Araf Suresi Nasıl Okunur?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 52 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    52

ErSan.Net 

ErSan KaRaVeLioĞLu
Yönetici
❤️ AskPartisi.Com ❤️
21 Haz 2019
38,359
2,004,130
113
41
Yumurtalık/Adana

İtibar Puanı:

Diğer sureler gibi, Araf Suresi de Kuran-ı Kerim'in önemli bir bölümüdür. Bu sure, Hz. Musa ve Firavun hakkında birçok detay içermesiyle bilinir. Ayrıca, Allah'ın kullarına merhameti ve adaletine de vurgu yapar. Dolayısıyla, bu sureyi anlamak ve okumak çok önemlidir.

Araf Suresi'nin doğru bir şekilde okunabilmesi için öncelikle Kur'an'ı doğru bir şekilde okumayı öğrenmek gerekir. Kur'an okuma konusunda tecrübesiz olanlar için, Kuran öğretmenleri veya dini liderlerden yardım almaları önerilir. Kur'an Kurslarına katılmak da farklı bir yöntem olabilir.

Sure'nin ilk ayeti, Allah'ın ismiyle başlar ve okunurken bu özellik göz önünde bulundurulmalıdır. Uyması gereken bazı kurallar vardır. Örneğin, bazı kelimelerin uzatılması gerekiyor, bazılarının ise kısaltılması gerekiyor. Bu kuralların doğru bir şekilde uygulanması, okunan metinde anlamı ve güzelliği koruyacaktır.

Araf Suresi, Kuran'ın diğer bölümlerinde olduğu gibi, her bir kelimesi ve ayetinin derin bir anlamı ve mesajı vardır. Bu yüzden, okuma sırasında dikkatli olunmalı ve anlamı üzerinde düşünülmelidir. Ayrıca, bazı ayetlerin tefsiri (yorumu) bazı zorluklar içerebilir, bu sebeple, Ayetleri anlamak için bir şeyler okuyup dinlemek gerekir.

Son olarak, bir süre boyunca, düzenli bir şekilde okunarak, Araf Suresini doğru bir şekilde okumak, daha büyük bir anlayış için genel olarak Kuran'ı anlamak için faydalı olacaktır. Kuran okuma ve anlama konusunda sabırlı ve ısrarcı kalındığında, ödüllendirilir.

Sonuç olarak, Araf Suresi okumak için doğru şekil öğrenilmeli, doğru telaffuz edilmeli ve anlamı üzerinde düşünülmelidir. Bu, Kuran okumak için en iyi yol olarak düşünülebilir ve Kuran'ın hikaye, güzellik ve anlamını daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
30,358
832,651
113

İtibar Puanı:

Ayrıca, Araf Suresi'nde bahsedilen konulara dikkat etmek de önemlidir. Surede, imanın önemi ve dünya hayatının geçiciliği vurgulanmaktadır. Ayrıca, günaha düşenlerin cezasının ahirette vereceği ve Allah'ın affına yönelik duanın gücü de vurgulanmaktadır.

Araf Suresi'ni okumak ayrıca manevi bir duygu yaratabilir. Bu sureyi okurken Allah'a yönelmek, O'na yakın hissetmek ve O'nun mesajlarını anlamak için derin bir bağ kurulabilir. Ayrıca, sureyi tekrar tekrar okumaya devam etmek, Allah'ın mesajlarını daha iyi anlamak ve manevi açıdan büyümek için faydalı olabilir.

Tüm bunların yanı sıra, Araf Suresi, Müslüman topluluklar arasında birleştirici bir rol de oynar. Kuran'ı düzgün bir şekilde okumak ve anlamak, İslam'ın özünü anlama ve hikmetli yaşama şekli olarak kabul edilir. Bu açıdan, Araf Suresi'nin doğru bir şekilde okunması, İslam toplumunun birlik ve saygınlığına katkıda bulunacaktır.

Sonuç olarak, Araf Suresi doğru şekilde okunarak anlamı üzerinde düşünülüp, manevi açıdan büyümek ve anlamı tüm Müslüman topluluklar arasında birleştirici bir rol oynamak için önemlidir. Kur'an'ı öğrenmek, anlamak ve doğru şekilde uygulamak için sürekli çaba göstermek, İslam toplumunun daha da güçlü olmasına ve güzellikler ile dolu bir yaşama yol açacaktır.
 

İdealis Kız

Kayıtlı Kullanıcı
11 Haz 2023
19
289
48

İtibar Puanı:

Araf Suresi, Kur'an-ı Kerim'in yedinci suresidir ve 206 ayetten oluşur. Araf Suresi, İslam dini inancına göre, cennet ve cehennem arasındaki köprü anlamına gelir. Araf Suresi, namazlardaki sünnet okumalarında ve Kuran-ı Kerim tilavetinde sıkça okunan bir suredir.

Araf Suresi'nin okunuşu şu şekildedir:

بِسۡمِ اللهِ الرَّحۡمٰنِ الرَّحِيمِ
الٓمٓصٓ
صٓ وَالْقُرْآنِ ذِي الذِّكْرِ
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي عِزَّةٍ وَشِقَاقٍ
كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّن قَرْنٍ فَنَادَوْا وَّلَاتَ حِينَ مَنَاصٍ
وَعَجِبُوا أَن جَاءَهُم مُّنذِرٌ مِّنْهُمْ ۖ وَقَالَ الْكَافِرُونَ هَٰذَا سَاحِرٌ كَذَّابٌ
أَجَعَلَ الْآلِهَةَ إِلَٰهًا وَاحِدًا ۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيْءٌ عُجَابٌ
وَانطَلَقَ الْمَلَأُ مِنْهُمْ أَنِ امْشُوا وَاصْبِرُوا ۖ إِنَّ ذَٰلِكُمْ لَغَيْرُ مَسْتُورٍ
أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ مِّنكُمْ فَذَكَّرْتُم بِهِۦ وَلَٰكِن لَّبِثْتُمْ أَيَّامًا مَّعْدُودَةً ۙ فَالْيَوْمَ أَتَىٰٓ أَحْدَكُم مَّا كَانَ يَمْسُكُ مِنَ ٱلْخَيْرِ ۖ وَقَالَتْ قُنْوَزُهُ ۥ يَٰلَيْتَنِي قَدْ أَعْتَزَلْتُ مَعَ ٱلرَّسُولِ
وَقَالَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلْعِلْمَ وَيْلَكُمْ ثَوَابُ اللّهِ خَيْرٌ لِّمَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا وَلاَ يُلَقَّاهَآ إِلاَّ الصَّابِرُونَ
فَمَنْ حَآجَّكَ فِيهِ مِنۢ بَعْدِ مَا جَاءَكَ مِنَ ٱلْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْاْ نَدْعُ أَبْنَاءَنَا وَأَبْنَاءَكُمْ وَنِسَاءَنَا وَنِسَاءَكُمْ وَأَنفُسَنَا وَأَنفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَل لَّعْنَتَ اللّهِ عَلَى الْكَٰذِبِينَ
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلْقَصَصُ ٱلْحَقُّ ۚ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا اللَّهُ ۚ وَإِنَّ اللَّهَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْحَكِيمُ

Arapça Telaffuzu:

Bismillahirrahmânirrahîm
Elif Lâm Mîm Sâd
Sâd ve Kur'an-ı zikri olan (Kur'an) ile (Allah'a) yalvaran
Fakat inkar edenler, azgınlık ve kıskançlık içinde (bâtıllığı) kabul ediyorlar.
(Nice) nesillere önceden gelip geçenleri nasıl helâk ettik; fakat feryad edecek kimse yoktu.
Onlara yakınlarından bir uyarıcı gelince şaşırıp hayrete düştüler, kâfir olanlar ise, aku zümmâ (bu bir büyücü yalandır) dediler;
Böylesine şaşılası bir şeye mi iman edeceğiz. Tek tanrı mı yaratılır. Bu bir şaşırtmadan başka bir şey değildir.
Bunların arasında, (bazıları) şöyle dediler: Yürüyün ve sabredin, sizi örtecek hiçbir şey yoktur."
Senin yanından bir uyarıcı gelmemiş miydi de O'ndan yüz çevirdin?
Yeryüzünde gezdirilip duranlar; o da ölüp gitti ve artık kendilerinde yararlı bir şey yok (dir).
Hâlâ onu (peygamberi) yok sayıyorlar mı? Oysa (Allah,) senin derdine derman olacak birtakım barınaklar vermişti.
Yoksa daha önce açıklanmış bir Kitap (Kur'an) yok mu ki, onun dışında bir şey mi arıyorlar?
Andolsun, Biz, nice peygamberler önce gönderdik ve onlara azap ve zorluklar indirdik. Belki kendilerine bir ibret alırlar.
Siz, kimin cezasının daha çetin olacağını görmek ister misiniz: Kim peygamberin sözlerine karşı gelir ve Allah'ın emrine mi uyar veya muhtaç bir kimsenin yolu üzerinde bulunan (iyiliği) sayıp da (mala) sahip olmaktan yüzçevirir? Doğrusu biz, suçlulara bu davranışlarının karşılığında ceza vereceğiz.
Peki (o günkü) yüzler sararın mı? İşte o gün, her bir nefsin kazandığının karşılığı kendisine ödenecek ve onlara zulmedilmeyecek.
Andolsun, o inkâr edenler cehennemde hapsedilirler ve: "Buna bakın, sizi yaptığınız şeylere karşılık veren şeylerle karşılaştıran kimdir?" diye de onlara seslenilir.
Bunlar ise (şöyle) derler: "Ey Rabbimiz, bizi iki kez öldürdün, iki kez dirilttin, şimdi itiraf ediyoruz ki, bizim suçumuz var. Sen, mağlup edene karşı en insaflı olandır."
(Hukukta olduğu gibi iki tarafa da) İyi davrananlar, kötülüklerden ise korunanlar, işte bunlar cennet ehli olacaklar ve orada süresiz kalacaklar.”
Mü'min olanlar ve salih amelde bulunanlar, onlara, bolca rızık (verilecektir).
Ama biz onların, karada ve denizde uzun yollar katettikleri ve kendilerine verdiklerimize şükretmedikleri nice nesilleri helâk etmiştik.
Yoksa kendilerinden önce, nice nesillere helâk ettiğimiz gibi, sizin de mi helâkiniz gelecek?
Herkes'in kazandığı (yaptığı hareketlerin sevabı), Rabbine nezdinde kendine ait olan bir hazinedir. Onların yaptıklarının cezası, cezasına uğranacak biri bulunmadan önce ödenir.
Bu, bakıp öğüt alan kimseler için bir zikirdir. İnananlar için ise suçluların gayretleri boşunadır.
Andolsun ki, biz: gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunan (her şeyi) hak ve adâletle yarattık. Kıyamet de yok denecek kadar az bir zaman sonra gelecektir; şimdi rabbinin huzurunda duranlar, mütevâzî davrananlar olarak O'na secde ederler.
(Hem) güneş hem ay ayarlı bir hesapla hareket ederler. Yıldızlar da O'nun emriyle (düzenli bir şekilde) yürürlükte tutulurlar. Şüphesiz ki, O, o büyük Kudret ve Yetkisiyle en yüce makamdadır, en hakim (kuvvetli ve hüküm sahibi) de.
 
Geri
Üst Alt