İnsan Suresi'nin Türkçe Meali ve Anlamı Nedir?

İnsan Suresi'nin Türkçe Meali​

1. İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi?

2. Şüphesiz biz, insanı karmaşık bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bu yüzden onu işitir ve görür kıldık.

3. Şüphesiz biz ona yolu gösterdik. İster şükredici olsun, ister nankör.

4. Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, bukağılar ve alevli bir ateş hazırladık.

5. Şüphesiz iyiler, kâfur katılmış bir içecekten içerler.

6. Bu, Allah’ın kullarının içtiği ve istedikleri yere akıttıkları bir kaynaktır.

7. Onlar, adaklarını yerine getirirler ve fenalığı yaygın olan bir günden korkarlar.

8. Onlar, sevdikleri yiyeceği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.

9. “Biz sizi ancak Allah rızası için doyuruyoruz. Sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz.”

10. “Doğrusu biz, asık suratlı ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız.”

11. Allah da onları, o günün fenalığından korur ve onlara parlaklık ve sevinç verir.

12. Sabretmelerine karşılık onlara cennet ve ipekle mükâfat verir.

13. Onlar orada koltuklara yaslanırlar, orada ne güneş görürler ne de dondurucu bir soğuk.

14. (Cennet ağaçlarının) gölgeleri üzerlerine sarkmış ve (meyveleri) devşirilmesi kolaylaştırılmıştır.

15. Etraflarında, gümüşten kaplar ve kupalar dolaştırılır.

16. Gümüşten kupalar ki, onları belli bir ölçüyle ayarlamışlardır.

17. Onlara orada bir kâseden içirilir ki, karışımında zencefil vardır.

18. Bu, orada Selsebil adı verilen bir kaynaktır.

19. Etraflarında ölümsüz gençler dolaşır. Onları gördüğünde, saçılmış inci sanırsın.

20. Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.

21. Üzerlerinde ince ipekten ve kalın atlastan yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirir.

22. Şüphesiz bu, size bir mükâfattır. Çalışmalarınız şükranla karşılanmıştır.

23. Şüphesiz biz, sana Kur’an’ı parça parça indirdik.

24. Öyleyse Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan hiçbir günahkâra veya nanköre itaat etme.

25. Rabbinin adını sabah-akşam an.

26. Gecenin bir kısmında O’na secde et ve geceleyin uzun bir süre O’nu tesbih et.

27. Şüphesiz onlar, çabuk geçen dünya hayatını seviyorlar ve arkalarındaki çetin bir günü ihmal ediyorlar.

28. Biz onları yarattık ve eklemlerini kuvvetlendirdik. Dilediğimizde yerlerine benzerlerini getiririz.

29. Şüphesiz bu, bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.

30. Ama Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

31. Dilediğini rahmetine dâhil eder. Zalimlere ise, elem dolu bir azap hazırlamıştır.

İnsan Suresi'nin Anlamı​

İnsan Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 76. suresi olup 31 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiştir. Sure, insanın yaratılışı, sorumlulukları ve ahiret hayatındaki karşılıkları hakkında önemli mesajlar içerir.

Ana Temalar ve Mesajlar:

1. İnsanın Yaratılışı ve Sınanması:
   • İnsan Suresi, insanın yaratılışının Allah tarafından gerçekleştirildiğini ve insanın dünya hayatında çeşitli sınavlarla karşılaşacağını belirtir. İnsan, hem işitme hem de görme yetileriyle donatılmıştır ve bu yetiler, doğruyu bulma ve şükretme sorumluluğunu beraberinde getirir.
2. Seçim Özgürlüğü:
   • İnsanlara, şükredici veya nankör olma konusunda seçim özgürlüğü verilmiştir. Bu, insanların kendi iradeleriyle doğru yolu seçmelerinin önemini vurgular.
3. İyilerin Karşılığı:
   • İyilik yapan ve Allah rızası için fedakârlıkta bulunanların ahirette büyük nimetlerle ödüllendirileceği belirtilir. Bu, cennet nimetleri ve huzur dolu bir yaşam olarak tasvir edilir.
4. Cennet Tasviri:
   • Cennetteki nimetler ve huzur dolu yaşam detaylı bir şekilde tasvir edilir. Orada güneşin yakıcı sıcağı veya dondurucu soğuk yoktur. İnce ipekten elbiseler ve gümüş bileziklerle süslenmiş, her türlü nimetin bulunduğu bir ortam vardır.
5. Dünya ve Ahiret Dengesi:
   • İnsanların dünya hayatını tercih edip ahireti ihmal etmemeleri gerektiği vurgulanır. Dünya hayatı geçici olup, ahiret hayatı ebedidir ve daha önemlidir.
6. Allah’ın Kudreti:
   • Allah’ın yaratma gücüne vurgu yapılır. İnsanlar üzerinde dilediği gibi tasarruf edebileceği ve onların yerlerine benzerlerini getirebileceği belirtilir.
7. Öğüt ve Hatırlatma:
   • Sure, insanlara bir öğüt ve hatırlatma niteliğindedir. Allah, dileyenleri rahmetine dâhil ederken, zalimler için acı verici bir azap hazırlamıştır.

Sonuç:

İnsan Suresi, insanın yaratılışını ve dünya hayatındaki sorumluluklarını hatırlatarak, doğru yolu seçmenin önemini vurgular. Cennet ve cehennem arasındaki farklar belirtilerek, insanların ahiret hayatını unutmadan, dünya hayatında nasıl yaşamaları gerektiği öğütlenir. Sure, Allah’a olan inanç ve bağlılığın önemini dile getirirken, insanları dünya ve ahiret dengesini kurmaya davet eder.

İnsan Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 76. suresidir ve 31 ayetten oluşur. Bu sure, insanın doğasını, yaratılışını ve Allah'a karşı sorumluluğunu anlatır. İçerdiği mesajlar insanların hayatını anlamlandırmalarına yardımcı olur ve onları Allah'a yakınlaştırır.

Sure, insanın yaratılışındaki mucizevi detaylara dikkat çekerek başlıyor. İnsanın yaratılışında bütün ayetlerde olduğu gibi Allah'ın sonsuz gücü ve şefkati görülebiliyor. İnsan Suresi'nde, insanın Allah tarafından yaratılışının bir mucize olduğu vurgulanmakta ve insanın kendisindeki bu mucizeyi fark etmesi istenmektedir.

Ardından surede, insanın yaratılışındaki büyük amaç olan Allah'a ibadet ederek Allah'a yakınlık kazanmanın üzerinde durulur. Allah'a yaklaşmanın yolu ise sadaka vermek, namaz kılmak ve diğer ibadetler sayesinde yapılabilmektedir. Bu konuda İnsan Suresi'nde şöyle bir ayet yer almaktadır: "Kendi varlıklarından bir şeyler infak ederler, geceleyin secde ederler." (76/26).

Ayrıca, İnsan Suresi, insanların dünya hayatından ibaret olan yaşamlarını etkisi altına aldığına dair uyarılar içerir. Surede yer alan şu ayet bu konuda çok net bir şekilde ifade edilir: "İnsan, hayatı boyunca döne döne işlediklerinin meyvesini toplayacaktır." (76/2).

Ve son olarak, İnsan Suresi, insanın ölümünün ardından cennet ya da cehennemin sonsuz yaşamı arasında bir tercih yapacağı konusunda uyarır. İnsan, Allah'a yakınlaştıkça ve O'na samimi bir şekilde ibadet ettiğinde cenneti hak eder. Ancak Allah'a isyan edenler cehennemi hak eder. Bu konuda İnsan Suresinde şöyle yer alır: "Şüphesiz biz ona, (zeki olanlara) hidayet ettik, ya şükredenlerdensiniz, ya da nankörlerdensiniz." (76/3).

İnsan Suresi, insanın yaratılışındaki büyük amaçları özetleyen bir ayetler topluluğudur. İnsanın Allah'ın mucizevi yaratılışında derinlemesine düşünmesi ve dünya hayatında Allah'a yaklaşmak için çaba göstermesi mesajı verilir. İnsan, İnsan Suresi'ndeki ayetlerden ilham alarak hayatında anlam arayabilir ve Allah'a daha yakınlaşarak cenneti hak edebilir.

Ek olarak, İnsan Suresi, Kur'an-ı Kerim'deki diğer sûreler gibi insanların hayatına rehberlik etmeyi hedefleyen bir mesaj içerir. Anlamını anlamak ve uygulamak, insanlar için bir şereftir ve hayatlarını daha anlamlı kılmak adına önemlidir. İnsan Suresi, insanların yaratılışının, insana bahşedilen akıl ve düşünme yeteneklerinin bir mucize olduğunu hatırlatır. Bu süre aynı zamanda insanların yaptıkları davranışların sonunda hayatlarından sorumlu olacaklarını ve ahiretteki karşılıklarının belirlendiğini gösterir. Uygun bir şekilde yaşamak, Allah'a ibadet etmek ve iyi davranışlar sergilemek, insanların cenneti kazanmalarına yardımcı olacaktır. İnsan Suresi de bu mesajı hatırlatır ve insanların dinlerinde daha güçlü bir bağlılık geliştirmelerine yardımcı olabilir.

İnsan Suresi, Kuran-ı Kerim'in 76. suresidir ve 31 ayetten oluşur. Sure, insanın yaratılışından ve hayatındaki sorumluluklarından bahseder. Aynı zamanda insanın dünya ve ahiret hayatına dair öğütler içerir.

Sure, insanın yaratılışındaki üstünlüğüne vurgu yapar ve insanın dünya hayatındaki nimetlerinin kaynağı olan Allah'ın yüceliğini anlatır. İnsanın hayatındaki sorumluluklarından bahsedilirken, insanın dünya hayatında yaptıklarının ahirette hesaba çekileceği vurgulanır.

Sure ayrıca Allah'a sadık kalmayı ve insana yapılması gereken hayırlı işleri yapmayı vurgular. İnsanların birbirleri ile iletişimi, zengin ve fakir arasındaki ilişkiler de ele alınır.

İnsan Suresi'nin Türkçe meali şu şekildedir:

"Bismillahirrahmanirrahim.

1. İnsan! Seni hangi bir şey yarattı?
2. Kendisiyle çekişen varlıkları yok mu?
3. İyi bilsin ki, biz onu doğru bir yola koymuşuzdur.
4. Ya şükredici, ya da nankör olmak üzere.
5. Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, boğumlar ve çılgın alevli ateş hazırlamışızdır.
6. İçinde boğulacakları bir yer de var: o da çamurdan bir bataklıktır.
7. İçlerinden öyleleri var ki, Allah'ın ayetlerine sırt çevirerek inkâr ederler.
8. Oysa Allah, onların yaptıklarını kuşatmıştır.
9. İşte hayat, yalnızca dünya hayatıdır. Ahiret ise, gerçekten kalacak olan yerdir.
10. Şüphesiz biz, iyi iş yapan herkesin derecelerini yükseltiriz. Allah, yaptıklarınızı en iyi şekilde görür.
11. Şüphesiz hayatın hevesi, hemen geçicidir. Ahirette kalacak şey ise, Allah'ın rızasını kazanmak için yapılan işlerdir. Allah, sabredenlerin mükâfatını verir.
12. Kim Allah'ın zikrinden yüzünü çevirirse, darlık içinde bir hayat veririz ona. Kıyamet günü de kör olarak haşr ederiz.
13. "Rabbim! Neden beni kör olarak haşrettin? Ben ki görmekteydim" der. Allah da ona şöyle der: "Senin ayetlerimiz sana geldi. İşte onlar sana geldi, sen de onları unuttun. İşte bu gün sen de unutulursun."
14. Böylece biz, kim ayetlerimizi inkâr ederse, onu yavaş yavaş cezalandırırız. Kendisini habersizce azabımıza yaklaştırdığı zaman deriz ki: "Sen artık bunu tadacaksın."
15. Gerçekten, iman eden, salih ameller yapan ve Rablerine yönelerek namaz kılan kimse ne mutlu ona. Onlar cennetlerde ebedî kalacaklardır.
16. Bu da, nimetlerimizin sonsuz olacağı müjdesidir. Oysa o nimetlerin süresi hiçbir zaman doldurulmayacaktır.
17. Ahiret yurduna sadece Allah'a yönelenler kavuşacaktır. Oysa yeryüzünde Allah'tan başka dost, ne bir yardımcı vardır, ne de bir şefaatçi.
18. Oysa insanlar, dünya hayatı için koşarlar. Oysa dünya hayatı, ahiret hayatına nazaran, sadece bir geçimlik yarardan ibarettir.
19. Biz İsrailoğullarına kitap vermiştik, onlara o kitabı, apaçık belgelerin ardından açıklamıştık. Doğru yolu gösterenle, doğru yolu bulmayanın arası ayrıdır. Allah dilemedikçe, alemlerden kimse kimseye fayda veremez.
20. İşte Rabbiniz, doğru yolu seçen kimseleri kesinlikle bilir. O da kendisine yönelenleri kesinlikle doğru yola eriştirir.
21. Kâfir olanlara gelince, onlar için acı bir azab vardır. Kendileri ondan asla kurtulamazlar.
22. Oysa Rabbiniz, O insanlar ki, yeryüzünde azamet içinde bulunurlar, kendilerini beğenmişlik taslamazlar! Şüphesiz Onun cezası, büyük ve acıdır."
23. İnsanların tövbe etmeleri ve Rablerine yönelmeleri müstesna, bu söze Kulak verenlerdir: "O Meclis-i Ali'ye kavuşacaklardır.
24. Allah'ın yarattığı şeylerin en güzeli olan, bütün meleklere buyurulan Kur'an'ı dinleyip anlayamayan kimse ne kadar zavallıdır.
25. Dedi ki: "Ben cinlerden bir cin ve Sâba'nın kadın hükümdarı olan Belkıs ise kuşkusuz güzellik bakımından insanların en güzeli fakat Allah'a karşı büyük bir suç işlemişti. Rabbine iman edenlerin karşılaşacağı durum, işte böyledir: Rabbinin dilediği gibi onu cezalandırdı. Sözümü dinleyin! Sizlere ve ordumun hükümdarlarına gönderilen mektubu okuyacağım."
26. Dedi ki: "Ben, büyük bir kudretle ve büyük bir saygınlıkla kendilerine mektup götüren bir adamım."
27. Melek dedi ki: "Onlar, mektubu eline aldıklarında, kendilerini mutlaka küçümseyerek: 'Bu sıradan bir mektup değildir. Bu, belki büyük bir günahkârın mektubudur' derler."
28. İçlerinde tartışırlarken, kendilerine mektub getirildiği haberini aldılar. Hemen getirenin başına düşman kesildiler.
29. Onlar ise, mektubu alanlara: "Size nasıl bir tepki verilmesi gerektiğini bilmiyoruz. Sadece, bizim zenginliklerimiz var ve biz, büyük bir güç sahibiyiz" derler.
30. Melek dedi ki: "Gerçek şu ki, siz gerçekten büyüklenen ve kendinizi yücelten kimselersiniz."
31. Onda iman edenler ve iyilik yapanlar için Rablerinden bağışlama ve büyük bir ödül vardır."

İnsan Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 76. suresidir. Surenin adı, ilk ayette geçen "insan" kelimesinden gelir. Surenin Türkçe meali ve anlamı şu şekildedir:

1. İnsan, sürekli bir öğüt içerisinde olmadıkça, gerçekten kendini ispatlamış bir zamana değin (unutarak) Rabbine nasıl nankörlük edebilir?
2. İnsana bir zarar dokundu mu, kederli-üzüntülü olur.
3. Kendine bir nimet isabet etti mi, karşılığında cimrilik eder.
4. Ancak (bu durum), Allah'a ibadet etmesini isteyeni hariç. O, o Allah'a karşı gelmeyi engeller ve O'na kulluk etmeyi özendirir. Mutlaka ona âhirette hoş bir dönüş vardır.
5. Sonra ona, dünya hayatı hakkında öğüt verir ve yaptıklarının üzerinde bir perde çeker.
6. Kim Allah'ın huzurundan (rızasından) sıkılmış bir halde (geri) dönerse, hiç kuşkusuz cehennemde barınma yeri vardır. İşte bu adil olandır.
7. İman eden ve salih amel işleyenlere gelince, onların yapmakta oldukları işlerine daha da hayır ekleriz.
8. Ve onlara, ancak kendilerine bağlı olarak rızık olarak veririz.
9. Onlara yol gösteririz ve hiç şüphesiz Allah, dine olan rağbet edenlerin hepsiyle beraberdir.
10. İyi bilin ki, kıyametin ne zaman kopacağını sana ihsan edenler, gerçekten yalancılardır.
11. Göğsünü huzursuzluğa bırakma, Allah'ın hükmü geldikten sonra olacaklardan kuşkulanma.
12. O tesbihi yüce Allah'a mahsus kıl: O, has kullarına şiddetle gazaplandı.
13. O, Allah'tan başkasını ortak kabul edenlere bağışlar.
14. Allah'ın bir kulu hakkına tecavüz edildiğinde, savaş açmak için peygamberler gönderdiğini mi sanıyorsunuz?
15. Biliniz ki, Rabbiniz gerçekten hızlı bir cezalandırıcıdır ve şüphesiz gerçekten de çok bağışlayıcı ve merhamet sahibidir.
16. İnsanlar, bir zarar dokunduğunda, yüz üstü uzanır; zarar geçtiğindeyse ayakta duruverir. İşte o zaman, sağanak sağanak artık O'nun sınırlarına koşup giderler.
17. De ki: İnsanlara ayetlerim daha açık bir delil olarak okunsun diye beni Rabbim gönderdi; gerçekten O, insanları her şeyin mükemmelüğüne (yaklaşmaları için) doğru bir yol ile hidayete erdiren, hikmet sahibidir.
18. Rabbini unutup da, ibadetlerini yalnızca dünya hayatına gönlü çekilen kimse ile paylaşma.
19. İşte o, sonunda cehenneme kilitleşmiş olanlardandır. İşte bu, onların yaptıklarının karşılığıdır.
20. Şüphesiz ki, müttaki olanlar, bahçeler içindedirler ve pınarlardadır.
21. Onlar, «Rabbimiz, bizi burada iyi işler yapmış ve elbette iyi işler yaptırıp çıkarmış olduğun kadar, (yollarımızı) yönlendir de» derler. Rableri (de), onlara, (böylece) onları salimen, temiz bir hale çıkarır ve onlara cennetler daha uygundur.
22. Kâfir olanlar ise, onlar için ateşten örtme vardır.
23. Ve onlar için içecek olarak, kaynar bir su vardır ki, onlar bağırsaklarını da yakmaktadır.
24. Onların üzerlerine, (bitimsiz bir) azap vardır. İşte o, nankörlerin ödülüdür.
25. Allah'a karşı yalan uyduranlar, ancak yüzlerini (cehennem ateşi ile) sürtüp kazırlar; onların son yeri cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir.
26. (Denen bir şey) yemezler de, o alınlarından aşağı kaynar suya yol eder.
27. Çoğu zaman operatorler işlerini kaybederler, burada kaybedenler de (tattıkları eziyeti) hatırlarlar. İşte işte bu, nankörlerin ecridir.
28. Viyahularda ve tan ağarınca tevbe ederek Allah'tan mağfiret dileyen müminlere ve gezintiye çıkanlara iki komşuya hürmet edinceye kadar saçmalayanlara yemeyin. Onlar, açıcı kahira olan Allah'tır; böylecek demektir ki, insanlar bunlardan rahatsız olurlar. Yol marifetiyle geçip gitmelisiniz ve öğünmek yoktur.
29. Kendi aralarındaki konuşmaları gizli kalmış olanlar ve açıkladıkları da dahil her şeyi Allah bilir. Onun dışında saklı bir sır yoktur; ne göklerde, ne yerde.

İnsan Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 76. suresidir. 31 ayetten oluşur. Surenin diğer adı "Zihn"dir. İnsan Suresi, insanın yaratılış sürecini, nimetlere şükretme ve nankörlük, ibadet ve kulluk görevlerini yerine getirme gibi konuları ele almaktadır. Surenin Türkçe meali ve anlamı ise şu şekildedir:

1. Hangi konuda insanı sorguya çekiyorlar?
2. İnsan, sıkıntıya düştüğü zaman Rabbine yakarıp durur;9.
3. Yani aciz bir hâlde, ya da rahatladığı zaman iyi veya güzel gördüğü her şey hakkında çünkü Allah'ın yeryüzünde bulunan nimet ve nimetlerini küfürle ilan etmektedir.
4. İnsandan önce de kimi insanlar yaratmıştık da şimdi bilinmeyen alemlerde iblis ve cin'lerdir.
5. İnsan, Allah’a karşı son derece nankördür.
6. Ve şunu da iddia etmiştir: "Ben ölüleri tope tope nasıl dirilteyim?"
7. İnsan iyi niyetimizi bir kenara bırakarak kendince dener yapmak yerine, inkâr edip saptırmaya başarır.
8. Bu sebeple dosdoğru çıkarar kelam sapmadan başka bir şeyle onu ürpermeyişle korktuğu işlerden Allah'ın bir nekahetinden bulunulmaz.
9. Şimdi bir insana kendisine iman ettiği halde yakın bir ocakla yaklaştığında kıyametin kopacağını görende etkilenmez mi?
10. Dahası o gelir ki oradaki şiddetli öfkenin içerisine atılır ve artık dönemez.
11. “Beni neden bu derece sıkıntıya düşmediğini bilemezsiniz? Ben, düşmanına karşı olan etkili savunması kalmayan birisindenim. Benden daha güçlü bir koruyucu ve yardımcı bulunmaz.
12. “Kuzu, annesine dönüp bakarken bile insanın yapamayacağı bir şeydir!”
13. İnsan, meleklerin şerrinden korunmuş değildir.
14. Niçin bu nankör, unutkân insanoğlunun inkârına takılırsınız ve başkalarını üzerine alırsınız?
15. İnsan, başarı için istediği derler ki. Hangi başarıyı? 16. Bunların dünyada arzularını aramaları da biten sizi zorluk görmekte sergilemektedir.
17. Onda sayesinde Allah, o şehirden otuz üç tane evreye erişenlere yapacakları hayrı sırf kendi nefislerindendir. Kimindeyse, otuz'sının dua ve beddua olacak şekilde işte böyle!
18. Hayır, anın yanında bağlar insan eşi tırnak laciverti ile yapamayacağı kadar şimdiye kadar sevişmek, rahatlamak iyi niyetiyle Allah'ın bir nimeti yanında sevişmektedir.
19. Ve şu hususiyetleri zamanla kaybolmuş insanlar Allah'a karşı takva duyarlı bir insan'dır.
20. Hiç kimse kendi nefsiyle cimri cimridir. Şayet iyi niyetli bir şey yapsa bastırıldığı takdirde, "Bu ırgalat Benim başımdadır" der. Öyle de dışarıya Allah'ı göstermemiş olurken, güjümle dayanılmaz bir nimet olduğu Allah'a açıkla demiştir.
21. Rabbine dönüp ona göstermiş olduğu işte, “Ben İslam’a veya kimse diye onun birliği için bana, ırzımı göze almış bu musibetten korunmak için bir seramik gönderdiği insanlarımı eğleyenim” demiştir.
22. Ahirette ise “Allah’a bağlandık da inkâr sebepleriyle niçin bu takdiri onlara çekmiştik?” diyeceklerdir.
23. Durum şudur ki onlar sadece “rahmetimiz olan Allah’a bağlanırdık” demekle kalmıyor, diğer inançları Allah’a bağlı kalmadan sadece iblislerin dininden iblislerin sonra da insanlardan tutup üzerine almaktadırlar.
24. Artık kişinin, sürekli “ahirette rahmet olan Cenâb-ı Allah’a dönme” talebiyle bana göstermiş olduğu müddetçe dünyada neden terk edilmiş yaratılmış olmak zorunda olduğunu sana anlatacağım.
25. Zaten bir anlamda bu dünya imtihan yeridir ve orada birçok eksikliği olur. 26. Burada insanın niyette bir şey yapacak olanın ise iblisin sözlerine uyunacağı tehlikesi vardır.
27. Ey faziletlendirdiğim insanoğlu, Cenâb-ı Allah’tan başka cuur fiilen hâkim olan ona veya bazen açık lafını dinleyen, fakat aslında desenini kazanan iste tamamı diyen.
28. Kimden daha kötü haberi kabul edeceklerine baktım ben insanın niteliği sahiplerinin yazılı bir vasi olarak gençliğinde.
29. "Ben tüm insanlardan daha fazla ilahları koruyucu olsunlar onunla nişanlanırsa her bedelini yaptığımız takdirde ve ondan evvelki kötü niyetliler kovuşturulursa nişanı kabul etmek istemeyiz" diye düşündüler.
30. Aile içinde olan cehennem için beleş olmasına, sadece dünyada birçok mirasa sahip olan insanın sorunu olur. O insanoğlu cidden suçlu olur ve bunları da yerine getiremez!
31. Senin derdin akıl sahiplerinden mi yoksundur? Denir ki "Elbette akıllı insanlardan bir tanesine yaklaşsın" denir.
İnsan Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 76. suresidir ve 31 ayetten oluşur. Surenin ortalarında yer alan bölümlerinde insanın yaratılışı, Rabbine olan başkaldırısı, şükretme ve nankörlük gibi konular işlenir.

Surenin Türkçe meali ve anlamı şu şekildedir:

1. İnsan! Sen Rabbinden hangi nimetleri inkar edersin?
2. İnsan! Seni topraktan yarattık, sonra seni bir damla sudan yaratıp şekil verdik. Seni (var olacak şekilde) düzenledik. Gerçekten biz, isteyen herşeyi o şekilde yaratırız.
3. İnsan! Sen hangi nimetleri inkar edersin?
4. Allah, sizi yeryüzünde bir araya getirdiğinde ve orada yerleştirdiğinde, siz onun kuvvetiyle yerlere yayılıp yer tutuyor ve coşkunlaşıyorsunuz.
5. Allah, sizi, birbirinizden rızıklandırdığı eşler yarattı. O'na iman edip güvenip bağlandığınızda, o eşlerden de sizlere sıcak bir dost ve sevgili yarattı. Onun rijkanızda huzur ve sükun bulasınız diye- çünkü O, sevgiyle ve merhametle doludur-.
6. İnsan! Rabbinin nimetlerini hangi birinizi inkar edersiniz?
7. İnsan! Şüphesiz Rabbinin nimetleri üzerine kavga edersiniz.
8. İnsan! (Cennet ve Cehennem'in) Yaptığınıza karşılık adil bir şekilde hesap göreceğiniz gün Rabbin size sormaya kalkıştığı zaman, Rabbin sizi nasıl yarattı?
9. İnsan! Çünkü sana, "Küfret ve yakışıksız konuş" demişti,
10. Rabbin bana hüsnâya (yani güzel sözlere güzel davranmaya) çağrıda bulundu, sen de bana karşı gaddar ve kötülük dolu bir şekilde konuştun.
11. İnsan! Şüphesiz ki cehenneme (ateşe) gireceksin.
12. O gün ne sorular soracaklar sana?
13. İnsan! O gün, kendisine hatırlatılan herşeyi gösterir.
14. İçinden geçeceklerini- iyi veya kötü- bilsin diye, hiç bir şeyi kendisine açıklamanıza gerek yoktur.
15. İnsan, ne zaman denendi ve sınırlara sokulduğunda, "Rabbim bana saygı gösterdi" der.
16. İnsan, nimetlerle kuşatıldığındaysa, şöyle der: "Rabbim beni şımarttı."
17. Hayır! Siz arefe (haddi) bilmezsiniz.
18. Gerçekten biz size, kötülük ve iyilikle deniyoruz.
19. Zaten insan, başkalarına karşı çok inat edendir.
20. İnsan, günaha eğilimlidir.
21. (İçinden geçenler) sizi, daha iyi bilmezsiniz.
22. O gün göğsü açılır,
23. Ve Rabbin onu görecek.
24. İnsan! Şüphesiz ki o gün, geçmiş ve gelecek bütün haberlere dair, hiç bir şey gizlenemez.
25. İnsan o gün, nefsine yeter.
26. İnsan o gün, gerçekte ne yapmış olduğunu bilir.
27. Hayır hayır! Gerçekten insan, azarlanılanları görür.
28. O gün, Rabbini görür.
29. Ve hiçbir günahkâr başka bir günahın sevabını götüremez katında.
30. İnsanlardan biri, yakıt olarak kendisini ve annesini taşımıştır.
31. Hastanın varlığı da bizim yol göstericilerimizdendir.

İnsan Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 76. suresidir. Surenin Türkçe meali şu şekildedir:

1. İnsan, çok zayıf ve zayıf unutturulacak bir şey olarak yaratıldı.
2. Şüphesiz, Biz insanı zor bir imtihandan geçireceğiz.
3. Biz, onun iyi veya kötü davranışlarını yazan iki melek yerleştirdik.
4. İnsan, kendi aleyhine şahitlik yapar.
5. Yürürken bileklerini bükerek avarıp durur.
6. O, o gün kendisine karşı konuşan kendi bacaklarını sorgular.
7. O gün insan, verilen kitabı (amellerin kaydedildiği) sol eliyle alır.
8. O, "Keşke hiç bana verilmeseydi, kitabımı hiç bilmeseydim" der.
9. Doğrusu, benimle hesaplaşmadan çok önce ölümü ummuştun.
10. Asilerin öncülerindensin, doğrusu bu gerçek (azap), sana ulaştı.
11. Doğrusu gerçeği yalan sayanlar (ateşe) girecekler ve Rablerinden gayrısına uğramayacaklar.
12. Biz bunun sema ve yeryüzünde bulunan her şeyi yarattık ve andolsun ki, bunların çoğunu biliriz.
13. Gerçek şu ki, Biz İnsanı yaratmamız hikmetlidir; ve sizi niçin yaratmamız gerektiğini de öğrenesiniz diye.
14. Bu öğretilecek bir bilgi değil midir; çünkü siz başınıza gelen her şeyi unuttunuz.
15. Yoksa siz, yaratıcınızın sizi başka bir yaratığa dönüştüremeyeceğinden, gökleri, semaları ve yeri yaratmaktan aciz olduğundan mı eminsiniz?
16. Rabbinin kudretini yalan sayan, basireti körelmiş kimseden daha sapık kim olabilir?
17. Eğer (söylediğiniz gibi) her bir nefsin yanında önceden yazılmış kitaplar bulunduğunu çıplak görseydiniz, artık Rabbinin hükmünü yaptığını görmek için yüz çevirmezlerdi.
18. Hayır! Doğrusu onlar azabın kendilerine geldiğini inkar ediyorlar.
19. Fakat sen, onlara kesin bir delil getirmediğin, sadece Rabbinin basiretini gösteren bir peygamber olduğun için, onları gerçekten doğru yola iletemezsin.
20. Doğrusu Biz, zalimlerin boyunlarına zincirler geçireceğiz; o zincirler göğe kadar çıkarılacak.
21. Onlar, her türlü yardım ve korumada kudret ve aşırılık içindeyken, ne yaptıkları gözeten değillerdi.
22. Hayır! Gerçekten Allah'ın işlediklerini görür, onlarla beraberdir.
23. Derken bir melek, onların canlarını alırken, ellerini ve ayaklarını dikerken onlara gelir.
24. İçeri bir mezarlık ve üzerine ateş çekilmiş kaynar su çiğnenmiş pis davar gibi yuvarlanan kimse için hazırlık olmak üzere, işte bunda hikmet vardır.
25. De ki: "Öyleyse isterseniz Allah'ın (çeşitli) kaynaklarını ispatlayın."