Dadaizm, I. Dünya Savaşı sonrasında, 1916 yılında Zürih'te ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Dadaizm, savaşın yol açtığı travmalar ve toplumun bozulan değerlerine tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu akım, geleneksel sanat anlayışını radikal bir şekilde reddetmiş ve mevcut toplumsal kurumları, politikaları ve normları eleştirmiştir.
Dadaistler, sanat eserlerini anlamsız, rastgele ve mantıksız olarak üretmek amacıyla her türlü tekniği kullanmışlardır. Dil, edebiyat, resim, heykel, dans, tiyatro gibi farklı sanat alanlarında faaliyet göstermişlerdir. Dadaistler, eserlerinde alışılagelmişin dışına çıkarak, absürd, ironik, şok edici ve provokatif bir dil kullanmışlardır.
Dadaizm, Zürih'teki Cabaret Voltaire adlı mekanın sanatçılar tarafından kurulmasıyla başlamıştır. Daha sonra Berlin, Köln ve Paris gibi Avrupa'nın diğer şehirlerine yayılmıştır. Kurt Schwitters, Marcel Duchamp, Hannah Höch, Man Ray ve Tristan Tzara gibi önemli dadaist sanatçılar bu akımın önde gelen temsilcileridir.
Dadaizm, postmodern sanatın öncüsü olarak kabul edilmiş ve sanatta özgürlük, anlamsızlık, rastlantısal üretim gibi kavramları gündeme getirmiştir. Aynı zamanda, düşünce özgürlüğü, politik eleştiri, anti-militarizm gibi konuları da vurgulayarak sosyal ve politik bir misyon üstlenmiştir.