Virginia Woolf, İngiliz yazar ve feministtir. 25 Ocak 1882'de Londra'da doğdu ve 28 Mart 1941'de İngiltere'nin Sussex bölgesindeki bir nehre gönüllü olarak atlayarak yaşamına son verdi.
Woolf, terapötik değeri olan yazma faaliyetine bir genç kızken başladı. Babası Sir Leslie Stephen, edebiyat eleştirmeni ve bir grup yazarın oluşturduğu Bloomsbury Çemberi'nin (Bloomsbury Group) üyesiydi. Bu grubun diğer üyeleri arasında yazarlar E.M. Forster ve Lytton Strachey de yer alıyordu.
Woolf, ilk romanı The Voyage Out’u (1915) yayımladıktan sonra edebi kariyerine hızlı bir şekilde devam etti ve Mrs. Dalloway (1925) ve To the Lighthouse (1927) gibi en iyi eserlerini üretti. Eserleri arasında modern düşünce, kadın konuları ve deneyimsel yazım teknikleri üzerine önemli katkılarda bulundu.
Woolf, aynı zamanda bir feministtir ve kadın haklarına ve eşitliğine adanmış birçok eser kaleme almıştır. Bunların arasında A Room of One's Own (1929) en önemlisidir. Bu kitapta kadın yazarların karşılaştığı sosyal ve ekonomik engellere dikkat çeker.
Woolf, depresyon ve zihinsel bozukluğa eğilimliydi ve hayatının son dönemlerinde kötüleşen bir sinir hastalığı ile mücadele etti. 59 yaşındaki Woolf'un intiharında, yaşadığı bunalım ve zihinsel rahatsızlığın etkili olduğu düşünülmektedir.
Onun çalışmaları, edebiyat tarihinde modernist hareketin bir parçası olarak kabul edilmiştir. Woolf, modern edebiyatın en önemli yazarlarından biridir ve çalışmaları edebiyat dünyasında hala çok etkilidir.
Woolf, terapötik değeri olan yazma faaliyetine bir genç kızken başladı. Babası Sir Leslie Stephen, edebiyat eleştirmeni ve bir grup yazarın oluşturduğu Bloomsbury Çemberi'nin (Bloomsbury Group) üyesiydi. Bu grubun diğer üyeleri arasında yazarlar E.M. Forster ve Lytton Strachey de yer alıyordu.
Woolf, ilk romanı The Voyage Out’u (1915) yayımladıktan sonra edebi kariyerine hızlı bir şekilde devam etti ve Mrs. Dalloway (1925) ve To the Lighthouse (1927) gibi en iyi eserlerini üretti. Eserleri arasında modern düşünce, kadın konuları ve deneyimsel yazım teknikleri üzerine önemli katkılarda bulundu.
Woolf, aynı zamanda bir feministtir ve kadın haklarına ve eşitliğine adanmış birçok eser kaleme almıştır. Bunların arasında A Room of One's Own (1929) en önemlisidir. Bu kitapta kadın yazarların karşılaştığı sosyal ve ekonomik engellere dikkat çeker.
Woolf, depresyon ve zihinsel bozukluğa eğilimliydi ve hayatının son dönemlerinde kötüleşen bir sinir hastalığı ile mücadele etti. 59 yaşındaki Woolf'un intiharında, yaşadığı bunalım ve zihinsel rahatsızlığın etkili olduğu düşünülmektedir.
Onun çalışmaları, edebiyat tarihinde modernist hareketin bir parçası olarak kabul edilmiştir. Woolf, modern edebiyatın en önemli yazarlarından biridir ve çalışmaları edebiyat dünyasında hala çok etkilidir.