Maniheizm, Hristiyanlık, Zerdüştlük ve Budizm gibi farklı dinlerin etkisini taşıyan bir din olarak kabul edilir. İlk olarak Pers İmparatorluğu'nda doğmuştur ve daha sonra Orta Asya'da, Çin'de ve Roma İmparatorluğu'nun birçok bölgesinde yayılmıştır.
Maniheizm'in etkili olduğu bu dönemde, Pers İmparatorluğu'nun zirvesinde olduğu ve Roma İmparatorluğu'nun da Doğu bölgelerine doğru yayıldığı bir dönemdi. Maniheistler, karmaşık bir kozmolojiye sahip oldukları için genellikle entelektüel takipçileri tercih ederlerdi.
Maniheizm, "iyi" ve "kötü" arasındaki mücadeleye dayanan dualistik bir inanıştır. Tanrısal bir gücün evreni yönettiğine inanırlar ve bu gücün "ışık" ve "karanlık" olmak üzere iki kutbu vardır. İyilik ile kötülük arasındaki mücadelenin amacı, ışığın nihai zaferidir.
İslam'ın yükselişiyle birlikte, Maniheizm giderek azaldı. İslam, Pers İmparatorluğu'nun büyük bir kısmını ele geçirdi ve bu da Maniheistlerin bölgedeki güçlerini kaybetmelerine neden oldu. Ayrıca, Hristiyanlık ve Zerdüştlük gibi diğer dinler de Maniheistlere rakip oldu ve takipçilerinin sayısını azalttı. Maniheizm'in nihayetinde yok olmaya yüz tutan bir din olarak kabul edilir.