Budist felsefesinde tanrı anlayışı, diğer dinlerdeki gibi tek bir kutsal varlık şeklinde değil, daha çok evrensel bir kuvvet olarak kabul edilir.
Budizmde, insanların zihnindeki kavramlar ve egoistik düşünceler, acı ve sıkıntılara yol açan şeylerdir. Burada tanrıların bir etkisi veya gücü yoktur. Bu sebeple, Budistler Tanrı'nın bir yaratıcı olmadığını savunurlar.
Bu felsefede, Buda’nın bir öğretmen olarak ortaya çıkması, insanların kendi kendilerini aydınlatması gerektiğini bildirir. Diğer yaratıklarla birlikte var olan karmik enerjiler ve uyarlama yasaları ile evrenin kendisinde bir düzen mevcuttur.
Budistler kendilerine ve çevrelerine karşı bir empati geliştirirler. Buda'nın öğretilerini takiben, insanlardaki acılı düşünceleri gidermek ve olumlu bir bakış açısı geliştirerek Mutlu bir Yaşam Sürdürmek temellendirilmiştir.
Özet olarak, Budist felsefesinde tanrı kavramı, evrensel bir gücün birleşimidir ve yaratıcılık özelliği yoktur. Budistler, insanların kendi kendilerini aydınlatmaları ve olumlu bir zihniyet takımları ile mutlu bir yaşam sürdürmeleri gerektiğine inanırlar.
Budizmde, insanların zihnindeki kavramlar ve egoistik düşünceler, acı ve sıkıntılara yol açan şeylerdir. Burada tanrıların bir etkisi veya gücü yoktur. Bu sebeple, Budistler Tanrı'nın bir yaratıcı olmadığını savunurlar.
Bu felsefede, Buda’nın bir öğretmen olarak ortaya çıkması, insanların kendi kendilerini aydınlatması gerektiğini bildirir. Diğer yaratıklarla birlikte var olan karmik enerjiler ve uyarlama yasaları ile evrenin kendisinde bir düzen mevcuttur.
Budistler kendilerine ve çevrelerine karşı bir empati geliştirirler. Buda'nın öğretilerini takiben, insanlardaki acılı düşünceleri gidermek ve olumlu bir bakış açısı geliştirerek Mutlu bir Yaşam Sürdürmek temellendirilmiştir.
Özet olarak, Budist felsefesinde tanrı kavramı, evrensel bir gücün birleşimidir ve yaratıcılık özelliği yoktur. Budistler, insanların kendi kendilerini aydınlatmaları ve olumlu bir zihniyet takımları ile mutlu bir yaşam sürdürmeleri gerektiğine inanırlar.