İbn-i Rüşd, 12. yüzyılda yaşayan İslam filozoflarından biridir. Onun felsefi gelişimi, klasik İslam düşüncesiyle özdeşleşen felsefe geleneğinin eleştirisiyle başlar. İslam felsefesi geleneğinde, Aristotelesçi bir anlayış vardı ve İbn-i Rüşd, bu geleneği eleştirerek felsefesine yeni bir yön vermiştir.
İbn-i Rüşd’ün düşüncesinde, yalnızca kelamcıların değil, aynı zamanda Aristotelesçi düşüncenin de eleştirisini görüyoruz. Kelamcıların tanrı, özne ve obje gibi kavramları üzerine yaptıkları tartışmaları, mantığı getirerek sorgulamıştır. Böylece kelamcılık geleneğinden ayrılmış ve Aristoteles’in felsefesiyle ilgilenmeye başlamıştır.
İbn-i Rüşd’ün felsefesi, Aristotelesçi bir çizginin takipçisi olsa da, onu özgün bir şekilde yorumlar. İbn-i Rüşd, Aristoteles’in felsefesini İslam düşüncesiyle uyumlu hale getirirken, aynı zamanda onu eleştirel bir şekilde ele alır. İbn-i Rüşd’ün felsefi gelişimi, kelamcı ve Aristotelesçi düşünceleri bir araya getirerek yeni bir sentez oluşturmasıyla devam etmiştir.
Sonuç olarak, İbn-i Rüşd’ün felsefi gelişimi, kelamcı ve Aristotelesçi düşüncelerin eleştirisiyle başlayarak, bu düşünceleri sentezleyerek yeni bir felsefe geliştirmesiyle devam etmiştir. İbn-i Rüşd’ün felsefesi, düşüncesiyle İslam geleneğinde klasik bir yeri vardır ve onun felsefesi bugün bile tartışılmaya devam etmektedir.
İbn-i Rüşd’ün düşüncesinde, yalnızca kelamcıların değil, aynı zamanda Aristotelesçi düşüncenin de eleştirisini görüyoruz. Kelamcıların tanrı, özne ve obje gibi kavramları üzerine yaptıkları tartışmaları, mantığı getirerek sorgulamıştır. Böylece kelamcılık geleneğinden ayrılmış ve Aristoteles’in felsefesiyle ilgilenmeye başlamıştır.
İbn-i Rüşd’ün felsefesi, Aristotelesçi bir çizginin takipçisi olsa da, onu özgün bir şekilde yorumlar. İbn-i Rüşd, Aristoteles’in felsefesini İslam düşüncesiyle uyumlu hale getirirken, aynı zamanda onu eleştirel bir şekilde ele alır. İbn-i Rüşd’ün felsefi gelişimi, kelamcı ve Aristotelesçi düşünceleri bir araya getirerek yeni bir sentez oluşturmasıyla devam etmiştir.
Sonuç olarak, İbn-i Rüşd’ün felsefi gelişimi, kelamcı ve Aristotelesçi düşüncelerin eleştirisiyle başlayarak, bu düşünceleri sentezleyerek yeni bir felsefe geliştirmesiyle devam etmiştir. İbn-i Rüşd’ün felsefesi, düşüncesiyle İslam geleneğinde klasik bir yeri vardır ve onun felsefesi bugün bile tartışılmaya devam etmektedir.