâ bin Katan’a benzeyen bir gençtir. Sizden onu gören, Kehf Sûresi’nin baş (ve son) tarafından onar âyet okusun.

O, Şam ile Irak arasındaki bir yerden çıkacak. Sağa-sola, her yana kötülüğünü yayacaktır. Ey Allâh’ın kulları, îmânınızı koruyup direnin!”

“–Yâ Rasûlâllah! Deccâl’in yeryüzünde kalma süresi ne kadardır?” diye sorduk. Şöyle buyurdular:

“–Kırk gündür. Bir günü bir yıl kadar, bir başka günü bir ay kadar, bir diğer günü de bir hafta kadardır; geri kalan günleri ise sizin bildiğiniz günler gibidir.”

Biz yine:

“–Yâ Rasûlâllah! Bir yıl kadar olan günde, kılacağımız bir günlük namaz kâfî gelecek mi?” dedik.

“–Hayır, siz namaz vakitlerini ona göre takdir ve hesap ediniz!” buyurdular.

Biz bu defa:

“–Yâ Rasûlâllah! Onun yeryüzündeki sürati ne kadardır?” diye sorduk. Şöyle buyurdular:

“–Rüzgârın sürüklediği bulut gibi insanların yanından geçer. İlâh olduğunu söyleyerek insanların kendisine îman etmelerini ister, onlar da îman ederler. Göğe yağmur yağdırmasını emreder, yağmur yağar. Yere bitki bitirmesini emreder, otlar, çayırlar biter. İnsanların otlatmaya gönderdikleri hayvanları daha gösterişli, semiz ve sütleri daha bol olarak döner.

Daha sonra başka insanların yanına giderek onları kendine inanmaya davet eder. Fakat onlar kendisine inanmayıp teklifini geri çevirirler. Deccâl de yanlarından ayrılıp gider. Lâkin sabahleyin suları çekilip çayır ve çimenleri kurur, hayvanları da helâk olur.

Deccâl, bir ören yerine uğrayıp; «Definelerini ortaya çıkar!» der. O harâbedeki defineler, arı beyinin peşinden giden arılar gibi Deccâl’in arkasından gider.

Sonra Deccâl, babayiğit bir genci yanına çağırıp onu kılıcıyla ikiye biçer; vücudunun her parçası bir yana düşer. Ardından ona seslenir. Delikanlı gülümseyen bir çehreyle ona doğru gelir.

Deccâl böyle işler yaparken, Allah Teâlâ, Mesîh bin Meryem -aleyhisselâm-’ı gönderir.

Mesîh, boyanmış iki elbise içinde, ellerini iki meleğin kanatları üzerine koyarak Dımaşk’ın doğusundaki Akminare’nin yanına iner. Mesîh, parıldayan yüzüyle başını yere eğince saçlarından terler damlar, başını kaldırınca inci gibi nûrânî damlalar dökülür. Onun nefesini koklayan kâfir derhâl ölür. Nefesi, baktığı yere ânında ulaşır.

Mesîh, Deccâl’in peşine düşer, onu (Kudüs yakınındaki) Bâbülüd’de yakalayıp öldürür. Sonra Îsâ -aleyhisselâm-, Allah Teâlâ’nın kendilerini Deccâl’in şerrinden koruduğu birtakım insanların yanına gelir, onların yüzlerini okşayarak Deccâl fitnesinin sona erdiğini söyler ve kendilerine Cennet’teki yüksek derecelerini haber verir…” (Müslim, Fiten, 110)[23]

***

Şüphesiz Deccâl fitnesi, insanoğlunun yeryüzünde göreceği en büyük fitnedir. Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

“Hazret-i Âdem’in yaratıldığı zamandan kıyâmetin kopacağı âna kadar Deccâl’den daha büyük bir fitne yoktur.” buyurmuşlardır. (Müslim, Fiten 126)[24]

Bu sebeple bütün peygamberler ümmetlerine bu fitneden söz etmiş ve onları îkaz buyurmuşlardır.[25] Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de Deccâl’in fitnesinden Allâh’a sığınmış, dolayısıyla bizim de ondan Cenâb-ı Hakk’a sığınmamızı tavsiye etmiştir.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, büyük Deccâl’den önce “ümmetinden otuz kadar yalancı Deccâl” çıkacağını, bunların kendilerini peygamber olarak tanıtıp “Ben Allâh’ın elçisiyim” diyeceklerini haber vermiştir.[26] Gerçekten de tarih boyunca, anlatılan cinsten nice yalancılar çıkmış, Allah Teâlâ onların hepsini kahreylemiştir. Büyük Deccâl de şüphesiz aynı âkıbete uğrayacak, rezil ve zelil olacaktır.

***

Rib’î bin Hırâş şöyle anlatır:

Ebû Mes’ûd el-Ensârî -radıyallâhu anh- ile birlikte Huzeyfe ibn-i Yemân’ın yanına gittim. Ebû Mes’ûd ona:

“–Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’den Deccâl hakkında duyduklarını söyleyebilir misin!” dedi. Huzeyfe -radıyallâhu anh- da şunları söyledi:

“Deccâl, yanında bir su ve bir de ateş olduğu hâlde ortaya çıkacak. Bazılarının onun yanında gördüğü su, gerçekte su olmayıp yakıcı ateştir. Bazılarının onun yanında gördüğü ateş de gerçekte ateş olmayıp, soğuk ve tatlı bir sudur. Sizden Deccâl’e kim yetişirse, ateş olarak gördüğü tarafta bulunsun. Zira o, tatlı, içimi güzel bir sudur.” (Buhârî, Enbiyâ 50, Fiten 26; Müslim, Fiten 105, 108)

Sahîh-i Müslim’de geçen bir rivâyete göre Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

“Ben Deccâl’in yanında ne bulunduğunu iyi bilirim. Onun beraberinde iki nehir vardır. Biri beyaz su gibi görünür, diğeri yanan ateş gibi. Bir kimse Deccâl’e yetişirse, ateş şeklinde gördüğü nehre gelip gözünü yumsun. Sonra başını eğerek ondan içsin. Çünkü o soğuk sudur.” buyurmuştur.

Daha başka rivâyetlerde, “Deccâl’in yanında Cennet ve Cehennem’e benzer iki şey bulunduğu, onun Cennet dediği şeyin ateş, yani Cehennem olduğu” da belirtilmektedir. (Bkz. Müslim, Fiten, 109)

Nemrûd’un dağ gibi ateşini İbrahim -aleyhisselâm-’a gül bahçesi yapan Allah Teâlâ, Deccâl’e kanmayan, onun oyununa gelmeyen îmanlı kişilere bu sahtekârın sözde ateşini, tatlı ve serin bir su yapacaktır. Onun ateşi, mü’minlere hiçbir zarar veremeyecektir.

Muhtemelen Deccâl, insanları sağlam bir imtihandan geçirmesi, gerçek mü’minle öyle olmayanı birbirinden ayırması için, kendisine büyük imkânlar verilmiş büyük bir fitnecidir. Mü’minler Deccâl’i yalanlamalı; yanındaki ateş gibi, Cehennem gibi görünen şeyden korkmamalıdır. Zira o, aslında ateş değil rahmettir; Cehennem değil, Cennet’tir.[27]

***

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Mekke ile Medîne dışında, Deccâl’in ayak basmadığı bir yer kalmaz. Mekke ile Medîne’nin bütün yollarında saf tutmuş melekler bu iki şehri korur. Deccâl; kumlu, çorak bir yere iner. Ardından Medîne üç defa sarsılır; Allah Teâlâ orada bulunan kâfir ve münâfıkları dışarı çıkarır.” (Müslim, Fiten, 123)[28]

Deccâl’in yeryüzünde Mekke ile Medîne dışındaki bütün yerleşim bölgelerini dolaşacağını, dolayısıyla herkesin onunla çetin bir imtihana tâbî tutulacağını bu hadîs-i şerîf açıkça beyan etmektedir. Allah Teâlâ iki harem bölgesini, yani Mekke-i Mükerreme ile Medîne-i Münevvere’yi ve dolayısıyla orayı terk etmeyen samimî müslümanları Deccâl’den koruyacaktır.

***

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“İsfahan yahudîlerinden taylasanlı yetmiş bin kişi Deccâl’in ardından gider.” (Müslim, Fiten, 124)

Deccâl’e inanan ve ona değer verenler arasında yahudîler en önde yer alacaklardır. Deccâl, yeryüzünün her yerini dolaşacağı gibi, İsfahan’a da gidecektir. İsfahan yahudîlerinden taylasanlı yetmiş bin kişi ona arka çıkacaktır.

***

Bir gün Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, içinde Ümmü Şerîk’in de bulunduğu bir mecliste Deccâl’den söz ederek;

“İnsanlar Deccâl’den kaçıp dağlara sığınırlar.” buyurmuşlardı. Yiğit İslâm mücâhidlerinin Deccâl karşısında tutunamayıp kaçmaları Ümmü Şerîk’i hem üzmüş hem de meraklandırmıştı. Bu sebeple:

“–Yâ Rasûlâllah! O gün Araplar nerede olacak?” diye sordu.

Allâh’ın Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Onlar o gün pek azdır.” buyurmak sûretiyle Deccâl’in karşısında duramayacaklarını, onun şerrinden ve fitnesinden kaçıp kurtulmaya çalışacaklarını ifâde ettiler. (Müslim, Fiten, 125)[29]

***

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Yedi şey gelmeden evvel, sâlih ameller işlemekte acele ediniz! Yoksa siz gerçekten;

(İbadeti, helâl ve haram hudutlarını) unutturan fakirlik,
Azdıran zenginlik,
(Her şeyi) bozup perişan eden hastalık,
Aklı ve idrâki zaafa uğratarak saçma-sapan konuşturan ihtiyarlık,
Ansızın geliveren ölüm,
Gelmesi beklenen şeylerin en şerlisi Deccâl ve,
Kıyâmetten başka bir şey mi beklediğinizi sanıyorsunuz?
Kıyâmet ise, belâsı en müthiş ve en acı olandır.” (Tirmizî, Zühd, 3/2306)

***

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle anlatmışlardır:

“Deccâl ortaya çıkınca, mü’minlerden biri onun bulunduğu tarafa doğru gider. Deccâl’in silâhlı adamları onun önüne çıkarak:

«–Nereye gitmek istiyorsun?» diye sorarlar.

«–Şu ortaya çıkan adamın yanına!» der.

Deccâlin adamları:

«–Sen bizim Rabbimize inanmıyor musun?» diye sorarlar.

O da:

«–Bizim Rabbimiz’in gizli bir yanı yok ki O’nu bırakıp başkasına inanalım.» der.

Deccâl’in bazı adamları:

«–Öldürün şunu!» derler.

Bir kısmı ise:

«–Tanrınız, haberi olmadan bir kimseyi öldürmeyi yasaklamadı mı!» derler ve o mü’mini Deccâl’in yanına götürürler. O mü’min Deccâl’i görünce diğer mü’minlere:

«–Ey mü’minler! Bu adam Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in kendisinden bahsettiği Deccâl’dir!» diye seslenir.

O zaman Deccâl adamlarına:

«–Bunu iyice bir dövün!» der.

Onu dövmek üzere tutarlar. Deccâl tekrar:

«–Yakalayın şunu, yarın kafasını!» der.

Sırtına ve karnına vurarak onu dayaktan geçirirler. Bu defa Deccâl:

«–Bana îmân etmiyor musun?» diye sorar.

O mü’min:

«–Sen yalancı Mesîh’sin» der.[30]

Deccâl’in emri üzerine onu testereyle baştan aşağı ikiye biçerler. Deccâl o zâtın ikiye bölünen cesedinin arasından yürüyüp geçtikten sonra ona:

«–Ayağa kalk!» der. O da doğrulup kalkar.

Deccâl tekrar:

«–Bana îmân ediyor musun?» diye sorar. O ise:

«–Senin hakkındaki kanaatim iyice pekişti.» dedikten sonra halka dönerek:

«–Ey insanlar! O benden sonra artık kimseyi öldürüp diriltemez!» der.

Deccâl onu kesmek için yakalar. Fakat Allah Teâlâ o mü’minin boynundan köprücük kemiğine kadar olan kısmı bakır hâline dönüştürür. Bu sebeple Deccâl ona bir şey yapamaz. Bunun üzerine Deccâl onu ellerinden ve ayaklarından tutup fırlatır. Halk onu Cehennem’e attığını zanneder. Hâlbuki o Cennet’e atılmıştır.”

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, sözlerini şöyle tamamladılar:

“İşte bu mü’min, Âlemlerin Rabbi’ne göre insanların en büyük şehîdidir.” (Müslim, Fiten, 113)[31]

Deccâl’in mâhiyetini, onun hile ve düzenbazlıklarını çok iyi bilen bu mü’minin, Hızır -aleyhisselâm- olduğunu söyleyenler olmuştur.

Deccâl’in silâhlı adamlarının yanında Deccâl’e meydan okuyan bu şuurlu mü’minin; “Bizim Rabbimiz’in gizli bir yanı yok ki O’nu bırakıp başkasına inanalım!” demesi, mü’minlerin Cenâb-ı Hakk’ı bütün sıfatlarıyla tanıdıklarını, O’nun varlığından, birliğinden ve kudretinden aslâ şüphe etmediklerini, O’nun kusursuz ve mükemmel olduğuna îman ettiklerini ifâde içindir.

Bu durum, fitneler ve mânevî tehlikeler karşısında gönüllerin “mârifetullâh” ile feyizlenmesinin ne kadar mühim olduğunu ortaya koymaktadır. Îman ve irfânıyla Deccâl’in karşısında yiğitçe dik duran o mü’minin hâli, âhir zaman fitneleri ve kıyâmet alâmetlerine dâir Kur’ân ve Sünnet bilgisinin bir mü’mine ne kadar faydalı ve lüzumlu olduğunu da açıkça ortaya koymaktadır.

Bu hadîs-i şerîf, Deccâl belâsının ortaya çıktıktan bir müddet sonra tamamen biteceğini göstermektedir. Dolayısıyla bu fitneyle imtihan edilecek mü’minlerin vazifesi; îmanlarına daha sıkı sarılarak aslâ gevşememek ve korkuya kapılmadan Deccâl’e karşı îman cesaretiyle direnmektir.
 

Vaziyet

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
14 Ocak 2020
26
5,947
78

İtibar Puanı:

Deccâl’in Vasıfları
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Bütün peygamberler, ümmetlerini yalancı ve kör Deccâl’in tehlikesine karşı uyarmışlardır. Şunu bilin ki, onun bir gözü kördür; ama sizin azîz ve celîl olan Rabbiniz tek gözlü değildir.

Deccâl’in iki gözünün arasına kâfir (ke-fe-re) diye yazılmıştır.” (Buhârî, Fiten 26, Tevhîd 17; Müslim, Fiten 101, 102)[32]

“…Onun bu gözü, üzüm salkımından dışarı fırlamış üzüm tanesi gibidir.” (Buhârî, Fiten 26, Tevhîd 17; Müslim, Îmân, 274)[33]

Bu ve benzeri hadîs-i şerîflerde bildirildiği üzere Deccâl’in bazı vasıflarını şöyle hulâsa edebiliriz:

* Deccâl’in iki gözü de sakattır. Sağ gözü, üzüm salkımından dışarı fırlamış üzüm tanesi gibi patlaktır. Sol gözü ise tamamen siliktir, ışığı sönmüştür, görmez.

Deccâl’in mü’minler tarafından rahatlıkla görülebilecek, tanınabilecek ve hatırlanabilecek vasıflara sahip olarak yaratılması, Cenâb-ı Hakk’ın müstesnâ bir lûtfudur. Fakat o çetin imtihanla karşılaştığında bu ilâhî lûtfun gereğini yerine getirebilmek, sarsılmaz bir îmâna sahip olan samimî mü’minlerin kârıdır.

* Deccâl’in iki gözünün arasına, onun yalancılığını göstermek üzere, “kâfir” veya “ke-fe-re” diye yazılmıştır. Her mü’min, Arapça okumayı bilmese bile, kalbine doğacak bir ilham ile bu yazıyı anlayıp sezecektir. İlâhî rahmetten nasîbi olmayanlar ise okuma bilseler dahî bu yazıyı göremeyeceklerdir.

* Deccâl’in yanında, kendilerini imtihan ettiği kişilere mükâfat ve cezâ olarak vereceği Cennet ve Cehennem’e benzeyen bir şey vardır. Fakat o yalancının Cennet dediği şey aslında Cehennem’dir. Yani Deccâl’in Cennet dediği yere giren kimse, ona inanmış, oyununa kanmış olduğu için görünüşte Cennet’e, fakat gerçekte Cehennem’e girmiş olacaktır. Ona karşı çıktığı için Deccâl’in Cehennem’ine atılan kimse de aslında Cennet’e girmeyi hak etmiş olacaktır.

* Deccâl’in saçı kıvırcık olup yaşı da oldukça gençtir.

* İri cüsseli, fakat kısa boyludur.[34]

* Deccâl doğu tarafından, muhtemelen Horasan veya İsfahan’dan yahut Şam ile Irak arasında bir yerden çıkacaktır.[35]

* Allah Teâlâ, Mekke ile Medîne’yi meleklerle koruyacağı için Deccâl bu iki mübârek beldeye giremeyecektir.

* Deccâl, kendisinden önce çıkacak olan otuz kadar yalancı deccâl gibi önce; “Ben Allâh’ın elçisiyim.” diyecek,[36] sonra da ilâh olduğunu söyleyecektir.

* Deccâl, zuhûr ettiği zamanda yaşayanlar için ağır bir “îman imtihanı” olacağından, ona, yağmur yağdırma, yeşillikleri kurutma, yer altından defineleri çıkarma gibi büyük imkânlar verilecektir. Deccâl’e verilen bu fevkalâde güçler, îmânı zayıf kimseler için büyük bir tehlike teşkil edecektir.

* Deccâl, yahudî asıllı biri olduğu için,[37] kendisine en çok ilgi gösterip destek verecek olanlar da yahudîler olacaktır.

* Deccâl sadece bir kişiyi testereyle kesip ikiye biçecek, sonra onu diriltecek, buna rağmen o mü’min kendisinin bir yalancı ve Deccâl olduğunu yüzüne haykıracak, bu hâdiseden sonra da Deccâl artık kimseyi öldürüp diriltemeyecektir.

* Deccâl’i Hazret-i Îsâ -aleyhisselâm- öldürecek ve bu büyük fitneye son verecektir.

Deccâl’den Korunmak İçin
Deccâl fitnesinden Cenâb-ı Hakk’a sığınmak, Peygamber Efendimiz’in ümmetine yaptığı mühim bir tavsiyedir. Nitekim, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

“Biriniz teşehhüdü bitirdikten sonra şu duâyı okuyarak dört şeyden Allâh’a sığınsın:

“Allâh’ım! Cehennem azâbından, kabir azâbından, hayatın ve ölümün iptilâlarından ve Deccâl fitnesinin şerrinden Sana sığınırım!” (Müslim, Mesâcid, 128)

***

Ayrıca Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz;

“Kehf Sûresi’nin baş tarafından on âyet ezberleyen kimse Deccâl’den korunur.” buyurmuştur. (Müslim, Müsâfirîn, 257; Ebû Dâvûd, Melâhim, 14)

Yine kaynaklarda, Kehf Sûresi’nin sonundan on âyet okumanın tavsiye edildiği de kaydedilmektedir. Bu sûrenin baş tarafındaki ilk on âyette Cenâb-ı Hakk’ın zâtını ve sıfatlarını bilmekten söz edilmekte ve O’nun Ashâb-ı Kehf’i zâlim Dakyanus’un şerrinden koruduğu anlatılmaktadır. Muhtemelen bu alâka sebebiyle, Deccâl’i görenlerin, bu sûrenin ilk on âyetini okumaları tavsiye edilmiştir.[38]

***

Hadîs-i şerîfte Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in;

“Sizin adınıza Deccâl’den başka şeylerden daha çok korkuyorum...”[39] buyurmuş olması, esasen îmânı kuvvetli kimseler için Deccâl’in büyük bir tehlike teşkil etmeyeceğine işaret etmektedir.

Şu hâlde Deccâl fitnesinden korunabilmek için takvâ ehli bir müslüman olmak, ilmiyle amel eden ihlâslı âlimler yetiştirmek, Kur’ân ve Sünnet istikâmetinde bir hayat yaşamak lâzımdır. Zira ancak böyle kimseler, Cenâb-ı Hakk’ın lûtuf ve ihsânı ile Deccâl denen hilekârın karşısında yer alacaklar, ona mağlûp olmayacaklar ve neticede Cennet’i hak edeceklerdir.

Şüphesiz ki Deccâl’i tanımanın en şaşmaz ölçüsü “Kitap ve Sünnet”tir. Dînî bir iddia ile ortaya çıkan insanları dâimâ bu iki ölçüyle mîzân etmek gerekir.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in;

“…Eğer Deccâl ben aranızdan ayrıldıktan sonra çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı savunup korumalıdır...”[40] buyurması da, her müslümanın dînini iyi bir şekilde öğrenmesi gerektiğini göstermektedir. İslâm’ı iyice öğrenip yaşadıkları takdirde, Deccâl’in büyüğü de küçükleri de müslümanları aldatamayacaktır.
 

Kefeştatayyuş

Emektar Üye
Platin Üye
Kayıtlı Kullanıcı
2 Ağu 2019
26
7,166
78

İtibar Puanı:

İslam inancına göre, Deccal son zamanlarda dünyaya gelecek kötü bir figürdür ve insanları şeytani amaçlarına hizmet etmeye zorlayacak bir kişidir. Deccal'in vasıfları hakkında çeşitli hadisler ve kaynaklar bulunmaktadır. Bu vasıflar arasında şunlar yer almaktadır:
  1. Kör bir gözü vardır veya gözünde bir perde vardır.
  2. Deccal'in kafasında Yahudi veya İbrani bir kelime olan "kafir" yazılıdır.
  3. Deccal'in ellerinde "kafir" veya "kafirlerin efendisi" yazılıdır.
  4. Deccal, insanları şeytani amaçlarına hizmet etmeye zorlamak için büyük bir güce sahip olacak ve bu gücü kullanarak mucizeler gösterebilecektir.
  5. Deccal, birçok insanı kendine çekecek ve onları yanıltacak bir şekilde konuşacaktır.
  6. Deccal'in etrafında uçan bir arı sürüsü veya böcek sürüsü olacaktır.
  7. Deccal, Hz. İsa'nın yaklaşan gelişini inkar edecek ve onu öldürmeye çalışacaktır.
Bu vasıfların hepsi kesin bir şekilde belirtilmemiş olsa da, İslam inancına göre Deccal'in kötü bir figür olduğu ve son zamanlarda dünyaya geleceği düşünülmektedir. Ancak, bu konuda farklı görüşler ve teoriler bulunmaktadır ve kesin bir bilgi yoktur. İslam dinine göre, insanlar daha çok İslam dinini ve öğretilerini anlamaya odaklanmalı ve insanlık için barış, adalet ve sevgi gibi evrensel değerleri uygulamalıdırlar.
 

Berca

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
14 Mar 2023
167
5,345
93

İtibar Puanı:

Deccal ve Mehdi, İslami inancın bir parçası olarak kabul edilen kişilerdir. Deccal, İslam'da son zamanlarda ortaya çıkacak ve insanları sapkınlığa sürükleyecek bir kişilik olarak tanımlanırken, Mehdi ise İslam inancına göre son dönemde ortaya çıkacak olan adaletli bir liderdir. Ancak, her ikisi de şu anda dünyada herhangi bir yerde yaşamamaktadır çünkü İslami inançlara göre bu kişiler son zamanlarda ortaya çıkacaklardır. Bu nedenle, Deccal ve Mehdi'nin şu an nerede yaşadığına dair bir bilgi yoktur.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Vaha

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
14 Mar 2023
51
1,543
83

İtibar Puanı:

Deccal konusu İslam inancına dair bir inanış olduğu için, gerçek anlamda bir kişinin yaşadığı yer veya zaman belirtilmemiştir. Bu nedenle Deccal'in nerede yaşadığına dair bir bilgi yoktur. Aynı şekilde, İslam inancına göre gelecekte ortaya çıkacak olan Mehdi'nin de nerede yaşayacağına dair kesin bir bilgi yoktur.
 

Deborahdum

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Eyl 2020
18
1,463
78

İtibar Puanı:

Deccal ve Mehdi konusunda farklı inançlar ve teoriler bulunmaktadır. Çoğu İslam inanışına göre, Deccal gelecekte ortaya çıkacak ve Dabbe adı verilen bir canavarla birlikte Dünya'yı ele geçirecektir. Mehdi ise İslam inanışına göre gelecekte çıkacak ve insanlığı adaletle yönetecektir. Bu nedenle, Deccal ve Mehdi'nin nerede yaşadıkları konusunda bir cevap vermek mümkün değildir çünkü henüz gelecekte meydana gelecek olaylardır.
 

Feyza

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
31 Ocak 2023
25
1,628
78

İtibar Puanı:

Deccal ve Mehdi İslam inancına göre birer kisvedir. Deccal kötülüğü temsil ederken, Mehdi ise adaleti ve iyiliği temsil eder. Dolayısıyla, Deccal'in bir yerde yaşamadığı düşünülür. Bunun yerine, Deccal, insanların kalplerindeki kötülüklerle ve dünyadaki zorluklarla bağlantılı olarak var olur. Mehdi ise, İslam inancına göre, gelecekte ortaya çıkacak ve dünya üzerinde adaleti sağlayacak özel bir kişidir. Ancak Mehdi'nin şu anda nerede olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur.
 

Gece

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
14 Mar 2023
42
1,227
83

İtibar Puanı:

Deccal veya Mehdi gibi kavramlar, İslam inancında yer alan ve gelecekte ortaya çıkacak kişilerdir. Bu nedenle, bu kişilerin nerede yaşadığı hakkında kesin bir bilgi yoktur. İslam inancına göre, Deccal ve Mehdi'nin ortaya çıkış yerleri ve yaşamları Allah'ın takdir ettiği şekilde gerçekleşecektir. Bu nedenle, insanların Deccal ve Mehdi'nin yaşadığı yere dair spekülasyonlar yapması doğru değildir.
 

dvrzenere

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
12 Ağu 2022
28
802
78

İtibar Puanı:

Deccal, İslam dinine göre son zamanlarda dünya üzerinde ortaya çıkacak bir figürdür ve henüz belirli bir yerde yaşamamaktadır. İnanışa göre, Deccal ortaya çıktığında, dünya üzerinde sürdürdüğü faaliyetlerle birçok insanı etkileyecek ve son zamanlarda meydana gelecek büyük olayların baş aktörü olacaktır. Mehdi ise İslam inancına göre son dönemde dünya üzerinde ortaya çıkacak ve insanları adaletli bir düzene kavuşturacak bir liderdir. Mehdi'nin nerede yaşadığına dair belirli bir bilgi bulunmamaktadır; ancak inanışa göre, onun ortaya çıkışı büyük bir olaya işaret edecektir.
 

LemuelskyPe

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
29 Tem 2022
33
958
83

İtibar Puanı:

Deccal ve Mehdi kavramları İslam dinindeki inanışlardır ve bu inanışlara göre Deccal henüz doğmamıştır, doğduğunda nerede yaşayacağına dair bir bilginin bulunmadığına inanılır. Mehdi ise İslam inanışına göre gelecekte gelecektir ve nerede yaşayacağına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle, Deccal ve Mehdi'nin nerede yaşayacaklarına dair kesin bilgiler yoktur.
 

Thomasautog

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
30 Ocak 2023
20
578
78

İtibar Puanı:

Deccal ve Mehdi inancı İslam dininde yer alan bir inançtır. Bu konu hakkında birçok farklı yorum ve tartışma olduğundan, Deccal ve Mehdi’nin nerede yaşadıkları hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak bazı kaynaklara göre, Mehdi'nin ortaya çıkacağı yerler olarak Mekke veya Medine adı geçerken; Deccal ise, birçok rivayete göre, Ortadoğu bölgesinde yaşıyor olabileceği düşünülmektedir.
 

Dennisstubs

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Ara 2022
14
397
48

İtibar Puanı:

Deccal ve Mehdi, İslam inancına göre henüz dünyaya gelmemiş kişilerdir. Dolayısıyla şu anda herhangi bir yerde yaşamamaktadırlar. İslam inancına göre, Deccal son zamanlarda ortaya çıkacak bir kötü adamdır. Mehdi ise adil bir lider olarak ortaya çıkacak ve dünya barışını sağlayacaktır. Ancak, bu olaylar kesin bir zaman dilimi ile belirtilmemiş ve geleceği Allah bilir diyerek belirtilmiştir.
 

Öner

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
14 Mar 2023
59
1,706
83

İtibar Puanı:

Deccal, İslam inancına göre henüz ortaya çıkmamış bir figürdür ve gelecekte ortaya çıkacağına inanılır. Mehdi ise İslam inancına göre ortaya çıkacak kurtarıcı figürdür ve henüz ortaya çıkmamıştır. Dolayısıyla, ne Deccal ne de Mehdi şu anda nerede yaşamaktadır.
 

Barış Kaya

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
30
276
53

İtibar Puanı:

Deccal ve Mehdi, İslam inancına göre gelecekte ortaya çıkacak olan kimselerdir. Deccal, kötü ve sapkın bir liderdir ve dünya üzerinde fitne ve fesat yayacaktır. Mehdi ise doğru yolu gösterecek bir liderdir.

Ancak Deccal ve Mehdi'nin şu anda nerede yaşadığına dair bir bilgi mevcut değildir, çünkü bu kişilerin gelecekte ortaya çıkacağına inanılmaktadır. Dolayısıyla, Deccal ve Mehdi'nin nerede olduğu veya ne zaman ortaya çıkacaklarına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu konu, İslam inancında doğaüstü bir olay olarak kabul edilmektedir.
 
Geri
Üst Alt