“Ben Sustum, O Anlamadı” Cümlesinin Psikodinamiği
️Susmak mı Zordu, Anlatmak mı
“Bazı sessizlikler, çığlıktan daha çok şey anlatır.”
– Ersan Karavelioğlu
1.
Psikolojik Sessizlik: Sözsüz Anlatımın Yükü
İnsan ruhu bazen kelimelere küser. Çünkü her kelime, iç dünyamızın karmaşasını anlatmaya yetmez. “Ben sustum, o anlamadı” cümlesi, sadece bir sitem değil; duygusal ihmalin yankısıdır. Psikodinamik kurama göre, bastırılan duygular bilinçaltına itilse bile davranışlarda, özellikle pasif tepkilerde kendini gösterir.

Duygusal Durum | İfade Şekli | Tepki |
---|---|---|
İçsel kırgınlık | Sessizlik | Anlaşılmama |
Korku | Geri çekilme | Yanıtsızlık |
Değersizlik | Susma eğilimi | Görmezden gelinme |
2.
Anlatamamak mı, Anlayamamak mı
Freud'un teorilerine göre bireyin suskunluğu, bazen bilinçdışı bir savunma mekanizmasıdır. Kimi zaman “anlatmak” o kadar incitici olur ki kişi, kendi iç dünyasını korumak adına sessizliği tercih eder. Ancak karşı taraf bu sessizliği “normal” sanır.



Çoğu ilişkide taraflardan biri içindeki fırtınayı bastırır, çünkü biliyordur ki; anlatmak da, anlaşılmamak da aynı ölçüde can yakacaktır.

3.
Sessizliğin Ardındaki Bağlanma Yaraları
Bağlanma kuramına göre, çocuklukta yaşanan duygusal yoksunluklar, bireyin yetişkinlikteki susma biçimini etkiler. Güvenli bağlanmayı öğrenememiş bireyler, iç dünyalarını açmaktan korkar. Susmayı, “reddedilmekten daha güvenli” bulurlar.

- Terk edilme korkusu,
- Aşağılanma endişesi,
- Yetersizlik hissi,
- Sevilmeme inancı yer alır.
Dolayısıyla bu sessizlik, yalnızca o ana değil, geçmişteki binlerce susuşun yankısına da aittir.
Sonuç: Sessizlik Bir Dile Geldiğinde...
“Ben sustum, o anlamadı” demek; "Ben elimden geleni yapmadım değil, o gönlünü hiç açmadı..." demektir.
Bazen anlatmak kolaydır ama anlaşılmak imkânsızdır. Ve insan, anlaşılmadığı yerde önce sessizleşir, sonra silinir.
“Sustuğum her şeyde, biraz daha eksildim. Ama hâlâ umuyorum; biri gelir, suskunluğumu bile anlar.”
– Ersan Karavelioğlu