Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), insanlık suçları, savaş suçları ve soykırım gibi ciddi suçları yargılamak amacıyla kurulmuş bir uluslararası adalet mekanizmasıdır. UCM'nin kuruluşu, geçmişteki korkunç suçları mağdurlarına adaletin sağlanması amacıyla gerçekleştirilen bir çabanın sonucudur.
UCM'nin kuruluşu, II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan Nazi Almanyası'nın işlediği soykırımlar ve savaş suçlarından dolayı dünya kamuoyunda bir adalet arayışının artmasıyla başladı. Birçok uluslararası toplum ve hükümet, bu tür suçların cezasız kalmaması için bir mekanizmanın oluşturulması gerekliliğine inanıyordu.
Bu düşünceyle, 1998 yılında Roma'da düzenlenen bir konferansta, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kuruluşunu öngören Roma Statüsü kabul edildi. 1998 yılında 120'den fazla ülkenin temsilci ve hukukçuları bu konferansa katılarak Roma Statüsü'nün üzerinde anlaşmaya vardılar. Bu statü, UCM'nin faaliyetlerini düzenleyen ve suçları ve cezalarını tanımlayan bir belge olarak hizmet etmektedir.
Roma Statüsü'nün yürürlüğe girmesi için ise en az 60 ülkenin onayının gerektiği belirlendi. Bu şartın yerine getirilmesinin ardından, 1 Temmuz 2002'de Uluslararası Ceza Mahkemesi resmen faaliyete geçti.
UCM'nin kuruluş amacı, ciddi suçların cezasız kalmamasını sağlamak ve bu suçların mağdurlarına adaleti temin etmektir. Mahkeme, soykırım, insanlığa karşı işlenen suçlar, savaş suçları ve saldırı suçlarını yargılama yetkisine sahiptir.
Uluslararası Ceza Mahkemesi hakimleri, UCM'nin bağımsızlığı ve tarafsızlığını korumak için seçilen bağımsız ve tarafsız kişilerdir. Mahkemenin yargı yetkisi altında olan bir kişi, yerel mahkemelerde yargılanabilir ancak UCM, bu tür suçlarla ilgili olarak bir ülkenin yargı yetkisini devralabilir.
UCM'nin kuruluşu, insanlığa karşı işlenen suçlara gerçekten de adalet getirmiştir. Bu mekanizma, korkunç suçlar işleyenlerin hesap vermesini sağlamış ve mağdurların haklarını korumaya yardımcı olmuştur. UCM'nin kuruluşu, uluslararası hukukun gelişimi ve insan haklarının korunması açısından önemli bir adımdır.
UCM'nin kuruluşu, II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan Nazi Almanyası'nın işlediği soykırımlar ve savaş suçlarından dolayı dünya kamuoyunda bir adalet arayışının artmasıyla başladı. Birçok uluslararası toplum ve hükümet, bu tür suçların cezasız kalmaması için bir mekanizmanın oluşturulması gerekliliğine inanıyordu.
Bu düşünceyle, 1998 yılında Roma'da düzenlenen bir konferansta, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kuruluşunu öngören Roma Statüsü kabul edildi. 1998 yılında 120'den fazla ülkenin temsilci ve hukukçuları bu konferansa katılarak Roma Statüsü'nün üzerinde anlaşmaya vardılar. Bu statü, UCM'nin faaliyetlerini düzenleyen ve suçları ve cezalarını tanımlayan bir belge olarak hizmet etmektedir.
Roma Statüsü'nün yürürlüğe girmesi için ise en az 60 ülkenin onayının gerektiği belirlendi. Bu şartın yerine getirilmesinin ardından, 1 Temmuz 2002'de Uluslararası Ceza Mahkemesi resmen faaliyete geçti.
UCM'nin kuruluş amacı, ciddi suçların cezasız kalmamasını sağlamak ve bu suçların mağdurlarına adaleti temin etmektir. Mahkeme, soykırım, insanlığa karşı işlenen suçlar, savaş suçları ve saldırı suçlarını yargılama yetkisine sahiptir.
Uluslararası Ceza Mahkemesi hakimleri, UCM'nin bağımsızlığı ve tarafsızlığını korumak için seçilen bağımsız ve tarafsız kişilerdir. Mahkemenin yargı yetkisi altında olan bir kişi, yerel mahkemelerde yargılanabilir ancak UCM, bu tür suçlarla ilgili olarak bir ülkenin yargı yetkisini devralabilir.
UCM'nin kuruluşu, insanlığa karşı işlenen suçlara gerçekten de adalet getirmiştir. Bu mekanizma, korkunç suçlar işleyenlerin hesap vermesini sağlamış ve mağdurların haklarını korumaya yardımcı olmuştur. UCM'nin kuruluşu, uluslararası hukukun gelişimi ve insan haklarının korunması açısından önemli bir adımdır.