Animasyon kelimesi, Latince kökenli "anima" kelimesinden gelmektedir ve canlılık, ruh ve can anlamına gelir. Animasyon, hareket eden çizimlerin veya modellerin kullanılarak oluşturulan sanat dalıdır. İlk animasyon tekniklerinin tarihine baktığımızda, karikatür dergilerinde ve diğer basılı materyallerde kullanılan hareketli çizimlerin 19. yüzyılda ortaya çıktığını görüyoruz. Ancak, gerçek animasyonun doğuşu, sinema endüstrisinin gelişimiyle mümkün olmuştur.
Sinema hayatına atılan ilk adımlar, 1890'larda Fransa'da gerçekleştirilmiştir. İlk sinematografik filmler, Edward Muybridge'in fotoğrafta hareketi yakalamak için çektiği görüntülerin ardışık olarak yayınlanmasıyla oluşturulmuştur. Bu tekniğe "stop-motion" adı verilir. Ardından, 1900'lü yılların başlarında, Fransız sinemacı Emile Cohl, kalemle çizilen çizimlerin animasyonunu üretmiştir. Bu çalışmalarına özel bir ad vermedi, ancak o dönemde bu tekniklerde kullanılan animasyonlara "Phantasmagoria" denirdi.
Amerikalı bir film yapımcısı olan Winsor McCay, 1920'lere kadar phantasmagoria animasyonlarının gelişimine öncülük etti. McCay, Little Nemo adlı çizgi romanı ve Gertie the Dinosaur adlı animasyon filmini yarattı. Bu film, ilk kez, bir kurgu karakterini gerçek bir karakter olarak hayata geçiren animasyon oldu. Bu, animasyonun bir sanat formu olarak kabul edildiği dönüm noktasıydı.
1930'larda, Walt Disney'in çığır açan filmi Snow White and the Seven Dwarfs, animasyon alanında sıçrama noktası oldu. Bu film, dünya genelinde gişe rekorları kırdı ve Disney, animasyonun öncüsü haline geldi. Disney Stüdyoları, 1930'lardan 1980'lere kadar, birçok ikonik animasyon filmi üretti. Bu süre zarfında, animasyonun teknolojik gelişimi hızla ivme kazandı. Computer Graphics Imagery (CGI) teknolojisi popülerlik kazandı ve 21. yüzyılda, animasyon filmleri, gerçek dünya filmlerine kıyasla çok daha rekabetçi rakamlar gösterdi.
Son zamanlarda, CGI teknolojisi sayesinde, 3 boyutlu animasyon filmleri ve 2 boyutlu animasyon filmlerinin birbirlerine benzer hale gelmesi de gerçekleşti. Özellikle Disney, Pixar, DreamWorks ve Studio Ghibli gibi stüdyolar, animasyon filmlerinin sınır tanımadığını gösteren filmlere imza attılar.
Sonuç olarak, animasyon, sinema tarihinin başlangıcından bu yana büyük bir yol kat etti ve günümüzde hala büyük ilgi görüyor. Teknolojik gelişmeler sayesinde, animasyon sanatçıları, yapımcıları ve yönetmenleri, filmlerinde neredeyse her şeyi hayal edebiliyorlar ve gerçekleştirme şansı buluyorlar. Animasyon, sinemadaki görsel anlatımın evrimi için önemli bir yere sahiptir ve gelecekte animasyonun, film endüstrisinde daha da büyük bir öneme sahip olacağından şüphe yoktur.
Sinema hayatına atılan ilk adımlar, 1890'larda Fransa'da gerçekleştirilmiştir. İlk sinematografik filmler, Edward Muybridge'in fotoğrafta hareketi yakalamak için çektiği görüntülerin ardışık olarak yayınlanmasıyla oluşturulmuştur. Bu tekniğe "stop-motion" adı verilir. Ardından, 1900'lü yılların başlarında, Fransız sinemacı Emile Cohl, kalemle çizilen çizimlerin animasyonunu üretmiştir. Bu çalışmalarına özel bir ad vermedi, ancak o dönemde bu tekniklerde kullanılan animasyonlara "Phantasmagoria" denirdi.
Amerikalı bir film yapımcısı olan Winsor McCay, 1920'lere kadar phantasmagoria animasyonlarının gelişimine öncülük etti. McCay, Little Nemo adlı çizgi romanı ve Gertie the Dinosaur adlı animasyon filmini yarattı. Bu film, ilk kez, bir kurgu karakterini gerçek bir karakter olarak hayata geçiren animasyon oldu. Bu, animasyonun bir sanat formu olarak kabul edildiği dönüm noktasıydı.
1930'larda, Walt Disney'in çığır açan filmi Snow White and the Seven Dwarfs, animasyon alanında sıçrama noktası oldu. Bu film, dünya genelinde gişe rekorları kırdı ve Disney, animasyonun öncüsü haline geldi. Disney Stüdyoları, 1930'lardan 1980'lere kadar, birçok ikonik animasyon filmi üretti. Bu süre zarfında, animasyonun teknolojik gelişimi hızla ivme kazandı. Computer Graphics Imagery (CGI) teknolojisi popülerlik kazandı ve 21. yüzyılda, animasyon filmleri, gerçek dünya filmlerine kıyasla çok daha rekabetçi rakamlar gösterdi.
Son zamanlarda, CGI teknolojisi sayesinde, 3 boyutlu animasyon filmleri ve 2 boyutlu animasyon filmlerinin birbirlerine benzer hale gelmesi de gerçekleşti. Özellikle Disney, Pixar, DreamWorks ve Studio Ghibli gibi stüdyolar, animasyon filmlerinin sınır tanımadığını gösteren filmlere imza attılar.
Sonuç olarak, animasyon, sinema tarihinin başlangıcından bu yana büyük bir yol kat etti ve günümüzde hala büyük ilgi görüyor. Teknolojik gelişmeler sayesinde, animasyon sanatçıları, yapımcıları ve yönetmenleri, filmlerinde neredeyse her şeyi hayal edebiliyorlar ve gerçekleştirme şansı buluyorlar. Animasyon, sinemadaki görsel anlatımın evrimi için önemli bir yere sahiptir ve gelecekte animasyonun, film endüstrisinde daha da büyük bir öneme sahip olacağından şüphe yoktur.